Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
280
teist olduğunu gösteren cümleler ile karşılaşırken, mektupla-
rının bazısında bilinemezci bir yaklaşımla karşılaşıyoruz. Bu
nedenle bu kategoriler, herkesi tam anlamıyla açıklayan kate-
goriler olarak anlaşılmamalıdır; aynı kategorilerin içine giren
kişilerin arasında da farklılıklar olduğu unutulmamalıdır. Fa-
kat bu kategoriler bize, ‘evrimci-ateist’ ve ‘evrim karşıtı-teist’
ayırımıyla herkesi sadece iki kategoriye paylaştıran yaklaşı-
mın, ne kadar eksik ve yanıltıcı olduğunu göstermekte ve bu
ilişkiyi belirlememizde bize daha kullanışlı bir sınıflama sun-
maktadır. Bahsedilen yanıltıcı ikili ayırım, sadece eksik bir
sınıflama olmakla kalmamakta; insanlara “Ya Tanrı’ya inanıp
evrimi reddedeceksin” veya “Ya evrime inanıp Tanrı’yı red-
dedeceksin” denmekte, başka bir alternatif bırakılmamakta ve
bu yanlış yaklaşım yüzünden gereksiz kutuplaşmalarla bera-
ber hem Tanrı inancına hem de Evrim Teorisi’ne karşı peşin
hükümlü yaklaşımlara sebep olunmaktadır.
EVRİM TEORİSİ’NE
İNANANLARIN SINIFLANDIRILMASI
Evrim Teorisi’ne inananları hem teist hem ateist hem de
bilinemezciler olarak üç maddede sınıflayabiliriz. Darwin ör-
neğinde gördüğümüz gibi herhangi iki madde arasında gidip
gelen birçok kişinin olduğu muhakkaktır. Birçok örnekten de
anlaşılacağı gibi Evrim Teorisi’ne inancın insanları ateist bir
inanca mecbur ettiği yanlış bir görüştür. Fakat diğer yandan,
Evrim Teorisi’nin ateist yaklaşımlar adına kullanılmaya çalı-
şıldığı da bir gerçektir.
Evrim Teorisi’nin savunulduğu birçok kitapta, yazarlar,
Tanrı inancı hakkında hiçbir görüş ifade etmezler. Bunun bir-
çok nedeni olabilir; yazar polemik istemiyor olabilir, Evrim
Teorisi’nin Tanrı inancı ile pozitif veya negatif bir bağlantısı
Tanrı İnancı, Dinler ve Evrim Teorisi
281
olmadığını düşünüyor olabilir, Tanrı sorunu üzerine hiç dü-
şünmemiş olabilir… Tanrı inancı hakkında hiçbir şey ifade et-
memiş bir Evrim Teorisi savunucusunu hemen ‘bilinemezci’
sınıfa dâhil edemeyiz. Bu yazar bilinemezci sınıfa dâhil ola-
bildiği gibi pekâlâ teist veya ateist de olabilir. Embriyolojide
anne rahmindeki oluşum aşamalarını tarif eden bir bilim in-
sanı, eğer Tanrı’dan bahsetmemişse, onun, hemen ateist veya
bilinemezci sınıfa sokulduğuna tanık olmayız, fakat Evrim Te-
orisi ile ilgili eserler hakkındaki yorumlarda durum böyle de-
ğildir. Bu durumun, Evrim Teorisi’nin ortaya konduğu ilk dö-
nemden itibaren teolojik tartışmaların içinde yer alması gibi
sebepleri olsa da yine de bu yaklaşım hatalıdır. Eğer Evrim
Teorisi’ni savunan kişi Tanrı’ya inancı hakkında hiçbir şey söy-
lemiyorsa ve bu konudaki görüşünü açıkça belli etmiyorsa, bu
kişiyi aceleyle kategorize etmemek en uygunudur.
‘Evrim Teorisi’ne inanan-bilinemezci’ tanımlamasında ilk
akla gelen isim Thomas Henry Huxley’dir. Bunun nedenle-
rinden biri onun kendini açıkça böyle tanımlaması ve ‘agnos-
tik’ (bilinemezci) ifadesini ilk kullanan kişi olmasıdır. Evrim
Teorisi’ni savunan ve modern tartışmalara yön veren en ünlü
isimlerden Stephen Jay Gould da kendini ‘agnostik’ olarak ta-
nımlamaktadır. Tanrı inancı konusunda bilinemezci yaklaşıma
sahip olup Evrim Teorisi’ne inanan bilim insanlarının ve dü-
şünürlerin genel eğilimi, bilim ile dini, aralarında aşılmaz bir
duvar olan iki alan gibi değerlendirmeleri, bu yüzden bilim-
sel teorilerin herhangi bir teolojik sonucu olduğunu kabul et-
memeleridir.
Dikkat edilmesi gerekli önemli bir husus da Evrim Teorisi’ni
savunan kişilerin bir kısmının, Tanrı inancı ile Evrim Teorisi
arasında hiçbir bağ kurmamasıdır. Bu kişiler de hem teist hem
ateist hem bilinemezci olabilirler. Fakat bu kişilerin inançla-
rının Evrim Teorisi ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
282
Konumuz açısından bu çok önemli bir noktadır; çünkü bu ki-
şiler de ‘Evrim Teorisi’ne inanan ateist’ veya ‘Evrim Teorisi’ne
inanan bilinemezci’ gibi bir sınıfta yer alırlar, fakat bu şahıs-
ların Tanrı inancı konusundaki tavırlarının Evrim Teorisi ile
hiçbir alakası yoktur. Bu şahıslar örneğin psikolojik sebeplerle
ateist, geleneklerinden dolayı teist veya Tanrı inancı üzerine
hiç düşünmedikleri için bilinemezci bir tavır içinde olabilirler.
Evrim Teorisi’nin ateizme yol açıp açmadığı tahlil edilecekse,
‘evrimci-ateist’ kişinin ateist görüşünün Evrim Teorisi’nden
kaynaklanıp kaynaklanmadığını da saptamak gerekir. Kita-
bın ilk bölümünde görüldüğü gibi 19. yüzyılda Evrim Teorisi
ortaya konmadan önce de birçok ateist vardı. Evrim Teorisi
ile hiç ilişkisi olmayan birçok sebep ateizme yol açabilir. Öy-
leyse ‘evrimci-ateist’ her kişinin ateizminin kaynağını Evrim
Teorisi’ne bağlamamak veya ‘evrimci-bilinemezci’ her kişinin
bilinemezciliğine Evrim Teorisi’nin sebep olduğunu düşünme-
mek gerekir. Bazen bir kişinin ‘bilinemezci’ tavrının kaynağını
tespit etmek gerçekten zor olabilir. Örneğin Darwin’in teizm
ile bilinemezcilik arasında geliş gidişlerinde ‘kötülük sorunu’
önemli bir yer tutmaktadır; Asa Gray’a yazdığı bir mektupta
masum bir insanın yıldırım çarpması ile ilgili ölümünü
533
sor-
gularken buna tanıklık edebiliriz. ‘Türlerin Kökeni’ ve daha
birçok yerde Yaratıcı’yı ve doğal seleksiyonlu Evrim Teorisi’ni
uzlaştıran Darwin’in, kimi zaman ‘bilinemezci’ (bazılarına
göre ‘ateist’) yaklaşımla Yaratıcı’ya inancı arasında gidip gel-
diği doğru olsa da, doğal seleksiyonlu Evrim Teorisi’nin bunun
yegâne sebebi olduğu söylenemez. Darwin’in dönemindeki bazı
Hıristiyan din adamlarının Darwin’e karşı tavırlarının oluş-
turduğu psikolojik durum veya Darwin’in zihnini kurcalayan
‘kötülük sorunu’nun da bunda bir katkısı olabilir.
533 Francis Darwin, Charles Darwin Yaşamı ve Mektupları, s. 83.
Dostları ilə paylaş: |