bursitler, kalloziteler ve nöropatik eklemler postür bozukluklarından sorumlu olabilir (44,
45).
Geriatrik popülasyonda postürü etkileyen bir diğer önemli faktör de kas kısalığı, kontraktür
ve atrofidir. Bunlar artrit, sinir sistemi hastalıkları ve psikojenik faktörlere bağlı olarak
gelişebilmektedir. Kuadriseps femoris kası atrofiye eğilimlidir. Fleksor grup kas gücü
ekstansörlerden fazla olduğunda, özellikle immobil hastalarda fleksör yönde kontraktürler
gelişir. Yine kişinin yatar veya otururken alt ekstremitelerini fleksiyonda tutmayı
yeğlemesi gibi habitüel faktörlerin yanında, periartiküler fibrozis ve kas spazmları da
kontraktürlere yol açabilir. Ayrıca Parkinson hastalığı, yaşama bağlılığın zayıflığı, uzun
süreli yatak istirahati, demans gibi durumlar da kontraktür gelişimine neden olabilir.
Postür ayrıca solunum ve kardiyovasküler sistem bozukluklarından veya iç organ
patolojilerinden de etkilenebilir. Yaşlanma fizyolojisi yanında sistemik sorunların artması
ile de giderek daha çok sayıda yaşlıda ayak sorunlarına rastlanmaktadır. 65 yaş üstü grupta
en sık rastlanan ayak deformiteleri şunlardır: Pes planus, pes cavus, halluks valgus ve diğer
parmak deformiteleri. Pes planusun geriatrik popülasyonda en sık nedeni posterior tibial
tendonun dejenerasyonu veya rüptürüdür. Bu tendon ark yüksekliğinin idamesinde önemli
olup ayağa inversiyon ve plantar fleksiyon kuvveti sağlar. Halluks valgus ailesel olmaya
eğilimli ve sıklıkla bayanlarda gözlenen bir deformitedir. Sivri uçlu ve yüksek topuklu
ayakkabılar da etyolojide suçlanmaktadır (44).
Kadınlar yapı olarak daha ufak tefek ve daha hafiftirler. Buna bağlı olarak yerçekimi
merkezi daha aşağıdadır. Kadınlarda erkeklere göre lordoz artışı olduğu iddia edilmektedir.
Ancak lumbosakral açıda kadın ve erkek arasında belirgin bir fark yoktur. Genç
kadavralarda yapılan incelemelerde her iki cinste lordoz eğiminin birbirine yakın olduğu
ispatlanmıştır. Asetabulum ve symfizis pubis arasındaki mesafe daha fazla olduğundan iki
kalça birbirinden daha uzak durur. Bu nedenle genu valgum ve X bacak görünümü vardır.
Pelvisin geniş olmasının etkisiyle patella laterale doğru çekilir. Total kas kitlesi kadınlarda
daha az, kas tonusu ve kas kuvveti daha zayıftır. Kadınlarda erkeğe göre yağ dokusu iki kat
fazladır. Yağsız vücut kitlesi ile kuvvet ve dayanıklılık arasında net bir ilişki vardır (34,
36).
43
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Bu çalışmada, Ocak 2005-Ekim 2005 tarihleri arasında S.B. Okmeydanı Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon polikliniğinde inspeksiyonla skolyotik
görünüm tespit edilen, daha önce skolyoz tanısı almamış 18-60yaş arası 100 hasta,
Symmetrigraf ve spinal orthoröntgenogram vasıtasıyla incelemeye tabi tutuldu. Çalışmaya
alınan hastalarda, demografik özellikler (yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi), polikliniğe müracaat
şikayeti ile bacak boyu kısalığı kaydedildi.
İlk aşamada hastaların lökomotor sistemle birlikte tüm sistem muayeneleri yapıldı.
Hastalara ayakta iki yönlü torakal ve lomber grafi çektirildi.
Konjenital anomalisi (spina bifida, hemivertebra vb.) olanlar, omurgaya yönelik cerrahi
girişim yapılmış olanlar, spondilolizis ve spondilolistesis mevcut olanlar, romatizmal
hastalığı olanlar, ileri derecede dejeneratif değişimi olanlar çalışmaya alınmadı. Çalışma
kapsamına alınan hastalardan spinal orthoröntgenogram istendi.
Daha sonraki aşamada çalışma kapsamındaki Symmetrigrafın arkasında ayakta duran
hastalara posterior ve lateral postür analizi yapıldı ve bu analizler için Bragg postür tablosu
kullanıldı (Tablo–2). Postür analizi yaparken, 6 cm. lik karelere bölünmüş şeffaf bir postür
tablosu (Symmetrigraf) kullanıldı. Posterior analizde topuklar arası orta nokta, lateral
analizde lateral malleolün hafifçe önü sabitlenerek değerlendirme yapıldı (Şekil–13).
Postürün değerlendirmesi üçlü ölçek üzerinden yapıldı. Çalışmada ölçek adlandırması
‘normal’, ‘1. derecede bozukluk’ ve ‘2. derecede bozukluk’ olarak yapılmıştır. Referans
noktalarına göre 3 cm. ye kadar olan sapmalar 1. derece bozukluk, 3 cm. den büyük
sapmalar 2. derece bozukluk olarak değerlendirildi.
Lateral görünüşte referans noktaları:
Lateral malleolün hafifçe önü,
Kalça ekleminin hafifçe arkası,
Omuz orta noktası,
Kulak tragusu.
44
Şekil–13: Symmetrigraf ile değerlendirmede lateral
görünüş
Arkadan görünüşte referans noktaları:
Topuklar arası orta nokta,
Vertebra spinöz çıkıntıları,
Olarak belirlendi (Şekil–14).
45
Şekil–14: Symmetrigraf ile değerlendirmede arkadan görünüş
Tablo–2: Bragg
Postür Tablosu
Spinal orthoröntgenogram’ da kifoz, skolyoz ve lomber lordoz açıları hesaplandı. Kifoz
açısı Cobb yöntemiyle hesaplandı. Buna göre T3 vertebranın üst kenarından T12
vertebranın alt kenarına çizilen paralel çizgilerin her birinden çıkan dik çizgilerin kesiştiği
noktadaki açı, dorsal kifoz açısı olarak hesaplandı.
Skolyoz açısı hesaplanırken de Cobb yönteminden yararlanılmıştır. Eğriliğin üst ucundaki
vertebranın üst kenarına horizontal bir çizgi, alt uçtaki vertebranın alt ucuna ikinci bir
horizontal çizgi çekildi. Horizontal çizgilerin her birinden çıkan dik çizgilerin kesişmesiyle
oluşan açı ölçüldü.
Lomber lordoz açısının hesaplanmasında birinci lomber vertebranın üst kenarından paralel
bir çizgi, beşinci lomber vertebranın alt kenarından paralel bir çizgi çizildi. Paralel
çizgilerin her birinden çıkan dik çizgilerin kesişmesiyle oluşan açı ölçüldü.
46