Afina MEMMEDLİ
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: EÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Hakikaten o, büyük bir Türk padişahıdır!”. (Cavad, 2.cilt, 1992, s. 40).
Bizce, İsmail Bey Gaspıralı’nın Türk halkları için yaptıklarını en iyi şekilde
özetleyen ve layık olduğu değeri ifade eden kelimelerden biri de A. Cevat’a
mahsus olan şu sözlerdir:
“ İsmail Mirza, Allahın esirgediği ve sevdiği milletlere göndermiş
olduğu peygamberler kadar iş gördü”. (Cavad, 2.cilt, 1992, s. 42)
“T ürkçülüğün esasları” kitabının yazarı büyük Türkolog Ziya Gökalp
1918 yılında “ Yeni mecmua” dergisinde A.Cevat’ın “ Irak” şiirini
yayınlatırken başlıkta şöyle yazıyordu:
“Ruslarla dövüştüğümüz esnada Kafkasya’da intişar eden bir şiir
mecmuası elimize geçti. “Koşma” isimli bu kitabın nazımı Ahmet Cevat
isminde bir Türk’tür. Bu milletperver şairin bütün şiirleri Osmanlı
Türklerine, ana vatana, orduya hitap edilmiştir. Muharebenin muhtelif
sayfalarına taalluk eden bazı parçayı birer birer mecmuamızda derç
edeceğiz”. (Aliyeva, 2002, s. 233)
A.Cevat’ın savaş yıllarında yazmış olduğu “Acar a mektupları”,
“Acar a’da dil”, “Laz lara kömek*”, “Suhum yolunda”, “Riz e ve Trabzon
felaketzedeleri”, “ Batum Müslüman Birlik” cemiyetinden”, “ Kars heyetinin
gördüğü işlerden”, “ Gürcü matbuatı ve Acara” vs. mektup ve makalelerinde
yerli halkların geçmişi, hali hazırdaki durumu hakkında çok kıymetli tarihi,
etnografik bilgiler vardır. Bu yıllarda yazmış olduğu “ Harp-zedelere”,
“ İmdat”, “ Ne gördümse”, “ Ümidime”, “De rdim”, “I rak”, “ Akşamlar”,
“Aşığın derdi”, “ Mayıs” vs. gibi şiirlerde Türk halklarının başına gelen
felaketler aksettirilmiş. Şair Nevruz bayramında Kars’ ta mevcut vaziyeti
konu ettiği“Ne gördümse” şiirinde tabiatın da ağladığını, minberlerde ezan
yerine baykuş seslerinin işitildiğini, ellerin yasa battığını, ah-naleleri yürek
ağrısıyla şiire döküyor.
Türkçülük Türklüğünü anlama, kavmini yükseltme, Türk halklarının
birliğine çalışmak olduğuna göre, A. Cevat’ın bütün faaliyet ve yaratıcılığını
Türkçülüğe hizmet olarak değerlendire biliriz. Türkçülük A.Cevat
yaratıcılığının bütünlükte idea, mevzu ve ruhunu kapsıyor. Bu yönden
“ Çırpınırdın, Karadeniz”
1
şiiri daha çok ilgi çekiyor. Karadeniz hakkında bu
şiir kadar çok sevilip yayılan, yürekleri çırpındıran şiir görülmemiştir.
Kendisi de Türkçü olan, Şark’ta operanın ilk yaratıcısı Üzeyir Hacıbeyli’nin
bu şiire yapmış olduğu diller ezberi beste Türkiye’de ve Azerbaycan’da
zamana bağlı olmadan hep yaşayacaktır. “Şiirim” manzumesinde ise Turan’ı
Kâbe kadar kutsal sayan şair, onun her bir taşının gölgesine baş eğer:
“Turan öyle bir mukaddes Kâbe’dir ki, her bir taşı
Gölgesinde düşer yere Türkün eğilmeyen başı!”
2
1
CAVAD, 1992: 1.c. s.149-150
* Kömek - yardım
2
CAVAD, 1992: 1.c. s.124
Sayfa 4 / 847
1912-1919 YILLARINDA AZERBAYCAN EDEBİYATINDA TÜRKÇÜLÜK
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Gerçekten de, “ XX. asrin ilk on yıllarında Türkiye Osmanlı
İmparatorluğunun hudutlarından kenardaki Türkler için sözün hakiki
manasında bir Mekke timsalinde idi. Azerbaycan, Tatar, Başkurt,
Özbek, Uygur vs. halkların, ayrıca Avrupa’da yaşayan Türklerin
yeniliğe, inkişafa, daha geniş anlamda ise Türklüye ve İslam’a hizmet
bu memlekete yüz tutuyorlardı”.
3
1917 yılında Bakü’de “ Cemiyet-i Hayriye” Azerbaycanlı aydınların
Osmanlı Devletinin I Dünya Muharebesinde yaşadığı ağrı, acıları konu eden
şiir, hikâye ve makaleleri «Gardaş kömeği»* adıyla bir kitap halinde
yayınlamıştı. M.E. Resulzâde, H.Cavit, A.Şaik, A.Sıhhat, F.Köçerli,
A.Hakverdiyev, M.S. Ordubadi, M.Y. Caferov, Hosrov bey Sultanov,
C.Cebbarlı vs. toplam 37 kişinin eserleri yer alıyor. A.Cevat’ın burada
“Yaz ık” şiiri dışında, “Hu da kabul neke” isimli bir hikâyesi de yer alıyor.
Şair yazının konusunu hayır cemiyeti hattıyla savaştan zarar görenlere
yardım için bölgeleri gezerken, karşılaştığı gerçek hayattan aldığını
anlatıyor. Hikâyenin kahramanı yurdu yuvası dağılmış, Türkiye’yi, İran’ı ve
Rusya’yı gezip dolaşarak, kaybolmuş çocuğunu arayan Kürt kadındır.
Cemiyet-i Hayriye onlara müracaat eden bu kadının çocuğunun bir Rus zabit
tarafından alıp götürüldüğünü ortaya çıkarıyor. A. Cevat, kendi kendine
“Huda kabul neke” (“ Allah kabul etmesin”) sözlerini tekrarlayıp duran
zavallı ananın sözlerini hikâyeye başlık olarak seçerek, Osmanlı topraklarını
savaş alanına çevirenleri de Allaha havale etmiş oluyor. Şair, Osmanlı’yı
parçalamakla milletlerin ne gibi facialara sürüklendiğini, Osmanlı tebaası
olan bir Kürt anneyi konu ederek, muharebenin getirdiği faciaların dehşetini,
ağırlığını ve en esası da kapsamını daha net şekilde göstermiştir.
4
Emperyalist devletlerin Türk halklarına yönelik sömürge siyasetini
eleştiren eserlerden olan “ Kuropatkin’e” şiirinde şair, Rus zulmünden Orta
Asya’da kurtuluş savaşı seviyesine çıkan ayaklanmalara tepkisini gösteriyor.
Şair, bölgede Rus siyasetinin icracısı olan Kuropatkin’den “ Türkistan’ın
cellâdı” gibi bahsederek, 1916 yılı itibariyle Türkistan’a vali tayin edilmiş
Türkistan Askeri Bölge komutanı, meşhur Rus Orgeneral Aleksey
Kuropatkin’i hedef alıyor.
Günümüzü bir başka anımsattığı için, şairin 1918 yılında
yazdığı, İngiliz emperyalizmini hedef aldığı “İngiliz” şiirinden örnek
olarak küçük parça veriyoruz:
3
Bu konuda daha geniş bkz: Ahmed bey Ağaoğlu, Seçilmiş Eserleri, Önsöz: Guliyev V. (s.4-
32), 2007, Şark-Garp, Bakü, s.31-32.
*Gardaş kömeği - Kardeş yardımı
4
Bu konuda bkz: GARDAŞ KÖMEĞİ, Ahmed Cavad, “ Huda Kabul Neke”, 2002, Nurlan,
Bakü, s. 56-60.
Sayfa 5 / 847