Afina MEMMEDLİ
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: EÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Damağında Çanakkale ağısı,
Sen misin Türk ellerinin yağısı?
İslam dünyasının ölüm çalgısı,
Ölüm ninnisiyle yakan İngiliz.
Sarıp Hindistan’ın cansız kolunu,
Geldin bağlamaya Turan yolunu.
Aldatıp her yerde Tanrı kulunu,
İnsanları ucuz satan İngiliz.
O hain gözünü diktiğin eller,
Benim nişanlımdır, türküler söyler…
Göz dikme tahtıma, bak, elim titrer,
Düşecek tahtına talan, İngiliz!
5
1918 yılında Kafkas İslam Ordusu’nun Azerbaycan’a gelişini büyük
coşkuyla karşılayan Cevat’ın “Bi smillah” şiirini, Muhaceret edebiyatımızın
görkemli siması Mirzebala Memmedzade “ İstiklal Zaferinin Destanı”
olarak anlatıyordu.
6
Ey Bakü, sen korkma, geldik geleli,
Senin için atıldık daim ileri!
Sağ kalanlar annelere teselli,
Şehitlerin ruhu güler, bismillah!
7
Şairin bu şiire “ Bismillah” adını vermesi tesadüf değildi ve aslında
mukaddes vatan toprağı için başlanmış olan bu işe Allah’tan hayır dua
dileğiydi. Bu tarz şiirlerinden birkaç örnek vermek isteriz:
Ey şanlı ülkenin şanlı ordusu,
Unutma Kafkas’a girdiğin günü.
Gelirken kovmaya Turan’dan Rus’u
Ayağını Karadeniz öptü mü?
8
(“ Türk Ordusuna”)
Şu karşıki duman çıkan bacadan
Sen gelmeden iniltiler çıkardı!
Gecikseydin mazlumların feryadı
Yeri, göğü, kâinatı yıkardı!
5
CAVAD, Ahmed 1992: Seçilmiş eserleri, 1.cilt, s.150-151
6
Bu konuda bkz: MIRZA BALA 1953: “ İstiklal Zaferinin Destanı”, “ Azerbaycan” aylık
kültür dergisi, sayı 6 (18), yıl II, eylül, s. 3-4
7
CAVAD, 1992: 1.c. s.147-148
8
CAVAD, 1992: 1.c. s.152
Sayfa 6 / 847
1912-1919 YILLARINDA AZERBAYCAN EDEBİYATINDA TÜRKÇÜLÜK
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Yürü, yürü batan günün izine!
Gülümsüyor doğan güneş yüzüne!
9
(“ Ey asker”)
Müslüman Türk dünyasında ilk defa Azerbaycan’da yaranmış
olan müstakil cumhuriyetin başka Türk ellerinde de kurulmasını arzu
ve hayal ediyordu:
Ismarladım nişanlıma
Ben Turan’a gidiyorum.
Gardaşımı kurtarmaya
Türkistan’a gidiyorum!
10
(“ Marş”)
Büyük coşku ve vakurla satırlara dökülen bu ruhtaki şiirler
A.Cevat’ın kalemiyle Turan Ordusu sıralarında olduğunu gösteriyor.
“ Şehitlere”
11
şiiri ise Bakü’nün kurtuluşu için canlarını feda
etmiş Osmanlı şehitlerinin ruhuna ve kahramanlıklarına hürmet ve
ihtiramla dolu hazin bir şiirdir.
”Bu şiir Nuri Paşanın şehit düşmüş yol arkadaşlarının
hatırasının ölümsüzleştirilmesine, Azerbaycan’ın yaratıcı aydınlarının
adadığı en iyi edebi örneklerden biridir. Burada şairin Türk
şehitlerine duyduğu samimi şükranlık hisleri hazin bir duygusallıkla
birleşerek dinleyicilerin kalbine yol buluyor ve onların da
duygularının tercümanına çevriliyor”. (Süleymanov, 2000, s. 104)
“Evet, bugün Azeri Türkleri müstakil bir devlet teşkil ettiler. Bu
devletin yegâne hamisi Osmanlı Türkleri olduğunu söylemeye hacet
yok!” (Cavad, 2.cilt, 1992, s. 84) Bu sözleri A.Cevat, 1919 yılında
“Yeni gün” gazetesinin muhabiri olan Ruşen Eşref Ünaydın’ın
Azerbaycan aydınlarıyla olan görüşmesinde söylemişti. Bu konuda
yazdığı “Ruşen Eşref bey” isimli makalesi “Az erbaycan” gazetesinin
24 Ekim sayısında yayınlanmıştı. Yazı şöyle başlıyordu:
“Asırlardan beri bir birinden uzak düşmüş bir nenenin evlatları
olan Osmanlı Türkleriyle Azeri Türkleri, hamdolsun, bugün pek uzun
süren bir ayrılığın pençesinden yakayı kurtardılar…” (Cavad, 2.cilt,
1992, s. 84)
Daha sonra İstanbul’un işgali haberi bütün Müslüman ve Türk
dünyasını yıkıyor olacak. Turan idealini gerçekleştirecek olan
Osmanlı’nın çöküşünü çaresizce izlemeye mahkûm olmuş şair,
istiklalin sevincini de doyasıya yaşayamadı. Şair, 1919’un nisan
ayında yazmış olduğu “Az erbaycan Bayrağına” şiirinde söyler:
9
CAVAD, 1992: 1.c, s.152
10
CAVAD, 1992: 1.c. s.210
11
CAVAD, 1992: 1.c. s.154-155
Sayfa 7 / 847
Afina MEMMEDLİ
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: EÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Türkistan yelleri öpüp alnını
Söylüyor derdini sana, bayrağım!
Üç rengin aksini Kuzgun denizden
Armağan yollasın yara bayrağım!
12
Şair Türkistan’ın da Azerbaycan gibi istiklale kavuşmasını arzu eder.
Fakat Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin de ayakta kalamayacağını
anladığından şair, ah çekerek der:
Giderken Turan’a çıktın karşıma,
Gölgen - Devlet kuşu, kondu başıma!
İzin ver gözümde coşan yaşıma
Dinletsin derdini aha, bayrağım!
13
“ İstanbul”
14
şiiri ise şairin en derin hüzün ve yüksek lirizm taşıyan
eserlerindendir. Çünkü Azerbaycan bağımsız olsa bile, İstanbul’un işgali
Turan idealinin çöküşü demekti.
Türkçülüğün teorik esasları İ.Gaspıralı, Y.Akçura, A.Hüseyinzâde,
Z.Gökalp tarafından belirlenmiştir. Bu dönemde Turan idealini gerçekleştire
bilecek tek güç olan Osmanlı devletini ayakta tuta bilmek için, ayrıca
Hıristiyan devletlerin İslam âlemini parçalama çabasında olduğundan dolayı,
Türkçülük içinde İslamcılığı da barındırıyordu. 1904 yılında ilk defa Yusuf
Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” eseriyle siyasi Türkçülüğün esası
konulmuştur. Y. Akçura, Rusya’da yazmış olduğu bu eserde Osmanlı
devletini ayakta tuta bilmek için Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük
fikirlerini
tartışmış,
mevcut
şartlarda
Osmanlıcılığın
artık
yürütülemeyeceğini açıklayarak, İslamcılığın ve Türkçülüğün artı ve
eksiklerini analiz etmiş ve ilk defa Osmanlı aydınlarına siyasi Türkçülük
fikrini sunmuştur. Fakat kendisi bile hangi yolun daha yararlı olabileceği
hakkında tam karar verememiş ve eserini şu cümlelerle tamamlamıştır:
“Hulasa, öteden beri zihnimi işgal edip de, kendi kendimi ikna edecek
cevabını bulamadığım sual yine önüme dikilmiş cevap bekliyor:
Müslümanlık, Türklük siyasetlerinden hangisi Osmanlı devleti için daha
yararlı ve kabil- tatbiktir?.” (Akçura, 1976, s. 36)
Turancılığın ilk mütefekkiri A.Hüseyinzâde de “T ürkleşmek,
İslamlaşmak,
Avrupalılaşmak”
formülünü
ortaya
koymuştu.
A.Hüseyinzâde’nin bu fikri, “Türkçülüğün Esasları” eserini yazan Z.
Gökalp’ın “ Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” formülüne de ilham
kaynağı olmuştur. Türkçülüğün fikir babaları bu üç formülü bir arada
yaşatmak gerektiğine inanıyorlardı. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti de
12
CAVAD, 1992: 1.c. s.137-138
13
CAVAD, 1992: 1.c. s.137-138
14
CAVAD, 1992: 1.c. s.143-144
Sayfa 8 / 847
Dostları ilə paylaş: |