Asef ORUCOV
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
ölen, kalmayanlar erkek çocukları olursa çocuklarına kız isimleri koyar,
kulaklarını delip küpe, ve ya köpek tüyü takardılar.
Romanda doğumla ilgili, hal annesinden, hal annesi götüren zahı hakkında, bu
zaman bahs olunan inanç sisteminden geniş şekilde bahs edilmiştir ki, bu inaç
sistemleri de eski inançlar arasında önemli bir yer tutmuşdur.
Senem xatının kulakları kurşun dökülmüş gibi saplandı (Süleymanlı:
1984, 30). Burada kurğuşun dökülmüş sözüne dikkat edelim. Halk arasında
mevcut olan inanç sistemine göre insanlar, daha çok çocuklar bir varlıkdan ve ya
karanlıkdan korkarsa (halk arasında kara basma olarak da bilinir-A.O) kurğuşun
suya salardılar. Suya düşürülmüş kurguşunda hangi şekil alırsa, demek cocuk o
şekil almış hayvandan korkmuş. Bu zaman kurğuşun salınmış suyu couklara
içirirler.
Senem hanımın doğum zamanı gelip ulaşmıştır, gözleri karalmıştır.
Senem hanım ele bilirdi ki, kimlerinse sarı-sarı saçlarına dolaşa-dolaşa karanlık
kuyuya iniyordu.
-Ay Qızbəs, ay Fatma, gelini Hal aldı, ay size kurban olayım, yardıma gelin!
Hürü karı Senem xatının bembeyaz yüzüne sille vururdu....... Bu zaman Hürü
nine -Bikə çabuk ol, bıçakla suyu doğra, annevi Hal aparır.
Bike kuşağa kadar çaya girdi, suyu enine-boyuna doğramağa başladı.
Bu zaman Hürü nine: Qışqır, suyu doğraya-doğraya bağır, erkek sesi gerekir.
Bu zaman kenarda duran kadınlar Senem xatının başı üstünde tencere
döyürdüler (Süleymanlı: 1984, 31).
Hal annesi bazı bölgelerde Al annesi kimi bilinmekdedir. Onla ilgili
inançlara hemen Azerbaycan'ın bütün bölgelerinde, Anadolu'da rastlanır. Halk
arasında zor doğumu esasen kötü ruhlarla, esasen hal annesi ile alekalıdır. Hal
annesi kötü bir varlıktır. O, iri döşlü, dev, sarı saçlı bir kadındır. Doğum
sırasında zahının başının üstünde duruyor. Görünmez olan Hal annesi anneye
veya çocuğa zarar getirmek amacındadır. Hal annesinden korunmanın çeşitli
yöntemleri vardır: tüfekten kurşun atmak, zahıya erkek kıyafeti giydirmek ve ya
Meryem adını çağırmak. Doğum sırasında Halın geline zarar vermemesi için
yanında keçi derisinden hazırlanmış erkek şapkası da koyuyorlar. Şapka sahibi
veya gelinin kocası doğum yapıncaya kadar suyu hançer veya kılıçla doğrayır.
Yani sık-sık hançer veya kılıçla suya vurur. Diyorlar ki, bu zaman hal suda
yaşadığından o yaralanır ve anneye zarar vere bilmiyor. Doğum bittikten sonra
kişinin şapkasını geri qaytarırlar (Qedirzade: 2008, 50).
Sayfa 25 / 847
Mevlüt Süleymanlının “Göç” Romanında Eski İnanç Sistemleri
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Bu bes edilen inanç sisteminde biz romanda da rast gelmiştik. Yazar
romanda bu olayları sanki kendi gözleri ile görmüş sonra kaleme almıştır. Hal
annesi ilişkin inanç sizteminə Kazak türklerinde de rastlanmaktadır. Y.Kalafat
yazıyor ki, Kazaklar anneyi haldan korumak için, doğum sırasında yaşlı kadın
eline demir alıp gelinin başı üstünde: "Demirçi geldi, demirci geldi" der (Kalafat
1998, 56). Kuzey Irak'ta yaşayan türkler ise anneyi haldan korumak için ateş
yakıp şer güçleri kovar, gelinin yastığının altına boncuk koyarlar (Kalafat,
Ahmet: 1995, 151).
Anadolu türklərində doğumdan sonra üzerlik yakıp çocuğu dumanına
verirler ki, şu bebeğin kokusunu hissedip gelmesin. Hal mömin insanlardan
korktuğu için bebeğin yanına mömin birinin havlusu, tesbihi konur, annenin
başına kırmızı renkli parça bağlama adeti de vardır (Kalafat, Ahmet: 1995, 18).
Akademik Qordlevski uzun süre Türkiye, Anadolu ile ilgilenmiş, oranın
geleneklerini, inançlarını öğrenmiştir. O yazıyor ki, Al qarısı (hal annesi) düğün
öncesi damadın ciğerini çıkarıp onu yok edebilir. V.Qordlevski Anadolu'nun
çeşitli yerlerinde yerel sakinlerin dilinden Al qarısı ilgili rivayetleri yazıya
almıştır. Hocaya göre, o, kadın şeklinde olan cindir (Гордлевский: 1962, 312).
Romanda yazar ağaçla ilgili inanç sistemine de değinmiştir. Ağaçla ilgili
inanç sistemleri lap kadim dönemle sesleşir. İslâm'dan önceki inanç sistemlerine
uygulanır. Bununla alakalı romanda bir parçaya nezer salak:
-Ağsaqqal yanına salıp bir inek getiriyordu. Ineğin boynunda dağdağan
ağacından düzeldilmiş bir haqqıqlı (boncuq) vardı. Diğer bir yerde ise dağdağan
ağacını yakıp dumanını verilmesinden bahs edilmektedir. Kutsal ağaçlarla ilgili
inançlar Türk halklarının hayatında önemli bir yer tutmuştur. Romanda yazar
birkaç kez dağdağan ağacının adını kullanmıştır. Şunu da belirtelim ki, sadece
ineklerin, danaların, koyun-kuzunun yok, çocukların gözden korunmasında
böyle dağdağan ağacından yapılmış həmail kullanılmıştır. Nahçıvan'da olan
inanca göre Əhsabi-Kəhfdə olan dağdağan ağacı daha kutsal sayılır. Halk
arasındaki inanca göre dağdağan deşilerken (boyuna asmak üçün) onu üfürmek
olmaz. Üfürülərsə o keserden düşmüş gibi olur. Dağdağandan hayvanların,
çocukların, evlerin nazardan korunmasında kullanılmıştır.
Yazar romanda ev eşyaları, maişetle bağlı eski inançlara da değinmiştir.
Nehrəsinə yarasa konup-dedi Oralın karısı, (Süleymanlı: 1984, 102). Nehre ile
alakalı inançlarına baktığımızda görürüz ki, Nehrənin yağının bol olması için
belli inamlar vardır. Nazar değmesin diye nehrəyə, dağdağan, üzerlik, göz
Sayfa 26 / 847