127
güneyinde yer almaktadır. Yani Pisili Hâce'nin mescid ve sûfîhânesi ile, İbrahim
Bey'in ikâmetgâhının bulunduğunu tahmin ettiğimiz mevkidedir. Ulu Cami'ye
nisbetle daha yeni olduğu için. bu isimle anılmış olmalıdır.
678
Tek şerefeli minaresi
ve son cemaat yerini 1900’de Hacı İsmail Efendi yaptırmıştır.
679
Şeyh Cami:
680
XVI. asırda yapıldığı anlaşılan
tek mescid ise, İsmail isimli bir
hayırseverin inşa ettirdiği yapıdır.
681
XVI. asrın ortalarından itibaren Kadı Mahallesi
mescidinin adı, bu yapıyı faaliyetlerinde merkez olarak kullanan Şeyh Bedreddin’in
ismiyle anılır olmuştur.
682
Minaresi 1806’da eklenmiş, 1896’da ise camii onarım
geçirmiştir.
683
Evliya Çelebi’nin yukarıda belirttiği ve azda olsa bilgiler
verdiği camilerin
yanı sıra, İsimlerini vermekle yetindiği camiler ise şunlardır.
Pazaryeri Camii:
684
Evliya bu camiden sadece ismen bahsetmiştir, 1843
yılında Batıkoğlu Hacı Ahmed Ağa tarafından bu mevkide daha önce yapılmış ve
harap duruma gelmiş bir mescidin üzerine minaresiz olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tek şerefeli minaresi 1866’da Köseoğlu Hacı Mehmed Ağa tarafından eklenmiştir.
Camii 1925’te onarılmıştır.
685
Evliya’nın isimlerini zikrettiği ve hakkında fazla malumat bulamadığımız
camiiler ise; Şeyh Osman Efendi Camii, Abdülgaffar Efendi Camii, Hacı Dede
Camii, Mustafa Efendi Camii. Evliya bunlar dışında kalanların mescit olduklarını
belirtmektedir
686
.
678
Mete.
a.g.e. s.54
679
Yurt Ansiklopedisi, s,5951
680
Seyahatname, s.106
681
Mete,
a.g.e. S.54, BA. TD. No.338 s. 97
682
BOA-TD-338, s,97
683
Yurt Ansiklopedisi, “Muğla”, s.5951
684
Seyahatname, s.106
685
Yurt Ansiklopedisi, “Muğla”, s.5951
686
Seyahatname, s.106
128
Evliya Çelebi Dümrük Karyesi’nde bir eski camii
olduğunu ve bu camiinin
minaresinin olduğunu söylemektedir.
687
Seyyid Kemaleddin Türbesi:
Evliya Çelebi’nin Muğla’da bahsettiği önemli bir dini yapıda Seyyid
Kemaleddin Türbesidir. Türbe şehrin kuzeyinde kale kurbunda yer almaktadır. Hz.
Kemaleddin’in türbesi dört köşe duvar içinde üstü açık ulu bir ziyaretgahtır.
Evliya
Çelebi Seyyid Kemaleddin’in birçok kerameti olduğundan da bahsetmektedir. Evliya
Hz. Kemaleddin’in mezarı başında büyük ve güzel bir ardıç ağacından da söz eder.
Hatta bu civarda böyle bir ağaç yetişmediğini dolayısıyla bununda bir keramet
olduğunu
ifade eder
688
.
“
Bu ağacın gövdesi kapı kapı aralıklıdır, içi boştur ve on adamın sığacağı
büyüklüktedir. Evliya Çelebi bununla ilgili şu kıssayı bize aktarmaktadır. “Allah u
Teala imtihan için birkaç kötü niyetli münkiri buraya yöneltir. Yanlarında
getirdikleri kuru bademleri Şeyhe verip keramet isterler; Aziz Hazretleri buyururlar
ki “Badem getiriciye adem bağcılar! Meşayihe keşf ü keramet etmek hayız görmek
gibidir. Ama bu bademlerinizden taze badem yiyin” diye mübarek elleriyle bademi
ağacın kovuğu içine Bismillah deyip koyar. Allahın emri ile yeşil filizler verip yedi
saatte taze bademler biter. Allahın hikmeti ile o kadar badem biter ki vilayet vilayet
hediye gönderilir”. Bu badem ağacının kökleri yerde değil ardıç ağacının
gövdesindedir. Bademin ağaç içinde adam kalınlığında kökleri vardır. Bu ağaç ibret
alınacak güzelliktedir. Seyyid Kemaleddin bu keşfinden sonra ölür. Görülmeğe değer
bir yerdir”
689
.
“
Bu Sultanın hemen yanıbaşında Hz. Hoca Şahidi’nin kabri yer almaktadır.
Kitabesinde şu yazı görülür. “Ma’rifet tahtında gûya şahidi”, hatta Şahidi hazretleri
bir mısrasında “Diyar-ı Menteşede Muğleviyem” buyurdukları bu Muğla şehridir
690
.
Yine onların civarında da İmamzade Hazretleri bulunur. Meşhur bir gönül
687
Seyahatname, s.105
688
Seyahatname, s.106
689
Seyahatname, s.106
690
Seyahatname, s.106
129
sultanıdır.
691
Dümrük Karyesi’nde (…), (…) hazretleri camii hareminde metfundur.
Nice kerametler göstermiş, ulu bir sultandır. Bu kura onların hikmetiyle mamur
olmuştur. Yine kendi adıyla anılan camiinin türbesinde yatmaktadır.”
692
Evliya Çelebi Dümrük Karyesi’nin doğusunda iki bin adım uzaklıkta ki
kayalar dibinde ve Dümrük Karyesi Camii hareminde bir kurşunlu kubbe altında
ziyaretgahlar vardır ve buralarda medfundurlar. Kuddise sırruhul aziz.
693
Seyyahımızın anlattığına göre Muğla’da ulema ve talebe çok olmakla birlikte
yedi medrese, on bir sıbyan mektebi vardır.
694
Evliya Çelebi Muğla’da Şahidi
muallimhanesinden bahseder. Bütün şehrin sıbyanları burada ilim tahsil ederler.
Binden fazla öğrencisi vardır. Hangi diyarda anlayışı kıt biri varsa burada birkaç
derse devam katılsa bütün müşkülatları ortadan kalkar.
695
XVI. asrın ilk yarısında
Muğla’nın sosyal yapısında Mevlevi Şeyhi Şahidi’nin önemli bir yeri vardır. Evliya
burayı tarif ederken Ulu Camii kurbunda tabakhane mevkiinde diye ifade eder.
696
Bu sıbyan mektebinin kapısı üzerinde celi hat ile tarih şöyle yazılmıştır;
Makam-ı saht sahib-i hayr-ı mü’minim
Mu’allimhane-i mi kerd kaim
Be emre’ş-şahidi mi güft tarih
Mu’allimhane abadan da’im
697
Dümrük Karyesi’nde bir sıbyan mektebi bulunmaktadır
Evliya Muğla’da iki hamamın olduğunu bize anlatmaktadır. Bunlardan Elvan
Beğ hamamının
oldukça süslü, suyu ve havasının oldukça güzel olduğunu belirtir.
698
Kimliği hakkında net bilgiler bulunmamakla birlikte, Menteşe Sancakbeylerinden
691
Seyahatname, s.106
692
Seyahatname, s.105
693
Seyahatname, s.106
694
Seyahatname, s.106
695
Seyahatname, s.106
696
Seyahatname, s.106
697
Seyahatname, s.106
698
Seyahatname, s.106