1. CİLt mart 2018, kocaeli kartepe zirvesi 2017 uluslararasi 15 temmuz



Yüklə 13,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə52/232
tarix26.10.2018
ölçüsü13,15 Mb.
#75629
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   232

132

w w w . k a r t e p e z i r v e s i . c o m



yerli yerine koymak, herkese layığını vermek demek olan adalet, salt hukuki açı-

dan ise, hak sahibine hakkını vermek, haksızlık ve suç fiilleriyle bozulan toplum 



düzen ve dengesinin yeniden sağlanması anlamına gelmektedir.

4.2. Türkiye’de Güncel Pratik Açısından Yargı Bağımsızlığına Bakış

Önceki başlık altındaki nispeten soyut görünebilecek anlatımların da ışığında, 

Türkiye’nin gündemindeki FETÖ davaları vesilesiyle mahkemelerin verdiği, ge-

nelde ara kararlara ve bunların hukuki ve siyasal yansımalarına da değinmekte 

fayda vardır. Özellikle gündemdeki FETÖ davaları sebebiyle itiraz ve eleştiri ko-

nusu edilen yargının, daha doğrusu mahkeme ve hâkimlerin bağımsızlığı husu-

sunda anayasal ve kanuni mevzuat planındaki bir eksiklik veya yanlışlıktan ziya-

de, çıkan veya çıkması muhtemel bir problemin, hukuk uygulamasındaki engel-

lerden veya uygulayıcının kötü niyetle ve hakkaniyetten uzak davranmasından 

kaynaklandığını belirtmek daha yerinde olacaktır. Yargı birimlerinin dürüstlük ve 

hakkaniyetten sapan bazı karar ve icraatlarının faturasının da her fırsatta devle-

tin diğer organlarına çıkartılmak istenmesini, dürüstlük ve hakkaniyetle bağdaş-

tırmak mümkün değildir. Bir mahkemenin, bir FETÖ davasında verdiği tutuklulu-

ğun kaldırılması kararına karşı siyasal iktidara hücum edilirken, kısa süre sonra 

o kişinin aynı mahkemece tekrar tutuklanması kararının ise, aynı mahfillerce bu 

kez yanlış olduğunun ileri sürülmesi, kendi içinde ciddi bir tutarsızlık taşımakla 

birlikte, bu kararları veren veya verme arifesinde bulunan yargı birimleri üzerin-

de, bir baskı ve yönlendirmenin kurulmaya çalışıldığını göstermektedir. Benzer 

şekilde, öteden beri kaldırılmasını istedikleri milletvekili dokunulmazlıklarının bir 

Anayasa Değişikliğiyle kaldırılmasına parti olarak destek verdikleri halde, kendi 

partilerinden bir milletvekilinin daha ilk derece mahkemesi olarak bir Ağır Ceza 

Mahkemesinde yargılanıp da aldığı mahkûmiyet kararına karşı başvurulabilecek 

itiraz, istinaf ve temyiz gibi olağan kanun yolları kullanılmadan, bu yargı kararını 

veren mahkeme ve özellikle hâkimlerin hedef tahtasına oturtulması karşısında, 

yargı bağımsızlığının bundan zarar görmeyeceğini söylemek elbette zordur. Bu 

durum,  öncelikle  kararı  veren  mahkeme  ve  hâkimlerin  bağımsızlığına  yönelik 

ciddi bir tahribata yol açmaktadır. Bir yargı kararını protesto için halkı sokaklara 

dökmek suretiyle yargı bağımsızlığına darbe vurulurken, adalet isteğini, var olan 

hukuki yolları kullanmadan pankart ve slogan boyutunda sokaklarda aramanın, 

yargı bağımsızlık ve tarafsızlığını olumsuz yönde etkilediğine şüphe yoktur. Zira 

mahkemelerin adaletle hükmetmesine giden yolda, yargının bağımsızlık ve ta-

rafsızlık niteliklerinden asla taviz verilmemesi şarttır. Aksi halde adalet istek ve 

arayışlarının ütopik bir kısırdöngüye dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.   



133

w w w . k a r t e p e z i r v e s i . c o m

Mahkemelerin beklenen yönde karar vermesi durumunda, bağımsız ve ta-

rafsız yargıdan adaletin tecelli ettiğine dikkat çekilirken, beğenilmeyen ve can 

yakan bir mahkeme kararına karşı ise, daha kanun yollarına bile gitmeden halkı 

sokaklara dökerek protesto yürüyüşleri düzenlemenin, modern demokratik top-

lum düzenlerinde bir karşılık ve yansıması da yoktur. Burada daha ziyade ulus-

lararası arenaya karşı, Türkiye’yi ve görev başındaki Hükümeti şikâyet etmeye 

yönelik bir mesajın verilmek istendiği açıktır. 15 Temmuz gecesinde, ülkenin dar-

be ve işgale maruz bırakılmak istendiği bir ortamda, halkın gerçek bir sivil direniş 

örneği gösterdiği ve devamında da 27 gün boyunca demokrasi nöbetleriyle bu 

sivil direnişini ülke çapında sürdürdüğü ortada iken, önceleri zoraki kınayıcı son-

radan ise tam tersi söylemlere savrulan bir siyasal zihniyetin, 15 Temmuz hain 

darbe ve işgal harekâtının faili FETÖ’nün, Ocak 2014’teki MİT tırları kumpasında 

rol üstlendiği Mahkemece tespit edilen bir milletvekilinin aldığı mahkûmiyet ka-

rarına gösterdiği fevkalade reaksiyoner tavrın, sadece o mahkeme ve hâkimler 

üzerinde değil, FETÖ davalarına bakan tüm mahkeme ve hâkimler üzerinde cid-

di bir baskı ve zorlama niteliği taşıdığı konusunda şüphe yoktur. Böylece ülke 

genelinde FETÖ davalarını sulandırmaya ve itibarsızlaştırmaya yönelik bu türden 

söylem ve eylemlerin yoğunlaştığı ve neredeyse yargı mensuplarının da hedefe 

konduğu bir ortamda, Türkiye’de mahkeme ve hâkimlerin bağımsızlığının, ciddi 

bir baskı altına alındığı veya alınmaya çalışıldığı görülmektedir. 

Yargının bağımsız olmadığını dillendiren bir kesim ise, bunun arkasında yeni 

adıyla  Hâkimler  ve  Savcılar  Kurulu  (HSK)  ve  dolayısıyla  Hükümetin  olduğunu 

belirtmektedir. HSK’nun son AY değişikliği sonrasında, 13 üyesinden 7’sinin ilk 

defa TBMM tarafından ilk turda 3’te 2 veya ikinci turda 5’te 3 çoğunlukla ve gizli 

oyla seçilmiş olması, bu çoğulcu yapıdaki Kurul’un şimdiye kadar hiç olmadığı 

ölçekte bir demokratik meşruiyet kazanmasını sağlamıştır. Önceki dönemde ya-

pısı ve üye seçimi açısından olmadık problemlere kapı açan ve yargı mensupla-

rının hizipleşerek siyasallaşmasına da zemin hazırlayan HSYK’ndan, demokratik 

meşruiyet kazanan yeni HSK’na geçişin, yargı bağımsızlığını daha da güçlen-

direceği ümit edilmektedir. Bazı FETÖ davalarında hâkim ve savcıların, dava-

dan alınarak görev yerlerinin değiştirilmesi veya başkaca uygulamalarda hemen 

HSK’nun töhmet altında bırakılması da doğru değildir. HSK’nun aldığı karar ve 

yaptığı uygulamaların arka planına ve gerekçesine vakıf olmadan, birtakım mün-

ferit yanlışlar yapılmış olsa bile, HSK’na karşı medyanın da manipülasyonuyla, 

bu konuda hemen genelleştirici ve toptancı bir tavır takınılması hakkaniyete uy-

mayacaktır. Kendini hala devlet mekanizması dışında bir yerlere bağlı gören ve 

oradan aldığı emir ve talimatla hareket eden hâkim ve savcıların olduğu tespit 

edildiğinde, HSK’nun da buna seyirci kalması herhalde beklenmeyecektir.




Yüklə 13,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   48   49   50   51   52   53   54   55   ...   232




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə