AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
16
Romanın ilk bölümlerindeki Nino adeta Ali’nin zıt kutbu gibidir. Nino,
Batı kültürüne hayran, Avrupalı olmaktan gurur duyan bir karakterdir. Aile ve
okulundan bu doğrultuda eğitim almıştır. Örneğin Doğu-Batı çatışması bağlamında
Ali ile bir konuşmasında şöyle der: “Ali Han, sen aptalsın. Tanrı’ya şükür Avrupa’-
dayız. Eğer Asya’da olsaydık ben çoktan örtülü olurdum ve sen beni göremezdin”
(Ali ve Nino: 4).
Nino’nun bu ifadesinden ayrıca, onun Bakü’yü bir Avrupa şehri
olarak gördüğünü anlamaktayız. Her ikisi de aynı şehirde yaşamalarına rağmen
kültür farkı çok belirgindir. Buna rağmen birbirlerine derin bir aşkla bağlıdırlar.
Aşklarının başlaması bile Ali’ye göre Doğu kültürüne uygun olmamıştır. Çünkü
Ali Nino’yu ilk defa çeşme başında değil, Nikolai Caddesi’nde okula giderken
görmüştür (Ali ve Nino: 55).
Ali için Nin
o istikbal ile özdeştir. Geleceğinin Nino ile evleneceği gün
başlayacağına derinden inanmaktadır. Nino’da Ali için aynı duyguları paylaşmak-
tadır. Evlenme planları yaparlarken Çar, monarşi ile yönetilen birçok Avrupa
ülkesine savaş ilan eder (Ali ve Nino: 59). Almanlar ile Ruslar arasındaki bu savaş
Müslümanlar için inançsızların birbirleriyle yaptığı savaştır. O yüzden ilgilen-
mezler (Ali ve Nino: 60).
Bununla ilgili Ali şöyle der:
“
Şu dağ kitlesinin ardındaki dünya beni niye ilgilendirsin? Savaşlar, şe-
hirler, Çarlar, kederleri,
mutlulukları, temizlikleri ve pislikleri? Biz farklı temiziz,
başka günahkârız, bizim farklı bir ritmimiz ve farklı yüzlerimiz var […] Eğer, o gö-
rünmez (
şey) benim dünyama karşı koşarsa, ancak o zaman kılıcıma sarılırım” (Ali
ve Nino: 70-71)
Bu cümleler Ali’nin Batılı’lara karşı mesafesini anlatmaktadır. O, kendini
Türk kültürüne daha yakın hissetmektedir. Örneğin, V. Mehmet Reşat’ın gayrimüs-
limlere karşı savaş ilan etmesi üzerine (Ali ve Nino: 88) söylediği şu sözler bunu
göstermektedir:
“
Türklerle biz aynı kökteniz. Dilleri bizim dilimiz. Turanın kanı ikimizin de
damarlarında dolaşıyor. Belki bundan dolayı Halifenin hilali altında ölmek daha
kolay olur” (Ali ve Nino: 91).
Gürcü liderlerden biri savaş hakkında şu sözleri söyler: “
Çar’ın emirlerine
uymaktan,
altın Bizans haçının yeni pırıltısıyla Ayasofya’nın kubbesinde tekrar
parla
yıncaya kadar vazgeçmeyeceğim” (Ali ve Nino: 133). Bu ifade, savaşın bo-
yutunu, onun tamamen bir inanç,
Doğu-Batı, bir başka deyişle medeniyetler sava-
şına dönüştüğünü göstermektedir. Ancak Ali ile Nino’nun aşkı o kadar büyüktür ki
bütün bu gelişmelere rağmen evlenmekten vazgeçmezler. Fakat Nino’nun ailesi sa-
vaşı bahane ederek evlenme tarihini ertelemek ister. Ali’nin onuru kırılır. Özellikle
d
e din farkını öne sürmeleri Ali’yi incitmiştir:
“
Din farkı demekle ne demek istiyor o? İslam Hıristiyanlıktan daha mı aşa-
ğıdadır? Ya benim onurum? Bir Hıristiyan bana kızını vermekten imtina ediyor. Öz
babam benimle alay edecektir” (Ali ve Nino: 105)
A
li’nin bu zor anında ikiyüzlü ve kalleş bir Ermeni olan Naçararyan, ona
yar
dım elini uzatır. Naçararyan Nino’nun ailesini bu evliliğe razı etmek için gün-
AZƏRBAYCAN DÜNYA ƏDƏBIYYATİNDA Beynəlxalq Simpoziumun materialları
17
ler
ce uğraşır. Sonunda muvaffak olur. Ali’nin gözünü öyle boyar ki, onun Erme-
nilere karşı olan olumsuz fikrinin kırılmasına sebep olur. Ancak Naçararyan’ın asıl
amacı Nino ile Moskova’da evlenmektir. Reiss’ın belirttiği gibi: “Romanda şişko
Naçararyan Nino’yu Amerika’ya götürüp Stalinist yapmak yerine,
arabasıyla
Kafkasya’dan ve sevgili prensinden kaçırıp Batı’ya götürmeye kalkar.”
1
Onu
arabayla kaçırır. Bu esnada Nino’yu ikna etmek için söylediği şu sözler manidardır:
“Prenses,
Doğu ve Batı arasında köprü yoktur; aşk köprüsü de […] Biz, yani
Osmanlı’nın kılıcıyla tehdit edilen bizler birlik olmalıyız. Asya’daki Avrupa’nın
temsilcileri olan bizler […] Bir Avrupa’lı kendi kaderini kendisi çizmelidir. Ben de
Ali Han’ı takdir ediyorum, fakat o bir barbar, o ömür boyu çölde kalmaya
mahkûm” (Ali ve Nino: 145)
Ali,
Nino’nun kaçırıldığını haber alır almaz atına atlar ve otomobili kısa bir
sürede yakalar. “
Avrupa’nın arabası Asya’nın yolları için uygun değildir” (Ali ve
Nino: 147) der.
Naçararyan’ı öldürür. Essad Bey bu alıntıda aynı zamanda Batı’nın
modernist anlayışına eleştirel bir göndermede bulunmaktadır. Batı’nın modern
sıfatıyla özdeşleştirilmesi, Franco Cardini’ye göre aslında tarih boyunca var olan
Avrupa ile Asya arasındaki çatışmanın sürdürülmesidir.
2
Reiss’a göre Essad Bey
bu romanda arzuladığı, hayalini kurduğu şeylerden esinlenmiştir.
3
Ali ile
Nino bütün olumsuzluklara rağmen Doğu geleneklerine göre nikâh-
la
nırlar. Ancak aralarındaki kültür farkı evlendikten sonra bambaşka bir hal alır.
Özellikle de Doğu ve Batı kültürlerinin kadına bakışlarındaki farklılıklar adeta iki
kültür arasında uçurum oluşturmaktadır. Bununla ilgili birkaç örnek vermek gere-
kirse:
“
Kadınlar, Kral ve Kayzerlerin karıları bile, çok çıplak dolaşıyorlar saray-
larda,
ve kimse buna şaşırmıyor, belki Hıristiyanlar gerçek erkek olmadıkları için
böyle,
belki de başka sebeplerden dolayı. Bunu sadece Allah bilir. Buna karşılık
Avrupalılar çok masum şeylere şaşırıyorlar[…]İşte kadın bir Avrupalının gözünde
bu kadar aşağı görülmekte! Onun çıplaklığı bütün dünyaya gösteriliyor ve ona kar-
şı nazik olmaya hiç gerek yok. Hatta Fransız elçisi yemekten sonra Çar’ın karısına
sarıldı ve iğrenç müzik sesiyle salonun ortasında döndü. Çar ve ordusundaki bir
çok subay seyrettiler,
ancak hiç biri Çar’ın onurunu korumadı” (Ali ve Nino: 12-
13)
Bir başka yerde: “
Onlar, kendilerinin dörtten fazla olmasına rağmen, bizi
dört eşimiz olduğu için hakir görüyorlar” (Ali ve Nino: 14). Kültür farklılığına
dayanan bu tür ayrılıklar yeme içme alışkanlıkları ile ilgili olarak da eserde kar-
şımıza çıkmaktadır. Örneğin, Nino, Ali’nin halının üzerinde oturarak eliyle yemek
yemesinden dolayı utanç duymaktadır. Ali, Nino’nun bu düşüncesine “O,
babasının ancak yirmi yaşında ilk çatalı eline aldığını unutuyor” (Ali ve Nino: s.
1
REISS, Tom, Oryantalist-
Tuhaf ve Tehlike Dolu bir Hayatın Aydınlanan Sırrı, Çev. : Selda
Somuncuoğlu, İletişim Yay. , İst. 2009, s. 279
2
CARDINI, Franco, Europa und der Islam-Geschichte eines Mißverständnisses, Çev. : Rita Seuß, C.
H. Beck yay. , Münih 2000, s. 2
3
REISS, Tom, Oryantalist-
Tuhaf ve Tehlike Dolu bir Hayatın Aydınlanan Sırrı, Çev. : Selda
Somuncuoğlu, İletişim Yay. , İst. 2009, s. 147