114
Kavramsal Dirilişten Demokratik Ulusa
Haydar Ergül
Günümüzde
Özgürlük Hareketi bütün dün-
yada ilgiyle izlenmektedir. Yerkürenin en çok
takıp ettiği, hatta sevinç ve hayretle karşıla-
maktadır. Rojava’nın küçük bir kasabası olan
Kobanê kantonunda başlayan direniş, dünya
gündeminin üst sıralarına taşındı. Daha önce-
Kobanê bir yana- Rojava Kürdistan’ı, hatta genel
anlamda Kürdistan’ın bir bütünü hakkında in-
sanların ya hiç bilgisi yoktu; ya da bilenler hak-
kında olumsuz yargılara sahiptiler. Kürdistan
için mücadele eden Özgürlük Hareketi terörist
diye yaftalanmış ve Kürt Özgürlük mücadelesi
hakkındaki yargılar olumsuzdu.
IŞİD denen güruh Kobanê’ye saldırmaya
başlayınca, tüm bu olumsuz yargılardan fark-
lı olarak Ortadoğu ve Dünya halklarının PKK
ve Kürt algıları birden bire değişmiştir. Çünkü
en son Charlie Hebdo katliamıyla görüldüğü
gibi dünya halklarının baş belası IŞİD’ e karşı
YPG-YPJ savaşçıları direnişe geçmiştir. Dört
aydan fazla süren savaş sonucu saldırı kırılmış,
IŞİD püskürtülmüş ve Kobanê özgürleştirilmiş-
tir. Dünyanın ilgisini
Kürt Özgürlük Mücadele-
sine çeken ve onu gündemin üst sıralarına taşı-
yan gelişme de Kobanê’deki savaştır.
IŞİD daha önce Irak’ın Musul şehrine sal-
dırmış ve 30 bin kişilik Irak ordusu tek mermi
bile patlamadan teslim olmuş ve kenti terk et-
mişti. Ardından Irak’ın ya da Güney Kürdis-
tan’ın Maxmur Kasabasına saldırmış ve onu
düşürmüştür. Yine Şengal’e yönelmiş ve Êzidî
inancına sahip Kürtlere soykırım girişiminde
bulunmuş; ona karşı Şengal’i savunmakla gö-
revli 7 bin peşmerge hiçbir şey yapmadan ken-
ti terk etmiş ve bu yüzden yüz binlerce Êzidî,
Şengal Dağı’na doğru göçe başlamıştır. O anda
orada bulunan 7 HPG Gerillası, stratejik yolları
tutup binlerce IŞİD çapulcusunun saldırılarını
durdurarak, dünyanın gözleri önünde gerçek-
leşecek bir Êzidî soykırımının önüne geçme-
yi başarmıştır. Musul’da 30 bin Irak askeri ve
Şengal’de 7 bin peşmerge IŞİD’in saldırılarını
durdurmayı başaramaz iken, 7 gerilla o saldırı-
ları durdurmayı başarmıştır.
Hemen akabinde
Şengal’e intikal eden YPG-YPJ gerillaları IŞİD’
e karşı direnişe geçmiş ve açtıkları koridorlarla
Êzidîlerin Rojava ve Kuzey Kürdistan’a nakille-
rini gerçekleştirmiştir. Yine Güney Kürdistan’ın
Kerkük, Zaxo ve Hewlêr kentlerine saldırıya
geçen IŞİD’ in bu saldırılarını HPG gerillaları
önce durdurmuş; ardından da etkili darbelerle
kırmaya başlamışlardır. Musul’un düşmesi ve
IŞİD’ in eline geçmesi sonucu gücünü büyüten
IŞİD, ağır savaş teknolojisiyle donattığı terörist-
lerini Kobanê’ ye yönlendirmiş ve kenti kuşat-
maya almıştır. Kobanê’ de uzun bir direniş sava-
şı verilmiştir ve sonunda IŞİD’ e çok stratejik bir
darbe indirilerek, hem Suriye’de hem de Irak’ta
ilerlemesi durdurulmuş; savaşa IŞİD’ i yenilgiye
doğru götüren bir doğrultu kazandırılmıştır.
Aslında IŞİD’ in gelişimine,
bölgeyi ken-
disine göre yapılandırmak isteyen küresel ve
bölgesel güçlerin bir türedisi olarak olanak ta-
nınmış; ancak bir aşamadan sonra söz konusu
güçlerin de yer yer denetiminden çıkarak -ve-
rilen taşeronluk görevi yerine- çağ dışı siste-
mini kurmaya başlamıştır. Dolayısıyla IŞİD’i
besleyen ve büyüten güçlerinde çıkarları tehli-
ke altına girmiş, ancak onu durdurabilecek bir
güçleri bulunmamaktadır. Onu sadece dur-
duran ve gerileten HPG, YPG-YPJ gerillaları
olmuştur. Şayet gerilla olmasaydı IŞİD’i dur-
durabilecek başka bir güç yoktur. Gerillanın
savaşçılığı, başta peşmerge olmak üzere kimi
bölgesel güçlerinde direnme istemlerini ge-
liştirmiş, IŞİD’in yarattığı korku ve dehşeti
büyük oranda sınırlandırarak ona karşı “dire-
nilebileceği ve savaşabileceğini” göstermiştir.
Gerillanın cesareti, direnişçiliği ve savaş-
çılığı dünyada ilgiyle karşılanmakta ve halklar
tarafından coşkuyla alkışlanmasına vesile ol-
maktadır. Gerillayı kahramanlaştıran bu du-
115
rum, Kürdistan ve
halk gerçekliğini parlak bir
biçimde insanlığın gündemine taşımıştır. Özel-
likle de IŞİD’ in kadın düşmanlığı ve karanlık
bir dünya vaat etme yönelimi karşısında YPJ’
li kadın gerillaların ortaya koydukları muaz-
zam savaşçılık ve irade duruşu, Ortadoğu’da ve
Dünyada kadının özgürleşme umudunu yük-
seltmiştir. Bu durum, kadın kurtuluş ideoloji-
sine ilginin artmasına, kadın eksenli yeni top-
lumsal varlığın kurulabileceği, özgürleşmeye ve
toplumsal hakikate ulaşmayı daha da mümkün
kılmıştır. Rojava’ da halkların kadın eksenli
toplumsal inşayı yaşaması, insanlığın ilgisinin
daha da artmasına götürmüştür.
Şu gerçeklik yadsınamayacak bir doğrudur:
Gerillanın cesaret ve savaşçılığı halklar açısın-
dan bir umuda dönüşmüş ve özgürleşmenin
amacı haline gelmektedir.
Ortadoğu, yaşanan
kriz ve kaos ortamında karanlık bir dünya vaat
eden IŞİD türü yapılanmaların vücut bulması-
na zemin teşkil etmiştir. Bu karanlığın içinde
gerilla bir umut olarak sıyrılmış, karanlığa karşı
aydınlığın ışığı olmuştur. Başta devlet orduları
olmak üzere, hiçbir gücün varlık gösteremedi-
ği IŞİD barbarlığının yarattığı korkuyu adeta
iliklerinde hisseden bir psikolojinin oluştuğu
ortamda, gerillanın cesaretli çıkışı nasıl ele alı-
nabilir? YPG ve YPJ gerillaları şahsında açığa
çıkan direnci ve fedakârlığı nasıl değerlendir-
mek gerekir?
Daha düne kadar özgürlük hareketini, bü-
yük bir “terörist bir organizasyon” olarak göste-
renler için bile ilham alınan bir güce dönüşmüş-
tür. Bu kaynağını nereden almaktadır? Gerilla
gücünün sırrı
hangi kaynaklardan beslenmek-
tedir? Öyle aniden ortaya çıkan bir güç değildir
gerilla. Moral kaynakları, dayandığı ideolojik,
teorik ve felsefik derinlik; özcesi paradigmasal
olarak bir dünya görüşüne sahip olma iddiaları
bulunmaktadır. O iddialar toplumsal hakikati
esas alan bir özgürleşme tahayyülüdür.
Yani yaratmak istediğini vücuda getirip ha-
yatiyet kazandırmayı amaç edinen özgür bir
toplumsal iddiaya dayanmaktadır. O anlaşılma-
dan başta Kobanê direnişi olmak üzere, Güney
Kürdistan’ın Kerkük kentine kadar uzanan ge-
niş bir coğrafyaya kadar uzanması, basit silah-
larla savaşması ve cesaretle direnmesi mümkün
olmayacaktır. O açıdan bir yönüyle Gerilla, bu
direnişi ortaya koyarken olası bir başarısızlık-
ta Kuzey Kürdistan’da
Türk devletiyle sürdür-
düğü diyalogun müzakere aşamasına ulaşması
mümkün olmayacaktı. Kaldı ki; Türk devleti ve
hükümeti, Özgürlük Hareketinin Kobanê’ de
tükenmesi için IŞİD’ in her türlü maddi, mane-
vi ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamasına rağmen
amacına ulaşamamış, Kürt sorununun çözümü
için kerhen de olsa müzakere yapma aşamasına
gelinmiştir. Çağımızın en aydınlık gücü olan
halkların, inançların özgür ve birlikte yaşama-
sını esas alan paradigmasal çözüm gücü olma-
saydı; tüm bu gelişmelerin yaşanmasını hayal
bile etmek mümkün olamayacaktı. O açıdan
günümüzdeki özgürlük hareketini ve kahra-
man gerillasını anlamak için bu hareketin şekil-
lendiği ve anlam bulduğu 1970’lerdeki PKK’nin
doğuş zamanına gitmek gerekiyor.
1970’ler ve İlk Kıpırdanışlar
1970’li yıllar, bir nirengi noktasıdır. Öncesi
ve sonrası çok farklı iki duruma işaret ediyor.
Diğer bir ifade ile Kürdün miladıdır. Öncesi çok
farklı pozisyonlar ve duruşları ifade ederken,
sonrası daha farklı adeta taban tabana zıt po-
zisyonları ve duruşları dile getirmektedir. Ön-
cesi Kürt toplumsal hakikatin yok oluşu, farklı
toplumsal
realiteler içerisinde erimeye, kültürel
soy kırıma uğrama anlamına gelirken 1970’lerle
birlikte, durum tersine dönmüştür. Kürt de-
mokratik uluslaşmasının tohumlarının o yıllar-
da atıldığı ve gelişme gösterdiği bir hakikattir.
Artık süreç Kürt uluslaşması yok oluşa doğru
değil var oluş, var olma ve gelişim sürecine gir-
me anlamı içerecektir. Dolayısıyla günümüz öz-
gürlük hareketini anlamak için 1970’ler dünya,
Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan gerçeğine bak-
mak, hangi koşullarda doğuşun gerçekleştiğini
anlamak, günümüz özgürlük hareketinin anla-
mı açısından hayati önemdedir. O süreç anlaşıl-
madan bu günü anlamak olanaklı olmayacaktır.
Özgürlük hareketinin doğuş, gelişim ve gü-
nümüze ulaşmada
Kürt Halk Önderi Abdullah
Kapitalist modernist yaşam
birleştiren değil; dağıtan,
parçalayan bir işleve sahiptir.
Kürdistan’daki kapitalist
modernite ise, çok daha
tahripkar olmaktadır