İLÂHÎ NİZAM VE KÂİNAT
14
hareketten mahrum bulunmaktadır, yâni kımıldamamaktadır.
Şimdi, bu kalemi parmağımızla biraz itersek o, yerinden oynar
ve ileriye doğru kayar, yâni hareket eder. Bu müşahede, dışarı-
dan gelen bir tesirle maddenin nasıl harekete geçmekte olduğu-
nu gösterir. Eğer burada tesir makamında bulunan parmağımız
kalemi itmese idi o, kendi kendine bu hareketi yapmayacaktı.
Aslî maddenin evvelce bahsetmiş olduğumuz birinci hususiyeti
budur. Fakat parmağımızla kalemi ittiğimiz zaman onun buna
derhal cevap verdiğini, yâni bir aksiyona karşı hemen reaksiyon
gösterdiğini de müşahede ediyoruz. Burada onun, parmağımı-
za karşı bir mukavemeti mevcut olmasaydı hareket etmesi de
mümkün olamazdı. O zaman parmağımız, meselâ dumanın için-
de yürüyen bir cisim gibi geçip giderdi. O hâlde -bizâtihi hare-
ketsizliği ile beraber- dışarıdan gelen herhangi bir harekete der-
hal cevap vermek imkânı da kalemde mevcuttur. Ve bu da onun
ikinci hususiyetini teşkil etmektedir. Demek ki kendi kendine
harekete geçmeye muktedir olmayan, daha doğrusu kendisinde
hareket bulunmayan atalet hâlindeki aslî madde; dışarıdan ge-
len herhangi bir tesire cevap verip o tesir istikametinde hareket
etmek imkânına mâliktir. Her hareket de kendisine mukavemet
sathı teşkil edebilecek, yâni kendisi ile sempatize olabilecek di-
ğer maddelere karşı bir tesir demek olduğuna göre, bu bilgiyi şu
formülle ifadelendiririz: Bizâtihi hareketsiz, şekilsiz ve tesirsiz
olan ve kendi kendine hareket etmekten âciz bulunan aslî mad-
de; dışarıdan kendisine gelen her tesire karşı o tesirin şekliyle, is-
tikameti ile, derecesiyle ve şiddeti ile mütenasip olarak harekete
geçmek ve etrafındakilere tesir etmek kabiliyetine sahiptir. Yâni
maddede kendiliğinden enerji çıkarmak kudreti yoktur. Fakat
dıştan gelen tesirle hareket etmek ve enerji tezahürü göstermek
imkânları mevcuttur.
Dışarıdan vâkı olan bir tesirle aslî maddede husule getirilen
reaksiyon, yâni mukabil hareket, o tesir kesildikten sonra devam
etmez. Burada gene yukarıki misale dönelim. Hareketsiz duran
kaleme parmağımızı yavaşça dokunduralım, çok hafif bir tazyik-
le onu itmeye başlayalım. Elimizi durdurduğumuz zaman onun
da hemen
durduğunu, tekrar eski hareketsiz hâline döndüğünü