a) Sahabeye sövme: Sahabeyi küçük görmek, onlarla alay etmek ve onlara buğzetmek küfrü gerektirmeyen bir durumdur. Böyle bir hareket bid'at ve sapıklıktır. 360Fedâihul-Bâtıniyyede bu konuya temas eden el-Gazzâlî (v.505/1111), Hz. Ebû Bekr (v. 13/634) ve Ömer'in (v. 23/644) fâsık olduğunu, kâfir olmadığını söyleyen kimsenin kâfir sayılamayacağını, fakat fâsık, sapık ve bid'atçı sayılabileceğini zikretmiştir.361
Peygamber Efendimizin hadisleri incelendiğinde görüleceği gibi sahabenin faziletine dair pek çok rivayet vardır. Bunlardan birisinde Resûl-i Ekrem «Ashabıma sövmeyin. Nefsim yedinde olan Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz Uhud dağı kadar altın infak etse, onların iki avuç veya bir avuç miktarındaki ba-ğışıpa ulaşamaz».362Durum böyle olmakla beraber, sahabeye şovenin, buğzedenin kâfir olacağına dair sahih rivayetlere rastlamak ise mümkün değildir. «Ashabıma sövmek, mağfiret olunmayan bir günahtır» mealindeki hadîs ise hadîs kritikçilerince mevzu sayılmıştır. 363
İmam Mâlik (v. 179/795), Peygambere şovenin öldürülmesi, ashaba şovenin ise uygun bir şekilde te'dib edilmesi kanaatındadır. 364Ahmed b. Hanbel'e (v. 241/855) göre sahabeden birine söven şiddetli bir şekilde dövülür. Fakat öldürülme sinde ve tekfirinde durulur"365 Hanbeli fakîhlerinden Kâdi Ebü Ya'lâ (v, 458/ 1066), sahabeye sövmeyi, eziyet, alay ve hakaret etmeyi helâl görerek bu fiilleri işleyenin kâfir, helâl görmeden işleyenin fâsık olacağını, kafir olmayacağını söylemiştir. 366 Aynı görüş Hanefi âlimlerinin ekseriyeti tarafından da benimsenmiştir. 367Bazı Hanefi fi kıhçüarı ise fetva kitaplarından el-Hulâsa'da zikre-düdiği gibi, Hz. Ebû Bekr ve Ömer'e söven, onlara lanet ve hakaret edenin kâfir olacağını söylemiştir-".368 Ali el-Kâri (v. 1014/1606) ise Hanelilerden bir grubun, sahabenin en büyüklerine şovenin siyaseten öldürülmesi kanaatında olduğunu kaydererek, Hz. Ebü Bekr ve Ömer'e sövmenin küfr olduğuna dair hadisin uydurma olduğunu veya «Bu ikisine sövmeyi helâl gören kâfir olur», «nimeti inkâr etmiş olur», «küfre yaklaştırır- şeklinde te'vüinin gerektiğini söyler. 369
Netice olarak, İbn Âbidîn'in (v. 1252/1836) de dediği gibi, 370 Hz. Ebû Bekr (v. 13/634) ve Ömer'e (v. 23/644) veya diğer sahabeye şovenin, mutlak olarak kâfir olduğuna hükmetmek zayıf bir görüştür. Bu görüşle fetva vermek gerekmez. Çünkü küfre hükmetmek büyük bir iştir. Fakat sahabeye sövmek fâsıkhk-tır, bid'attır.
Sahabeyi tekfir ederek onların mü'min olmadıklarını söylemek ise küfürdür.371
Her ne kadar, ileride bahsedeceğimiz gibi bir müs-lümanı tekfir edenin kâfir olacağını belirten hadislerin âhad oldukları, mütevatir haberler gibi itikatta kesinlik ifade etmedikleri için bu konuda yani müs-lüman birine kâfir diyenin tekfir edilmesine delil olarak kullanılamayacağı görüşü kelâmcılar tarafından benimsenmiş ise de sahabeyi tekfir etmek, aleâde bir mü'mini tekfirden farklı bir hükme tâbi tutulmuştur. Âlimlerin, - her ikisi de mü'min olmadıkları halde -, herhangi bir mü'mini tekfir edeni küfre nisbet etmezlerken, sahabeyi tekfir edeni kâfir saymalarını şu gerekçelere dayandırabiliriz: *
1- Ashâb-ı Kiramı öven, onların faziletinden bahseden âyet-i kerimeler vardır.
«Biz, sizi böylece hak ve adaleti gözetir, ilim ve amel ile tanınır bir ümmet yaptık ki, insanlara karşı hakkın şahidi olasınız ve peygamber size karşı şâhid ola». 372
«Siz insanlar içinde meydana çıkarılmış en hayıriı ümmetsiniz. İyiliği ister, fenalığı menedersiniz. Allah'a inanırsınız» 373
«Seni yardımıyla ve mü'minlerle (ashabla) te'yid eden O'dur». 374
«Ey Nebi, Allah ile sana tâbi olan mü'minler sana yeter. 375
«Mü'minler ağaç altında sana bey'at ettikleri zaman Allah onlardan razı olmuştu. Allah onların kalb-lerindekini bildi de, onlara huzur ve itminan verdi. Onları pek yakın bir fetih ve zaferle mükâfatlandırdı».376
Bir diğer âyet-i kerimede de: «Muhacirlerden ve ansârdan en ileri ve önce gelenlerle, ihsanla onlara tâbi olanlardan Allah razı olmuştur. Onlar da Allah'tan hoşnut oldular, Allah onlara, altında ırmaklar akan cennetler hazırladı. Onlar orada ebedî kalırlar. İşte en büyük saadet de budur» 377buyurularak, sahabenin mü'minler olarak ebedî, cennetlik olduğu bildirilmiştir. Bu sebeple âyetle (mütevâtiren), Allah'ın kendilerinden razı olduğu kimseler diye bahsolunan-ları ve cennetlik olarak bildirilenleri tekfir etmek, kir sinin kendisinin kafir olmasına sebep teşkil etmektedir.
2- Âyet-i kerîmelerin yanında sahâbe-i kiramı metheden pek çok hadis de vardır. Bu hadîslerin bazısını şöyle sıralayabiliriz:
-Ashabıma sebbetmeyiniz. Nefsim yedinde olan Allah'a yemîn ederim ki, sizden biriniz Uhud dağı kadar altın infak etse onların iki avuç veya bir avuç miktarındaki bağışına ulaşamaz»378
«Ümmetimin en hayırlısı içinde bulunduğum nesildir. Sonra onları takip edenler, sonra onların ardından gelenlerdir»379.
«Ashabım hakkında Allah'tan korkun, Allah'tan.Benden sonra onları tenkitlerinize hedef edinmeyin. Onları seven bana muhabbeti sebebiyle sevmiş, onlardan nefret eden bana nefretinden ötürü nefret etmiş -olur. Onları inciten beni incitmiş olur. Beni inciten Allah'ı incitmiş sayılır. Allah kendisini incitenin çok geçmeden cezasını verir».380
Ayrıca bazı sahâbîlerin henüz hayatlarında iken cennetle müjdelendiklerine dair rivayetler vardır. Bu rivayetlerden birinde Kâinatın Efendisi şöyle buyururlar: «On kişi var ki, cennettedir: Ebû Bekr, Ömer, Osman, Alî, Talha, Zübeyr, Abdurrahman, Sa'd, Saİd ve Ebû Ubeyde. 381
3- Sahabeyi tekfir eden müşahhas bir topluluğu tekfir etmektedir. Halbuki hadîslerde bir mü'mini tekfir edenin kafir olacağına dair rivayetler incelenirse bu tiplerin şahıslarının tesbit edilmediği, müşahhas kişiler olmadıkları görülecektir. Yani sahabeyi tekfir etmekte bir cemaatı mahkûm etme, diğerinde münferit bir kişiyi mahkum etme sözkonusu-dur.
4- Dinimizin temel kitabı Kur'ân-ı Kerim sahabe kanalıyla, tevatüren bize gelmiştir. Böyle yüce bir vazifeyi yüklenen bir nesli veya fertlerini tekfir etmek herhangi bir mü'mini tekfirden farklı değerlendirilmek durumundadır.
Hanefî fetva kitaplarından el-Fetâva'l-:Âlemgiriy-ye'de Hz. Ebû Bekr ve 'Ömer'in imametini inkâr edenin kâfir olacağı fetvası 382 ağır bir fetvadır. Çünkü bu konuda ne Kur'an âyeti, ne de mütevatir hadîs vardır. İkisinin imameti icmâ ile sabittir. Zarûrât-i dîniyyeden olmayan konularda ve tevatûren sabit bir meselede vaki olmayan icmâı inkârın küfrü gerektirmediğini daha önce zikretmiştik.
b) Hz. 'Âişe'ye (v. 58/678) zina iftirası: Kur'an-ı Kerimde günahsız olduğu açıklandığı halde, Hz. 'Âişe'ye zina isnad etmek küfürdür". 383 Çünkü bu sözde ve benzerlerinde Resûlüllahı tekzîb ve tevatûren sabit bir şeyi inkâr mevcuttur. Tevatûren sabit şey ise Kur'ân âyetidir. Allah Teâlâ Kur'an'da: (Hz. 'Âişe hakkında) o iftira haberini getirenler içinizden (münafık) olan bir zümredir. O iftirayı Allah katanda sizin için bir kötülük sanmayın. Bilâkis o hakkınızda bir hayırdır. O iftiracılardan her birine kazandığı günah kadar ceza vardır. Onlardan günahın büyüğünü yüklenen ('Abdullah b. Ubeyy (v. 9/630) için büyük bir azab vardır.»' 384 buyurulmuş, «Onu (Hz. 'Âişe'ye iftirayı) işittiğiniz zaman «bunu söylemek bize caiz olmaz. Haşa bu büyük bir iftiradır» deseydinizya.»"385 denilerek Hz. 'Âişe'nin suçsuzluğu ortaya konulmuştur.386
Hz. 'Âişe'ye zina iftirasındaN bulunmanın küfür oluşu âyetle sabit olduğundan, âyet-i kerîme nazil olmadan önce, böyle bir iddiada bulunan kafir sayılmamıştır.387 Çünkü âyet inmeden önce ortaya atılan iddiada tevatûren sabit bir şeyi inkâr söz konusu değildir.
Hz. 'Âişe dışındaki Peygamber eşlerine zina isnadında bulunan kişi için iki görüş vardır:
1- Böyle bir kişi diğer sahabeye söven, hakaret ve alay eden gibidir. Yani kâfir olmaz, ama lanetlenir ve iftira cezası olan 80 sopa ile dövülür.388
2- Diğer peygamber zevcelerine zina iftirası yaparak söven, Hz. 'Âişe'ye zina isnad eden gibi kâfir olur. Çünkü Resûlüîlah'm nikâhı altında bulunanlara iftira etmek suretiyle Peygamber Efendimize eziyet edilmiş olmaktadır. 389
c) Hz. Ebû Bekr'in mağara arkadaşlığını inkâr: Peygamber Efendimizin Mekke'den Medine'ye hicretleri sırasında yol arkadaşı olarak kendine refakat eden Hz. Ebü Bekr'in Sevr mağarasında Resûl-i Ekrem ile beraber bulunmadığını söylemek, bu konudaki âyeti yalanlamak olduğu için küfürdür.390 Çünkü,
Hz. Ebû Bekr'in peygamberimizin hicretinde kendisine refakat ettiği «Eğer siz peygambere yardım etmezseniz, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine eder. Hani Mekke kâfirleri onu Mekke'den çıkardıklarında ikinin ikincisi (peygamberin arkadaşı Ebû Bekr) ile (Sevr dağındaki) mağaradaydılar. O vakit peygamber arkadaşına şöyle diyordu: "Mahzun olma. Zira Allah (m yardımı) bizimle beraberdir".» 391 âyetiyle sabittir.
d) Âlimlere ve fakihlere sebepsiz yere şovenin kâfir olacağına dair pek çok fetva zikredilmiştir.392 Haklarında medih sadedinde pek çok âyet ve hadîs bulunan sahabeye, hatta Hz. Peygamber tarafından cennetle müjdelenmiş olan on sahabîye sövmek küfür olmazken, bir âlime mutlak mânâda şovenin, onlara hakaret edenin kâfir olacağına dair fetva vermek kanaatımızca oldukça güç bir iştir. 393
Dostları ilə paylaş: |