Inocte 2017
International New Tendencies Congress in Ottoman Researches
September 12-14, 2017 Baku
40
OSMANLI-İRAN SAVAŞLARINDA KARS VE ERZURUM’UN ZAHİRE
TEDARİKİNDEKİ ROLÜ (1730-1732 ÖRNEĞİ)
Fadimana FİDAN
*
ÖZET
Osmanlı Devleti ve İran arasındaki dinî, iktisadî ve siyasî gerilimler iki devleti sık sık karşı
karşıya getirdi. Osmanlı Devleti bu nedenlerle 18. Yüzyılda Doğu’da birbiri ardına sefere çıktı.
Bunlardan 1730-1732 seneleri arasında meydana gelen savaş birden fazla kola ayrıldı ve gerekli
zahirenin eksiksiz ve zamanında nakliyatı ile ilgili sıkıntılar ortaya çıktı. Seferin uzun sürmesi,
mesafenin uzaklığı ve çeşitli devlet görevlilerinin suiistimalleri sorunun büyümesine neden oldu.
Osmanlı Devleti bu sorunlara cevap verebilmiş ve bu anlamda birkaç şehir ön plana çıkmıştı.
Bunlardan birincisi
Doğunun Tahıl Ambarı Erzurum, diğeri
Serhat Şehir Kars idi. Bu şehirler
gerek çevrelerinden gerekse Balkan şehirlerinden desteklenmek suretiyle Tebriz, Gence, Revan
taraflarında bulunan askerin zahire ihtiyacına cevap verebilmek için çalışan iaşe merkezleri
olmuşlardı. Bu iki şehrin savaş bölgelerine yakınlığı seferin düzenli bir şekilde devam edebilmesi
için önemli görevler yüklenmelerine sebep olmuştu. Her menzilde bir kat daha artan Osmanlı
askerî gücünün gidecekleri yerde sıkıntıya düşmemesi burada biriktirilecek ve nakliyatı
yapılacak zahireye bağlıydı.
Bu bildiride savaşın yönünü değiştirebilecek bir güce sahip, zahire tedariki Kars ve
Erzurum odaklı kaleme alınmaya çalışılacaktır. Bu minvalde hem şehirlerin tarihî rollerinden
birine değinilmiş olacak hem de Osmanlı-İran savaşlarının bir bölümü sunulmaya çalışılacaktır.
Çalışmanın kaynaklarını Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden alınmış olan MAD., D. MKF.d ve çeşitli
belge fonları oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, İran, Erzurum, Kars, Zahire
*
Yrd. Doç. Dr., Karamanoğlu Mehmet
Bey Üniversitesi, email:
ffidan@kmu.edu.tr
, TÜRKİYE
Inocte 2017
International New Tendencies Congress in Ottoman Researches
September 12-14, 2017 Baku
41
SANATIN SİMGELEŞTİĞİ ÇAĞDAŞ İKİ BÜYÜK ÖRNEK: OSMANLILAR VE
BABÜRLÜLER
Fadime ÖZLER
*
ÖZET
Aynı dönemde dünyanın farklı bölgelerinde fakat çok geniş coğrafyalara hâkim olan ve
önemli mimari organizasyonlara imza atan, çağdaş oldukları bu dönemlerde sanat ve mimari
alanlarında özgün eserler ortaya koyan iki büyük Türk Devleti: Osmanlılar ve Babürlüler.
Osmanlılar (1299-1921) Kayı boyuna bağlı küçük bir beylik iken; kısa sürede hızla ilerlemiş ve
geniş coğrafyalara asırlarca hükmetmiş önemli bir Türk devleti iken; Babürlüler (1526-1858) de;
Hindistan’da Delhi Türk Sultanlıkları (1206-1526) sonrasında, 18. Yüzyılın başlarına kadar Türk
hâkimiyetini sürdüren ikinci önemli Türk devletidir. Osmanlı İmparatorluğunun yükseliş
dönemiyle çağdaş olarak Hint topraklarında hüküm sürmüş olan Babürlü İmparatorluğu,
birbirleri ile dünya hâkimiyeti için kıyasıya mücadeleden ziyade vermiş oldukları sanat eserleri
ile adeta yarışır bir görüntü ortaya koymuşlardır. Osmanlılarda; Fatih Sultan Mehmet ile
başlayan evrensel anlayışta yönetim ve yapılaşma faaliyetleri Kanuni Sultan Süleyman
döneminde klasik evresine ulaşmıştır. Babürlü mimarisinde ise; en önemli imar faaliyetleri
Ekber Şah döneminde başlatılmış ve ondan sonra gelen Cihangir Şah ve Şah Cihan dönemlerinde
yoğun bir şekilde devam ettirilmiştir. Her iki Türk devletinin de coğrafi şartlar ve etkileşimde
bulundukları kültür çevreleri arasında ön plana çıkan farklı uygulamaları, dünya kültür
mimarisine kattıkları simgesel yapıları önem taşımaktadır. Babürlü ve Osmanlı devletlerinin,
çağdaş oldukları bu dönemlerde mimari etkileşimlerinin olmaması mümkün değildir. Bu
dönemde Türk mimarisindeki gelişim seyri ivme kazanmıştır. Bu araştırmada; Osmanlı ve
Babürlü imar faaliyetlerindeki benzerlik ve farklılıklar, mimari ve süslemede özellikleri dikkate
alınarak farklı bir bakış açısı ile değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Babürlü, Osmanlı, Çağdaş, Mimari, Bezeme
*
Arş. Gör., Erciyes
Üniversitesi, email:
fadimeozler@gmail.com
, TÜRKİYE