Harşit Köprübaşı yatağı ekonomik bakır, çinko ve kurşun dışında önemli miktarda gümüş ve antimuan içermektedir. Birçok yazar bu yatağın dacitik volkanizmaya bağlı olarak önce ekzalatif sedimenter, daha sonra da volkanojenik hidrotermal olarak teşekkül ettiğini düşünmektedir .
B9- Lahanos Bakır, Çinko, Pirit Yatağı (Espiye-Giresun) (Şekil 132) : Dasitik piroklastitler tabakalı tüf ve tüfitler ile örtülmüştür. Daha üstte volkano-tortul serinin spilitleşmiş bazaltları bulunmaktadır. Cevher başlıca iki ayrı seviye halinde, katmansı olarak dasitik piroklastitler içindedir* Yatak yaklaşık 700 m uzunluğunda, 300 m genişliğindedir. Cevherli seviyelerin kalınlığı 20 m kadardır. Başlıca cevher mineralleri pirit, kalkopirit ve sfalerit-tir. Gang mineralleri kuvars ve barittir. Yatak içinde derine doğru bakır tenoru azalmakta, pirit tenoru ise artmaktadır.
Lahanos yatağının tekrarlı biçimde ekozalatif-sedimenter olarak teşekkül ettiği, ancak volkanojenik hidrotermal cevherleşmelerin de varolduğu düşünülmektedir.
B10- Piraziz Bakır-Çinko-Kurşun ve Pirit Yatağı (Giresun) : Dasitik piroklastitler içindeki cevher damar, damarcık, stokverk ve saçınım halindedir. Geniş bir alanda mostra vermektedir. Çok zengin bir mineralojik bileşime sahiptir. Başlıca cevher mineralleri pirit, sfalerit, tetraedrit, burnonit, galen ve kalkopirittir. önemli gang mineralleri ise kuvars, kalsit, barit ve kil'dir. Yatak volkanojenik hidrotermal oluşumludur.
C- Besshi Tipi Masif Sfllf.it Yataklar : "Besshi tipi" deyimi Japonya'da Shikoku maden bölgesinde bulunan masif sülfit yataklar ile bunlara benzeyen diğer yataklar için kullanılır. Bu yatakların en önemli özelliği ada yayları oluşumunun erken safhasında teşekkül etmeleridir. Andezit, bazalt, bunların piroklastik ürünleri ile volkanojenik kırıntılı derin deniz tortul kayaçları (çamurtaşı, şeyi, çört, vb.) ile birlikte bulunurlar. Katmansı şekilde yataklanmış Besshi tipi masif sülfit yataklarının başlıca cevher mineralleri pirit ve kalkopirittir. Sfalerit ve galen de bol miktarda bulunabilir. Kuvars ve barit en Önemli gang mineralleridir.
üst Mesozoik yaşlı Besshi tipi yataklar yüksek sıcaklık meta-morfizmasına uğramışlardır. Yurdumuzda bu tipe benzeyen bir yatak saptanmamıştır.
D- Kıbrıs Tipi Masif Sülfit Yataklar : ismini bakır kelimesinden alan Kıbrıs adasındaki Troodos masifinde çok sayıda bakır yatağı bulunmaktadır. "Kıbrıs tipi" veya başka bir deyişle "ofiyolitle-re bağlı" bu masif sülfit yataklarının en önemli özelliği ofiyolit topluluğunun bazaltları içinde yer almalarıdır. Kıbrıs'da Troodos masifinin esasını oluşturan ofiyolitler alttan üste doğru şu lito-lojik birimleri içerirf
Ultramafik karmaşık: Az çok serpantinleşmiş dünit ve peridotit
Gabro karmaşığım Gabro, tronjihemit
Levha dayk karmaşığı: Diyabaz, dolerit, tronjihemit daykları
Pillov-lava'lı karmaşık: Ayrışmış taban lavları, toleitikalt pillov-lava'lar ve alkalen üst pillov-lava'lardan müteşekkildir.
Masif sülfit cevherleşmeleri Kıbrıs'ta pillov-lava'lı karmaşığın değişik seviyelerinde bulunabilmektedir, örneğin Kıbrıs'ın en tanınmış yataklarının yer aldığı ramasos'ta cevherleşme taban lavları ile üst pillov-lava1lar arasında (Şekil 133) veya alt ve üst pillov-lava1lar arasındadır (Şekil 134).
Kıbrıs'ta ofiyolitlerin tortul örtüsü demir ve manganezce çok zengin ince bir şeyi ile başlar. Bu şeyi Kampaniyen yaşındadır. Daha üstte Maaştriştiyen-Alt Miyosen yaşlı karbonatlı tortul kayaçlar bulunur. Bunlarında üstünde üst Miyosen ve daha genç karasal klas-tik kayaçlar yer alır.
Kıbrıs'ta cevherleşme iki ayrı şekilde bulunabilir:
Masif cevher Başlıca, pirit, kalkopirit ve sfaleritten oluşmuştur. Diğer sülfürler iz halindedir.
Stokverk Şeklindeki Cevher : Ayrışmış bazaltlar içindedir. Başlıca piritten oluşmuştur. Diğer sülfürler daha az miktardadır. Bazaltların ayrışması killeşme, kloritleşme ve bilhassa damarcıkların yakınında silisleşme şeklindedir. Kayaç içinde ayrıca saçınım halinde pirit bulunur. Stokverk cevher daima masif cevherin altındadır. Derine doğru stokverk cevheri oluşturan damarcıkların oranı azalır. Cevher kütlesinin lavlarla örtülü olduğu durumlarda tavanda ince bir limonit tabakası mevcuttur. Cevher kütlesi mostra veriyorsa üstte demir şapka (gossan) gelişmiştir. Demir şapkanın boşluklarında altın ve gümüşçe zengin oksidasyon ürünleri bulunmaktadır.
Kıbrıs'taki masif sülfit yatakları başlıca bakır, çinko ve pirit bakımından ekonomik önen taşımaktadır. Kıbrıs tipi masif cülfit yatakların masif cevheri volkano-tortul (= ekzalatif sedimenter)
olarak teşekkül etmiştir. Bunlar okyamîo r ofiyolitik volkanizmanın bazaltları ile birlikte oluşmuşlardır. Stokverk cevherleşme ise aynı volkanizmaya bağlı olcorak hidrotermal şekilde meydana gelmiştir.
E- Ergani Bakır-Pirit Yatakları (Maden-Elazığ): Güneydoğu Anadolu'da Torid Tektonik biriminin ofiyolit kuşağı içinde birçok benzer yatakla birlikte yer alırlar. Ergani yatakları "Kıbrıs tipi" yataklara büyük benzerlik gösterirler.
Bölgenin genel jeolojik özellikleri de Kıbrıs Troodos masifinin özelliklerine büyük ölçüde benzemektedir. Burada yoğun olarak serpantinleşmiş ultramafik kayaçlar (dünit, peridotit, piroksenit), gabrolar, diyabaz daykları, diyabaz ve pillov-lava'lar bulunmaktadır. Bu ofiyolitik birliğe ait kayaçları çörtler, Maastriştiyen yaşlı çamurtaşları ve üst Kretase-Alt Eosen yaşlı bir fliş üstler.
Ergani'de Kuzey-batı'dan Güney-dogu'ya doğru 9 km'lik bir hat boyunca birçok yatak veya zuhur bilinmektedir. Başlıcaları şunlardır;
tteiss Yatağı : Cevher katmansı halde, tavan ve taban kayaçları ile uyumlu olarak bulunmaktadır. Yaklaşık 50 m genişliğinde, 10 m kalınlığındaki cevherin tavanında çamurtaşları tabanında diya baz ve pillovlavalar bulunmaktadır. Taban kayaçları saçınım halinde bir miktar cevher içermektedir. Pirit ve kalkopirit başlıca cevher mineralleridir. Weiss yatağı tipik bir ekzalatif - sedimenter oluşumdur.
Anayatak : Türkiye'nin en eski ve en Önemli yataklarından biridir. Burada alttan üste doğru şu litolojik birimler mevcuttur;
Serpantinit ve gabro.
Diyabaz-pillov-lava-volkanit karmaşığı.
Piritli çört ve manyetiti! klorititler.
Siyah çamurtaşları
Kırmızı-yeşil çamurtaşları (Maastristiyen)
Bütün bu birimler yoğun şekilde faylanmış olarak bulunurlar. Cevherleşme serpantinit ve gabro biriminin üstünde, kırmızı-yeşil çamurtaşları biriminin altındaki diğer birimler içindedir (Şekil 135). Merceksi yığın, stokverk, damar, damarcık ve saçınım şeklindedir. Oldukça düzensiz olarak yaklaşık 500 m genişliğinde, 250 m genişliğinde bir alanda mostra vermektedir. Başlıca cevher mineralleri pirit ve kalkopirittir. Pirotin, manyetit, sfalerit diğer önemli metalik minerallerdir, özellikle pirit ve kalkopiritten itibaren türemiş oksidasyon ve sementasyon zonu mineralleri öncelikle işletilmiştir. Bugün bu tür minerallere az rastlanmaktadır. Klorit, kuvars, kalsit, ankerit ve siderit başlıca gang mineralleridir. Kobalt iz unsur olarak mevcuttur.
Anayatak kısmen ekzalatif-sedimenter, kısmen de volkanojenik hidrotermal özelliği de "Kıbrıs tipi" bir masif sülfit yatağıdır.
c) Kısabekir Yatağı : Burada cevher serpantinit ve diyabazlar içinde stokverk, damar ve damarcık halindedir. 100 m uzunluğunda, 30 m genişliğinde bir yerde mostra veren cevher başlıca pirit ve kalkopiritten ibarettir. Yatak daha ziyade volkanojenik hidroter-mal oluşumludur.
F- Küre Pirit-Bakır Yatağı (Kastamonu) % Ofiyolitik volkaniz-maya bağlı olarak oluşmuş bir masif sülfit yatağıdır. Ancak bu yöredeki ofiyolitlerin Liyas öncesi olduğu düşünülmektedir. Liyas yaşlı şeyi, sleyt, fillit gibi kayaçlar bu ofiyolitleri örterler. Yaklaşık 150 m genişliğinde 40 m kalınlığındaki cevher merceğimsi yığın şeklindedir. En çok bulunan mineral pirit'tir. Kalkopirit ikincil önemdedir. Yatakta ayrıca kobalt mineralleri de mevcuttur. Küre bakır yatağının ekzalatif-sedimenter, kısmen de volkanojenik hidrotermal olduğu düşünülmektedir.
G- Rio Tinto Pirit-Bakır Yatağı (ispanya) : Cevherleşme Kar-bonifer yaşlı sleyt ve kuvarsitler ile riyolit ve riyolitik pirok-lastitler arasında masif halde bulunmaktadır. Riyolit ve riyolitik piroklastitler ayrıca stokverk şeklinde cevher içermektedir (Şekil 136). Başlıca mineraller pirit ve kalkopirittir. Yatak kısmen ckza-latif-sedimenter, kısmen de volkanojenik hidrotermal olarak oluşmuştur. Yatak üzerinde ayrıca bir oksidasyon ve sementasyon zonu gelişmiştir.
H- Horanda Tipi Masif Sülfit Yatakları (Kanada) : "Noranda tipi" deyimi Kanada'da Noranda bölgesinde bulunan, az çok metamorfizmaya uğramış, Prekambriyen yaşlı masif sülfit yataklar ile bunlara benze™ yen diğer yataklar için kullanalır.
Noranda bölgesinde cevherleşmeler riyolitik volkanizmaya bağlı olarak riyolitik piroklastitler içinde yer almışlardır. Masif cevher merceğimsi yığınlar halindedir ve genellikle demirli bir çört ile örtülmüşlerdir (Şekil 137). Masif cevherin altında riyolitik piroklastitler içinde daima stokverk ve saçınım halinde daha zayıf bir cevherleşme mevcuttur.
Pirit, pirotin, kalkopirit ve sfalerit en çok rastlanan cevher mineralleridir. Mineralojik bir zonlanma mevcuttur. Sfalerit va^ci duğunda masif cevherin en üst kısıtlında derişmiştir. Kalkopirit ve pirit daha altta, masif pirit ise en altta bulunur. Mineralojik bileşimden de anlaşılacağı gibi Horanda tipi yataklar özellikle bakır ve çinko bakımından ekonomik önem taşırlar. Bu yataklardan ayrıca altın ve gümüş1te elde edilir.
Bu yatakların en tipik özelliklerinden biri saçınımlı cevherin de yer aldığı taban kayaçlarının yoğun olarak kloritleşmiş olmasıdır. Kloritleşme yanal olarak azalır.
Masif cevher ekzalatif-sedimenter olarak oluşmuştur. Stokverk ve saçınımlı cevher ise volkanojenik hidrotermal kökenlidir.
Comstock Lode Altın ve Gümüş Yatağı (Nevada, ABD) : Cevherleşme Tersiyer yaşlı asit volkanitlerin içinde kırıklarda ve breşik fay zonlarında gelişmiştir. Damar, damarcık, breş dolgusu ve saçınım şeklindedir. Yatakta başlıca cevher mineralleri pirit, kalkopirit, sfalerit, galen, altın ve gümüş tellürürler ile nabit altındır. Kavaro on önemli gang mineralidir. Comstock Lode volkanojenik hidrotermal bir yataktır.
Arapdağ Altın ve Gümüş Zuhuru (izmir) : Cevherleşme Tersiyer yaşlı dasitler içinde birbirine paralel damarlar halindedir. Cevher mineralleri pirit, kalkopirit, sfalerit, galen ve altın tellürürdür
Altın ayrıca pirit ve kalkopirit içinde de mevcuttur. Nabit altın çok azcb.ı-. Gümüş galene bağlıdır. Breşik zonlarda altın tenoru daha yüksektir. Yüzeysel ayrışma olaylarına bağlı olarak altın oksidasyon kuşağının eşit kısmında derişmiştir.
Arapdağ zuhuru volkanojenik hidrotermal bir oluşumdur.
4- Oruro Kalay ve Gümüş Yatağı (Bolivya) t Cevherleşme Tersiyer yaşlı asit volhanitlerin içinde damarlar halindedir. Oruro yatağı son derece zengin bir mineralojik bileşime sahiptir. En öneifli cevher minerali kassiterit1tir. Kassiterit dışında çok çeşitli sülfür ve sülfoantimoniyür mineralleri mevcuttur. Gümüş pirarjirit gibi sülfoantimoniyür mineralleri içindedir.
Oruro volkanojenik hidrotermal bir yataktır. Yurdumuzda benzerine rastlannılmıştır.
5- Helen Demir Yatağı (Kanada) : Helen demir yatağı "Algoma tipi" yataklara bir örnek teşkil etmektedir. Algoma tipi demir yataklarının ortak özellikleri Prekambriyen yaşlı yeşil kayaçlar birliği içinde yer almaları ve asit volkanik kayaçlara bağlı olmalarıdır.
Halen demir yatağı katmansı şekildedir. Tabanda riyolit, tavanda çört bulunmaktadır. Başlıca cevher mineralleri siderit ve pirittir. Siderit altta, pirit ise üstte daha boldur. Yatak andezitik dayklar tarafından kesilmiştir (Şekil 138).
Yeşil şist fasiyesinde metamorfizmaya uğramış Helen yatağı ek-zalatif-sedimenter bir oluşumdur. Yurdumuzda bu tipte yatak bilinmemektedir.
6- Kirunavaara Demir Yatağı (isveç) : Kirunavaara demir yatağı yaklaşık 5 km uzunluğunda, ortalama 90 m genişliğinde katmansı bir yataktır. Yatağın derinliği 1250 m kadardır. Tabanda siyenit, tavanda riyolitler bulunmaktadır (Şekil 139). Yan kayaçlar ve cevherleşme Prekambriyen yaşlıdır.
Başlıca cevher minerali manyetit1tir. En önemli gang minerali apatit'tir. Bu şekilde apatitli ve manyetitli cevher için "Kiruna tipi" deyimi kullanılmaktadır.
Yatağın oluşumu çok tartışmalıdır. Riyolitik lavlar ile köken-sel bir ilişkinin varlığı kabul edilmektedir. Ancak birçok yazar cevherleşmenin ortomagmatik dönemde sıvı halde karışmazlık olayına bağlı olarak geliştiğini ve sokulum şeklinde yerleştiğini düşünmeJc-tedir. Bazı yazarlar pnömatolitik bir oluşum ileri sürmektedirler.
Avnik Demir Yatağı (Genç-Bingöl) : Apatit ve manyetitli olması bakımından "Kiruna tipi" bir yatak olduğu kabul edilmektedir. Avnik demir yatağı katmansı yapılardan oluşmuştur. Uzunlukları 80 - 400 m, kalınlıkları 10-35 m arasında değişmektedir. Derinlik yaklaşık 50 m'dir. Katmansı yapılar Paleozoik (?) yaşlı gnayslar içindedir. Cevher ile yan kayaç kontağında genellikle ince bir amfibolit gelişmiştir (Şekil 140). Avnik demir yatağının oluşumu tartışmalı olmakla beraber, bazı araştırıcılar yöredeki gnaysların metamorfizmaya uğramış asit volkanitler olduğunu, yatayın da bu asit volkanitler ile köken bakımından ilişkili olduğunu düşünmektedir.
Lake Superior Bakır Yatakları (Michigan, ABD) : Prekambriyen yaşlı, çok geniş bir alana yayılmış bazaltların gözenekleri nabit bakır ile dolgulanmıştır. Bakırın iz unsur halinde ve senjenetik olarak lavlar içinde bulunduğu, daha sonra yanal göç ile gözeneklerin içine taşındığı düşünülmektedir. Bazı yazarlar bakırın derişmesini metamorfizma ile açıklamaktadırlar.
9- Turhal Antimuan Yataklarz (Tokat) : Turhal yöresinde Paleozoik (?) yaşlı metamorfik kayaçlar yüzeylenmektedir. Bunlar grafit şist, serisit şist, yeşil şist, mermer ve metadiyabaz cinsi kayaçlardır. Yörede metarorfitleri örten Kretase yaşlı kireçtaşları ile Tersiyer yaşlı marn, kil ve kumtaşları bulunmaktadır. Cevherleşme bir damar alanı içinde, Doğu-Batı doğrultusu boyunca, paralel damarlar halindedir. Damarların hepsi metamorfik kayaçların içinde yer almıştır.
Daima dike yakın bir eğime sahip olan damarların uzunluğu ve derinliği 200 m'ye erişebilmektedir. Kalınlık ise birkaç cm ile birkaç m arasında değişir. Başlıca cevher minerali antimonit,. başlıca gang minerali ise kuvars'tır.
Turhal antimonit yataklarının oluşumu tartışmalıdır. Bazı yazarlar bunların katmansı nitelikte olduklarını ve metadiyabazlarla köken bakımından ilişkili olduklarını düşünürler. Ancak çoğu yerde antimonit cevherleşmesinin epijrnetik teşekkülü belirgindir. Bu nedenle cevherleşmelerin metamorfitlerden daha genç bir plütonizmaya veya volkanizmaya bağlı olarak düşük ısılı hidrotermal (epitermel) şekilde teşekkül ettiği düşünülmelidir.
10- İvrindi Antimuan Yatakları (Balıkesir) : Yörede metamorfik bir zemin üstünde Permiyen yaşlı klastik kayaçlar ile kireçtaşları bulunmaktadır. Bunların da üstünde Miyosen yaşlı andezit ve dasitler bulunur, ivrindi yöresinde çok sayıda antimuan cevherleşmesi özellikle Miyosen yaşlı volkanitler içinde damarlar halinde bulunmaktadır. Cevher minerali antimonit, gang minerali kuvars'tır.
ivrindi antimuan yalakları Miyosen volkan!elerine baljlı düşük ısılı hidrotermal (epitermal) oluşuklardır. Ancak bazı araştırıcılar cevherleşmelerin Paleozoik spilit ve diyabazları ile eş oluşumlu olduklarını ve sonradan kırık hatlarına hareket ederek bugünkü yerlerini aldıklarını ileri sürmektedir.
11- Almaden Civa Yatağı (ispanya) ; Dünyanın en önemli ve en eski civa yatağıdır. Almaden1de cevherleşme daima Siluriyen yaşlı kuvarsitler içinde katmansı şekildedir (Şekil 141) . Kalınlığı yaklaşık 3-5 m olan uç cevher seviyesi bilinmektedir. Tabanda Ordovisiyen yaşlı kiltaşları, tavanda Siluriyen yaşlı volkano-tortul kayaçlar mevcuttur.
Başlıca cevher minerali plan zinober kuvarsitin taneleri arasında, mikrokırıklarında ve hatta bazen kum tanelerinin içinde bulunmaktadır. Cevherleşmenin volkanojenik hidrotermal olduğu ve ter-cihan boşluklu kuvarsit içine yerleştiği düşünülmektedir.
12- Sızma-Lâdik Cıva Yatakları (Sarayönü-Konya) : Sızma ile Lâdik arasında kalan alanda çok sayıda cıva yatak ve zuhuru bulunmaktadır. Bu yörede Paleozoik yaşlı mermerler, fillitler ve kristalize kalkerler bulunmaktadır. Cevherleşme en çok fillit'in üstte bulunduğu fillit-kristalize kalker stratigrafik dokunakların da görülmektedir. Bu kesimlerde cevher katmansı şekildedir. Ancak cıva cevherleşmelerine kristalize kalker ve mermerlerin içindeki breşik fay zonlarında, kırıklarda ve çok küçük cepler içinde de rastlanmaktadır (Şekil 142).
Asıl cevher minerali zinoberdir. Antimonit, realgar, orpiment ve pirite de astlanmaktadır. Kuvars, kalsit ve flüorit başlıca gang mineralleridir.
Sızma-Lâdik cıva yatakları düşük ısılı hidrotermal (epitermal) oluşuklardır. Bazı araştırıcılar yatakların volkanojenik kökenli olduğunu, diğer bazı araştırıcılar ise granitik bir plütonizmaya bağlı olduğunu düşünmektedir.
Halıköy Cxva Yatağı (ödemiş-lztnir) : Cevherleşme tavanı gnays, tabanı mikaşist olan ters bir fay hattı içinde yer almıştır. Fay hattı boyunca gelişmiş killi bir ezilme kuşağı kılavuz niteliğindedir. Cevherleşme fay hattı içinde damar, damarcık ve saçınım şeklindedir (Şekil 143). Başlıca cevher minerali zinober, gang minerali ise kuvars'tır. Halıköy cıva yatağının Tersiyer asit volkanizmasına bağlı düşük ısılı hidrotermal (epitermal) bir yatak olduğu düşünülmektedir.
Doğu Pontid Manganez Yatak ve Zuhurları : Doğu Karadeniz bölgesinde üst Kretase yaşlı volkano-tortul seri içinde yüzlerce küçük manganez yatak ve zuhuru mevcuttur. Ocaklı (Maçka-Trabzon) zuhuru bunlardan bir tanesidir (Şekil 144). Doğu Karadeniz manganez
cevherleşmeleri başlıca üç şekilde bulunur.
- Volkano-tortul kayaçlar (s.str.) içinde katmansı şekilde ek-zalatif-sedimenter olarak.
/olkano-tortul kayaçlar veya genç dasitik lav ve piroklastitler içinde damar, damarcık, stokverk, saçınım, breş dağılımı halindehidrotermal olarak.
Aynı yerde hem ekzalatif-sedimenter, hem de hidrotermal olarak.
Bütün bu yataklarda başlıca cevher mineralleri pirolüzit ve psilomelandır. Gang mineralleri kuvars, kalseduan, rodokrozit ve kalsittir.
Doğu Karadeniz bölgesindeki manganez yatak ve zuhurları volkano-tortul seriye ait volkanitlere bağlı, kırmızı kireçtaşlarıyla yaşıt oluşuklardır.
Keçiborlu Kükürt Yatağı (İsparta) : üst Tersiyer yaşlı riyolitik bir volkanizmaya bağlı olarak, riyolit daykları boyunca oluşmuştur. Tipik bir ekzalatif yataktır. Kükürt sıvamalar, damar
cıklar ve düzensiz küçük yığınlar halindedir.
Cumaovası Perlit Yatakları (izmir) : Yurdumuzun pekçok kesiminde önemli perlit yatakları bulunmaktadır. Bunların hepsi Neojen veya daha genç yaşlıdırlar. Cumaovası perlitleri Pliyosen yaşlı asit bir volkanizmanın ürünü olarak gölsel ortamda gelişmişlerdir.
BÖLÜK XVI
METAHORF1ZMAYA BAĞLI MADEN YATAKLARI
I. TANIM !
Metamorfizmaya bağlı yataklar geniş anlamda hem metamorfizma ile oluşmuş yatakları, hem de metamorfizma ile yeni bir mineralojik bileşim, yapı ve doku kazanmış yatakları kapsar.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi metamorfizmaya bağlı yataklar konusunda başlıca iki grup yataktan söz edilebilir.
Metamorfizma ile oluşmuş yataklar ( = başkalaşım yataklara) :
Olağan bir kayacın metamorfizmaya uğraması ile ekonomik öneme sahip bir yatak oluşur. Bunlar genellikle endüstriyel hammadde yataklarıdır.
Metaraorf izmaya uğramış, yataklar ( = başkalaşvış yataklar):
Kökeni ne olursa olsun, önceden var olan bir yatak metamorfizmaya uğrayarak yeni bir mineralojik bileşim, yapı ve doku kazanır. Bunlar genellikle metalik maden yataklarıdır.
Yukarıdaki iki grubu da kapsayan metamorfizmaya bağlı maden yatakları için metamorfojenik veya başkalaşıma bağlı maden yatakları deyimleri de kullanılır.
II,. METAMORFÎZMAYA BAĞLI YATAKLARIN OLUŞUMU;
Metamorfizmaya bağlı yataklar başlıca ısı ve basınç faktörlerine bağlı olarak meydana gelirler.
Yerkabuğu içinde ısının değeri jeotermik gradyana ve yükselen magmalara bağlıdır. Bu ısı değeri genellikle anateksi sınırının ısısı olan yaklaşık 650°C'den küçüktür (şekil 145).
Metamorfizma olaylarında rol oynayan en önemli iki basınç litostatik basınç ile yerkabuğu içindeki hareket ve sürtünmelerden ileri gelen yönlü basınçtır. Litostatik basınç genellikle 10 kilobarı aşmaz. Yönlü basınç ise kıvrımlarıma, faylanma, bindirme, blok hareketleri gibi tektonik olaylara bağlı olarak yerkabuğunun üst kısımlarında oldukça şiddetlidir. Buna karşılık derinlere inildikçe etkisi azalır. Metamorfizmaya bağlı yatakların oluşumunda buhar basıncı nispeten daha önemsiz bir rol oynar.
Isı ve basınç dışında su, karbondioksit ve metasomatik getirim-ler metamorfizmayı kontrol eden diğer faktörlerdir. Metamorfizma katı ortamda iyonik difüzyon ile gerçekleşir. Ancak minerallerin arasında veya çok kısa mesafelerde dolaşan sıvı fazın varlığı da kabul edilmektedir.
Değişik faktörlerin etkinliklerine ve yatakların metamorfizma-ya uğramış veya metamorfizmayla oluşmuş olmalarına göre aşağıdaki çeşitler ayırt ediliri
Kontakt metamorfizma ile oluşmuş yataklar
Kontakt metamorfizmaya uğramış yataklar
Rejyonal metamorfizma ile oluşmuş yataklar
Rejyonal metarnorfizmaya uğramış yataklar
Dinamik metamorfizma ile oluşmuş yataklar
Dinamik metaraorfizmaya uğramış yataklar
Bütün bu çeşitleri aslında topoşimik ve metasomatik diye ikiye ayırmak mümkündür. Çok kısa mesafeler içinde gerçekleşen metasomato-zun, maden yataklarının oluşumu açısından, genellikle önemli bir rolü yoktur. Daha uzun mesafelerde gerçekleşen metasomatozda ise getirimler Steril migma niteliğindedir. Bununla beraber metasomatozla ilgili olarak kontakt metamorfik ve ender olarak da bazı rejyonal metamorfik yataklar meydana gelebilir. Yine bazı yenilenme olayları metasomatoza bağlı olabilir.
Diğer taraftan yukarıda sıraladığımız metamorfizmaya bağlı yatak çeşitlerini fasiyeslere veya fasiyes serilerine göre alt gruplara ayırmak mümkündür yeşil şist fasiyesinde metamorfizmaya uğramış yataklar, glokcfan şist fasiyesinde oluşmuş yataklar, vb., gibi.
l- Kontakt Metamorfizma ile Oluşmuş Yataklar : Plütonik kayaç-ların kontakt zonlarında bulunan yataklar az veya çok oranda metasomatik şekilde meydana gelmişlerdir. Granitik kayaçlarla da yakından ilişkili olduklarından bu yataklar daha önceki kısımlarda pirometa-somatik başlığı altında ele alınmışlardı. Aslında bu tür yataklarda-ki cevher elementlerinin kaynağı ve kontakt metamorfizmanın cevherleşme üzerine katkısı tartışma konusudur. Zira kontakt zonlarındaki yataklara ait cevher elementleri
Kontakt metamorfizmaya uğrayan kayaçlara ait olabilir.
Granitik kayaçtan itibaren metasomatik olarak gelebilir.
Granitin yerleşmesinden sonra hidrotermal olarak gelebilir.
Son iki açıklama ile cevher elementlerinin az veya çok uzaktan gelebileceği kabul edilse bile, bu tür yataklara ait gang minerallerinin kimyasal bileşimi yakın çevredeki kayaçlara bağlıdır.
Metasomatik kontakt metamorfizma ile oluşmuş yataklara örnek olarak volfram, demir, bakır, kurşun, çinko, vb., yatakları gösterilebilir. Bu pirometasomatik yataklara burada tekrar değinilmeyecektir .
Metasomatoz olmaksızın, olağan bir kayaçtan itibaren metalik bir maden yatağı oluşamaz. Ancak yeniden kristallerime sonucu oluşan bazı kayaç veya mineraller fiziksel özellikleriyle endüstriyel hammadde teşkil edebilirler. Kontakt metamorfizmayla oluşan mermer, gröna, andaluzit, vollastonit, diaspor, zımpara taşı, grafit yatakları vb. gibi.
2- Kontakt Metamorfizmaya Uğramış Yataklar : Kontakt metamorfizmaya uğrayan bazı cevherleşmelerde şu değişiklikler meydana gelebilir :
Demir Cevheri : Oksit, hidroksit veya karbonat halindeki demir mineralleri ısı yükselmesiyle önce hematite, daha sonra manyetite dönüşür. Söz konusu hematit yapraksı yapıdadır ve spekülarit diye de adlandırılır. Manyetitin tane boyutu kontakt metamorfizmanın şiddetiyle orantılıdır. Bu cevher minerallerinin yanında damirli, kalsiyumlu, silikatlı gang mineralleri oluşur.
Dostları ilə paylaş: |