İREVAN ŞEHRİ
229
dönüştürülmüş ve bu şekilde caminin varlığını sürdürmesini
sağlayabilmiştir. 1936 yılından itibaren Gök Camii İrevan
Tarih Müzesi olarak kullanılmağa başlandı. İkinci Dünya Sa‐
vaşı başladıktan sonra Gök Camii bir süre aynı
zamanda silah
deposu olarak kullanılmıştı. Savaştan sonra Gök Camii`de
ayrıca Doğa Müzesi ve 1952 yılından itibaren ise caminin
küçük ibadet salonunda astronomi meraklıları için planetar‐
yum faaliyeti göstermiştir.
1991'de Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra
Müslüman ülkelerle diplomatik ilişkilerin gereği olarak Gök
Camii`nin yeniden cami olarak faaliyet göstermesi zorunlulu‐
ğu ortaya çıkmıştır. Öncelikle 1991 yılında Doğa müzesi, 1994
yılında ise Tarih müzesinin faaliyetine son verilmiştir. 1995
yılında İran'la Ermenistan arasında imzalanan anlaşmaya
göre, İran hükümeti Gök Camii`nin restorasyonunu yapmıştır.
Restorasyon çalışmaları İran'ın "Bünyad‐e Müstezefan ve
Canbazan" (Savaş gazileri ve şehitler) yardım derneği tara‐
fından yapılmış ve 2006 yılında tamamlanmıştır.
Türk camisi
olan Gök Camii İran tarafından Fars motifleri ile süslenmiş ve
Fars camisi olarak tanıtılmaktadır.
Zal Han Camii
İrevan'ın Kale ile Tepebaşı mahalleleri arasında bulu‐
nan Eski şehir denilen bölümündeki camilerden biri Şehir
veya Zal Han Camii olarak bilinir. Şehir Camii Gök Cami`den
küçük olsa da, çok güzel bir yapı olmuştur. H.Linç’in verdiği
bilgiye göre, Şehir Camii`nin üzerinde
Arap alfabesiyle Türk
dilinde caminin Hicri 1098 (miladi takvimi ile 1687) yılında
yapıldığı yazılıdır. Yani Şehir Camii 1679 yılı depreminden
sonra inşa edilmiştir. Aynı dönemde İrevan Beylerbeyi Çal
Han kentteki yapıların restorasyonu için hayli emek sarf et‐
NAZİM MUSTAFA
230
mişti. Onun döneminde inşa edilen camilerden biri halk Çal
Han Camii ya da Şehir Camii olarak adlandırılmıştır. Dış gö‐
rünümüne göre Gök Camiye benzeyen Zal Han Camii'nin de
dinlenmek için avlusu ve bahçesi bulunmaktaydı. Tarihi araş‐
tırmalara göre, Çal Han veya Şehir Camii İrevan şehrinin
merkezindeki günümüzde Cumhuriyet meydanında bulunu‐
yordu. 1928 yılında Şehir Camii`nin büyük salonu yıkılarak
onun yerinde "Yerevan" hoteli inşa edilmiştir. 1999 yılında
restorasyon yapıldıktan sonra bu otele şu anda "Golden Tulip
Hotel Yerevan" ismi verilmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Arşivi'nde
bulunan
1949 tarihli arşiv belgesinde Zal Han Camii'nin sergi salonu
olarak kullanıldığı gösterilmiştir.
İki katlı binası ve birçok odası olan Zal Han Camii'nin
medresesi İkinci Dünya savaşından sonra farklı amaçla kulla‐
nılmaya başlanmıştır. Günümüzde bu binada Ressamlar Evi‐
nin sergi salonu bulunmaktadır.
281
Tepebaşı Camii
Tepebaşı mahallesinde bulunan caminin minaresi
1960'larda yıkılmıştır. Duvarlarının kalınlığı 1,5 metre olan
caminin içerisindeki imam odasında şu anda bir Ermeni ailesi
yaşıyor. Caminin yanı başında şehrin Müslümanlarının bulu‐
şup çay içtiği bir çay evi de bulunmaktaydı. Şu anda bu çay evi
de kaldırılmıştır.
Caminin avlusunda ve çevresinde Ermeniler gece kon‐
dular inşa etmişlerdir. Bazı
bilgilere göre, bu camiyi İrevan
şehir yönetimi (upravasının) üyesi, Han soyundan Abbasgulu
Han İrevanski yaptırmıştır. Onun evi de aynı mahallede idi.
281
Арутюнян В., Асратян М., Меликян А., a.g.e., с.32.
İREVAN ŞEHRİ
231
Hazırda yıkılmış durumda olan Abbasgulu Han'ın evini halen
Ermeniler "Han'ın evi" olarak adlandırırlar.
Demirbulağ Camii
Sadece Azerbaycanlıların yaşadığı Demirbulağ mahalle‐
sinde XX. yüzyılın öncesinde üç cami bulunmuştur. Bu camiler
şunlardır: Hacı Novruzeli Bey, Hacı Cafer Bey ve Demirbulağ.
Demirbulağ camisi Geder nehrinin üzerindeki köprünün ya‐
kınında bulunduğu için onu Körpügulağı cami olarak da ad‐
landırmışlardır. Bunlardan ikisi, Hacı
Novruzeli Bey ve
Körpügulağı Camileri 1930'larda İrevan şehrinin planının
kurbanı olmuşlardır. İrevan kentinde 1988 yılına kadar faali‐
yet gösteren tek cami Hacı Cafer Bey'in yaptırdığı Çetirli Cami
veya ismini bulunduğu mahalleden alan Demirbulağ Camisi
olmuştur. Üzerindeki yazılarda caminin hicri takvimi ile 1327
yılında, yani miladi takvimi ile 1909 yılında inşa edildiği gös‐
terilmiştir. Caminin minaresi bulunmuyordu. Bunun yerine
cami binasının çatısında açık havada 1,5‐2 metre yüksekli‐
ğinde kare şekilli alan inşa edilmiş ve bu alan demir parmak‐
lıklarla çevrilmişti. Dört tarafı açık olan alanın üzeri demir
levha ile kapatıldığı için bu cami Çetirli Camii olarak bilini‐
yordu. Bu camiler mimari açıdan genellikle "Güldeste" cami
çeşidine dahil ediliyor. Sonraları bulunduğu yerin ismine uy‐
gun olarak, bu cami resmi belgelerde Demirbulağ Camisi ola‐
rak adlandırılmıştır. Ermenistan SSC Bakanlar Kurulu`na bağ‐
lı Ermeni Kiliseleri Konseyi 17 Ağustos 1981 tarihli raporun‐
da Babayev Ekber Cafer Oğlu Demirbulağ Camii`nin yönetim
kurulu başkanı olarak gösterilmiştir. Konseyin 2
Haziran
1985 tarihli diğer raporunda Myasnikyan bölgesi, Nerimanov
sokağı 145 (hazırda Vardanans sokak) adresinde bulunan
Demirbulağ Camii için alarm takılması talebinde bulunulmuş‐
tur.
NAZİM MUSTAFA
232
23 Şubat 1988’te radikal milliyetçi Ermeniler İrevan
şehrindeki Demirbulağ Camii'yi ve M.F Ahundov adına Azer‐
baycanlı orta okulun binasını yakmışlar. Bu olaydan sonra
Ermenistan yönetimi camiyi tamir ettirmiştir.
ABD`li gazeteci Robert Kullen İrevan ziyaret hakkında
"The New Yorker" gazetesinde 15 Nisan 1991 tarihli yazısın‐
da şehirde Azerbaycanlılara ait faaliyet
gösteren tek caminin
Demirbulağ Camisi olduğunu yazmıştır. R. Kullen şöyle yazı‐
yordu; “Bir gece İrevan'da dostu onu Knuni sokağındaki 22
numaralı evin arkasına götürerek bana bir çöplük gösterdi.
Dostum fısıltı ile bana Azerbaycanlıların Ermenistan'da yaşa‐
dığı dönemlerde burada onlara özgü sıradan bir cami olduğu‐
nu söylemiştir”. R. Kullen, İrevan'da katliamlar ve Azerbay‐
canlıların şehirden kovulması sırasında mahallede yaşayan
Ermeniler camiyi buldozerle yıktıklarını yazmıştır.
282
İngiliz araştırmacı Thomas de Vaal 2000 yılında
İrevan’dayken Robert Kullen`in tarif ettiği yere gitmiştir.
Thomas de Vaal şöyle yazıyor: "İrevan sırlarla dolu bir şehir.
Bana öyle geliyor ki, onlardan biri merkezi meydanın yakı‐
nında Vardanans sokağındaki 22 nolu çok katlı binanın arka‐
sında bulunmaktadır. Taştan dar merdiven beni çevresi pas‐
lanmış garajlar, tuğla ve kum kalıntılardan oluşan boş bir
mekana getirdi. İşte bu mekanda bir zamanlar İrevan Azer‐
baycanlılarına ait bir caminin olduğundan eminim. Fakat bu
caminin şansı yoktu: onu "Fars"
camisi olarak görmeyerek
(yazar burada "Fars Camii" adı altında "restore edilen" Gök
Camii`den bahsediyor – N.M) yıkmışlar.
Burası çok bakımsız bir yer izlenimi yarattığı için bende
şüphe uyandırdı: belki adresi yanlış almıştım. Merdivenin
282
Cullen Robert, A Reporter at Large, “ROOTS,” The New Yorker, April 15,
1991.