ASPERGER SENDROMLU VE YÜKSEK İŞLEVLİ OTİSTİK ÇOCUKLARIN EĞİTİMDEN
YARARLANMA DÜZEYLERİ
ÖZEL EĞİTİM DERGİSİ
23
Asperger Sendromlu ve Yüksek İşlevli Otistik Çocukların
Eğitimden Yararlanma Düzeyleri
*
Alev Girli
**
Dokuz Eylül Üniversitesi
Özet
Bu çalışma, İzmir ilinde Eylül 1999 ve Haziran 2000 tarihleri arasında, üniversite hastaneleri çocuk psikiyatrisi
kliniklerinde Asperger sendromu ve yüksek işlevli otizm tanısı almış olan, yaşları 20-48 ay arasında değişen, 28 çocukla
gerçekleştirilmiştir. Çocuklara TEACCH ve HANEN yaklaşımı temel alınarak hazırlanan eğitim programı beş yıl süre ile
uygulanmıştır. Çalışmaya katılan çocukların anne-babalarından gönüllü olan 17 anne-babaya 16 hafta süren aile eğitim
programı uygulanmıştır.
Bu araştırmanın temel amacı, çalışma grubunu oluşturan çocukların uygulanan eğitim programından sağladıkları
gelişmeyi, Psiko-Eğitimsel Profil Revize formu (PEP-R) ile taklit, algı, ince motor, kaba motor, el-göz koordinasyonu, bilişsel
ve sözel olmak üzere yedi gelişimsel; ilişki ve duygulanım, oyun ve materyallere ilgi, dil, ve duyusal tepkilerden oluşan dört
davranışsal alanda incelemektir. Çalışmacının diğer bir amacı, anne-babası aile eğitim programına katılan çocuklarla,
katılmayan çocuklar arasında eğitimden yararlanma düzeyi açısından faklılık olup olmadığını belirlemektir.
Çocukların başlangıç düzeyi performansları ve son değerlendirmeleri PEP-R kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP) TEACCH ve HANEN programlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.
Çocukların gelişimsel alanların hepsinde giriş becerileriyle çıkış becerileri arasında olumlu yönde anlamlı düzeyde
artış ve otistik davranış özelliklerinde azalma olduğu istatistiksel olarak belirlenmiştir. Yirmialtı çocuk, ilköğretim yaşı
geldiğinde kaynaştırma eğitimine katılabilecek düzeye ulaşarak ilköğretime başlamış, iki çocuk ise özel eğitim ilköğretim
okuluna geçiş yapmıştır. Anne-babası eğitim programına katılan 17 çocuğun taklit ve kaba motor gelişim alanlarında
kazanımlarının, anne-babası eğitim programına katılmayan 11 çocuktan anlamlı düzeyde daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Otizm, Asperger Sendromu, TEACCH Programı, HANEN Programı, PEP-R
Abstract
This study was conducted in İzmir with 28 children who were diagnosed as high functional autistic children and
children with Asperger Syndrome by university hospitals between September 1999 and June 2000. An education program
based on TEACCH and HANEN approaches was given to the children for five years. 17 volunteering parents of the children
who participated in the study were given a family education program for 16 weeks.
*
Bu çalışma 16. Özel Eğitim Kongresi’nde (2006) sözel bildiri olarak sunulmuştur.
**
Yard. Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniv., Buca Eğitim Fakültesi, PDR Bölümü, İzmir. E-posta: alev.girli@deu.edu.tr
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Özel Eğitim Dergisi
2007, 8 (2) 23-43
ALEV GİRLİ
2007, 8 (2)
24
The main purpose of this study is to investigate how much the research group benefited from the education program
they received. This was investigated through a Psycho Educational Profile Revision Form (PEP-R) in 7 sub areas from the
developmental domain such as imitation, perception, fine motor, gross motor, hand-eye integration, cognitive and verbal as
well as 4 sub areas from the behavioural domain such as language, relating and affect, play and interest in materials and
giving sensory responses. Another purpose of the study is to determine if there is a difference in terms of the level to which
children benefit from the education between the children whose parents attended the family education program and the
children whose parents did not. Children’s beginning level performances and their final performances were evaluated via
PEP-R. Their individualized education programs were prepared by using TEACCH and HANEN approaches.
It was found that all children in the study group benefited from the education program they received and also there is a
statistically meaningful increase between their skills before pre-test and after the application of post-test. The results also
showed that there is meaning decrease in typical behaviours in 4 behavioural areas. 26 children were able to start the
elementary school by reaching to a level which enables them to receive
inclusion education and two of the children have
started a special education elementary school. It was found out that children with parents who attended the education
program gained meaningfully more in two developmental domains (imitation, gross motor) than the children whose parents
did not take the education.
Key Words: Autism, Asperger Syndrome, TEACCH program, HANEN Program, PEP-R
Otizm, Yüksek Fonksiyonlu Otizm ve
Asperger Sendromu
Amerika’da ilk defa, Kanner (1943) tarafından
tanımlanan otizm, sosyal etkileşimde ve iletişimde
bozukluklarla, tekrarlayan davranışlarla ve ilgi
alanlarının sınırlılığı ile karakterize gelişimsel bir
bozukluktur (American Psychiactric Association,
2000). Otistik bireyler, birbirinden hem
yetersizliğin derecesi, hem de sergiledikleri
davranış özellikleri açısından farklılık gösteren
heterojen bir gruptur (Sucuoğlu, 2003). Zeka
bölümü dağılımı açısından da geniş bir ranja sahip
olan otistiklerin yaklaşık % 10-15’inin normal ve
üstü, % 25-35’inin sınır veya hafif zihinsel
yetersiz, geriye kalanlarının ise orta ve ileri
düzeyde zihinsel yetersiz olduğu düşünülmektedir
(Mesibov & Shea, 2003).
Kanner’la aynı dönemlerde Almanya’da
Asperger (1944) tarafından tanımlanmış olan,
otistik çocuklara benzeyen fakat daha üst düzey
işlevlere sahip çocuklar ise (Sucuoğlu, 2003) DSM-
IV’ de (1994) Asperger sendromlu çocuklar olarak
adlandırılmıştır. Asperger Sendromunu otizmden
ayıran temel özellik Asperger Sendromunda dil
gelişiminde ve bilişsel gelişimde otizmde olduğu
gibi gecikme ya da gerileme olmamasıdır (Kırcaali-
İftar, 2005 & Korkmaz, 2003). Ghaziuddin &
Mountain-Kimchi (2004), Asperger sendromlu
bireyleri, normal dil gelişimine sahip olan, ancak
sosyal etkileşim davranışlarıyla, tekrarlayan,
törensel davranışlarıyla otistiklerle aynı özellikleri
gösteren bireyler olarak tanımlamaktadır. Bu tanı
gruplarından birine mükemmel biçimde uyan
çocuklar bulunduğu gibi, iki grubun özelliklerinin
karışımını gösteren bireyler de olabilmektedir.
Bazen erken çocukluk döneminde Kanner
sendromunun tipik özelliklerini gösteren çocukların
yaşları ilerledikçe, ergenlik döneminde Asperger
Sendromu davranış özelliklerini göstermeye
başladıkları ve bu nedenle çocuğun bu spektrumun
hangi alt grubunda olduğuna karar vermenin her
zaman çok kolay olmadığı vurgulanmaktadır
(Wing, 2005). Genellikle zihinsel becerileri sınır
veya sınır üstü olan yüksek işlevli otistikler ile
Asperger sendromlular arasındaki ayrımın açık ve
net olmadığı düşünülmektedir (Myles, 2004).
Bu iki bozukluk da, Dünya Sağlık Örgütü
(ICD-10) Ruhsal ve Davranışsal Bozukluklar
Sınıflandırması Klinik Tanımlamalar ve Tanı
Kılavuzları (1992) ve American Psikiyatri Birliği’
nin (APA) Ruhsal Bozukluklara İlişkin Tanı ve
Sınıflandırma El Kitabı DSM IV’de (1994)
“Yaygın Gelişimsel Bozukluk” başlığı altında yer
almaktadır. Son yıllarda uluslararası alan yazında
yaygın gelişimsel bozukluk (pervasive
developmental disorder) ve otistik spektrum
bozukluğu (autistic spectrum disorder) terimleri
birbirinin yerine kullanılmaya başlanmıştır
(Kırcaali-İftar, 2005).