200
Birleşmiş Milletler (BM) ile çalışma isteğine ağırlıklı olarak yer verilmiştir. Liberal
basında barış eylemlerine çok az yer verilirken ve yer verilen barış eylemleri de
negatif bir yaklaşım sergilenirken muhafazakâr basın politikasına uygun olarak barış
eylemlerini pozitif ifadelerle ön plana çıkararak haber yapmıştır. Bu süreçte BM’nin
ABD’ye savaş izni vermemesi de olumlu çerçevelerle sunulmuştur. Liberal basında
tezkere yanlısı resmi açıklamalar ön plana çıkarılarak olumlanırken buna karşılık
muhafazakâr basında Tezkere yanlısı resmi açıklamalar negatif ifadelerle ele alınmış
ve bu tür açıklamalar eleştiri konusu olmuştur. Buna karşılık tezkere karşıtı
açıklamalar olumlu çerçevelerle sunulmuştur. Bu dönemde Kuzey Irak gelişmelere
göre ele alınmış, buradaki gelişmeler daha çok güvenlik boyutu üzerinden
değerlendirilmiştir. Liberal basında ise Kuzey Irak Türkiye’nin güvenliğine
yönelmiş bir tehlike olarak ele alındığı için mutlaka müdahale edilmesi gereken bir
yer olarak ele alınmıştır.
b. Kanıtlarla spatlamak
Muhafazakâr basın da liberal basın gibi haber ve yorumlarında öne sürdüğü savları
desteklemek ve hedef kitlesi üzerinde etkide bulunmak amacıyla uzman kişi ve
kuruluşların görüşleri, kanı birliği, kanıtsallık, açıklama, sayı oyunu ve mantıklı
olma üzerinden haklılığını kanıtlamaya çalışmıştır.
srailli Muhalif Yazarın Görüşleri
Muhafazakâr basında tezkere sürecinde tezkerenin mecliste onaylanmaması ve
Türkiye’nin topraklarını ABD askerlerine açmamasının Türkiye’nin ulusal
201
çıkarlarına en uygun tercih olacağı üzerinde durulmaktadır. Liberal basında daha
çok ekonomi çevrelerinden uzman kişi ve kuruluşlara başvurmuş, akademisyen ve
politikacılara daha az yer vermektedir. Muhafazakâr basında ise ağırlıklı olarak
siyasetçi ve araştırmacı yazarlara başvurulmuş, ekonomi uzmanlarına daha az yer
verilmiştir. Bu konuda çeşitli kesimlerden otorite olarak kabul edilen kişi ve
kurumlara başvurulmuş, tezkerenin kabul edilmemesi üzerine ise Türkiye’nin ulusal
çıkarlarının korunduğu yönünde görüş bildiren kişilere yer verilmiştir.
“ srailli yazar Ury Awnery yeniçağın başlangıcı olan bu devirde milyonlarca insanın
petrol için öldürüleceğini belirtti. ABD’nin amacı ne terörizm ne kitle imha
silahlarını yok etmek ne de Irak’a demokrasi getirmektir.”
415
“Araştırmacı yazar
Aytunç Altındal da ‘Türkiye işgal edilmiş durumda. Daha da vahimi Türkiye bir
anda kendini çatışma ortamında bulabilir.’ Anayasa Hukuku Profesörü ve SP
Kahramanmaraş eski milletvekili Prof. Dr. Mustafa Kamalak ise ‘Şu an BM kararı
olmadan hükümet tezkereyi meclise göndermekle suç işliyor’ şeklinde konuştu.”
416
“SP Genel Başkanı Kutan, Irak savaşının gerekçesini, Irak petrolünün ele
geçirilmesi, srail’in güvenliğinin sağlanması ve srail’in genişleme politikasına
karşı çıkan güçlerin ortadan kaldırılması olduğunu belirtti.”
417
“ ş dünyası: karar
Türkiye’ye yakıştı”
418
415
Yeni Şafak, Petrole Milyonlarca Kurban, 25 Şubat, 2003.
416
Milli Gazete, 26 Şubat, 2003.
417
Yeni Şafak, 27 Şubat, 2003.
418
Yeni Şafak, 3 Mart, 2003.
202
Zalimler Cezasız Kalmaz
Muhafazakâr basında Türkiye’nin ve bölgenin çıkarlarının herhangi bir savaşın
yaşanmamasını gerektirdiği ifade edilmektedir. Liberal basında ülkenin birliğine
vurgu yapılmakta ve Kuzey Irak’ın Türkiye’ye yönelik güvenlik tehditleri üzerinden
bir kanı birliği oluşturulmaya çalışılmakta iken, muhafazakâr basında Irak’ın
işgaline ve savaşa karşı bir kanı birliği oluşturulmaya çalışılmıştır.
“Zalimler cezasız kalmaz. Türkiye halkı yakın tarihte hiçbir konuda bu kadar birlik
olmamıştı. Halkımız, devletimizin ABD’yi desteklemesini istemiyor. Halkımız
hiçbir haklı sebep ve gerekçe olmadan komşumuz ve din kardeşimiz Irak’a
saldırılmasını istemiyor. Halkımız srail’in güvenliği için büyük sayıda sivilin,
çocuğun, Müslüman’ın, nâ-hak yere öldürülmesini istemiyor. Evet, Türkiye halkının
% 95’i savaş istemiyor. Amerika’ya destek verilmesini istemiyor. nsanların
gazabından kurtulmak belki mümkündür. Ama Allah’ın gazabından ve azabından
kurtulmak mümkün değildir.”
419
“Uluslararası meşruiyet. Ben, BM ve Güvenlik
Konseyinin karar alması, veto etmesi veya etmemesinin bu kuruluşa üye olan
devletlerce bir meşruiyet dayanağı sayıldığını biliyorum. Ancak bir Müslüman
olarak bu kararların bazen güçlü (veto hakkı) bulunan ülkelerin çıkarlarına hizmet
ettiği slam’ın da bir meşruiyet ölçütü olarak kaale alınmadığını bildiğim için
‘evrensel ve/veya slamî meşruiyet’in şartlarını taşımadığına, ortada göreceli bir
meşruiyetin bulunduğuna inanıyorum.”
420
“Milletimiz karşı, bakanlar huzursuz,
419
Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 28 Şubat, 2003.
420
Hayrettin Karaman, Yeni Şafak, 28 Şubat, 2003.
203
vekiller şaşkın, ama süreç işliyor, hem ağlıyor, hem gidiyor.”
421
“Hayırda ‘hayır’
vardır, ‘katliama ortak olmayın’ çağrısında bulunan kamuoyu bugün mecliste
oylanacak asker tezkeresine milletvekillerinin hayır oyu vermesini istiyor.
Milletimiz bu kirli savaşta yer almak istemiyor.”
422
Ahlaki Meşruiyet ile Mantık
Tezkere sürecinde muhafazakâr basın ahlaki meşruiyet ile mantık arasında dengenin
sağlanmasını savunarak, Türkiye’nin bu savaştaki çıkarlarının savaşa girmemesini
ve tezkereyi kabul etmemesini gerekli kıldığını ifade etmektedir. Liberal basında ise
bu görüşün tam tersi bir görüş savunulmuştur. Liberal basın tamamıyla realist
paradigma çerçevesinde konuyu ele alarak ahlaki gerekçelerin ulusal çıkarların
önüne geçmemesi gerektiğini savunmuştur.
“Kuzey Irak ve Kürtler konusunu değerlendirirken lütfen başka yaralar açılmasına
zemin hazırlamayalım. Sözlerimize dikkat edelim. ‘Kuzey Irak Kürtleri’ne yönelik
eleştirilerin ırkî değerlendirmeler haline gelmesine ve paralellikler kurulup
Türkiye’deki kardeşlerimizin rencide edilmesine yol açmayalım.”
423
“Kuzey Irak
tuzağı. Açık söylemek gerekir ki, Kuzey Irak meselesine kilitlenmiş savaş ya da
çıkar tartışması her anlamda beyhudedir. Hatta gayrı meşrudur. Bir kere Türkiye’nin
ABD’nin niyetleri dikkate alındığında Kuzey Irak’ta bir Kürt biriminin oluşmasını
engellemesi çok zordur ve buna yetecek araçları yoktur. Öte yandan Türkiye’nin
kendi sınırları dışında bir ülke ya da bölgede bir etnik grup merkezli bir siyasi
421
Milli Gazete, 26 Şubat, 2003.
422
Milli Gazete, 1 Mart, 2003.
423
Ahmet Taşgetiren, Yeni Şafak, 1 Mart, 2003.
Dostları ilə paylaş: |