T. C. Ankara ün vers tes sosyal b L mler enst tüSÜ Özel hukuk (meden hukuk) anab L m dali



Yüklə 1,68 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə38/103
tarix20.09.2018
ölçüsü1,68 Mb.
#69327
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   103

 
84 
için  yeterli  kaynağa  sahip  bulunmayışları  sebebiyle
196
,  swap  piyasasında  gerçek 
kişilerin etkin bir rol oynamadıkları görülmektedir
197
.  
B.
  Tüzel Kişiler 
Uygulamada  swap  sözleşmesi  hemen  her  zaman  iki  tüzel  kişi  arasında 
yapılmaktadır.  Tüzel  kişilerin  taraf  sıfatına  ilişkin  problemler  ise  esas  olarak  fiil 
ehliyeti  konusunda  ortaya  çıkmaktadır.  Zira  tüzel  kişilerin  bir  swap  sözleşmesi 
kurmak  suretiyle  hukuken  geçerli  bir  şekilde  yükümlülük  altına  girebilmelerinin 
temel şartı, sözleşme yapma ehliyetine sahip bulunmalarıdır
198
.  
Türk  hukukunda  başlı  başına  bir  varlığı  haiz  olmak  üzere  örgütlenmiş  kişi 
topluluklarının  ve  belli  bir  amaca  özgülenmiş  olan  bağımsız  mal  topluluklarının, 
kendileri ile ilgili özel hükümler uyarınca tüzel kişilik kazanmaları mümkündür (MK 
m.  47).  Cins,  yaş  ve  hısımlık  gibi  insana  özgü  niteliklere  bağlı  olanlar  dışındaki 
bütün  haklara  ve  borçlara  ehil  sayılan tüzel  kişilerin,  fiil  ehliyetini  kazanmaları  ise 
kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmalarına bağlıdır (MK 
m. 49). 
Fiil ehliyetine sahip bir tüzel kişinin swap sözleşmesine taraf olabilmesi, bir 
yandan  tüzel  kişinin  tüzüğünde  aksi  yönde  bir  düzenleme  bulunmamasını  ve 
sözleşmeyi  yapan  organın  yetkili  olmasını  diğer  yandan  da  işlemin  tüzel  kişinin 
                                                 
196
 WALDMAN, 1034. 
197
 Literatürde gerçek kişilerin taraf olduğu bir swap sözleşmesine rastlanmamıştır (LORETAN, 140, 
dpn. 610).  
198
  Tüzel  kişinin  fiil  ehliyetini  kazanabilmesi  organlarının  oluşturulmasına  bağlıdır  (AKÜNAL'>AKÜNAL,  33; 
OĞUZMAN/SEL Ç /OKTAY,  187).  Organlarının  oluşumu  ile  fiil  ehliyetini  elde  etmiş  bulunan 
tüzel  kişinin  yetkili  organı tarafından  üçüncü  kişilerle  yapılacak  hukuki işlemler tüzel  kişinin  işlemi 
sayılır  ve  tüzel  kişiyi  bağlar.  Burada  organın  yetkisi  her ne  kadar tüzel  kişinin üçüncü  kişilere  karşı 
temsil edilmesine yönelikse de, dar ve teknik anlamda bir “temsil” niteliği taşımamakta, organın fiili 
tüzel kişinin fiili sayılmaktadır (AKÜNAL, 39; OĞUZMAN/SEL Ç /OKTAY, 192). 


 
85 
amacına  aykırı  olmamasını  gerektirir
199
.  Tüzel  kişinin  ehliyetinin,  izlediği  amaçla 
sınırlı olması esasını ifade eden ultra-vires ilkesi, sözleşmenin spekülasyon amacıyla 
da kullanılabilir niteliği sebebiyle problem yaratmaktadır
200
. Zira bu ilkeye göre tüzel 
kişinin amaç dışı işlemi, onun ehliyet dışı işlemi sayılmaktadır ve ultra-vires işlemler 
tüzel kişiyi  bağlamaz
201
.  Nitekim  literatürde “Hammersmith  Fulham  davası”  olarak 
anılan  bir  uyuşmazlıkta  ngiltere  Lordlar  Kamarası,  bölgesel  otoriteler  tarafından 
yapılan swap sözleşmelerinin ultra-vires olduklarına hükmetmiştir
202

Swap işlemlerine taraf olarak katılan ve swap piyasasında etkin rol oynayan 
tüzel  kişiler,  faaliyet  alanlarına  göre  bankalar,  işletmeler,  uluslararası  kuruluşlar  ve 
devletler şeklinde sınıflandırılabilir
203

                                                 
199
 LORETAN, 142. 
200
 ADAMS/RUNKLE, 635; WALDMAN, 1043; LORETAN, 134; DECOVNY, 110. 
201
  LORETAN,  142.  Ultra-vires  ilkesi;  ngiliz  hukukunda  tüzel  kişilerin  ve  özellikle  ticaret 
ş
irketlerinin  hak  ehliyetini  amaçlarıyla  sınırlayan  görüşü  ifade  eder.  Bu  ilkenin  Türk  hukukundaki 
karşılığını  oluşturan  “tahsis  ilkesi”  de,  tüzel  kişilerin  sahip  olabilecekleri  her  türlü  hakları,  ancak 
amaçlarının  gerçekleşmesine  hizmet  etmek  maksadıyla,  amacın  sınırları  içerisinde  kalmak  şartıyla 
kullanabileceklerini 
gösterir 
ve 
böylece 
tüzel 
kişilerin 
fiil 
ehliyetini 
sınırlandırır 
(AK PEK/AKINTÜRK, 535).  
202
  Hazell  v.  Hammersmith&Fulham  London  Borough  Council  [1992]  2  App.  Cas.  1,  37  (1991). 
Davanın  tarafları  Londra’da  bir  belediye  olan  “Hammersmith-Fulham”  ile  bu  belediyenin  sermaye 
piyasası  faaliyetlerini  denetlemekle  görevli  “Anthony  John  Hazell”dir.  Hammersmith  belediyesinin 
1983  yılında  yeni  finansal  araçlar  yardımıyla  sabit  faizli  yükümlülükleri  değişken  faizli 
yükümlülüklere dönüştürmek amacıyla başlayan  yatırımları, 1987-1988 mali  yılı için  yapılan hukuki 
denetim  çerçevesinde  incelendiğinde,  işlemlerin  spekülasyon  amacı  taşıdıkları  tespit  edilmiş  ve 
belediyelerin  swap  sözleşmeleri  aracılığıyla  hukuken  geçerli  bir  şekilde  yükümlülük  altına  girip 
giremeyecekleri  meselesi  tartışılmaya  başlanmıştır.  Açılan  dava  sonucu  ilk  derece  mahkemesi, 
Hammersmith  tarafından  yapılan  swap  sözleşmelerinin  tamamının  hukuka  aykırı  olduğu  sonucuna 
vardı. Ancak kararın temyiz edilmesi üzerine ikinci derece mahkemesi, 1972 tarihli “Mahalli  dareler 
Kanunu”na dayanarak  spekülatif swap sözleşmeleri  ile  riski azaltmak amacıyla  yapılan sözleşmeleri 
birbirlerinden  ayırdı  ve  idarenin  aktif  ve  pasiflerinin  yönetiminde  makul  ve  basiretli  davranma 
görevinden hareketle spekülatif işlemlerin hukuka aykırı olduklarını kabul etti. Davaya ilişkin olarak 
1991  yılında  ngiliz  Lordlar  Kamarası  tarafından  verilen  nihai  kararda  ise  swap  sözleşmelerinin 
doğasında  döviz  kuru  ya  da  faiz  oranındaki  değişikliklere  yönelik  beklentiler  sebebiyle  spekülatif 
karakter  bulunduğundan,  belediyelerin  swap  sözleşmelerine  taraf  olma  ehliyetlerinin  bulunmadığına 
hükmedilmiştir  (GOLDMAN,  1150,  dpn.  221;  FISCHER,  513;  ADAMS,  RUNKLE,  635;  HU
1487; LORETAN, 136; WALDMAN, 1043; FLANAGAN, 246, dpn. 184; MÖRNER, 9). 
203
 DECOVNY, 13; ANDRES, 187; CEYLAN, Finansal Yönetim, 174. 


Yüklə 1,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə