TariHİ materyaliZMİN Çarpiticiliğinda



Yüklə 446,54 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/22
tarix06.02.2018
ölçüsü446,54 Kb.
#26407
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   22

Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği 

 

28



   “Bugün” ü, kitabın baskı tarihi olan Ocak 1982’yi şimdilik kaydıyla bir kenara 

bırakırsak R. Yürükoğlu  şöyle diyor: Sovyetler Birliğinde sosyalizmin kuruluşu 

döneminde -Lenin ve Stalin döneminde- üretici güçler sosyalist üretim ilişkilerini 

talep etmezken sosyalist üretim ilişkileri kurulmuş. Dolayısıyla da üretim ilişkileri 

üretici güçlerin talep ettiğinden daha ileri imiş, “önde gitmiş”. Ve işte tam da bu 

nedenle, üretim ilişkileri üretici güçlerin niteliğinden daha ileri, önde olduğu için, bu 

durumun “kolaylaştırıcı etkisi” altında “çadırın içi” “daha çabuk” dolmuş. 

  

R.  Yürükoğlu’nun bu tarih ve olgu çarpıtmalarını soyut “yasa” haline sokarsak şu 



“teorik açılım” la karşılaşırız: Üretici güçler “daha çabuk” geliştirmek için üretim 

ilişkileri üretici güçlerin niteliğinden önde gitmelidir.  

  

Sovyetler  Birliğinde sosyalizm R. Yürükoğlu’nun bu yasasına uyularak 



kurulmuştur. Tüm “az gelişmiş ülkelerde de” bu yasaya uyularak sosyalizm 

kurulacaktır. Bu kaçınılmaz yoldur.  

  

R.  Yürükoğlu bize ekonomik gelişmenin bir yasası olarak yukarıdaki yasayı 



öneriyor ve Lenin ve Stalin döneminde işlerin onun bu yasasına uyarak 

yürütüldüğünü iddia ediyor. Gelin, biz ona hak ettiği cevabı Stalin yoldaşa 

verdirtelim. 

-II- 

 

1- Ekonomik Yasaların Nesnelliği. 

 

  



“Ekonomik  gelişmenin yasaları, nesnel (objektif) olarak bizim dışımızda, 

insanların iradesi ve bilinci dışında varmıdırlar? Marksizm bu soruya olumlu yanıt 

vermektedir. Marksizme göre, sosyalizmin ekonomi politiğin yasaları, bizim 

dışımızda var olan, nesnel yasaların insan beynindeki yansımalarından ibarettir. Oysa 

Sanina ve Vegner yoldaşların formülü bu soruya olumsuz yanıt vermektedir. Böyle 

olunca, bu yoldaşlar, sosyalist rejimde ekonomik gelişme yasalarının toplumun 

yönetici kurumları tarafından “yaratıldıklarını” “değiştirildiklerini” iddia eden yanlış 

bir teorinin tarafını tutuyorlar. Başka türlü söylersek, bunlar, Marksizmle ilişkilerini 

kesiyorlar ve öznem (sübjektif) bir idealizmin yoluna sapıyorlar.  

 

  



Kuşkusuz insanlar bu nesnel yasaları keşfedebilirler, onları tanıyabilirler ve onlara 

dayanarak onları toplumun yararına kullanabilirler. Ancak onları ne “yaratabilirler” 

ne de “değiştirebilirler”. (Son Yazılar. Stalin. s. 136) 

   Marksizm ile ilişkisini kesmemiş herkes ekonomik gelişmenin yasalarının nesnel 

yasalar olduğunu, bizim irademiz dışında var olduğunu, bizim onları keşfetmemiz ve 

onların taleplerine uygun adımlar atmamız gerektiğini gayet iyi bilir. Sosyalizm inşa 

edilecekse, üretici güçler “daha çabuk” geliştirilecekse bunların ancak ve ancak 

ekonomik gelişmenin yasalarına uyularak yapılabileceğini, ekonomik gelişmenin 

yasalarına ters iş yapan, onlara uymayanların kafalarını kıracaklarını—daha doğrusu 

kafalarının kırılacağını—Marksizm ile ilişkisini kesmemiş herkes bilir. 

 

  Görüyoruz ki, R. Yürükoğlu bize keşfettiği bir ekonomik gelişme yasası 



sunmakta, dahası Sovyetler Birliğinde sosyalizmin bu yasaya uyularak inşa edildiğini 

ve de dahası tüm az gelişmiş ülkelerde onun bu yasasına uyarak sosyalizmin inşa 

edileceğini iddia etmektedir. 



Tarihi Materyalizmin Çarpıtıcılığında Zıtların Birliği 

 

29



  

R.  Yürükoğlu misali bir “öyle mi ya!” diyelim ve Stalin’den okumaya devam 

edelim. 

 

2- Üretim İlişkileri ile Üretici Güçlerin Niteliği Arasındaki Zorunlu Uygunluk 

Ekonomik Yasası. 

 

 Sovyet 



iktidarının, sosyalizmin kuruluşu sırasında ekonomik gelişmenin var olan 

yasalarını yok etmesine ve yenilerini “oluşturmasına” olanak sağlayacak olan onun 

oynadığı özel rolden sözedilmektedir. Bu da yanlıştır. 

 Sovyet 


iktidarının özel rolü iki olgu ile açıklanabilir: birincisi, Sovyet iktidarı eski 

devrimlerde olduğu gibi, bir sömürü biçimi yerine bir başka sömürü biçimini koymak 

değil, her sömürüyü tasfiye etmek görevindeydi: ikinci olarak da, ülkede sosyalist 

ekonominin hazır filizleri olmadığı için, ekonominin yeni, sosyalist şekillerini, sözün 

gelişi “çıplak bir alan” üzerinde yaratmak zorundaydı. 

 Bu, 


kuşkusuz güç ve karmaşık bir görevdi ve geçmişte örneği yoktu. Buna karşın 

Sovyet iktidarı bu görevi şerefle yerine getirmiştir. Bunu, sözümona, var olan 

ekonomik yasaları yok ettiğinden ve yenilerini “oluşturduğundan” değil, sadece 

üretim ilişkileri ile üretici güçlerin niteliği arasındaki  zorunlu uygunluk ekonomik 

yasasına dayandığı için başarmıştır. Ülkemizdeki üretici güçler, özellikle sanayide 

toplumsal bir nitelik taşımaktaydılar; mülkiyetin şekli özel, kapitalist idi. Sovyet 

iktidarı, üretim ilişkileri ile üretici güçlerin niteliği arasındaki zorunlu uygunluk 

ekonomik yasasından güç alarak üretim araçlarını toplumsallaştırmıştır, onları bütün 

halkın mülkiyeti haline sokmuştur, bunu yapmakla sömürü sistemini ortadan 

kaldırmış ve sosyalist ekonomi şekilleri yaratmıştır. Bu yasa olmadan ve onu 

dayanmadan Sovyet iktidarı bu görevi başarıya ulaştıramazdı. (a.g.e., s. 63) 

  

“Üretici güçler, üretimin en devingen ve en devrimci güçleridir. Sosyalist rejimde 



bunlar, kuşkusuz üretim ilişkilerini önünde giderler. Ancak bir süre geçtikten sonradır 

ki, üretim ilişkileri, üretici güçlerin niteliğine uyarlanır.” (a.g.e., s. 104) 

   “Ancak, rahat etmemiz ve üretici güçlerimiz ile üretim ilişkilerimiz arasında 

hiçbir çelişki olmadığı sanmamız bir hata olurda. Çelişkiler vardır ve kuşku yok ki 

olacaktır, çünkü üretim ilişkilerinin gelişmesi üretici güçlerin gelişmesine göre geri 

kalmaktadır ve kalacaktır.” (a.g.e., s. 119) 

  

Marksizm  adına konuşmayı meslek haline getirmiş Marksizm düşmanları 



dışındaki herkes, dahası Tarihi Materyalizmin ABC’ sinden haberi olan herkes üretim 

ilişkileri ile üretici güçlerin niteliği arasındaki zorunlu uyumluluk yasasını, bu yasanın 

kaçınılmaz bir parçası olarak üretici güçlerin öncelliğini bilir. Ve yine onlar, tüm 

komünistlerin haklı bir gurur kaynağı olan Lenin ve Stalin dönemindeki sosyalizmin 

muazzam başarılarının kaynağının bu yasaya uyularak elde edildiğini, başka türlü 

bunun mümkün olamayacağını da bilir. 

  

R.  Yürükoğlu ise bilmiyor. Daha doğrusu o Stalin’in bahsini ettiği Marksizm ile 



ilişkisini kesmişlerden biri olarak Marksizme yeni ve yeni olduğu kadar da eski bir 

“teorik açılım” getiriyor. Üretim ilişkileri ile üretici güçlerin niteliği arasındaki 

ilişkide üretim ilişkilerinin öncelliği ve üretim ilişkilerini -hem de daima- üretici 

güçlerin niteliğinden önde tutarak sosyalizmi inşa etmek. 




Yüklə 446,54 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   22




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə