DOSYA
MİMARLIK, KÜLTÜREL VE
SANATSAL BİR İFADE BİÇİMİ VE
TOPLUMSAL BİR KÜLTÜR ÖĞESİDİR
“Türkiye Mimarlık Politikası” başlıktaki bu cümle ile
başlamaktadır. Mimarlar Odası’nın hazırlayarak tartışmaya
sunduğu metin dünyanın pek çok ülkesindeki benzerleri gibi
mimarlık ve toplumun, mimarlık konularında kamu adına
karar verenlerin izleyecekleri bir rehber niteliğindedir. Daha
doğrusu öyle olması beklenir, hazırlanan politika metni
kamu yönetimine ve mimarlık kamuoyunun dikkatine
sunulmasına rağmen ne yazık ki şimdiye kadar bu yönde
bir gelişme kaydedilmedi. Kentlerimiz yaşam çevrelerimiz
eskisinden daha hızlı bir şekilde tahrip olmaya, niteliksiz
yapılaşmayla dolmaya başladı.
Mesleğimizle ilgili uluslararası kuruluşların ve Avrupa
Birliği’nin mimarlık, kültür ve sanat ile ilgili ürettikleri
belgeler hepimize ciddi uyarılar yapan, mesleğimizin
kültür ve sanatla olan bağının altını çizen, bu
birlikteliğin kentlerimiz ve yaşam çevrelerimiz için
olan önemine vurgu yapan metinlerdir. Mimarlar
Odası bu metinleri çevirmiş ve mimarlık kamuoyunun
dikkatine sunmuştur. Dosyamızda işlediğimiz tema
çerçevesinde katkı sağlayacağını düşündüğümüz bu
metinlere ilgilenen okurlarımız Mimarlar Odası’nın
web sayfasından ulaşabilirler.
Kentlerin siluetini ve kimliğini oluşturan, an-
cak eskiyen ve yıpranan yapıların, sokakların ve
alanların onarılması, yeniden işlevlendirilmesi,
restorasyonu ve yenilenmesi, mimarlığın kente
kattığı önemli değerlerdir.
Mimarlık, yalnızca estetik değeri olan yapılar
üretmeyi hedeflemekle yetinmez; estetiğin yanı
sıra gereksinimlere yanıt verme, doğru kullanım
sunumları, doğru teknoloji seçimi ve ekonomiyi
gözetmek de mimarlık alanının bileşenleridir.
Özetle, insanların içinde yaşadığı her ortam mi-
marlık ortamıdır. Barınaktan kentsel boyuta ka-
dar, bütün yerleşmelerin fiziksel ortamını oluş-
turan yapı üretimi ve mekân tasarımı etkinliği
olan mimarlık, herkes için yararlı, herkes için
önemlidir.
Mimarlık ve Türkiye
Türkiye, birçok kültüre kaynaklık etmiş ve birçok
kültürü buluşturmuş bir mimarlıklar ülkesidir.
Üst üste katmanlanarak, sürüp giden uygarlık-
ların ülkemiz topraklarında bıraktığı silinmez iz-
ler, gözler önündedir. Anadolu, birçok yerleşme
kültürünün yeşerdiği büyük bir kaynaktır.
Türkiye arkeolojik zenginliğinin yanı sıra büyük
bir mimarlık birikimine de sahiptir. Mimarlık, ta-
Giriş
Mimarlık, kültürel ve sanatsal bir ifade biçimi
ve toplumsal bir kültür öğesidir.
Mimarlık, hem kültürel bir öğe olarak bütün bir
dünyaya aittir, evrenseldir; hem de ürünleriyle
bir yere aittir, yereldir. Ülkelerin kültürel biriki-
minin en önemli bölümüdür, kentlerin ya da
ülkelerin uygarlık düzeyini gösterir. Ülkelerin ve
kentlerin dünyadaki yerlerini belirler, imgelerini
oluşturur.
Mimarlık, öteki sanat dallarından farklı olarak,
insana yaşam çevresi sunar ve onun yaşamını
belirler. Kuşaklar boyu süren bir etkiye sahiptir;
bir yere ait olma, o yerle övünme duygusu verir.
Toplumsal kültür, yapılı çevreyle yakından ilişki-
lidir. Kültür, yapılı çevreye yansır, yapılı çevreden
beslenir ve yaşamı dönüştürür. İyi tasarlanmış
yaşanabilir mekânlar, verimliliği artırır, insanlara
kimlik verir ve onları mutlu kılar.
Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkı,
evrensel hukuk açısından en temel insan hak-
kıdır. Bu hak Anayasamızda, devletin görev ve
hedefleri olarak yer almıştır. İyi yapılı çevre,
sağlıklı ve güvenli bir toplumsal çevrenin ön
adımıdır.
Konutlar, okullar, işyerleri, fabrikalar, hastaneler
vb. mimarlık ürünleridir. Ancak mimarlık yal-
nızca bir yapı ile sınırlı değildir. Yapıların içinde
bulundukları çevre ve kentsel mekânlar mimar-
lığın doğrudan ilgi alanıdır.
“TÜRKİYE MİMARLIK POLİTİKASI”NA DOĞRU…
rihimizde başarılı örneklere sahip olduğumuz
en önemli sanat dallarından biridir.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ki çağdaşlaşma
serüveninin bir yansıması olarak planlama ve
mimarlık uygulamaları, o günkü koşullar içinde
öncü deneyimler kazanabilmiştir. Ancak, 1950’li
yıllardan itibaren seçilen bağımlı kalkınma
politikalarının etkisiyle yaşanan kentlere göç
sürecinde kentlileşme hızı, kentleşme hızına
ayak uyduramamış; plansızlık, kaçak yapılaşma,
gecekondulaşma süreci, bir kimlik kaybı içinde
kentsel dokunun, tarihsel mirasın ve doğal çev-
renin bozulmasına neden olmuştur. Bu sorun-
lar, tutarsız siyasal yaklaşımlarla birleşerek daha
da büyümüştür, büyümektedir.
Yaşanılan sağlıksız ve hukuk dışı kentleşme sü-
recinden ülkemiz mimarlığının da etkilendiği
yadsınamaz. Yapılaşma büyük ölçüde mimarlık
katkısı olmadan gerçekleşmiş, mimarlık hizmeti
bürokratik bir formaliteye indirgenmiş, nitelik
kaybetmiş ve nitelikli mimarlık örneklerinin bir-
çoğu da, bu ortamda yitip gitmiştir. Oysa bugü-
nün mimarlık yapıtlarının da geleceğin mirasını
oluşturacağı açıktır.
Kısa zamanda çok sayıda barınak edinme baskı-
sıyla giderek sağlıksızlaşan kentlerimizde, arazi
rantını esas alan yaklaşımlar sonucu uygulanan
sayısız imar-gecekondu afları ve hukuk dışı imar
operasyonları sarmalında mimarlık unutulmuş-
tur.
Mimarlıktan yoksun yapılaşmaya yol açılmış;
sonuçta yitirilen insani, kentsel, doğal ve tarih-
38
| GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13