Gurel emet alemjale



Yüklə 253,39 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/9
tarix18.06.2018
ölçüsü253,39 Kb.
#49569
1   2   3   4   5   6   7   8   9

 

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 

The Journal of International Social Research 

Volume 3 / 10   Winter 2010 

 

336 

uygulanan  birtakım  metodolojik  araç  ve  teknikler  bütünü  olan  içerik  analizi,  kontrollü  bir  yorum  çabası  ve 

genellikle tümdengelime dayanan bir ‘okuma’ aracı olarak değerlendirilebilmektedir (Bilgin 2003: 157). 

çerik analizinin öznesi röportajlardan haberlere, televizyon ve radyo programlarından çizgi filmlere, 

fotoromanlardan  kartpostallara,  kişilerarası  konuşmalardan  reklam  mesajlarına,  anket  görüşmelerinden  grup 

tartışmalarına, müzik parçalarından afiş ve posterlere dek tüm iletişim biçimleri olabilmektedir. Bu bağlamda 

içerik analizi, malzemenin salt görünen içeriğini değil, arka planını da inceleme konusu yapmakta; diğer bir 

ifadeyle  metnin  tema  ve  içeriğini  birincil  okumayla  ele  alırken,  bağlam  dokusunu  da  ikincil  okumayla 

incelemektedir (Mayring 2009: 2). 



4.2. Araştırmanın Bulguları 

Literatür taramasının yanı sıra söz konusu doksan dört bölümün sinopsis ve sekans temelinde, içerik 

analizi yöntemi ile incelenmesiyle gerçekleştirilen analiz bulguları sonucunda bir iletişim ve etkileşim ortamı 

olarak  Simpsonlar’ın  etkinliğini  postmodern  bağlamda  ele  almak  ve  ‘metinlerarasılık’,  ‘pastiş’,  ‘yansıma’, 

‘kurmaca ve üstkurmaca’, ‘kurumsalcılık karşıtlığı’ gibi unsurlar uyarınca konu etmek mümkündür: 

4.2.1. Metinlerarasılık 

Metinlerarasılık  -intertextuality-,  bir  metnin  diğer  metinlere  gönderme  yaparak  anlam  yaratması  ve 

kendisini  diğer  metinlerle  ilişkili  olarak  konumlandırmasıdır.  Bir  metnin  öteki  metinlerle  göndermeler, 

alıntılar  ve  aktarımlarla  örülmesi  şeklinde  ifade  bulmaktadır.  Postmodernizm,  anlam  oyununun  sonsuz 

olduğu, her şeyin birbirine uyduğu, aşırı bir metinlerarasılık nosyonunu kucaklamaktadır. Yorumun sınırları, 

yalnızca imgelemin sınırları ile kurulmaktadır (Sim 2006: 337). 

Bauman’ın  ifadesiyle  metinlerarasılık,  üzerinde  anlaşmaya  varılmış  bir  noktaya  ulaşma  ya  da  bu 

noktada  kesilme  umudu  olmaksızın,  metinler  arasındaki  bitmeyen  söyleşi  ve  metinlerin  birbirleriyle 

konuşmasıdır  (Mutlu  2004:  210).  Bir  metnin  içinde  başka  bir  metne  referans  yapılması  ya  da  başka  bir 

metinden bahsedilmesi şeklinde gerçekleştirilmekte ve böylelikle referanslar aracılığıyla metinler arasında bir 

bağ yaratılarak metinlerarası bir ilişki kurulmaktadır.  

Michael  Riffaterre,  metinlerarası  kavramını  ‘bir  metin  parçasının  okunmasıyla  ilgili  olarak  bellekte 

olan,  gönderimde  bulunulan  metinlerin  tamamıdır’  biçiminde  tanımlamaktadır.  Bu  bakımdan  metinlerarası 

kavramı, yalnızca yazılı  metinle ilgili bir durum değildir. Edebiyattan başka tür anlatım biçimlerinin -resim, 

müzik,  heykel,  sinema-  yansıması  da  olabilmektedir.  Diğer  bir  deyişle  bir  metin,  sinemaya  da  gönderimde 

bulunabilmektedir (Günay 2003: 190).  

Bununla  birlikte  metinlerarasılık  salt  postmodernizme  özgü  olmayan,  ancak  postmodern  dönemde 

daha  yoğun  olarak  kullanılan  bir  kavram  olarak  dikkat  çekmektedir.  Bu  noktada  postmodernizmde 

metinlerarasılığın,  daha  farklı  anlamlar  içerdiğinin  altını  çizmek  gerekmektedir.  Postmodernizmde 

metinlerarasılık  açısından  amaç  diğer  metinlerde  olduğu  gibi  yazarın  fikirlerini  destekleyen  metinlere  yer 

vermek  değil,  okuyucunun  sürekli  donanımını  sınayarak  çoğulculuk  içerisinde  gerçekleştirilmek  istenen 

oyunu kurmaktır (Karaburgu 2008: 10). 

Metinlerarasılık  kavramını,  1967  yılında  yayınlanan  bir  makalesinde  ilk  kez  kullanan  ve  böylelikle 

düşün dünyasına kazandıran  Julia Kristeva’ya göre, her metin bir alıntılar mozaiği üzerine kuruludur ve her 

metin,  bir  başka  metnin  sindirilmesi                -absorption-  ve  dönüşümü  -transformation-  olarak 

değerlendirilebilmektedir;  eş  deyişle  her  metin  bir  başka  metinden  oluşmadır  ve  onun  dönüşmüş  hâlidir” 

(Kopcewicz  1992:  60).  Tanımın  da  işaret  ettiği  üzere,  metin  doğurgan  ve  üretken  nitelik  arz  eden  anlatılar 

bütünüdür.  “Her  metin,  sürekli  anlam  üreten  ve  başka  metne  dönüşebilen  bir  mekanizmayı  içinde 

barındırmaktadır. Ancak, postmodern yaratıcı, daha önce üretilmiş metinleri, doğrudan taklit etme amacından 

çok,  onlardan  kişi  ya  da  motif  düzeyinde  etkilenerek  yaratacağı  yeni  metnin  estetik  düzlemi  için  malzeme 

olarak kullanmaktadır (Işıksalan 2007: 430).  

Televizyonlarda  prime-time’da  yayınlanan  kültürel  içeriği  en  yoğun  eğlence  programlarından  biri 

olan  Simpsonlar  (McAllister  2005),  metinlerarası  unsurları  ustalıkla  kullanması  nedeniyle  öncellerinden  ve 

benzerlerinden  farklılaşmaktadır.  Birçok  sinema,  televizyon,  edebiyat  eserine  göndermelerde  bulunan  ve  bu 

eserlerden  alıntılar  yapan  Simpsonlar,  kurmaca  bir  dünyanın  eğlenceli  görünümünden  çok  daha  fazlasını  ve 




 

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 

The Journal of International Social Research 

Volume 3 / 10   Winter 2010 

 

337 

ötesini vaat etmektedir. Matt Groening’in ifadesiyle, belirli bir eğitim seviyesine ve zengin bir bakış açısına 

sahip bireylerin anlayabileceği ‘ince’ espriler barındıran çizgi dizi ile ilgili en önemli unsur, izleyicinin birkaç 

kitap daha okuduğunda, daha fazla espriyi anlamlandırabilmesidir (Doherty 2004). 

Günümüz komedilerinin oldukça alıntısal bir yapıya sahip olduklarına dikkat çeken Carl Matheson, 

Simpsonlar’ın  anlık  göndermelerle  metnin  dışına  çıkarak  son  derece  ekonomik  biçimlerde  bilgi  aktarımı 

sağladığının  altını  çizmektedir.  Dört  yüzden  fazla  bölümüyle  yirmi  bir  sezondur  yayında  olan  çizgi  dizinin 

geçirdiği evrelere göz atıldığında, göndermelerin dizinin gelişip olgunlaşmasına paralel olarak yoğunlaştığı ve 

her geçen sezonda olay örgüsüne daha büyük bir ustalıkla yedirildiği görülebilmektedir (Matheson 2003: 67). 

Simpsonlar’da yer alan göndermelerin bir diğer özelliği de, karakterlerin oluşumunda ve gelişiminde 

üstlendikleri  başat  roldür.  Çizgi  dizi  karakterlerinin  neredeyse  tümü,  göndermelerle  bezenerek 

zenginleştirilmiş  ve  insani  bir  kimliğe  büründürülmüştür.  Örneğin  Müdür  Skinner  -Principal  Skinner- 

karakteri,  Victor  Hugo’nun  Les  Miserables  -Sefiller-  romanının  kahramanı  Jean  Valjean’a  göndermeler 

içermektedir. Tıpkı Valjean gibi Skinner da, uzun süren mahkumiyet döneminin ardından kendisine yeni bir 

hayat  kurmuştur  ve  geçmiş  yaşamına  ilişkin  ayrıntılar,  çevresindekiler  tarafından  bilinmemektedir.  Öyle  ki 

Skinner’in  Vietnam  Savaşı’ndaki  tutsak  numarası  (No:24601)  ile  Valjean’ın  hapishane  dönemlerindeki 

mahkum  numarası  bile  aynıdır.  Springfield  Nükleer  Santrali’nin  -Springfield  Nuclear  Power  Plant-  sahibi 

olan Bay Burns’ün asistanlığını yapan ve eşcinsel eğilimlere sahip bir karakter olarak resmedilen Smithers’ın 

ise Oscar Wilde’ın bazı eserleri de dahil olmak üzere Viktorya dönemi gay yazarların kitaplarını yayınlayan 

Leonard Smithers’tan esinlenerek isimlendirildiği bilinmektedir (Gürel ve Alem 2005: 19-27). 

Simpsonlar’da,  metinlerarası  unsurların  açık  ve  örtük  biçimlerde  bulunduğunu  ifade  etmek 

mümkündür.  Bununla  birlikte  bağlantıların  tümünün  bilinçli  olduğunu  düşünmek,  safdillik  olacaktır.  Çizgi 

diziyi  dikkatle  takip  eden  bir  izleyicinin  yakalayabileceği,  ancak  hepsi  bilinçli  olmayan  birçok  bağlantı  söz 

konusudur.  Örneğin  2.  sezonun  ‘Blood  Feud’  başlıklı  22.  bölümünde,  Mike  Judge  tarafından  yaratılan  ve 

MTV’de yayınlanan çizgi dizi Beavis and Butt-Head’in -Beavis ve Butt-Head- jenerik melodisine, 9. sezonun 

‘Realty  Bites’  başlıklı  9.  bölümünde  ise  yönetmenliğini  Ben  Stiller’in,  başrollerini  Winona  Ryder  ile  Ethan 

Hawke’ın  üstlendiği  Reality  Bites                                    -Gerçekler  Acıtır-  filmine  göndermeler  olduğu 

düşünülebilmektedir. Oysa ki ‘Beavis and Butt-Head’ 1993, ‘Reality Bites’ ise 1994 tarihlidir ve bu nedenle 

söz konusu bölümlerin bu eserlere göndermeler içermesi imkansızdır.  

Bununla  birlikte,  mitoloji  ve  tarih  bilgisi  kuvvetli  izleyiciler,  Simpson  Ailesi’nin  babası  Homer  ile 

Avrupa  edebiyatının  kurucusu  kabul  edilen  ünlü  yazar  Homeros  arasında  bağlantı  kurabilmekte  ve 

Homeros’un Antik Yunan uygarlığı ile ardılı olan Batı uygarlığının tarihini yazmasına koşut olarak, Homer’ın 

da  Amerikan  tarihini  yazdığını  düşünebilmektedirler.  Bu  noktada  Homer  ile  Homeros  arasında  semantik 

ortaklık  kurulabilmekle  birlikte,  Groening’in  Simpson  Ailesi’nin  tüm  fertlerine  isimlerini,  ailesinden 

esinlenerek  verdiğine  ve  Homer  isminin  babasının  ismi  olduğuna  ilişkin  ifadesi  böylesi  bir  çağrışımı 

olanaksız kılmaktadır (Irwin ve Lombardo 2003: 50).  

Tüm  bu  nedenler  yüzünden  bilinçli  göndermeler  ile  tesadüfi  göndermelerin  birbirinden  ayrılması 

gerekmektedir.  Bir  bağlantının  gönderme  olarak  kabul  edilebilmesi  için,  kasıtlı  ve  bilinçli  şekilde 

gerçekleştirilmesi  lazımdır.  Dolayısıyla  gönderenin,  tesadüfi  bir  niteliğe  sahip  olmaksızın,  bilinçli  ve  kasıtlı 

olarak  başka  göndereni  çağrıştırması  ve  hatırlatması  şartı  bulunmaktadır.  Bir  düz  yazıda  veya  şiirde  bilinen 

bir olayı, bir atasözünü anlatma ya da çağrıştırma sanatı olarak tanımlanabilen anıştırma, estetik ve pratik bir 

değere sahiptir.  

William  Irwin  anıştırmaları  algılamanın,  tanımanın  ve  anlamlandırmanın  izleyiciye  haz  verdiğini 

ileri  sürmektedir.  zleyicilere  doğrudan  ifadelerin  vaat  ettiğinin  ötesinde  bir  zevk  veren  ve  izleyicilerin 

‘yaratıcı  izleme  ediminde’  bulunmalarına  aracılık  eden  anıştırmalar,  izleyiciyi  pasif  bir  özne  olmaktan 

çıkarmakta  ve  boşlukları  kendi  başlarına  doldurmalarına  olanak  tanımaktadır.  Anıştırmaların  izleyiciler 

tarafından  bu  denli  sevilmesinin  bir  diğer  nedeni  ise,  oyunsu  bir  karaktere  sahip  olmaları  ve  izleyicileri 

anlamlandırmalarına  ihtiyaç  duyan  bir  oyuna  davet  etmeleridir  (Irwin  2001:  292-294).  Bu  bağlamda 

anıştırmalar,  mahremiyet duygusu yaratmakta ve sınırlı sayıda üyeye sahip bir cemaatin oluşmasına aracılık 

etmektedirler.  Bu  anlamıyla  anıştırmalar,  izleyicilere  herkesin  sahip  olmadığı  bilgilerle  donanımlı  oldukları 

hissini yaşatmakta ve izleyici ile eser arasındaki bağı güçlendirmektedirler (Irwin ve Lombardo 2003: 51).  




Yüklə 253,39 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə