103
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK / Sevda ALTINSOY
den bileyim
36
. Başım salim olur dilim durursa. Sözünü bil pişir, ağzını der
devşir
37
.
Kimsenin üstüne gülme, alay etme. Gülme komşuna gelir başına
38
.
Doğru sözlü ol. Doğrunun yardımcısı Allah’tır
39
.
Sırrını hanımına açma. Kadın sır tutmaz. Küçük sırrını birine söyle.
Eğer o senin sırrını tutarsa büyük sırrını da açarsın ve o sana dost olur.
Açma sırrını dostuna, dostunun da dostu vardır, o da söyler dostuna
40
.
Çağırılmadık yere gitme, sorulmasa cevap verme, buz tutmadan su
üstünde yürüme. Ağır ol ki molla desinler, Ağır ol ki batman gelesin, ağır
yongayı yel kaldırmaz
41
. Harun Reşid ve kardeşi olarak bilinen Behlül-i
Dânâ’nın bu konuda bir kısa hikâyesi vardır. Hikâyenin sonunda Behlül-
i Dânâ, Harun Reşid tarafından zindana atılan misafi rine, daha önceden
tembih ettiği halde uygulamadığı şeyler için bir, cezalandırıcı mahiyette
eşeğine dayak atarak nasihatlerini tekrarlar. Bunlar; öyle bir yere otur ki
kimse seni yerinden kaldırmasın, senden istenmeden bir şey verme, sorul-
madan cevap vermedir.
Mevlüt İhsan ayak uydur bu zamanın çağına
Teklifsiz gidip oturma kimsenin otağına
42
.
Oğullarını açlık, susuzluk, tembellik, eski elbiseler ile sına. Eğer be-
cerikli ise dirliğini ver. Hayırlı evlâdın var malı neylersin, hayırsız evlâdın
var malı neylersin!
Ağaç yaş iken eğilir
43
. Dede Korkut Hikâyeleri’nde
çocukların yetişmeleri ve ad almaları ile ilgili bütün bölümlerde bu anlayış
vardır. Hikâyelerde, ad verilme zamanında Dedem Korkut gelip boy boylar
soy soylarken;
Hey Dirse Han beylik ver bu oğlana
Taht ver erdemlidir
Boynu uzun bidevi at ver bu oğlana
44
….
36 Aksoy, a.g.e., s.206
37 Aksoy, a.g.e., s.350.
38 Aksoy, a.g.e., s.247.
39 Aksoy, a.g.e., s.208.
40 Aksoy, a.g.e., s.109.
41 Aksoy, a.g.e., s.116.
42 Düzgün, Âşık Mevlüt İhsanî, Erzurum 1997, s.32.
43 Aksoy, a.g.e., s.114.
44 Ergin, a.g.e., s.82-83.
104
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
Der. Kutadgu Bilig’te çocukların nasıl terbiye edileceği bölümünde de
aynı şeyler vardır
45
.
Birisine borç verirken şahitsiz, tanıksız, senetsiz verme. Delilsiz cen-
nete bile girilmez
46
.
İyi dosttan uzaklaşma.
Baba dostu düşman olmaz. Nerde görse sorar
seni.
Eski dost düşman olmaz
47
.
Tanrı’nın verdiklerine hürmet göster. Yaşlıları görünce şapkanı çıkar,
ayağa kalk, onu saygıyla selamla.
Cimrilik etme. Kişinin gözünü toprak doyurur. Cimrinin evine girme,
girersen de çabuk çık. Cimri kendi zenginliğini över.
Ağlayarak dostunun evine varma. Seyrek git sen sıkça varma dostuna,
Kalksın ayak üstüne
48
.
Ağzından salya akarak arkandan gelen iti kov.
Atın tepmezi, itin kap-
mazı olmaz
49
.
Gereksiz yerde ve değersiz kişilerle içki içme.
Düşmanın uyuyorsa, üzerine habersiz gitme, tatlı sözlerle git. Düş-
manın ayağına gelirse onu küçültme. Düşmanının üstüne gülme. Tatlı söz
yılanı deliğinden çıkarır. Düşmanın karınca ise de hor bakma. Gülme kom-
şuna gelir başına
50
.
İnsanlara yük olmaktan kaç. Borçlarını vermezsen sakalını bir bir yo-
larlar. Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek; Borç yiyen kesesinden yer;
Borçlunun yalımı alçak olur; Borçlunun dili kısa gerek; Borçlu ölmez ben-
zi sararır
51
.
Yalan yere ant içme. Yalancının ömrü kısalır. Yalancı olma, bir kere
yalan söylesen ve onu anlasalar bir daha sana inanmazlar
52
. Yalancının
mumu yatsıya kadar yanar. Yalancının evi yanmış kimse inanmamış diye
iki atasözü vardır.
45 Arat, a.g.e., s.326.
46 Aksoy, a.g.e., s.199.
47 Aksoy, a.g.e., s.228.
48 Aksoy, a.g.e., s.346.
49 Aksoy, a.g.e., s.146.
50 Aksoy, a.g.e., s.215.
51 Aksoy, a.g.e., s.176-177.
52 Aksoy, a.g.e., s.375.
105
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK / Sevda ALTINSOY
Dört iş var ki, insanın gözünün kuvvetini artırır:
1. Sabah çiçeklere bakmak,
2. Yalın ayak yeşil üstünde yürümek,
3. Akan suda yürümek,
4. Uzaktaki yakınları görmek.
Dört iş var ki adamı semirtir:
1. Giyiniş,
2. Güzel söz duymak,
3. Oğulları ve köleleri ile iyi geçinmek,
4. Kötü söz duysa da işitmemiş olmak.
Dört iş adama hürmet kazandırır:
1. Güzel söz söylemek,
2. Tevazu göstermek,
3. Eksik söyleyeni tamamlamak,
4. Büyüğe saygı, küçüğe sevgi beslemek.
Dört iş adamın yüzünü karartır:
1. Kötü kadına âşık olmak,
2. Büyük konuşmak, kendini övmek,
3. İyilerin arasında onların lafını kesmek,
4. Biliyorum diye yalan söylemek. Kimin yüzü güleçse o tatlıdır.
Öğüt ve nasihat kısmını özet metinde de verdiğimiz gibi: Doğru sözlü
olmak, adaletli olmak, kimseyi küçük görmemek, alçak gönüllü olmak, sır
tutmasını bilmek, kadınlara güvenmemek, borçlarını zamanında ödemek,
içkiye müptela olmamak ve içkili iken dikkatli olmak, hükümdara hizmet
ederken dikkatli olmak, bilgiye itibar etmek, cahil ve kötülerden uzaklaş-
mak, tedbiri elden bırakmamak, Allah’a sığınmak ve sabırlı olmak, düşma-
nı hor ve hakir görmemek, meclislerde boş konuşmamak.
Mecliste arif ol kelamı dinle
El iki söylerse sen birin söyle,