347
Doç. Dr. İbrahim GÜLER
natında (1648–1687), bir sene bir ay kadar bu makamda görevini sürdüren
Ermeni Süleyman lâkabı ile meşhur Süleyman Paşa bunlardan biridir
30
.
Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında, yani Tanzimat ve Meşrutiyet dö-
nemlerinde de, devletin çeşitli kurumlarında ve değişik meslek alanlarında
devlete ve topluma hizmet eden muhtelif görevlere getirilmiş Ermeniler
vardır
31
. Ermeniler konusu üzerine yapılan çalışmaların bir kısmında, Os-
manlı Devleti’nin değişik kurum ve kuruluşlarında Tanzimat ve Meşruti-
yet dönemlerinde görevli Ermeni üyeler hakkında listeler yapıldığına şahit
olunmaktadır
32
.
3-Ermenilerin XVIII. Yüzyıldaki Gündelik Yaşam Biçimleri
XVIII. yüzyıl Osmanlı toplumunda Ermenilerin gündelik yaşam bi-
çimleri henüz o denli ayrıntılı bir şekilde bilinmemektedir.
Acaba XVIII. yüzyılda Ermeniler, Osmanlı toplumunda hangi meslek
alanlarında çoğunluktaydı? Gündelik yaşamları nasıl cerayan ediyordu?
Ne yiyip içerlerdi? Nasıl giyinirlerdi? Aile içi ilişkileri ve komşuluk iliş-
kileri nasıldı? Evlilikleri, boşanmaları, çocuk sayıları, eğitim biçimleri ve
30 Bkz. M. Münir Aktepe, Şemdanîzade Fındıklılı Süleyman Efendi Tarihi Mür’i’t-Tevârih,
III, İstanbul 1981, s.58, 79 n, 616.
31 Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde, devletin çeşitli kurumlarında ve meslek alanlarında
devlete hizmet eden, muhtelif görevlere getirilmiş Ermenilerin meşhurlarının, görevleri
ve isimleri ile köklü aileleri, ekonomik ve sosyal durumları hakkında bazı tespit ve değer-
lendirmelere rastlanmaktadır. Osmanlı toplumunda Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde
devletin çeşitli hizmet kollarında görevli bu Ermenilerin, kendi özgün Hıristiyan isimlerini
muhafaza ettikleri dikkat çekmektedir. Bkz. Saray, a.g.e., s.12-13. Hâlbuki XVIII. yüzyıl-
daki devlet görevlisi Ermenilerin, Müslüman isimlerle devletin muhtelif hizmet kollarında
işlev gördükleri bilinmektedir.
Burada iki farklı durumdaki Ermeni görevli görünümünden, Tanzimat öncesi ve Tanzimat
sonrası dönemde Osmanlı Devleti’nin hukukî imkânları ve yönetim ilkeleri ne olursa olsun,
mensup oldukları Osmanlı Devleti’ne bir tebaa yani vatandaş olarak Ermenilerin, hizmet
vermekten kaçınmadıkları anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Osmanlı Devleti’nin, görevlendir-
me konusundaki hukukî imkânlarını ve yönetim ilkelerini, diğer tebaa yani vatandaş üyeler
gibi, Ermenilere de sundukları gerçeği ortaya çıkmaktadır.
32 Örneğin Hamza Bektaş’ın çalışması, bu anlamda belirtilebilir.
Bu
çalışmada, XIX. yüzyılda Osmanlı Devlet idaresi ve kurumlarında görev alan Ermeni-
lerin hangi görevlerde bulunduklarına dair bilgi veren bir liste hazırlanmış olmakla birlik-
te, aynı listede görevlerde bulunan şahısların isimleri belirtilmemektedir. Listede, sadece
insanların görev unvanları ile kaç kişinin bu görevleri ifa ettikleri açıklanmaktadır. Bkz.
Bektaş, a.g.e., s.137 (EKLER: Ek-1).
348
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
düzeyleri vs. nasıldı? Gelenek, görenek ve davranış biçimleri topluma na-
sıl yansıyordu?
Bu konulardaki soru ve sorgulamalara henüz tatmin edici cevaplar
veremiyoruz. Bunun nedeni, bu alanda araştırma ve incelemelerin eksik-
liğidir. Esasen insanların gündelik yaşam biçimleri hakkında üretilmiş bu
sorgulamalar, Osmanlı toplumundaki Müslüman ve diğer cins ve dinlere
mensup zümreler için de yapılmalı ve cevapları aranmalıdır. Bu alandaki
araştırma ve incelemeler de, tıpkı Ermenilerin Osmanlı toplumundaki du-
rumları hakkındaki çalışmaların düzeyi gibi, oldukça eksiktir. Bu eksiklik
bütün yönleriyle göze çarpmaktadır
33
. Hâlbuki bütün bu sorgulamalar, ce-
vaplanması gereken hususlardır. Bunlara kaynaklar ışığında cevaplar bul-
duğumuzda, Ermeniler hakkındaki bugünkü iddiaların ve Türklere yakıştı-
rılan davranışların iç yüzü ortaya konmuş ve meselenin çözümü önemli bir
safhaya erişmiş olacaktır.
Osmanlı toplum yapısına yönelik son yıllarda bazı çalışmaların yapıl-
dığına şahit olunmaktadır. Ancak bunların, XVIII. yüzyılda Osmanlı top-
lumunu oluşturan bütün üyelerin (Türklerin, Müslümanların, diğer din ve
mezhep mensupları ile cinslerin) hangi din ve cinsiyete mensup olurlarsa
olsunlar toplumdaki durumunu, gündelik yaşam biçimlerini bütün ayrıntı-
larla ortaya koymaktan yoksun olduğunu belirtmek mümkündür.
33 Örneğin “Osmanlı toplumunun XIV, XV, XVI, XVII. yüzyıldaki yapısı” konusu ayrıntılı
olarak ortaya konmamıştır. Aile yapısı, toplumdaki farklı inanç ve kültürlere sahip insanlar
arasındaki iletişim-ilişkiler durumu, günlük ihtiyaçların nelerle ve nasıl giderildiği, imalat
ve üretim faaliyetleri, sanat ve ticaret biçimleri vs. bu konular arasında yer almaktadır.
349
Doç. Dr. İbrahim GÜLER
Bununla birlikte XVIII. yüzyıl Osmanlı toplumunda köylüler
34
, aile
35
,
esnaf ve zanaatkârlar
36
, eşkıyalık
37
, iç göçler
38
gibi toplumsal hareketlilik-
lere dair çalışmalara rastlanmaktadır. Bu çalışmalar, Ermenilerin ve diğer
gayrimüslim tebaanın, devrin sosyal (iletişim-ilişkiler) yaşamı içinde, top-
lumun diğer üyeleriyle birlikte ne gibi durum ve sorunlara sahip olabile-
cekleri hususunda da bir fi kir vermektedir.
Bazı verilerden, kaynak veya belgelerdeki bilgilerden hareketle, Er-
menilerin durumları hakkında yapılan sorgulamaların birkaçına cevap
vererek bir değerlendirmeye gitmek ve XVIII. yüzyılın Osmanlı toplumu
içinde onların gündelik hayat biçimleri hakkında bazı fi kirler ortaya koy-
mak mümkün görünmektedir.
Öncelikle XVIII. yüzyıl Osmanlı toplumu içinde onların (Ermenile-
rin) gündelik hayatta esnaf ve zanaatkârlıkla, ticaretle meşgul olanlarının
bulunduğunu burada belirtmeliyiz. Ermeniler, XVIII. yüzyılda Osmanlı
ülkesinin birçok bölgesine yerleşerek buralarda muhtelif iş ve sanat kolla-
rında çalışmışlardır. Onlar arasında tarımla, koyun ve keçi yünleri, ipekçi-
lik, tütüncülük, pastırmacılık ticareti ile uğraşanları vardır
39
.
Ermenilerin etkinlikte bulunduğu şehirlerden biri İstanbul’dur. Burada
yaşayan Ermenilerin ticaret etkinliği dikkat çekmektedir. Buradaki Erme-
nilerin çoğu, devletin muhtelif yerleşim birimlerinden İstanbul’a gelmiş-
34 Güler, “Les Paysans dans la societe de I’Empire ottoman au XVIIIe siécle (XVIII. Yüz-
yılda Osmanlı Toplumunda Köylüler)”, Colloque sur la mobilité et la diversité sociale
d’espace rural dans I’Anatolie ottoman du XVIe au XIXe siècle (XVI-XIX. Yüzyıllarda
Osmanlı Anadolusu’nda Kırsal Kesimde Sosyal Çeşitlilik ve Değişkenlik), Institut Fran-
çais d’Études Anatolienne à İstanbul (İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü),
2–3 Ekim 2001, İstanbul; Aynı müellif, “XVIII. Yüzyılda Sinop’ta Köylüler”, Türkler, Cilt:
XIV, Ankara 2002, s.74–81.
35 Bkz. Güler, “Bir Osmanlı Şehrinde XVIII. Yüzyıl Aile Hayatı Üzerine Tespitler: Sinop’ta
Medenî Durum”, Tarih ve Düşünce, Sayı 17, Mart 2001, s.22–28; Güler, “XVIII. Yüzyılda
Sinop’ta Aile”, Türkler, Cilt XIV, Ankara 2002, s.28–40.
36 Bkz. Güler, “XVIII. Yüzyılda Osmanlı Esnaf ve Zanaatkârları ve Meseleleri Üzerine Göz-
lemler”, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. I/2, Muğla 2000, s.121–
158.
37 Bkz. Güler, “XVIII. Yüzyılda Orta Karadeniz Bölgesinde Eşkıyalık Hareketleri”, Osmanlı
Araştırmaları, C. XV İstanbul 1995, s.187–219.
38 Bkz. Güler, “XVIII. Yüzyılda Osmanlı Cemiyetinde Göçün Köy ve Şehir Hayatına Etkisi”,
II. Ulusal Sosyoloji Kongresi-Toplum ve Göç (20–22 Kasım 1996, Mersin), Ankara 1997,
s.694–705; Güler, “XVIII. Yüzyılda Osmanlılarda Nüfus Hareketleri Olarak İç Göçler”,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, 1995–2000 Prof. Dr. Fikret Işıltan
Hatıra Sayısı, Sayı 36, İstanbul 2000, s.155–211.
39 Bkz. Özkaya, a.g.m., s.150.
Dostları ilə paylaş: |