429
Prof. Dr. İsmail Veli ÖMEROĞLU/ Ferhat FERHATLI
Giriş
Türk-Ermeni münasebetlerinin tahlili gösteriyor ki, tarihen birbiri ile
komşu olan kendi aralarında yüz yıllarca ilişkiler kuran, birçok bölgeler-
de birlikte yaşayan bu halkları birleştiren çok yönlü uygunluklar, medeni,
dini, sosyal, ekonomik ve hatta etnik yakınlık mevcut olmuştur. Ermeni
etnosunun, kültür ve sanatının şekillenmesine Türkler yakından iştirak
etmişlerdir. Tarihi gerçekler gösteriyor ki, Ukrayna’da, Macaristan’da,
Romanya’da, Kırım’da, Polonya və diğer Avrupa ülkelerinde onlar ortak
dil, medeniyet, hatta din ve yazıya sahip olmuşlar. Eski çağlarda siyasi
karışıklıklar sonucu iki-tarafl ı çatışmalarla münasebetlerin bozulmasına
yol açsa da, az bir zaman içinde barışmaya nail olmuş ve sonra yeniden
birlikte yaşayışlarını devam ettirmişler. Ermenilerin Türklerle alaka bağ-
ları o kadar kuvvetli olmuştur ki, Avrupa ülkelerinde de kilise dualarını
bile, Türkçe’ye çevirmişlerdir. 1618 yılında Lvov şehrinde «Alkış bitiği»
adlı duanın Ermeni alfabesi ile Türk dilinde yazıya alınması da Türklerin
Ermeni-Gregorian dinini yahut Ermenilerin Türk dilini kendilerine «ha-
yat dili» olarak kabul ettiklerini gösterir. XVI yüzyılda Ermeni nüfusunun
mahkemelerinde Türk dilinin kullanılması çok büyük abideleri yadigar
bırakmıştır. Bütün bunlar Ermenilerin Türklere yakından bağlı olduğunu
göstermektedir.
Bir zamanlar Polonya’da yaşayan, Hıristiyanlığı kabul etmiş ahalinin
Ermeni yazısı ilə kayda alınmış mahkeme kayıtlarında ve belgelerinde
430
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
inanç, yazı ve sosyal alakalar çok ilginç ilmi sonuçlara sebep olmuştur.
Ermeni yazılarından istifade etmekle tarihi abide yaratan Kıpçakların ve
başka Türk kavimlerinin tarihi kaderini öğrenmek bakımından bu yazılı ve
mimari abidelerinin yeni düşünce ile tahlili çok gerekli ve önemlidir.
1. Türk-Ermeni İlişkilerine Dair Tarihi Kaynaklar
Son yüz yılda Avrasya, o cümleden, Kafkas halklarının tarihinin öğ-
renilmesi yönünde büyük çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Tarihin eski çağ-
larına ait arkeolojik buluntuların, kaya ve taş yazılarının, mitoloji ve folk-
lorun mukayeseli araştırılması ile halkların en eski inançları, büyük göçler
zamanı etnosların hareketi ve birbirine karışıp kaynaşması ile ilgili çok
yönlü uygun bilgiler ortaya çıkarılmaktadır. Halkların büyük göçleri za-
manı insanlar hangi prensiple hareket etmişler, nereden nereye gitmişler ve
kendileri ile birlikte neleri aktarmışlar? Bu problemlerin öğrenilmesi bir-
çok tarihi ve linguistik, aynı zamanda etno-coğrafî meseleleri aydınlatmak
bakımından özel önem taşımaktadır. Tarihin yeni sahifeleri açıldıkça Türk
halklarının da dünyadaki çok eski izleri ve yarattıkları medeniyet hakkında
bilgilerimiz daha da genişlemektedir.
Dünya tarihinin en eski çağlardaki medeniyetlerinin şekillenmesinde,
Küçük Asya’da medeniyetin oluşturulmasında ve gelişmesinde başka halk-
larla yakınlaşması, eski Türklerin (Kimmer ve İskitlerin) de büyük katkıla-
rı olduğunu yeni araştırmalar ispatlamış ve yeni araştırmalar bunları daha
derin tahlil etmektedir. Sümerler zamanından önceki medeniyetlerin teme-
linde eski Türk izlerinin olmasını hem maddi, mitolojik detaylarda, hem de
dini inançlar sisteminde görmek mümkündür. Eski Sümerlerin, Kimmer-
lerin, İskitlerin(Sakaların) Küçük Asya’ya akınları, buradaki devlet ve si-
yasi kuruluşlara çok ciddi tesir göstermeleri, getirdikleri ve buradan başka
yerlere aktardıkları medeni servetler de az değildir. Sümerlerden, Hititler-
den sonraki Manna, Midya, Asurya, Urartu gibi tanınmış siyasi devlet ku-
rumlarında hususi tesir gücüne malik kavimler içerisinde Türk halklarının
mevcut olması ve onların diğer kavimlerle harbi, siyasi, medeni ve iktisadi
alakalar kurması sonraki dönemlerde de dünya tarihinde mühim rol oy-
namıştır. Bu karşılıklı alakaların temelinde Türk soyları ile Ermeni (Hay)
etnosunun da adı ortaya çıkmaktadır. Siyasi kuruluşlar, dini ve ideolojik
sistemler değiştikçe bu halkların tarihi ilişkileri de ayrı ayrı zamanlarda
çeşitli şekillerde kendisini göstermiştir. Son dönemlerde eski Türklerin ya-
yıldığı Avrupa ülkelerinde yerli ahali ile beraber aynı medeniyet ve inanca
431
Prof. Dr. İsmail Veli ÖMEROĞLU/ Ferhat FERHATLI
sahip oldukları, aynı ve benzer sosyal çevrede karşılıklı alakada yaşadıkla-
rı, çok şeyleri paylaştıkları hakkında da birçok gerçekler ortaya çıkarılmış-
tır. Onlardan biri de Polonya, Romanya, Ukrayna, Moldova, Macaristan
ve Rusya arazilerinde yaşayan Kıpçak-Ermeni tarihi belgeleridir. Osmanlı
İmparatorluğu dışındaki ülkelerde yaşayan, Türk diyalektlerinde konuşan,
muhtelif inançlara sahip olan ahalinin hayatını aksettiren bu materyaller
artık 150 yıla yakın bir vakittir ki, öğrenilmektedir. Bu saha edebiyatının
ilk araştırmacıları A.E. Krımski’nin ve onun öğrencisi T. İ. Krunin olmuş-
lardır. Bu dilde yazılan belgelerin bir kısmı Polovets(Kuman-Kıpçak) di-
linde XVI yüzyılın belgeleri adlı kitapta 1967-cı yılda T. İ. Krunin tarafın-
dan hazırlanarak E.V.Sevortyan’ın redaktörlüğü ve U.R. Daşkeviç’in giriş
makalesi ile Moskova’da basılmıştır. Kitabın girişinde, redaktörden verilen
yazıda (2.12–56) Kıpçak-Ermeni yazıları gibi tarihte kalan yazılı abideler
hakkında malumatlar verilmiştir. Bu önsözde ve diğer makalelerde XVI.
yüzyılın 50-60’ıncı yıllarında Komenetsk-Podolsk’daki Ermeni kolonisi
hakkında geniş bilgi verilir. Ermeni-Polovets (Kuman-Kıpçak), yahut Er-
meni-Kıpçak, Kuman-Polovets gibi adlarla tanınan bu halkın tarihine dair
açıklamalar verilir.
2. Kıpçak-Ermeni Yazılı Abideleri ve Onların Öğrenilmesi
Tarihi araştırmalarda Ermeni-Kıpçak dili yahut Polovets dilinde bel-
geler, Polonya Ermenilerinin mahkeme belgeleri, Ermeni kolonisinin aha-
lisi ve belgeleri, Polonya Emenilerinin meşguliyeti və başka adlarla tarihe
takdim olunan malumatlarda bu ahali hakkında yazılı bilgilerin araştırma-
cıları onların burada yerleşme tarihini XII-XIII. yüzyıllara ait ifade eder-
ler. Ayrı ayrı ülkelerin arşivlerinde, kütüphanelerinde, müzelerinde yalnız
1524-1669’uncu yılları ihata eden on binlerce sayfa materyal vardır. (1.1-
6). Bu materyaller daha çok bir zamanlar Polonya krallığına dâhil olan,
sonraları Ukrayna, Polonya, Belarus, Macaristan, Romanya arazilerine ait
sayılan yaşayış yerleri ile bağlantılıdır. Aynı ahali toplum halinde Kama-
netsk-Podolsk, Lvov, Lutsk, Mogilev-Podolsk, Sutsin, Seret, Zamust, Yaş,
Akkerman ve başka şehirlerde yaşamışlardır. Hangi zamanlarda hristiyan-
lığı kabul ettikleri kesinlikle netleştirilememiştir. Lakin ahalinin esas kıs-
mının Hıristiyanlığın Ermeni-Greorian koluna mensup oldukları bellidir.
Ahalinin buraya Kırım’dan, Kuzey Kafkasya’dan ve Azerbaycan’dan ve
Doğu Anadolu’dan muhtelif zamanlarda göç etmeleri ihtimal dahilinde ka-
bul edilmektedir. (12.15). Ermeni-Gregorian Hıristiyanlığına mensup olan
Dostları ilə paylaş: |