İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ (A.S) VE MÜBÂHELE OLAYI



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə21/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   56

78- İMÂM ALİ (A.S) VE MÜBÂHELE OLAYI


314- Mübâhele olayı, Hz. Emirü'l-Müminin'in (a.s), iki evladının ve zevcesi Hz. Fâtıma'nın (a.s) eşsiz faziletini ortaya çıkaran bir olaydır. Resulullah (s.a.a) fetihten sonra onların vücudundan yardım almış ve bu vesileyle hakkaniyeti en bariz şekliyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu olaydan sonra çeşitli heyetler grup grup Resulullah'ın (s.a.a) yanına geliyor, ya Müslüman oluyorlardı, yada Allah Resulü'nden emân istiyorlardı ki kendi kavimlerine dönüp Resulullah'ın görüşlerini anlatsınlar.

Resulullah'ın huzuruna çıkan heyetlerden birisi de Necrân başpapazı Ebû Hârise başkanlığında gelen otuz kişilik bir Hıristiyan grubuydu. Bunların arasında Âkib, Seyyid ve Abdü'l-Mesih isminde üç Hıristiyan alimi de vardı. Onlar İkindi namazı vaktinde Medine'ye geldiler. Üzerlerinde atlastan elbiseler ve haçlar vardı. Onlar önce Yahudilerle karşılaşıp onlarla tartıştılar. Kur'ân'da da nakledildiği üzere, Hıristiyanlar Yahudilere 'Sizin sağlam bir tutanağınız yoktur' dediler; Yahudiler de onlara aynı şeyi söylediler. Allah Resulü ikindi namazını kıldıktan sonra, başlarında papazları bulunduğu hâlde Resulullah'ın yanına geldiler. Papazları Resulullah'a Hz. Mesih hakkında ne düşündüğü sordu. Resulullah da 'O Allah'ın kulu ve seçtiği bir kimsedir' buyurdu. Papaz 'Onun babası var mıydı?' diye sorunca, Allah Resulü 'O bir nikahtan değildi ki babası olsun' buyurdu. Papaz şöyle devam etti: 'O hâlde nasıl ona yaratılmış bir kuldu diyebiliyorsun? Oysa her mahluk kulun nikahtan dünyaya geldiğini ve bir babasının olduğunu görüyorsun. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ şu âyetleri indirdi:



"Allah nezdinde İsâ'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona "Ol!" dedi ve oluverdi. * Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma. * Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: "eliGeGelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, canlarımızı ve canlarınızı çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım."360[360]

Allah Resulü (s.a.a), âyetleri Hıristiyanlara okudu. Ve onları mübâheleye (lanetleşmeye) çağırdı ve şöyle ekledi: 'Allah bana, lanetleşmenin ardından batıl olan kimseye azap nazil olacağını ve hakkın batıldan ayrılacağını haber verdi. Başpapaz ve arkadaşları bir araya gelip istişare ettiler ve bir sonraki güne kadar mühlet isteme kararı aldılar. Mühlet alıp ikametgahlarına döndüklerinde, baş papazları onlara şöyle dedi: "Muhammed'e dikkat edin; eğer yarın mübâheleye ailesi ve çocuklarıyla çıkarsa, onunla mübâ-hele etmekten sakının; ama eğer arkadaşlarıyla çıkarsa, mübâhele etmekten korkmayın ve onun bir şey olmadığını bilin.

Ardından Âkıb isimli alimleri şöyle dedi: 'Vallahi siz de Muhammed'in mürsel bir peygamber olduğunu biliyorsunuz! Hiç şüphesiz o, sizin peygamberiniz hakkında en doğru olanı söylemiştir. Allah'a andolsun ki bir peygamberle lanetleşen her topluluğun mutlaka büyükleri helak olmuş ve küçükleri büyümemiştir. Eğer siz de lanetleşirseniz, hiç şüphe yok ki siz de helak olacaksınız. Eğer illa da dininizde kalmak ve bulunduğunuz konumu korumak istiyorsanız, adamla vedalaşın ve memleketinize geri dönün.

Sabah olunca, Resulullah'ın yanına doğru hareket ettiler. Bir baktılar ki Allah Resulü, Ali'nin, elinden tutmuş; önünde Hasan ve Hüseyin, arkasında ise Fâtıma yürümekteler. Başpapaz, onların kim olduğunu sordu. Şöyle tarif ettiler: 'Elinden tuttuğu amcasının oğlu, damadı, çocuklarının babası ve yaratıklardan en çok sevdiği Ali b. Ebî Tâlib'dir. Şu iki çocuk, kızının Ali'den olan evlatlarıdır; onlar da yaratıklar içinden en çok sevdikleridir. Şu kadın ise, kızı Fâtıma'dır. O da insanlardan kendisine en aziz olan ve kalbine en yakın olanıdır.'

Başpapaz, Âkıb, Seyyid ve Abdü'l-Mesih'e baktı ve 'Bakın dedi, o en değerli evlatları ve ailesiyle mübâheleye gelmiştir! Bu da onun hak olduğuna inancının tam olduğunu gösteriyor. Allah'a andolsun ki eğer aleyhine işleyecek bir hüccetten korksaydı, onları getirmezdi. O hâlde onunla lanetleşmekten korkun. Allah'a andolsun ki Kaysar'ın yanımdaki yeri olmasaydı ona teslim olurdum! Lakin olunla aranızda anlaşarak memleketinize geri dönün ve durumunuzu gözden geçirin.

Ey Hıristiyanlar grubu, andolsun ki ben öyle simalar görüyorum ki Allah isterse onlar için dağı yerinden oynatır, yok eder. Onunla lanetleşmeyin, yoksa helâk olursunuz ve yeryüzünde Kıyâmet gününe kadar bir tane Hıristiyan kalmaz!"

Başka bazı rivâyetlerde ise şöyle geçmektedir: "Necrân Hıristiyanları, Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna vardıklarında Allah Resulü onlarla Hz. İsâ (a.s) hakkındaki yanlış düşünceleri üzerinde tartışıp onları Allah'ın son hak dini olan İslâm'a davet etti. Onlar, 'Ey Muhammed, bizler Müslüman olmuşuz!' dediler. Resulullah (s.a.a) 'Yalan söylüyorsunuz' buyurdu. Çünkü sizler 'Haç'a hala ilgi gösteriyor, şarap içiyor ve domuz eti yiyorsunuz." Onlar İslâm dinine girmeyi kabul etmeyince, Resulullah (s.a.a) kendisine inen ve onları mübâheleye davet eden âyeti okudu; âyet şöyledir:

"Artık sana gelen bunca ilimden sonra onun hakkında seninle çekişip tartışmalara girişirlerse de ki: "eliGeGelin oğullarımızı ve oğullarınızı kadınlarımızı ve kadınlarınızı, canlarımızı ve canlarınızı çağıralım sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım."361[361]

Resul-i Ekrem (s.a.a) işte bu âyeti kerimeyi Necrân Hıristiyanlarına okuyup onları mübâhele etmeğe (lânetleşmeğe) davet ettiği zaman, 'Bize bir gün izin ver; düşünüp karar verelim. Yarın sizinle görüşüp kararımızı bildi-relim' dediler. Yerlerine döndüklerinde aralarında konuşup alimlerinden ve söz sahiplerinden olan Âkıb'a görüşünü sordular; Âkıb kendilerine şöyle dedi: "Ey Hıristiyanlar, siz de biliyorsunuz ki Muhammed seçilmiş bir peygamberdir; siz onunla mübâhele ederseniz, hepimiz helak oluruz.' Başka bir rivâyette şöyle geçer: 'Allah'a andolsun ki şimdiye kadar hangi kavim (topluluk) bir peygamberle mübâhele etmişse, helak ateşinde yanmıştır, yok olmuştur. En iyisi kararınızdan vazgeçerek onunla vedalaşıp memleketinize geri dönün.' Ertesi gün Hz. Muhammed Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in elinden tutmuş, Hz. Ali, ve Hz. Fâtıma da arkasında mübâhele yerine geldiler.

Resulullah onlara hitaben: 'Ben dua edince siz Amin deyin" buyurdu. Hıristiyanların papazı, Peygamber (s.a.a) ve yanındakileri görünce, 'Ey Hıristiyanlar, bu gördüğüm kişiler Allah'tan dağı yerinden sökmesini isteseler, dualarını kabul edip dağı yerinden söker. Sakın onunla mübâhele etmeyin; yoksa hepiniz helak olursunuz ve Kıyâmet gününe kadar bir Hıristiyan dahi yeryüzünde kalmaz' dedi. Hıristiyanlar bunu duyunca, 'Ey Ebe'l-Kâsım, biz seninle mü-bâhele etmemeye karar verdik; sen kendi dininde kal, biz de kendi dinimizde' dediler. Resul-i Ekrem (s.a.a) bu teklif üzerine 'Siz de Müslüman olun ki diğer Müslümanlaş gibi her türlü haktan yararlanın; size de diğer Müslümanlara davranıldığı gibi davranılsın' buyurdu. Ancak Hıristiyanlar, 'Biz dinimizden vazgeçmek istemiyoruz' deyince, Resulullah (s.a.a) 'O hâlde sizinle savaşmaktan başka bir çaremiz yoktur' buyurdu. Hıristiyanlar, 'Biz Araplarla savaşmayız' dediler ve kendilerini zorla dinlerinden vazgeçirmemeleri şartıyla yılda iki bin hulle (takım elbise) başka bir rivâyete göre buna ek olarak otuz üç zırh, otuz üç deve, otuz dört at vermeyi önerdiler. Peygamber (s.a.a) de bu öneriyi kabul ederek onlarla anlaştı.

Resulullah (s.a.a) bu olay üzerine şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a andolsun ki azap ve bela Nec-rânlıların başları üzerinde dolaşıyordu; eğer lanetleşmeğe kalkışsalardı, maymun ve domuz şekline dönüşürlerdi; bütün vadi ateşle dolar ve Allah bütün Necrân ehlini yok ederdi..."362[362]



Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə