İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ (A.S) VE "GÜNEŞİN GERİ GETİRİLİŞ" HADİSİ



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə22/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   56

79- İMÂM ALİ (A.S) VE "GÜNEŞİN GERİ GETİRİLİŞ" HADİSİ


315- Esmâ bint-i Ümeys'ten şöyle nakledilmiştir: "Bir gün Resulullah (s.a.a), başını Hz. Ali'nin (a.s) dizlerine koyarak uyudu ve güneş batıncaya kadar öylece kaldı; öyle ki Hz. Ali, ikindi namazını kaçırdı. Bunu gören Resulullah (s.a.a), şöyle dua etti: 'Allah'ım, Ali senin ve Resulü'nün itâatindedir. Güneşi onun için geri getir." Esmâ diyor ki "Vallahi ben güneşin batışını gördüm. (O duanın) ardından güneşin yeniden çıktığını ve bütün dağlara ve yere ışıdığını da gördüm. Bunun üzerine Hz. Ali kalkıp abdest alarak na-mazını kıldı ve ardından güneş yeniden battı."363[363]

316- Senetli bir hadiste İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Bir gün Resulullah (s.a.a), ikindi namazını kıldıktan sonra Hz. Ali geldi; o, henüz ikindi namazını kılmamıştı. Allah-u Teâlâ, Resulü'ne vahyetti ve Resulullah (s.a.a) başını Hz. Ali'nin dizlerine koyarak (uyudu). Başını kaldırdığında güneş batmıştı. "Ya Ali, ikindi namazını kıldın mı?" diye sordu. Hz. Ali 'Hayır' deyince şöyle dua etti: 'Allah'ım, Ali senin itâatine meşguldür; güneşi onun için geri döndür.' Bunun üzerine güneş Hz. Ali için geri döndürüldü."364[364]

80- GÜNEŞİN İMÂM ALİ'yi (A.S) SELÂMLAMASI


317- Senetli bir şekilde Hz. Emirü'l-Müminin Ali'den (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) kendisine hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ey Ebe'l-Hasan, güneşi konuştur; şüphesiz o seninle konuşacaktır." Hz. Ali şöyle seslendi: "Selâm olsun sana ey Allah'ın itâatkar kulu!" Güneş şöyle cevap verdi: "Ve aleykesselâm ey Müminlerin Emiri, muttakilerin imâmı ve yüzü akların önderi. Ey Ali, sen ve senin Şîaların cennette yer alacaksınız. Ey Ali, (mahşer günü) yer yarılıp da dışarıya ilk çıkacak kimse, Muhammed'dir (s.a.a); sonra da sensin. İlk diriltilecek kimse Muhammed (s.a.a), sonra da sensin. İlk giydirilecek kimse Muhammed (s.a.a), sonra da sensin. (Bu sözlerin) ardından Ali (a.s), gözlerinden yaşlar aktığı hâlde secdeye kapandı. Peygamber (s.a.a) de, onun üzerine kapanıp 'Ey benim kardeşim ve habibim diye seslendi, kaldır başını Allah seninle yedi göğün ehline övündü!"365[365]

318- Abdullah b. Mes'ûd'dan şöyle nakledilmiştir:

"Biz Peygamber (s.a.a) ile birlikte olduğumuz bir sırada, Hz. Ali (a.s) içeri girdi. Resulullah ona hitaben şöyle buyurdu: 'Ey Ebe'l-Hasan, Allah katındaki değerini sana göstermemi ister misin?' Hz. Ali (a.s) 'Evet, anam babam sana feda olsun ya Resulallah!' deyince, şöyle buyurdu: "Yarın sabah olduğunda, benimle birlikte güneşin karşısına çık; o, Allah-u Teâlâ'nın izniyle seninle konuşacaktır."

İbn Mes'ûd diyor ki: "Kureyş ve Ensâr'ın hepsi toplandılar. Resulallah sabah namazından sonra Hz. Ali'nin elinden tuttu ve beraber dışarıya çıktılar. Dışarıda oturup güneşin çıkmasını beklediler. Güneş doğduğunda Resulullah (s.a.a) 'Ya Ali buyurdu, konuş güneşle, o memurdur ve seninle konuşacaktır.' Hz. Ali güneşe şöyle hitabetti: "Allah'ın selâmı, rahmet ve berekâtı senin üzerine olsun, ey Allah'ın söz dinleyen, itâatkar yaratığı.' Güneş de şöyle cevap verdi: "Ve aleykesselâm ve rahmetullahi ve berakatuh. Ey vasîlerin en üstünü; Allah sana dünya ve ahirette, hiçbir gözün görmediği ve hiçbir kulağın duymadığı özellikler vermiştir!' Hz. Ali 'Bana verilen nedir ki?' deyince şu cevabı verdi: 'Onları söylemem için bana izin verilmemiştir; yoksa insanlar fitneye düşerler! Ama dünyada verildiğin ilim ve hikmetten dolayı ne mutlu sana! Ahirette ise sen Allah-u Teâlâ'nın, Kur'ân'da övdüğü şu kimselerden olacaksın: 'Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez. * Öyle ya iman eden kimse, fâsık olan gibi olur mu? Onlar eşit olamazlar.'366[366] Evet sensin Allah'ın imana has kıldığı mümin."

Güneşin Hz. Ali ile üç kez konuştuğu rivâyet edilmiştir.367[367]


81- "SERGİ" HADİSİ VE İMÂM ALİ (A.S)


319- Selmân-ı Fârisî'den şöyle rivâyet edilmiştir:

"Ebûbekir, Ömer ve Osman, Resulullah'ın (s.a.a) yanına gelip dediler ki: 'Ya Resulallah, neden her durumda Ali'yi bizden üstün tutuyorsun?' Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: 'Onu üstün tutan ben değilim, Allah-u Tâlâ'dır.' Onlar, 'Bunun delili nedir?' diye sorunca, şu cevabı verdi: 'Eğer kabul etmiyorsanız, ölülerden 'Ashâb-ı Kehf' kadar doğru konuşan olmaz; ben sizi ve Ali'yi Ashâb-ı Kehf'e göndereceğim, Selmân'ı da sizin şahidiniz kılacağım. Gidin ve Ashâb-ı Kehf'e selâm verin; sizden hanginiz için Allah onları diriltir de cevabınızı verirse, üstün olan odur.' Onlar da 'Razıyız' dediler. Allah Resulü (s.a.a), bir serginin açılmasını emretti, Ali'yi (a.s) onun ortasına ve onların da her birisini serginin bir köşesine, Selmân'ı da dördüncü köşeye oturttu. Sonra şöyle seslendi: 'Ey rüzgar, onları Ashâb-ı Kehf'e götür; daha sonra da bana geri getir."

Selmân diyor ki: "Rüzgar, o serginin altına dolarak bizi hareket ettirdi. Aniden kendimizi büyük bir mağaranın yanında bulduk ve aşağıya indik. Emirü'l-Müminin (a.s) buyurdu ki: 'Ey Selmân, bu (Ashâb-ı Kehf'in) bulunduğu mağara ve "Rakîm" bölgesidir. Onlara söyle öne geçsinler, yada biz geçelim.' Onlar 'Biz öne geçeceğiz' dediler. Her biri kalkıp namaz kıldı ve dua etti; ardından 'Selâm olsun size ey Ashâb-ı Kehf' diye seslendi. Kimse cevaplarını vermedi. Bu sefer Emirü'l-Müminin (a.s) kalkıp iki rekât namaz kıldı, dua etti ve 'Ey Ashâb-ı Kehf' diye seslendi. Hem mağara ve hem de içindekiler 'Lebbeyk!' diye cevap verdiler. Emirü'l-Müminin (a.s) şöyle devam etti: 'Selâm olsun size ey Rab'lerine iman eden ve hidâyetleri artan gençler!' Onlar şöyle cevap verdiler: Ve aleykesselâm ey Resulullah'ın kardeşi ve vasîsi ve Müminlerin Emiri; Allah bizden, Allah'a ve Resulü Muhammed'e imandan sonra senin vilâyetine ceza günü olan Kıyâmet'e kadar (bağlı kalacağımıza dair) söz aldı.' Onlar (Hz. Ali'yle gelen üç kişi) yüz üstü yere düştüler ve Selmân'a seslenerek 'Ey Ebâ Abdillah! bizi geri çevir' dediler. Selmân 'Bu, benim işim değil' deyince, Hz. Ali'ye seslenerek 'Ey Ebe'l-Hasan, bizi geri götür' dediler. Hz. Ali de (a.s) 'Ey rüzgar, bizi Resulullah'a geri götür' buyurdu ve rüzgar bizi hareket ettirdi; aniden kendimizi Resulullah'ın huzurunda bulduk. (Biz bir şey söylemeden) Resulullah (s.a.a) bütün olup bitenleri bize anlattı ve 'İşte habibim Cebrâîl! Bunları bana o haber verdi!' buyurdu. Bunun üzerine onlar da 'Şimdi Allah (azze ve celle) vasıtasıyla Ali'nin ümmet içerisinden bize üstün kılındığını anladık' dediler."368[368]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə