İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ (A.S), DİNİN KAPISIDIR



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə25/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   56

88- İMÂM ALİ (A.S), DİNİN KAPISIDIR


344- Abdullah İbn Mes'ûd'dan, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ali b. Ebî Tâlib, dinin kapısıdır; kim o kapıdan girerse, mümin ve kim ondan dışarı çıkarsa, kâfir olur."396[396]


89- İMÂM ALİ (A.S), HİDÂYET KAPISIDIR


345- Abdullah b. Abbâs kanlıyla Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir:

"Hiç şüphesiz Ali, benden sonra hidâyet kapısı ve (insanları) Rabb'ime davet eden kimsedir; odur müminlerin sâlihi. '(İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben Müslümanlardanım" diyenden kimseden, sözü daha güzel kimdir?" (Fussilet, 33)397[397]

346- Ebû Hureyre'den şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye baktı ve şöyle buyurdu: 'Bu öyle bir hidâyet kapısıdır ki ondan giren emân bulur; o Allah'ın kulları üzerindeki hüccetidir."398[398]

347- Senetli bir hadiste İmâm Muhammed Bâkır (a.s), babası İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakletmiştir:

"Ali (a.s), hidâyet kapısıdır; kim ona muhalefet ederse, kâfir olur ve kim onu inkâr ederse ateşe girer."399[399]

348- İmâm Hüseyin'den (a.s) şöyle nakledilmiştir: Ceddimden (Resulullah'tan) (s.a.a) bir hutbesinde şöyle buyurduğunu duydum:

"Hiç şüphesiz Ali, hidâyet şehridir; kim ona girerse kurtulur ve kim ondan yüz çevirirse helak olur."400[400]


90- İMÂM ALİ (A.S), İMÂN VE EMÂN KAPISIDIR


349- Ebû Hamza Sümâlî, İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle duyduğunu rivâyet etmiştir; buyurdu:

"Hiç şüphesiz Ali (salavatullahi aleyh), Allah'ın açtığı bir kapıdır; kim ondan girerse, mümin ve kim ondan çıkarsa, kâfir olur."401[401]

350- Senetli bir rivâyette İbrahim b. Ebî Bekr'den şöyle nakledilmiştir: İmâm Musâ Kâzım'dan (a.s) duydum ki şöyle buyuruyordu:

"Ali (a.s), hidâyet kapılarından bir kapıdır; kim Ali'nin kapısından girerse mümin ve kim dışarı çıkarsa kâfir olur; ne giren ve nede çıkan (kararsız) kimseler ise, durumları Allah'a kalmış olan sınıftandır."402[402]

351- Senetli bir hadiste İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: Resulullah'tan (s.a.a) duydum, şöyle buyuruyordu:

"Ey insanlar topluluğu, bilin ki Allah'ın bir kapısı vardır ki kim ondan girerse, ateşten emânda kalır."

Ebû Saîd-i Hudrî ayağa kalkarak "Ya Resulallah, bu kapıyı bize göster de onu tanıyalım" dediğinde, şöyle buyurdu:

"O vasîlerin efendisi, Müminlerin Emiri, Resul-i Rab-bi'l-Âlemîn'in kardeşi, ve bütün insanlar üzerine halife olan Ali b. Ebî Tâlib'dir."403[403]


91- İMÂM ALİ (A.S), ALLAH'IN SAĞLAM İPİDİR


352- Saîd b. Cübeyr, Abdullah b. Abbâs'tan şöyle nakletmektedir:

"Biz Resulullah (s.a.a) ile birlikte olduğumuz bir sırada, bir göçebe çıkageldi ve şöyle dedi: 'Ya Resulallah, ben senden 'Allah'ın ipine sarılın' buyurduğunuzu duydum. Sarılmamız gereken Allah'ın ipi nedir acaba?' Peygamber (s.a.a), elini Ali'nin eline vurarak şöyle buyurdu: 'İşte buna sarılın; budur Allah'ın sağlam ipi!"404[404]

353- İbn Yezid'den şöyle nakledilmiştir: "Hz. Ebel-hasan'a (a.s), 'Topluca Allah'ın ipine sarılın' âyetinin tefsirini sordum; şöyle buyurdu: 'Ali b. Ebî Tâlib (a.s), Allah'ın sağlam ipidir."405[405]

354- Bir hadiste Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Allah-u Teâlâ'nın 'Topluca Allah'ın ipine sarılın' diye yaratıklarını sarılmaya emrettiği Allah'ın sağlam ipi, benim."406[406]

355- Senetli bir hadiste Hüzeyfe b. Üseyd-i Gıfârî, Resulullah'ın (s.a.a) kendisine hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Ey Hüzeyfe, benden sonra Allah'ın sizin üzerinizdeki hücceti Ali b. Ebî Tâlib'dir; ona kâfir olmak, Allah'a kâfir olmaktır; ona şirk koşmak, Allah'a şirk koşmaktır; onda şüphe etmek, Allah'ta şüphe etmektir; onun hakkında yamuk düşünmek, Allah hakkında yamuk düşünmektir; onu inkâr etmek, Allah'ı inkâr etmektir ve ona iman etmek, Allah'a iman etmektir; zira o, Resulullah'ın kardeşi ve vasîsidir; onun ümmetinin imâmı ve mevlâsıdır; odur Allah'ın muhkem ipi ve kopmayan sağlam kulpu. Ali hakkında (onun bir suçu olmadan) iki grup helak olacaktır: Onu (ona ilahlık sıfatları yakıştırarak) aşırı seven ve onun hakkını yiyerek hakkında düşmanlık yapan. Ey Hüzeyfe, Ali'den ayrılma; yoksa benden ayrılmış olursun. Ali'ye muhalefet etme; yoksa bana muhalefet etmiş olursun. Hiç şüphe yok ki Ali bendendir, ben de ondanım; kim onu öfkelendirirse, beni öfkelendirmiş olur ve kim onu razı ederse, beni razı etmiş olur!"407[407]

92- İMÂM ALİ (A.S); ÜRVETü'l-VÜSKÂ'DIR (ALLAH'IN SAĞLAM KULPUDUR)


356- Resulullah (s.a.a): "Benden kısa bir müddet sonra öyle karanlık bir fitne meydana gelecektir ki ondan ancak 'ürvetü'l-vüskâ'ya (Allah'ın sağlam kulpuna) sarılanlar kurtulacaktır.' 'Bu sağlam kulp nedir ya Resulallah?' diye sorulunca, 'Ali b. Ebî Tâlib'dir!' buyurdu."408[408]

357- Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye hitaben: "Sensin (Allah'ın) sağlam kulpu."409[409]

358- Hz. Ali (a.s): "Allah'ın kopmayan sağlam kulpu benim. Allah işiten ve bilendir."410[410]

93- İMÂM ALİ (A.S), 'SIRÂT-I MÜSTAKÎM'DİR


359- İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: Allah Resulü (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben buyurdu ki:

"Apaçık yol sensin; sırât-ı müstakim (dosdoğru yol) sensin; müminlerin reisi sensin."411[411]

360- Yine İbn Abbâs'tan Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ya Ali, sen benim havuzumun sahibisin; sancağımın sahibisin; vaatlerimi yerine getirensin; kalbimin habibisin; ilmimin vârisisin; sen peygamberlerin miraslarının emanet edildiği kimsesin; sen Allah'ın yeryüzündeki eminisin; sen Allah'ın yaratıklarına hüccetisin; sen imanın direğisin; sen karanlığın çerağısın; sen hidâyet meşalesisin; sen din ehli için yükseltilen nişanesin; sana uyan kurtulur, senden yüz çeviren helak olur; sensin apaçık yol; sensin sırât-ı müstakim; sensin yüzü akların önderi; sensin dinin reisi; benim mevlâsı olduğum her kesin sen de mevlâsısın ve ben her kadın ve erkek müminin mevlâsıyım; seni ancak doğumu temiz olan (helalzade olan) kimse sever ve sena ancak doğumu habis olan (zinazade olan) kimse düşmanlık besler. Ben miraca götürüldüğümde, Rabbim benimle konuştuğu zaman, bana şöyle hitapta bulundu: 'Ey Muhammed, Ali'ye benden selâm söyle ve ona bildir ki benim velilerimin İmâmı ve bana itâat edenlerin nurudur. O hâlde bu kerametten dolayı ne mutlu sana ya Ali!"412[412]

361- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Bizi sırât-ı müstakîme (dosdoğru yola) hidâyet et" (Fatiha, 6) âyetindeki 'sırât-ı müstakîm'den maksat Emirü'l-Müminin'dir (a.s)."413[413]

362- Bir başka senetli hadiste yine İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Sırât-ı müstakîm" Emirü'l-Müminin'dir (a.s)."414[414]

363- Senetli bir hadiste Ebû Hamza Sümâlî'den şöyle nakledilmiştir:

"İmâm Cafer-i Sâdık'a (a.s) Allah (azze ve celle)'in 'Bu benim dosdoğru yolumdur. O hâlde onu izleyin'415[415] buyruğunun tefsirini sorduğumda, şöyle buyurdu: 'Vallahi o Ali'dir ki hem mizândır, hem de sırât!"416[416]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə