İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ (A.S), KUR'ÂN'LA BİRLİKTEDİR, KUR'ÂN DA ONUNLA



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə30/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   56

108- İMÂM ALİ (A.S), KUR'ÂN'LA BİRLİKTEDİR, KUR'ÂN DA ONUNLA


480- Ebûzer ailesinin hizmetçisi Ebû Sâbit kanalıyla Ümm-ü Seleme'nin Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duyduğu nakledilmiştir:

"Ali b. Ebî Tâlib, Kur'ân'la birliktedir, Kur'ân'da onunla; o ikisi (Kevser) havuzu başında bana varıncaya kadar, birbirinden ayrılmazlar."534[534]

481- Resulullah (s.a.a): "Ali, Kur'ân'la birliktedir, Kur-ân'da Ali'yle."535[535]

482- Ümm-ü Seleme'den şöyle nakledilmiştir:

"Canımı elinde tutan (Allah'a) andolsun ki Resulul-lah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum: "Ali, hak ve Kur'ân'la birliktedir, Kur'ân ve hak da Ali ile birlikte; onlar havuz başında bana varıncaya kadar asla birbirinden ayrılmazlar."536[536]

109- İMÂM ALİ (A.S), RESULULLAH'IN (S.A.A) ÜMMETİNE EMANETİ


483- Zeyd b. Sâbit Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Hiç şüphesiz ben sizin aranızda iki halife bırakıyorum; Allah'ın kitabını ve Ali b. Ebî Tâlib'i. O sizin için Allah'ın kitabından daha önemlidir;537[537] zira Allah'ın kitabında olanları da size açıklayacak olan odur."538[538]


110- İMÂM ALİ (A.S) İÇİN GÖKTEN SU İNDİRİLMESİ


484- Hârezmî kendi senediyle Enes b. Mâlik'ten nakletmiştir:

Allah Resulü (s.a.a) Ebûbekir ve Ömer'e hitaben şöyle buyurdu: "Ali'nin yanına gidin, bu gece yaşadıklarını size anlatsın. Ben de sizin ardınızdan geliyorum." Enes diyor ki "O ikisi hareket etti, ben de onlarla birlikte (Ali'nin bulunduğu yere) geldik. Ebûbekir ve Ömer Hz. Ali'den izin istediler; Ali onların karşısına çıktı. Ebûbekir 'Bir olay mı oldu?' diye sordu. Hz. Ali 'Hayır dedi, hayırdan başka bir şey olmadı.' Ebûbekir dedi ki 'Resulullah (s.a.a) bana ve Ömer'e 'Ali'ye gidin de bu gece yaşadıklarını size anlatsın' buyurdu. Enes diyor 'O sırada Resulullah da yanımıza ulaştı ve Hz. Ali'ye şöyle buyurdu: 'Ya Ali, bu gece yaşadıklarını onlara anlat.' Hz. Ali 'Ya Resulullah, utanıyorum' deyince, Resulullah (s.a.a) tekrar 'Anlat onlara buyurdu, Allah haktan haya etmez.' Hz. Ali şöyle başladı anlatmaya:

"(Cenabetten) taharet olmak için su lazım oldu; sabah oldu ama (su olmadığı için) namazımın kaza olmasından korktum. Su bulmaları için bir tarafa Hasan'ı gönderdim, bir tarafa da Hüseyin'i. Fakat geciktiler ve ben buna üzüldüm. Aniden tavanın yarıldığını ve üzerine mendil örtülü bir kovanın bana doğru uzandığını gördüm. Üzerinden mendili açınca, içerisinin suyla dolu olduğunu gördüm. Namaz için taharet alıp, gusledip namazımı kıldım. Ardından kova mendille birlikte tekrar yukarı kalktı ve yarılmış tavan yeniden kavuştu.' Allah Resulü (s.a.a) Hz. Ali'ye şöyle buyurdu: "O kova cennetten, içindeki su, Kevser nehrinden, mendil ise cennet kadifesindendi. Ya Ali, kim senin bu gecedeki halini yaşayabilir?! Cebrâîl bile bu gece sana hizmet ediyordu."539[539]

111- İMÂM ALİ (A.S) HZ. FÂTIMA'nın (A.S) EŞİ-DENGİDİR


485- Zehhâk b. Mezâhim diyor ki Ali b. Ebî Tâlib'den duydum ki şöyle diyordu:

"Ebûbekir ve Ömer, bana gelerek dediler ki 'Resulul-lah'ın (s.a.a) yanına gidip Fâtıma'yla evlilik konusunda onunla konuşsana.' Ben Resulullah'ın yanına geldim. Beni gördüğünde güldü; ardından şöyle buyurdu: "Seni bana getiren nedir ey Ebe'l-Hasan? Bir hacetin mi var?" Ben ona olan yakınlığımı, İslam'da önceliğimi, ona yardımımı ve cihadımı hatırlattım. 'Doğru söylüyorsun ya Ali buyurdu, sen anlattığından daha üstünsün.' Ben devam edip 'Ya Resulullah dedim, Fâtıma'yı benimle evlendirir misin?' Şöyle buyurdu: 'Senden önce de bazı kişiler bu konuda talip oldular ve ben bunu ona açtığımda, yüzünde hoşnutsuzluk emareleri gördüm. Ben şimdi dönünceye kadar burada bekle.

Resulullah (s.a.a) Hz. Fâtıma'nın yanına gitti. Fâtıma (a.s) ayağa kalkıp Resulullah'ın abasını aldı, ayakkabılarını çıkardı, sonra abdest suyu getirip eliyle ona abdest aldırdı ve ayaklarını yıkadı ve bir kenara oturdu. Allah Resulü (s.a.a) 'Ya Fâtıma' diye seslenince, 'Buyurun ya Resulallah dedi, isteğinizi yerine getirmeye hazırım.' Resulullah şöyle devam etti: 'Sen, Ali b. Ebî Tâlib'in (bana) yakınlığını, faziletini ve İslam'daki yerini biliyorsun. Ben Rabb'im'den seni yaratıklarının en iyisi ve en çok sevdiğiyle evlendirmesini diledim. Ali, seninle evlilik konusunda bir öneride bulundu; ne dersin?' Hz. Fâtıma sustu, ama yüzünü çevirmedi ve Resulullah (s.a.a), onun yüzünde hoşnutsuzluk emaresi görmedi. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.a) ayağa kalkıp şu cümleleri söylediği hâlde dışarıya çıktı:

'Allah-u Ekber! Onun susması, rızâsını gösteriyor!' Bu sırada Cebrâîl (a.s) nazil olarak 'Ya Muhammed dedi, onu Ali b. Ebî Tâlib'le evlendir. Hiç şüphesiz Allah, Fâtıma'nın Ali'ye, Ali'nin de Fâtıma'ya (eş olmasına) razı oldu. Hz. Ali şöyle devam etmiştir: "Bunun üzerine, Allah Resulü (s.a.a) Fâtıma'yı bana nikahladı, sonra bana gelerek buyurdu ki: 'Allah'ın adıyla ayağa kalk ve şöyle de: Maşaallahu, La kuvvete illa Billahi, Tevekkeltu Alellah" (Allah'ın istediği olur, Allah'a dayanmayan bir güç yoktur ve ben Allah'a tevekkül ettim.) Sonra beni Fâtıma'nın yanına oturtarak şöyle buyurdu:

"Allah'ım, hiç şüphesiz bu ikisi, yaratıklarından en çok sevdiklerimdir, sen de onları sev, onların zürriyetini mübarek-bereketli kıl; kendi indinden onlar için koruyucu karar kıl. Ben onları ve evlatlarını kovulmuş Şeytan'dan sana sığındırıyorum."540[540]

486- Râvi diyor ki babam bana, dedemden, o da kendi babasından şöyle nakletmiştir: "Bir gün Resulullah (s.a.a) ile birlikte onun kapısında oturuyorduk. Birden Hz. Fâtıma'yı, Hz. Hasan'ı taşıdığı hâlde gördük ki şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Allah Resulü (s.a.a) onu karşılayıp 'Allah gözlerini ağlatmasın, neden ağlıyorsun?' buyurdu ve Hz. Hasan'ı onun elinden aldı. Hz. Fâtıma cevabında şöyle dedi: "Ya Resulullah, Kureyş kadınları beni ayıplayıp şöyle dediler: "Baban seni malsız, mülksüz bir fakirle evlendirdi."

Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "Seni ben değil, Allah-u Teâlâ semâda evlendirdi ve buna Cebrâîl, Mîkâîl ve İsrâfîl'i şahit tuttu. Ey Fâtıma, bil ki Allah-u Teâlâ yeryüzüne teveccüh edip ondan babanı seçti ve onu peygamber olarak meb'ûs etti. Sonra ikinci defa teveccüh etti ve bu sefer ondaki yaratıkları arasından eşin Ali'yi seçti ve onu da vasî olarak kararlaştırdı. Ardından seni yedi göğün üstünden Ali'yle evlendirdi, bana da seni onunla evlendirmemi ve onu kendime vasî ve vezir olarak seçmemi emretti. Evet Ali, kalbi en şecaatli olan, insanlardan en çok ilme sahip olan, insanlardan en güzel hüküm verebilen, insanlar içinden en önce iman eden, onların en cömerti olan ve onlar içinden en güzel ahlaka sahip olan kimsedir…"541[541]

487- Senetli bir hadiste Yunus b. Zebyân vasıtasıyla İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle rivâyet edilmiştir:

"Eğer Allah Tebareke ve Teâlâ, Hz. Emirü'l-Müminin'i (a.s), Hz. Fâtıma (a.s) için yaratmasaydı, Adem'den tutun aşağıya doğru (insanlardan) hiçbir kimse Hz. Fâtıma'ya eş olamazdı!"542[542]

488- Câbir b. Abdullah-i Ensârî'den şöyle nakledilmiştir:

"Peygamber (s.a.a) Hz. Ali'ye Hz. Fâtıma'yı nikahladığı zaman, Kureyş'liler gelip "Ya Resulallah dediler, neden Fâtıma'yı çok naçiz bir mehirle Ali'ye nikahladın?" Peygamber (s.a.a) şöyle cevap verdi: "Fâtıma'yı Ali'yle evlendiren ben değilim, Allah onu Tûbâ ağacının yanında evlendirdi; izdivaç merasiminde melekler de hazır bulundu. Allah-u Teâlâ Tûbâ ağacına meyvelerini saçmasını emretti, o da ince, yakut ve yeşil zebercet saçtı…"543[543]

489- Resulullah (s.a.a): "Ey İnsanlar topluluğu, hiç şüphesiz Ali bendendir; onun evlatları benim evlatlarımdır ve o benim habibimin (kızımın) eşidir, onun emri benim emrimdir ve onun nehyi benim nehyimdir."544[544]



Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə