Selçuk İletişim, 7, 3, 2012
66
food tarzı zararlı gıdalardaki artış, çocuklarının
sağlığını korumaya çalışan anne ve babaları
zora sokmaktadır. Araştırmalara göre; aileler,
reklamların çocuklar üzerinde satın alma isteği
uyandırma etkisini dengeleyebilecek durumda-
dır. Diğer bir tarafta ise, aileler de aynı çocuk-
ları gibi, gıda ürünleri ve beslenmeyle ilgili
bilgileri televizyon reklamlarından edinmekte-
dir. Dolayısıyla araştırmacılar, televizyon izle-
me ve çocuklar kadar yetişkinlerde de görülen
obezite hastalığı arasında bir ilişki kurmaktadır.
Bu sorun için tek bir çözüm olabilir, o da; aile-
ler hem kendileri hem de çocukları için tele-
vizyon izleme saatlerine bir sınır getirmeleri
gerekmektedir. Aileler bunu başarabilirlerse,
çocuklarını hem fizyolojik, hem psikolojik,
hem de sosyolojik yönden gıda reklamlarının
etkilerinden koruyabileceklerdir (Harrison ve
ark. 2005: 1573). Karaca ve arkadaşlarının
(2007) araştırmasında, ebeveynlerin reklamlar-
la ilgili olarak en fazla şikayet ettikleri alanları;
ihtiyaç dışı ürün almaya yönlendirmesi, yanlış
beslenmeye özendirmesi, tüketim alışkanlıkla-
rını olumsuz etkilemesi, çocukları savurganlaş-
tırması ve her gördüğünü almaya özendirmesi
olarak belirlenmiştir.
3.2. Televizyon Reklamlarının Çocukların
Beslenme Davranışları Üzerine Etkileri
Televizyon reklamları çocukların dış dünya
üzerine bilgilenmelerini sağlayarak tüketici
olarak sosyalleşmesine katkıda bulunabileceği
gibi, gereksiz tüketime teşvik, beslenme, sağ-
lık, milli kültür ve ahlaki davranışlar açısından
olumsuz etkilerde de bulunabilir (Babaoğul ve
ark. 1999: 94).
Küçük çocukların etkilendiği en önemli rek-
lamlar, besin sektöründe yer alan tatlı maddele-
re ilişkin çok sayıda olan reklamlardır. Bu tür
reklamlar çocukların beslenmesini olumsuz
etkilemektedir. Çocukları kolay yenen tatlılar,
çikolata, gofret türleri v.b. yiyeceklere, ham-
burger tarzı beslenmeye yöneltmek olumsuz
etkiler yaratmaktadır (Çetin 2005: 461). Çünkü
düşünsel yapısı henüz tam gelişmemiş olduğu
için çocuk, izlediği bir reklamın etkisi altında
kalarak bildiği beslenme kurallarını izlemekten
vazgeçebilmekte, reklamı yapılmayan sağlıklı
ürünlerden uzaklaşarak reklamı yapılan ürünle-
re yönelebilmektedir (Kapferer 1991: 206).
Günlük yaşantının bir parçası olan reklamlar,
bazen de kaygı ve endişe yaratmakta ve izle-
yenleri reklamın çeşitli yönleri üzerinde dü-
şünmeye yöneltmektedir (Akan 1995: 18).
Televizyonda çoğunlukla çocukların kendi
paraları ile alabilecekleri ürünlerin reklamı
yapılmaktadır. Çocukların harçlıkları ile alabil-
dikleri ürünler şekerleme, sakız, içecek, don-
durma, bisküvi ve fast foodlardır. Çoğu gıda
reklamı çocuğun sağlıksız beslenmesine sebep
olmakta, daha da kötüsü bunun bir alışkanlık
haline gelmesine yol açmaktadır (Doğan 2003:
106). Yapılan bir araştırmaya göre, Amerika
yiyecek sanayisinin çocuk ürünlerine yönelik
kapsamlı pazarlama çalışmaları vardır ve ço-
cuklara yönelik televizyon programları esna-
sında reklamcılar oldukça baskındır. Ameri-
ka’da Mart 2000’de periyodik olarak haftada
bir kez yayınlanan çocuk programları esnasın-
da yayınlanan birbirinden farklı televizyon
reklamlarının %46’sının yiyecek reklamlarına
ait olduğu görülmüştür (Childs ve Maher 2003:
408).
Çocuklara yönelik reklamların genellikle ço-
cukların beslenme alışkanlığını olumsuz yönde
etkileyecek ürünleri cazip kılacak mesajlar
içermesi en çok eleştirilen konulardan biridir.
Çünkü çocukların özellikle küçük yaştaki bes-
lenme şekilleri, onların hem fiziksel, hem de
zihinsel gelişimlerini büyük oranda etkilemek-
tedir. Çocuklar davranışlarını yapıları gereği
çeşitli çevresel faktörlerin etkisi altında gerçek-
leştirirler. Hangi gıdaları almaları ya da alma-
maları gerektiğine ve bunun nedenlerine dair
kararlarını etkileyen en önemli unsur, çevrele-
rinden aldıkları mesajlardır. Bu bağlamda tele-
vizyon reklamlarının çocukların beslenme
alışkanlığını etkileyen en önemli çevresel fak-
tör olduğu söylenebilir (Tosun 1991: 69). Tüm
reklamlar çocukların ilgisini çekmekle beraber,
doğrudan doğruya çocuklar için hazırlanan ve
içinde çocukların kullanıldığı reklamlarda
bulunmaktadır. Bunlar çikolata, cips, şeker,
dondurma türünden yiyecek-içecek reklamları;
sabun, şampuan gibi temizlik ürünlerinin rek-
lamları; giyecek, dergi ve oyuncak reklamları-
dır. Reklam verenler çocukların ilgilerini rek-
lamlara daha çok çekmek, yetişkinlerin de
tanıtılan ürünlere sempatilerini arttırmak amacı
ile çocukları reklamlarda daha fazla kullanır
hale gelmişler, hatta yalnızca çocuklara yönelik
reklamlar için ayrı bir bütçe ayırmaya başla-
mışlardır (Quadir Ersoy ve Akaroğlu 2009:
80).
Televizyon Reklamlarında Okul Çağı Çocuklarının… (62-77)
67
Reklam bir noktada ürüne, tanınabilirlik ve
kullanılabilirlik vasfını yüklemektedir. İlköğre-
tim çağı öğrencisi yiyecek ve içecek ürününü
bu şekilde tanıyarak belli bir süre sonra, bir
markete girdiğinde rafa baktığında, reklamda
gördüğü ürün ona daha sıcak gelmektedir.
Böylece bir şuur altı oluşmaktadır (Türkme-
noğlu 2007: 17). Farklı reklam mesajlarına
maruz kalan çocukların besin seçimleri ve
tüketim alışkanlıkları üzerine farklı etkilere yol
açmakta olduğu görülmektedir. Şekerli besin
reklamlarını sürekli izleme, bu tür besinlerin
tüketimi arttırma ile ilişkilidir. Sağlıklı besin
reklamına maruz kalma, şekerli besinlere olan
isteği bir ölçüde azaltmaktadır. Sağlıklı besin
tüketimini teşvik eden eğitici programlar da
şekerli besin reklamlarının etkilerini azaltmak-
tadır. Bu gözlenen etkiler kısa dönemde ölçül-
düğü için bu eğitimsel etkilerin çocuğun uzun
dönemde beslenme bilgisi ve besin seçimlerine
etkili olup olmadığı kanıtlanamamıştır (Dik-
men 2006: 48).
Son on yılda tüm dünyada çocukluk çağı
obezitesi, arka planda çocuklara reklam yap-
manın kabul gördüğü ve hatta aktif olarak
desteklendiği sürekli büyüyen ve gelişen bir
gıda endüstrisi ile birlikte hızla artmıştır. Ül-
kemiz gibi genç nüfusun ağırlıkta olduğu ülke-
lerde, önemli bir pazarı oluşturan çocuklar,
reklamların önemli bir hedef kitlesi haline
gelmiştir. Çünkü günümüzde bir çocuk ortala-
ma okuma ya da oyuna ayırdığı zamandan daha
fazlasını televizyon karşısında geçirmektedir.
Çocuklara yöneltilen reklamların çoğu gıda
maddelerine ait reklamlardır (Tokuç ve ark.
2009: 459). Herkes tarafından kabul edilen bir
gerçek vardır ki; o da, televizyondaki gıda
reklamlarının çocukları fazlasıyla etkilediğidir.
Bu durum öyle bir noktaya gelmiştir ki; rek-
lamlarda çocukların en çok ilgisini çeken gıda
ve içecek ürünleri, artık onların sağlığını tehdit
etmekte ve hatta bozmaktadır. İki ile altı yaş
arasındaki çocukların, gıda reklamlarına 10 ile
30 saniye arasında maruz kalmaları dahi, yeme
tercihlerini etkilemektedir (Caroli ve ark. 2004:
106). Amerika’da ve İngiltere’de 2 ile 5 yaş
arası çocukların yaklaşık dörtte biri aşırı kilolu
ya da obezdir. Fakat şu bir gerçektir ki, medya
ile aşırı kilolu olma hali arasında bir ilişki söz
konusudur. Yani televizyon fiziksel aktiviteyi
azaltıp aşırı kiloya sebebiyet vermekte ve ter-
cihleri etkileyerek gıda tüketimindeki artışa
sebep olmaktadır (Hawkins ve Law 2006: 195,
200).
Çok sayıda yerli ve yabancı markalı mal ve
hizmet üreticisi ya da dağıtıcısı firma bu önem-
li kitleyi reklamlar yoluyla etkileme çabası
içindedir. Çocukların algılama, bilgiyi değer-
leme ve etkilenme özellikleri dikkate alındı-
ğında, doğrudan kendilerini hedef alan reklam-
ların pek çok açıdan çocuklar için sorun içere-
bileceği açıktır (Torlak 2001: 248). Çocukların
gerçek gereksinimlerini gereksinimi olmayan-
lardan ayırt etmesi oldukça zordur. Medyayı
takip eden çocuklar genellikle reklam program-
larından hoşlanmakta ve etkilenmektedirler.
Çocuklar, televizyonda ve yazılı medyada sık
gördükleri, yüksek şeker, yağ ve tuz içeren
yiyeceklere özenmekte ve bunları tüketmekte-
dir. Çocukların izlediği reklamların büyük
çoğunluğunun bu tür yiyecek reklamları olduğu
düşünülürse, reklamların dengesiz olduğu ve
sağlıksız beslenmeyi desteklediği ortaya çık-
maktadır (Esenay ve Conk 2006: 96). Televiz-
yonda çoğunlukla çocukların kendi harçlıkları
ile alabilecekleri ürünlerin reklamı yapılmakta-
dır ki bunlar; şekerleme, sakız, bisküvi, gazlı
içecekler ve fast food tarzı yiyeceklerdir. Bir-
çok çalışmada reklam kampanyalarının çocuk-
ların dikkatini daha fazla çektiği ve tercihlerini
etkilediği ortaya konmuştur. Ayrıca televizyon
seyretmenin hareketsiz yaşamın en önemli
bileşenlerinden olduğu, toplam kalori alımı ve
abur cubur tüketimi ile aralarında pozitif bir
ilişki bulunduğu değişik çalışmalarda ortaya
konmuştur (Tokuç ve ark. 2009: 459-460).
Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra reklamların
öğretici ve bilgilendirici yönleri de vardır.
Televizyon tüketici olarak sosyalleşme süre-
cinde pozitif bir rol oynayabilir. Televizyon
reklamları, küçük çocukları dış dünya üzerine
bilgilendirmektedir. Çocuğun nesneler dünya-
sına, özellikle, yetişkinlere yönelik nesneler
dünyasına girişini sağlar. Bu reklamlar bir
bakıma yeni nesnelerle yakınlaşmasını sağla-
ması açısından, çocuğun sosyal gelişimine
katkıda bulunmaktadır (Doğan 2003: 122).
Reklamlar sayesinde, çocuklar karşılaştıkları
ürünlerden pazaryeri bilgisi kazanırlar; arka-
daşlarından, akrabalarından ve kendi tüketim
deneyimlerinden fikir alırlar. Tüketim süresin-
ce çocuklar hangi ürünün iyi ve kötü olduğunu,
reklamın niyetinin dürüst olup olmadığını,
Dostları ilə paylaş: |