76
Ģekilde kullanılmaktadır. Çoğunlukla “sivrisinek balığı” olarak adlandırılan G. affinis
doğumdan sonra 2-3 ayda üreyecek boyuta eriĢir. DiĢilerin boyu büyüdükçe, yavru
üretim kapasiteleri de her bir batında en fazla 200 yavruya ulaĢcak Ģekilde artıĢ
gösterir. Yavru verimi sayısı lokal olarak değiĢmekle beraber, yıllık 4-6 kuluçka
sayısı yaygın olmaktadır. Gambusia‟dan daha verimli olan P. reticulata “milyon
balıkları” veya “guppy” adıyla anılır ve Gambusia‟dan da daha doğurgandır
(Sweetman, 1958).
Gambusia affinis erkek (male) ve diĢisi (female)
Yirminci yüzyıllın baĢlarından buyana, dünyanın her tarafına yayılmıĢ ve
yerleĢtirilmiĢ olan G. affinis‟in günümüzde hemen her yerde bulunduğu kabul
edilmektedir. Ġlk yerleĢtirmelerden biri 1905 yılında Hawaii‟ye yapılandır ve Lenger
ve ark. (1975)‟e göre bu balıkların 2500-5000 ha alanda tohumlamaları yapılmıĢtır.
Ġki ay içinde, tam bir sivrisinek baskısı baĢarılmıĢtır. Hoy and Reed (1971)
Kaliforniya‟da ilkbahar ortalarında, pirinç tarlalarına hektara 250-500 yavrulu diĢi
salıverilmesini gerçekleĢtirmiĢler ve C. tarsalis Coquillet‟de yüksek düzeyde baskı
kaydetmiĢlerdir. Gambusia, ABD‟nin güneyinde, 1920‟li yıllar boyunca,
Anopheles quadrimaculatus Say.‟ın yaklaĢık %60‟lık baskısı ile güven sağlamıĢtır
(Brown, 1973). Malagasy Cumhuriyeti (Madagaskar)‟ne yerleĢtirmeler 1927‟de
yapılmıĢ ve iki yıl içinde, salıverildiği alanların civarındaki su yollarında yüz binlerce
balık ortaya çıkmıĢtır. Bu balıklar, 1934 itibariyle, geniĢ bir yayılıĢ ve iyi sonuçlar
göstermiĢtir. Ek salıvermeler yapılmıĢ ve Malagasy‟de, Gambusia, özellikle açık su
habitatlarında, Anopheles‟in baskılanmasında önemli bir etken kabul edilmektedir
(Greathead, 1971). Bununla birlikte, Gambusia çok fazla yerli balık türünün yerini
aldığından, Afrika için geçerli planlar Epiplaytys cinsindekiler gibi yerli formları
teĢvik edici olmaktadır (Brown, 1973). Ġran‟da orijinal salıvermeler, 1922‟den
1930‟a kadar kuzey illerinde yapılmıĢ ve bu illerdeki stok, dört Anofel sivrisinek
türünün baskılanması için 1966‟da güney Ġran‟a yayılmıĢtır. YaklaĢık 1.5 milyon
Gambusia üretilmiĢ ve 1969‟da güney Ġran‟a yayılmıĢtır. Toplu program ıĢığında
77
özgün desteğini değerlendirmek güç olsa da, Gmbusia, çoğunlukla Ġran‟ın sıtma
eradikasyonu programını desteklemekle güven kazanmıĢtır. Rao ve ark. (1971)
Gambusia‟nın Güney Asya ve Pasifik Bölgesinde, pek çok alanda bulunduğunu
kaydederek, durumunu değerlendirmiĢler.
Erkek
DiĢi
Gambusia‟nın geliĢigüzel yapay yayılıĢına en yeni itirazlar, varlığının bazen
yerli balık türlerini veya predatör omurgasızlar gibi diğer sucul faunayı elimine
ettiği veya tehdit ettiğini iddia eden çevreci gruplardan çıkmaktadır (Lenger et al.,
1974). Günümüzde, yerli balık türleri, Kaliforniya‟da yarı sürekli sularda G. affinis
için potansiyel vekiller olarak araĢtırılmaktadır. Lenger ve ark., (1975b) çöl pupfish,
Cyprinodon macularius Baird and Girard‟in Culex sivrisinekler ve chiromonid
titreksinekler (Chironomus plumosa) üzerindeki predatör etkinliğini araĢtırmıĢlardır.
Bu araĢtırıcılar, C. macularius (çöl pupfish)‟in büyük boyutlu sığ gölcüklerde
yerleĢtirilmesinin dördüncü haftasında sivrisinek üremesini kesintiye uğrattığını
göstermiĢtir. C. macularius yüzen alg matlarda saklanan sivrisinek larvalarını da
yakalayabilecek yetenektedir. Chiromonid türler üzerindeki predatör etkileri büyük
oranda değiĢmektedir. KarĢı çıkmalara aldırmadan, anaç stokları, salıverilecek
materyal sağlamak için, Gambusia‟nın yerleĢmiĢ olduğu doğal populasyonlardan ağ
ile yakalananlara ek olarak sivrisineklerin azalmıĢ olduğu vilayetler (Kaliforniya)
veya hastalık taĢıyıcılarını kontrol acenteleri tarafından muhafaza edilmektedir.
P. reticulata Güney Amerika‟nın kuzeyinde yerli bir türdür ve sivrisinek
mücadelesi için geniĢ oranda dağıtılmıĢtır. P. reticulata, bazı tropikal alanlarda,
özellikle Sjorgen (1972) tarafından açıklanan, kirliliğe karĢı çok üstün
hoĢgörüsünden dolayı Gambusia‟ya tercih edilmektedir (Lenger et al.,1974). Rao
ve ark. (1971) P. Reticulata‟nın, Sri Lanka (Seylan) da açık olarak anofel
sivrisineklere karĢı salıverilmesini ve baĢarı ile yerleĢtirilmesini bildirmektedirler.
Benzer Ģekilde, kanalda taĢınan çamurlu bir suda Culex pipiens fatigans
Wiedemann‟ın baĢarılı baskısını gösteren bir kayıt bulunan güney Hindistan‟da tatlı
78
ve acı sularda yerleĢtirilmiĢtir. Greathead (1971) P. reticulata‟nın Senegal‟deki
baĢarılı yerleĢtirilmesini değerlendirmiĢ ve sivrisinek larvalarının ileri derecede
bulaĢmıĢ olduğu bir gölcükte, 47 gün içinde Anopheles spp.‟nin tam baskısını
değerlendirmiĢtir. Doğu Afrika‟da, kararlaĢtırılmıĢ salıvermeler yapılmamıĢ, ancak
suyu uzaklaĢtırılan alanlarda kullanılan bazı stoklar sağlanmıĢtır. Malagasy
Cumhuriyeti‟nde, P. reticulata, baĢarılı olarak yerleĢtirilmiĢse de, diğer yöntemler
uygulanabilir
olmadığında
ancak
yararlanılacak
ek
bir
baskı
olarak
değerlendirilmektedir.
5.5.1.2. Amphibia, ĠkiyaĢamlilar, Kurbağagiller
Su kurbağaları, kara kurbağaları ve semenderlerin oluĢturduğu Amphibianlar,
ergin öncesi evrelerinde sucul hayvanlardır. Ergin öncesi ve ergin her iki evredeki
bireylerin besinlerinin çoğunu böcekler oluĢturur. Zararlı böceklerin biyolojik
mücadelesinde kullanılan amfibianlar son derece sınırlıdır. Bununla birlikte, doğada
ve laboratuar araĢtırmalarında kurbağaların besin çeĢidi (mide analizleri) ve oburluk
kompozisyonları ile ilgili çok sayıda kayıt bulunmaktadır (Sweetman,1958). ABD‟de
Su kaynaklarının kenarlarındaki ormanlık alanlarda Hyla cinsi ağaç kurbağalarının
eski dünya kökenli çam testereli arısının aktif erginleri ile beslendikleri çok sıkça
gözlenmektedir ( Coppel and Benjamin, 1965). Kurbağagillerin çoğunda olduğu gibi,
bu predatörlerin beslenmesinde de avın hareketi en önemli uyarıcı olmaktadır.
Bildiği kadarıyla, kara kurbağaları, zararlı böceklerle mücadelede etkin olarak
yaralanılan kurbağagillerin yegane grubudur. Bufonidae familyasındaki kara
kurbağaları çok tanınan türleri içerir ve Bufo cinsinin özel ekonomik öneme sahip
bazı türleri kapsadığı düĢünülür. Kara kurbağalarının genellikle pürüzlü sıra dıĢı bir
derileri vardır ve derideki pürüzlülük, çok sayıda derialtı (subcutaneus) zehir bezini
yansıtır. Kara kurbağaları, her ne kadar su kurbağalarından daha kurak konumlarda
yaĢarlarsa da, üreme mevsimlerinde su yakınında olmak zorundadırlar. Genellikle
yumurtalarını peltemsi kümeler veya jelatinsi kadronlar üzerinde diziler halinde
koyarlar. Larva dönemi nispeten kısadır ve kısa bir zaman sonra, genç larvalar
yutabilecekleri her hangi bir canlı organizma ile beslenmeye baĢladıkları karasal
forma dönüĢürler (Weber, 1938).
Dev kara kurbağası, Bufo marinus (L.), Teksas‟ın Rio Grande Vadisi‟nden
güneye doğru Meksika, Orta Amerika, güney Peru ve kuzey Arjantin‟e ulaĢtığı bir
baĢtan bir baĢa Amerika‟da doğaldır (Leonard, 1933). Bazı Caribbean Adalarında ya
yerlidir ya da baĢarılı bir Ģekilde yerleĢtirilmiĢtir. Bir Brezilya kaydına göre, erginler
Dostları ilə paylaş: |