81
َﺔَﻨْﺘِﻔْﻟا اﻮُﻠِﺌُﺳ ﱠﻢُﺛ ﺎَهِرﺎَﻄْﻗَأ ْﻦﱢﻣ ﻢِﻬْﻴَﻠَﻋ ْﺖَﻠِﺧُد ْﻮَﻟَو
ًاﺮﻴِﺴَﻳ ﺎﱠﻟِإ ﺎَﻬِﺑ اﻮُﺜﱠﺒَﻠَﺗ ﺎَﻣَو ﺎَهْﻮَﺗﺂَﻟ
{}
‘Eğer Medine’nin her tarafından üzerlerine gelinse ve orada karışıklık
çıkarmaları(el-fitnete) istenseydi, onu mutlaka yaparlardı;
o konuda fazla
gecikmezlerdi.’
331
Ayeti-i kerimede geçen ‘fitne’ kelimesi, küfre dönme (irtidad
etme) ve Müslümanlarla savaşmak ve Müslümanları öldürmek anlamlarında
kullanılmıştır.
332
Haksız yere savaşmak ve haksız yere insan öldürmek Kur’an
tarafından lanetlenen ve sonunda büyük azabı gerektiren bir fiildir.
333
İnsanlarla
savaşmak ve insanları haklı ve haksız ayrımı yapmadan öldürmek terörün amaç
olarak değil ancak araç olarak kullandığı unsurlarındandır. Bu sebeple Kur’an’ın
bakış açısıyla terör bu anlamda da bir fitnedir ve Kur’an’ın lanetlediği, büyük azabı
hak eden bir fiildir.
c.
Kargaşa
ve Karışıklık
Dilimizde kargaşa ve karışıklık, insanların birbirine düşüp karışması, kötülük,
karışıklık, düzensizlik, bozukluk anlamlarına gelmektedir.
334
Fitne kelimesinin bu
anlamda kullanıldığı en bariz ayet-i kerimelerden birisi
Tevbe Suresi, 47. Ayet-i
kerimedir:
ﻢُﻜﻴِﻓ ْاﻮُﺟَﺮَﺧ ْﻮَﻟ
ُﻢُﻜَﻧﻮُﻐْﺒَﻳ ْﻢُﻜَﻟَﻼِﺧ ْاﻮُﻌَﺿْوَﻷو ًﻻﺎَﺒَﺧ ﱠﻻِإ ْﻢُآوُداَز ﺎﱠﻣ
َﺔَﻨْﺘِﻔْﻟا
َو
ْﻢُﻜﻴِﻓ
َو ْﻢُﻬَﻟ َنﻮُﻋﺎﱠﻤَﺳ
ُﻪّﻠﻟا
َﻦﻴِﻤِﻟﺎﱠﻈﻟﺎِﺑ ٌﻢﻴِﻠَﻋ
{}
‘(Ey Müminler) Eğer onlar (münafıklar) da sizin içinizde sefere çıksalardı,
bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve içinizde kendilerine kulak verenler
olduğunu görüp fitne, fesat, kargaşa sokmak (yebğunekümü’l-fitnete) amacıyla
saflarınıza sokulacaklardı. Allah zalimleri gayet iyi bilir.’
335
Ayet-i kerimedeki fitne
331
Ahzab Suresi, 33/14.
332
Nesefi, a.g.e. , III/433; Derveze, a.g.e. , VI/11.
333
Nisa Suresi, 4/92-94.
334
Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB, II/1561.
335
Tevbe Suresi, 9/47.
82
kelimesi, insanların arasını açmak, toplumda karışıklık çıkarmak, ihtilaf çıkarıp birlik
ve beraberliği bozarak gücü ve kuvveti kırmak anlamlarında kullanılmıştır.
336
Ayet-i
kerimenin fitne kelimesi için vurguladığı bu anlam, terör fiilinin asıl zeminini
oluşturmaktadır, çünkü terör eylemlerinin en önemli amacı, insanların içine korku
salmak, insanların arasına ihtilaf düşürmek ve bu sayede toplumda karışıklık ve
kargaşa çıkararak toplumun birlik ve beraberliğini zedeleyerek kendisine yer
edinmektir. Bu sebepten ötürüdür ki Kur’an’ın fitneye bu bakışı itibariyle terör fiili
de bir fitnedir.
B. Zulüm
Adaletin zıddı olan
zulüm sözlükte, haksızlık etmek, adaletsiz davranmak ve
hakkını vermemek demektir.
337
Buna göre ‘zulüm’ kelimesi, ister fazla isterse eksik
olsun, herhangi bir şeyin kendine ait olan yerin dışında başka bir yere konulması
anlamındadır.
338
Ayrıca bu kelimenin, maksadı aşmak, hakkı teslim etmemek ve
haddi tecavüz etmek anlamlarına geldiği de ifade edilmiştir.
339
Fitne ile taşıdığı ortak anlamlar itibariyle sosyal dengeyi bozan en önemli
faktörlerden birisinin de zulüm olduğu görülmektedir.
Bu noktadan hareketle
zulmün, fitne olgusunu harekete geçiren en önemli etkenlerden birisi olduğu
söylenebilir. Diğer taraftan zulüm, herkesin hakkına tecavüz etmeyi ilke haline
getiren bir irade olduğundan
340
, hak ihlali ve haddi tecavüz anlamları taşıyan fitne
kavramı ile birleşmektedir.
Yukarıda fitnenin Kur’an’daki anlamlarını tespit ederken bunlardan birinin de
‘baskı, işkence ve zulüm‘ olduğunu belirtmiştik. Kur’an’da
geçen zulüm kelimesi de
bazen bu anlamlarda kullanılmaktadır.
Örneğin Nahl Suresi, ‘ Zulme uğradıktan (zulimu) sonra Allah yolunda hicret
edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz…’ mealindeki
41. ayetinde geçen zulüm, aynı surenin, ‘ Sonra şüphesiz ki Rabbin eziyete
uğratıldıktan (fütinu)
sonra hicret eden, sonra Allah yolunda cihad edip sabreden
336
Nesefi, a.g.e. , II/186; Derveze, a.g.e. , VII/345-347.
337
Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB, IV/3335.
338
İbn Manzur, a.g.e. , XII/373; el-Isfahani, a.g.e. , s. 537-538.
339
İbn Manzur, a.g.e. , XII/373.
340
Yıldırım, Mustafa,
‘Zulüm Üzerine’ , Felsefe Dünyası, sy. 30, Ankara, 1999, s. 29.
83
kimselerin yanındadır’ mealindeki 110. Ayetindeki fitnenin ‘baskı ve işkence
anlamıyla aynıdır.
Esasen irdelendiği zaman zulüm ve fitne kavramları Kur’an’ın ifade ettiği
müstakil kavramlardır. Yeri geldikçe birbiriyle ilintili şekilde anlaşılsa
da iki kavram
arasında fark vardır. Kur’an-i Kerim’de zulüm ile ilgili bir çok ayet-i kerime
bulunmaktadır. Biz burada konumuzla ilgili, yani Kur’an’ın terörü vasıflandırması
açısından, gerekli ayet-i kerimeleri alıp, terörün zulüm boyutuyla bu ayet-i
kerimelerin neresinde olduğunu ifade ederek konumuzu sonlandıracağız.
Öncelikle Allah Teala, zalim kimseyi Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen ve
Allah’tan yüz çeviren kimseler olarak tanımlamıştır:
ﻦَﻣَو
َلَﺰﻧأ ﺎَﻤِﺑ ﻢُﻜْﺤَﻳ ْﻢﱠﻟ
ُﻪّﻠﻟا
ِﻟﺎﱠﻈﻟا ُﻢُه َﻚِﺌـَﻟْوُﺄَﻓ
َنﻮُﻤ
{}
‘Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.’
341
Ayet-i
kerimede
ifade edilen şudur ki, her kim olursa olsun Allah’ın indirdiğinin dışında
başka bir hüküm kabul ederse, helali helal, haramı haram bilmezse o kimse zalimdir,
fasıktır, hatta ve hatta kâfirdir.
342
Yine aynı şekilde, Allah’ın ayetlerinden yüz çeviren kimseler de en zalim
kimseler olarak ifade edilmektedir:
ﱠﻢُﺛ ِﻪﱢﺑَر ِتﺎَﻳﺂِﺑ َﺮﱢآُذ ﻦﱠﻤِﻣ ُﻢَﻠْﻇَأ ْﻦَﻣَو
ْﻨَﻋ َضَﺮْﻋَأ
َﻦﻴِﻣِﺮْﺠُﻤْﻟا َﻦِﻣ ﺎﱠﻧِإ ﺎَﻬ
َنﻮُﻤِﻘَﺘﻨُﻣ
{}
‘Kim, Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz
çevirenden daha zalimdir? Şüphesiz ki biz suçlulardan intikam alıcıyız.’
343
َﻦﻳِﺬﱠﻟا ﺎَﻬﱡﻳَأ ﺎَﻳ
نَأ ﱠﻻِإ ِﻞِﻃﺎَﺒْﻟﺎِﺑ ْﻢُﻜَﻨْﻴَﺑ ْﻢُﻜَﻟاَﻮْﻣَأ ْاﻮُﻠُآْﺄَﺗ َﻻ ْاﻮُﻨَﻣﺁ
ِﺗ َنﻮُﻜَﺗ
ﻦَﻋ ًةَرﺎَﺠ
ْﻢُﻜَﺴُﻔﻧَأ ْاﻮُﻠُﺘْﻘَﺗ َﻻَو ْﻢُﻜﻨﱢﻣ ٍضاَﺮَﺗ
ﱠنِإ
َﻪّﻠﻟا
ًﺎﻤﻴِﺣَر ْﻢُﻜِﺑ َنﺎَآ
{}
َﻚِﻟَذ ْﻞَﻌْﻔَﻳ ﻦَﻣَو
ًﺎﻧاَوْﺪُﻋ
ﻰَﻠَﻋ َﻚِﻟَذ َنﺎَآَو ًارﺎَﻧ ِﻪﻴِﻠْﺼُﻧ َفْﻮَﺴَﻓ ًﺎﻤْﻠُﻇَو
ِﻪّﻠﻟا
ًاﺮﻴِﺴَﻳ
{}
341
Maide Suresi, 5/45.
342
Elmalılı, a.g.e. , III/252; Mevdudi, Tefsir, I/429; Derveze, a.g.e. , VII/103-107.
343
Secde Suresi, 32/22.