88
ş
eye teslim olmaktan başka seçenek yoktur. Bu hususta ‘niçin’ ve ‘nasıl’ diye
konuşmak hatadır. Bu sebeple kullar, emredildikleri şeye itaat etmeli ve ona ancak
teslim olmalıdırlar. ‘Nasıl’ sorusu, metbû’ olanın değil, yalnızca tabi’ olan kişilerin
görüşleri hakkında sorulur
412
.
Burada konunun daha iyi anlaşılabilmesi için Şâfiî’nin sık sık telaffuz ettiği
“zâhir”
ve “bâtın” kavramlarının anlamı ve mahiyeti üzerinde durmamız
gerekecektir.
Usûlde zâhir terimi, “manasının anlaşılması için hâricî bir karîneye ihtiyaç
duyurmayacak şekilde bu [bir] manaya açıkça delâlet eden, fakat te’vîl ve tahsîs
ihtimaline açık bulunan ve kendisinden çıkarılan hüküm sözün asıl sevk sebebi
olmayan lafız” olarak tanımlanmaktadır
413
.
Ş
âfiî ise, eserlerinde sıkça kullanmış olduğu ‘zâhir’ kelimesini tanımı ve
hangi anlamda kullandığına dair bir bilgi vermemektedir. Onun zahir kavramını,
çoğunlukla hukukî meselelere mesned olarak sunduğu âyet ve hadîslerin
anlaşılmasında, metinlerden anlaşılanı belirtmede kullandığı belirtilmiştir
414
. Mesela
‘hadîslerden ortaya çıkan zahir anlam’
415
ile
416
‘ayetin
zahirinden anlaşılan’ şeklindeki kullanımı bu duruma birer örnek teşkil etmektedir.
Ş
âfii’nin eserlerinde zâhir ve bâtın kavramlarını ekseriyetle yan yana
zikredilir
417
. Bu kullanımlarda zâhir, metnin açık (apparent), bâtın ise, metnin kapalı
ve gizli (hidden) anlamını ifade eder. ctihad ve kıyas gibi konular (ki bunlar
yorumla ilgili kavramlardır) ele alınırken sıkça başvurulan bu kavramlardan zâhir,
görünürde apaçık doğru sonucu (apparently correct result), bâtın ise metafizik (ilâhî)
412
Şâfiî, htilâfu’l- Hadîs, IX. 633.
413
Şa’bân, Zekiyuddîn, slâm Hukuk lminin Esasları, çev. brahim Kâfi Dönmez, TDV Yay.,
Ankara, 1990, s. 314.
414
Gürkan, slam Hukuk Metodolojisinin Oluşumu ve Şâfiî’nin Yeri, s. 310.
415
Şâfiî, Umm, V. 63.
416
Şâfiî, Umm, VI. 56.
417
Şâfiî, Risâle, 257-258 (no. 1327-1335), 260 (no. 1350-1352), 261 (no. 1368), 264 (no. 1388-
1389, 269 (no. 1425); Şâfiî, Umm, IV. 149, VI. 233, 276, 280, VII, 14.
89
anlamda doğru olan sonucu (metaphysically correct result) gösterir
418
. Yine bu
kullanıma göre bâtın, bazen mugayyebin
419
eş anlamlısı olarak da ifade edilir
420
.
Ş
u halde J. Lowry’e göre, zâhir kavramı ekseriyetle tek başına olmak üzere,
bir metnin literal veya en açık (obvious meaning) anlamında kullanılır. Ayrıca zâhir
kavramı âmm ve cümle ( /mucmel olarak)
421
ile ilgili konuları açıklarken
kullanılmaktadır. Bu anlamda zâhir, bir metnin, ictihadla (hukukî yorum) ulaşılan
anlamının zıddını ifade eder. Böylece zâhir, bir kimseye metin tarafından sunulan en
açık anlamdan ibarettir
422
. Şu halde ictihadda nassın illet ve maksadı üzerine fikir
yürütülerek, nassın zahiri anlamı yerine fıkhî anlamı esas alındığından, Şâfiî zahiri
esas alarak, nassların lafzına bağlı kaldığını göstermiş olmaktadır.
M. Edîb Sâlih’e göre de, Şâfiî’de zâhir kavramı; Arap muhataplarca ifade
edilen sözden ilk anlaşılan manadır. Bâtın ise, âlimlerin fıkıh ve istinbat yoluyla
idrak ettikleri, öğrendikleri şeydir. Yoksa dalâlet ve heva ehlinin nasların tefsirinde
kullandıkları, şeriatın anlamlarına zıt, bâtıl te’vîl ve yorumları değildir
423
. Bu nedenle
Ş
âfiî zâhir kavramını fazladan bir delâlete ve çabaya ihtiyaç duyulmadan lafızdan ilk
anda anlaşılan mana anlamında kullanmaktadır
424
. Buna göre, bâtın ise zâhirin
zıddını ifade etmektedir.
Ebû shâk eş-Şâtıbî de zâhir ve bâtın kavramlarını benzer şekilde
tanımlamıştır. Ona göre zâhirden maksat, Arap dili açısından ondan anlaşılan
ş
eydir; bâtın ise, kelâm ve hitaptan Allah’ın gözettiği maksadıdır
425
. Şatıbî Kur’an’ın
bir zâhiri bir de bâtını olduğunu ifade eden rivâyeti bu manada yorumlamıştır. Ona
göre rivâyetlerde geçen “zahr” ya da “zâhir” kelimeleri “tilâvetin zâhiri”; “bâtın” da,
o âyetten Allah’ın muradı olarak tefsir edilmiştir. Zira Allah “Bunlara ne oluyor ki
418
Lowry, The Legal-Theoretical Content, s. 102.
419
Şâfiî, Risâle, 270; Krş, Şâfiî, er-Risâle, thk. A. Muhammed Şâkir, 500 (no. 1437). Şâfiî Umm’de
de hükümlerin zahire göre olduğunu ifade ederken de bâtın yeri mugayyeb kelimesini
kullanmaktadır. Şâfiî, Umm, IV. 148.
420
Lowry, The Legal-Theoretical Content, s. 102.
421
Şâfiî, er-Risâle, thk. A. Muhammed Şâkir, s. 226 (no. 624).
422
Lowry, A.g.e., s. 102.
423
Sâlih, Tefsîru’n-Nusûs, I, 373 (dipnot, 2).
424
Gürkan, slam Hukuk Metodolojisinin Oluşumu ve Şâfiî’nin Yeri, s. 310.
425
Şâtıbî, Muvâfakât, III. 370.
Dostları ilə paylaş: |