Metin Arıkan
20
Gelnim” (Benim Gelinim), “Bir Meyliste” (Bir Mecliste), “Uzunun Akılı Giç Gelermiş” şiirlerinde mizah
unsurlarını görebiliriz.
12
Ayrıca pek çok yabancı eseri Türkmen Türkçesine çeviren şairin çevirdiği yaklaşık 250 eser,
Türkmenistan’da çeviri edebiyatının altın hazinesi olarak kabul edilir. Dünya edebiyatının ünlü
temsilcileri olan C. Aytmatov, Nazım Hikmet, R. Gamzatov, M. Tank, E. Mejelaytis, S. Narovçatov ve
M. Lukonin gibi yazarların eserlerini Türkmen Türkçesine çevirip okuyuculara “Tercimeler Kitabı”
(Çeviriler Kitabı) adıyla hediye eder.
Şiirleri pek çok yabancı dile çevrilen
şairin, “Apat” (Afet),
“Türkmenin” (Türkmenin), “Altın Biri” (Altının Biri) ve “Gumlı Gelin” (Kumsaldaki Gelin) gibi pek çok
şiiri bahşıların repertuarlarında yer almış, bestelenip dillerden düşmemiştir. Türkmen edebiyatının en
güçlü yazarları Berdi Kerbabayev, Ata Govşudov, Rehmet Seyidov, Aman Kekilov ve Gara Seyitliyev ile
beraber çalışmış, Gurbannazar Ezizov, Halıl Kulıyev, Annaberdi Agabayev, Nazik Annatıyeva, talmaz
Nurıyev ve Bayram Cütdiyev gibi pek çok ünlü yazar tarafından da örnek alınmıştır.
13
“Arzum, yüz yaşa şahit olmaktır,
Ancak uzak yaştan dileğim, murat,
Dertliye em, acize kuvvet vermezse,
Büyük bedbahtlıktır yüz yaş denilen şey,
Halk ne kadar yaşatırsa, o yaş kabulümdür.”
diyen ve kendi döneminin ‘Mahtumkulu’su sayılan Gurbannepesov’un zamansız ölümü hem
Türkmenistan’da hem de Türkmenistan dışında büyük üzüntü yaratmıştır. Sosyal hayata ilişkin yazdığı
şiirlerde sık kullandığı “vefa” duygusunu biz de ona karşı hissederek onu saygıyla anıyoruz.
12
Bu konuda bk. Gurbandurdı Geldiyev, agm, s. 55–56;
Oğulbabek Amandurdıyeva, agt, s. 2; Kayum Cumayev, age, s. 7 (Toz;
agt, s. 88- 90)
13
Bk. Oylanma Bayrı, s. 4-6. http://gozyetim.com, 12 Eylül 2008.
Kerim Gurbannepesov’un Ölümünün 20. Yılı Anısına: Hayat Hikâyesi ve Şiirleri
21
Ş
iirlerinden Örnekler
YAZMASI ZOR GELEN Ş R
Tüm köy halkı bekliyor,
Herkes yola bakıyor.
Babası fısıldıyor:
“Gelir, gelir, gelir!”
Yengesi fısıldıyor:
“Gelir mi ki?! Kim bilir?”.
Ağabey teselli ediyor:
“Gelir ya, mutlak gelir!”.
Yeşil söğüdün gölgesinde
Yüzlerce insan susmuş, duruyor.
Kese yoğurtlu ak torbadan
Ekşi su damlayıp duruyor.
Toplandı dede - babalar,
Yakın ve uzak akrabalar.
Ne bir korna sesi var ne de coşku
Susmakta arabalar.
Geldi çeşitli arabalar
Kızıl, sarı, yeşil, ak.
Geldi beklenmeyenler,
Beklenen hâlâ ortada yok.
Güya hiç düşünmeden,
Konuşulanlar hakkında.
Ak kuş gibi uyuklayıp,
Ana yatıyor tabutta.
Kaldırılmayı bekliyor
Çok şey gören ağaç at.
Ana yatıyor üzerinde
Metin Arıkan
22
Geniş alınlı, heybetli şahsiyet.
O ananın oğlunu
Bekliyor herkes.
Geldi tanıdık olan, olmayan-
Geldi ondan öncekiler.
…O hâlâ daha gelmedi,
Belki, şimdi yoldadır.
En sevdiği aracı
Uçak değil, “Volga”
14
dır.
Fakat uçurmaktadır,
(Sanki) uçağa denk
Ondan düşmez geriye,
Hatta öne bile geçer.
…O hâlâ gelmedi,
Belki, şimdi yoldadır.
Ya da her iki eli de,
Kocaman masadadır.
Maşallah, büyük adam
Oldu artık o.
Yakında ise çok büyük
Makama oturdu o.
“Kaçmasın sakın!” deyip,
Oturuyordur yapışıp.
Güzel genç kızlar,
Çay getiriyordur, koşuşturup.
Özeldir önündeki,
Kuru üzümü, şekeri, çikolatası.
Ya da yeşil çayın keyfiyle,
14
Dönemin en gözde araba markası.
Kerim Gurbannepesov’un Ölümünün 20. Yılı Anısına: Hayat Hikâyesi ve Şiirleri
23
Yazıyordur yazısını.
Hayır, hayır, kendisi yazmaz,
Yazıyordur başkaları.
Dalkavuklar her sözüne,
Tutuyordur alkış.
O ise kendi yazmış gibi,
Gülümser, tebessüm eder.
Yazanlar onun yerine,
Utanır, büzülürler.
…Yirmi yıl bundan evvel
Bitirmişti yüksek öğrenimi.
Onu ona bitirten de
Tabuttaki azizeydi.
Güzün pamuk toplardı,
Kışın pamuk aklardı.
“Oğlum büyük okulda!”
Diye gururla söylerdi.
Su deposu yaptı, toprağı kazdı,
Dizine kadar çamura battı,
Kazancını biriktirip,
Gönderirdi ardından.
Oğlu için ak pamuktan,
Bir torbacık dikmişti.
Üçlüğünü, manadını (para birimi)
Bozukluğunu, kuruşunu.
Arttırdığı parasını
Attı onun içine.
Böyle - böyle kırk yaşında
Ak düşmüştü saçına.
Metin Arıkan
24
Oğlu okulunu bitirdi
Ana hastalanıp yıkıldı.
O, o an okşuyordu,
Bir güzelin saçını.
Takardı ana parasıyla
Her parmağına bir yüzük.
Kulağına küpe,
Bileğine bilezik.
Sevişti, kucaklaştı,
Başkentten ev tuttu.
…Anasından utanmadı,
Ana ondan utandı.
Ana bazen başkente
Gezmeye geldiğinde.
Gelin dedi: “Defetsene
Bu pis kokulu kara bahtı!”
Oğul dedi: “Hoş olmayan
Kokun var can ana!
Bu zamanda temiz
Olmalı misafir, ana!”.
Ana dedi: “Ah can oğul,
Her ne kadar kötü koksak da
Büyümüştün, yetişmiştin
Bu kötü kokulu kucakta…”
Sonra ise gece boyu
Yatağında ağlardı.
Tan ağarır ağarmaz,
Trene doğru koşardı.
…Böyle böyle günler geçti,
Dostları ilə paylaş: |