Turhan Çetin
72
Göçmenlerin Türkiye’ye göç etme nedenlerinin başında baskı ve zulüm gelmektedir. Daha sonra,
aile ve akrabaları Türkiye’de olduğu için, Türkiye’deki eğitim olanakları, iş imkânlarının fazla olması ve
diğer nedenler izlemektedir. Bu bulgular Turan (2005)’ın
38
araştırmasının bulguları ile uyumluluk
göstermektedir.
Soydaşlarımız Bulgaristan’da yaşadıkları dönemde komünist yönetim tarafından baskı ve zulme
maruz kalmışlardır. Bu bağlamda araştırmaya katılan deneklerin ¾’ünün isimleri zorla değiştirilmiştir.
Yine Bulgar komşuları tarafından dini, kültürel, siyasal, sosyal ve ekonomik baskılara uğramışlar ve
komşuları tarafından kötü davranışlara maruz kalmışlardır.
Araştırmaya katılan deneklerin yarısı Türkiye’nin Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımızla ilgili
politikalarını yetersiz bulmaktadır. Bu bağlamda devlet yöneticileri daha gerçekçi ve ileriye yönelik
planlama yapmalı ve çözümler üretmelidir.
Soydaşlarımızın 3/5’i Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne tam üye olmasını olumlu olarak
karşıladıklarını belirtmiştir. Çok az bir kısmı ise (1/10) olumsuz olarak karşıladığını belirtmiştir. Buna
rağmen araştırmaya katılan soydaşlarımızın yaklaşık 2/3’ü bundan sonraki hayatlarında Türkiye’de
yaşamak istediklerini belirtmiştir.
Tarih boyunca göç ve göçmenlik Türklerin hayatlarında oldukça önemli bir yer tutmuştur.
Günümüzde halen bu durum devam etmektedir. Bu konuda gerekli koordinasyonu yapmak ve ilgili
çalışmaları yürütmek üzere Göçmen Bakanlığı ya da Başbakanlığa bağlı Göç Merkezi birimi mutlaka
kurulmalıdır. Benzer öneri Yusuf (2005)
39
tarafından “Göç daresi” olarak belirtilmektedir. Kurumda
uluslar arası ilişkiler, hukukçu, ekonomist, sosyolog, psikolog, beşeri coğrafyacı, tarihçi, siyaset bilimci
ve diğer ilgili alan uzmanları istihdam edilmelidir. Kurum etkili girişimler yapmalı ve araştırma sırasında
sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle işbirliği yapmalıdır.
Parçalanmış ailelerin birleştirilmesi için gerekli diplomatik ve siyasal girişimler Dışişleri
Bakanlığı tarafından en kısa sürede başlatılmalıdır. Dini bayramlarda Türkiye-Suriye sınırındaki
parçalanmış ailelerin yaptığı gibi soydaşlarımızın vizesiz bayram görüşmeleri için 48 saat izinli
sayılmaları için gerekli diplomatik girişimler başlatılmalıdır.
Bulgaristan’da Türkler ve diğer azınlıkların yaşadıkları olaylar tam manasıyla soykırımdır.
Bulgaristan Devleti uluslar arası arenada Türklerden ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden özür
dilemelidir. Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımızın hem maddi hem de manevi tazminat davası açmaları
Türklerin ve Türk Devleti’nin onuru için önem arz etmektedir.
2007 yılında Bulgaristan Türklerinden iki milletvekili Avrupa Parlamentosuna seçilmiştir.
Temennimiz Türk milletvekillerinin Avrupa Birliği parlamentosunda daha fazla sayıda bulunması ve
Türkiye ve Türklerin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinde etkin rol oynamalarıdır.
Türkiye hem Bulgaristan hem de diğer Türk nüfusun bulunduğu ülkelerde yaşayan
soydaşlarımızın sosyal, ekonomik ve siyasal olarak güçlenmesi ile ilgili politika ve projelerini hayata
geçirerek söz konusu ülkelerde Türk lobisi yaratmalı ve ilgili ülkelerle olan ilişkilerinde bundan
yararlanmalıdır. Türk lobisi aynı zamanda uluslar arası arenada siyasi ve ekonomik konularda söz sahibi
olabilmek için etkili bir rol oynayacaktır. Ortadoğu’da komşu ülkeleriyle siyasal ve ekonomik iyi ilişkileri
bulunan güçlü bir Türkiye, tüm dünyanın arzu ettiği bir durumdur.
Türkiye’deki bazı çevreler Bulgaristan’dan gelen Türklerin ülkemizde komünist bir yapının
temelini oluşturacağı konusunda endişeye kapılmaktadır. Ancak bu endişe yersizdir. Çünkü komünist
rejimde yaşayıp gerçekleri gözle gören ve rejimin vahşice mezalimini yıllarca sırtında taşıyan bir insanın
bu rejimi kabul etmesi ve komünist olması düşünülemez.
Türkiye-Bulgaristan ilişkilerine bakıldığında; Atatürk döneminin (1923-1938) oldukça başarılı
olduğu görülmektedir. Balkan Paktı bunun en güzel örneğidir. Bu dönemde Bulgaristan’daki Türkler
38
Ö. Turan, age, s.122.
39
S. Yusuf,. “Türkiye’ye Yönelik Soydaş Göçleri ve Sonuçları”, Uluslararası Göç Sempozyumu Bildiri Kitabı, s.112-118.
Zeytinburnu Belediyesi Yayınları, stanbul 2005.
Bulgaristan’daki Soydaşlarımızın Türkiye’ye Göç Etme Süreçlerini Etkileyen Bazı Değişkenlerin ncelenmesi
73
kendi örf ve adetlerine uygun bir şekilde yaşamışlardır. Siyasal ve sosyal haklarını özgürce
kullanmışlardır. Ancak 1944 yılından sonra Bulgaristan’da Komünist Parti yöneticileri Türklere karşı
adeta soykırım başlatmışlar ve bunu yakın tarihe kadar sürdürmüşlerdir. Bu durum karşısında
Türkiye’deki idareciler Balkanlar ve özellikle Bulgaristan’da yaşanan insanlık dışı bu olaylar karşısında
başarılı bir politika üretememişlerdir. Diplomatik girişimleri üst düzeyde devam ettirebilselerdi
soydaşlarımızın yaşadıkları olaylar muhtemelen meydana gelmezdi ya da çok az yaşanırdı. Bu durum her
alanda olduğu gibi dış politika ve diplomaside de Atatürk döneminin çok başarılı olduğunun açık
göstergesidir.
Savaş ve özellikle de totaliter rejimlerde zorunlu göç sık başvurulan bir uygulamadır. Ancak
Bulgaristan’da görüldüğü gibi bu uygulama ülkeye hiçbir yarar getirmemiştir. Temennimiz Bulgaristan
Devletinin bundan sonraki dönemlerde 1878’den 2008’e kadar yaşanan zorunlu göç olaylarının tekrar
yaşanmaması için gerekli tedbirleri almasıdır. Tarih boyunca hoşgörü ilkesini benimseyen Türklerin
Balkanlarda bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Bulgarlarla birlikte barış içinde yaşamaları her iki
milletin de yararına olacaktır.
Kaynaklar
ABADAN Unat, N., “Türklerin Bulgaristan’dan Zorunlu Göçü”. Uluslararası Hukuk ve nsan Hakları
Açısından Bulgar Zulmü (29.06.1989) Tebliğler Kitabı, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara
1989, s.27-34.
AĞANOĞLU, H. Y, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Balkanlar'ın Makûs Talihi: Göç, Kum Saati yayınları,
stanbul 2001.
AKILLIOĞLU, T, “Bulgaristan’ın Türk Azınlığa Karşı Giriştiği Uygulamaların Uluslar arası nsan Hakları
Bakımından ncelenmesi”, Uluslararası Hukuk ve nsan Hakları Açısından Bulgar Zulmü (29.06.1989)
Tebliğler Kitabı, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara 1989, s. 5-26.
Balkan Göçmenleri Federasyonu, Yayınlanmamış Göç statistikleri (27.aralık 2006).
BÖRKLÜ M. Y., Tarihsel Seyri çinde Bulgaristan Türklerinin Durumu Ve Türkiye’nin Bölge Türklerine
Yönelik Politikaları, 1999 (http://www.rumeliturk.net/tarih Erişim Tarihi 27.12.2006).
CEBEC A., “Bulgaristan Türklerinin Göçü Hakkında”, Türk Kültürü, 6(63), 1968, s. 189-193.
CEBEC A., “Bulgaristan’da Son Gelişmeler ve Türklere Karşı Uygulanan Politika”, Türk Kültürü, (89),
1970, 342-345.
CEBEC A., “Bulgaristan’dan Gelen Soydaşlarımız Uyum Sıkıntısı Çekmektedirler”. Türk Yurdu
Dergisi, 9(28), 1989, ss. 49-52.
CLARKE,I. J., Population Geography (Second Edition) Pergamon Pres, England 1975.
CRAMPTON R. J., The Turks in Bulgaria, 1878-1944, The Turks of Bulgaria:The History, Culture and
Political Fate of a Minority. (Edited by Kemal Karpat) The Isis Pres, stanbul 1990.
Devlet Planlama Teşkilatı., Bulgaristan’dan Türk Göçleri, DPT Sosyal Planlama Başkanlığı Hizmete
Özel Rapor, Ankara 1990.
D M TROVA D., Bulgarian Turkish Immigrants of 1989 in the Republic of Turkey, Between
Adaptation and Nostalgia: The Bulgarian Turks in Turkey,
Dedicated to the 50th anniversary of the
Universal Declaration of Human Right (Edited by Antonina Zhelyazkova) International Center for
Minority Studies and Intercultural Relations,
76–139, Sofia 1998.
DOĞANAY H., Türkiye’nin Beşeri Coğrafyası. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları No: 2982, Bilim ve
Kültür Etkinlikleri Dizisi:877, stanbul 1997.
EM NOV A., There are No Turks in Bulgaria:Rewriting History by Administrative Fiat. The Turks of
Bulgaria:The History, Culture and Political Fate of a Minority. (Edited by Kemal Karpat) The Isis Pres,
stanbul 1990.
Dostları ilə paylaş: |