77
Nietzsche, nevi şahsına münhasır bir filozof olarak, ilk önce Batı geleneğinin
geldiği noktada değersizleştiğini söylemiştir. Buna kaynaklık eden en önemli tezi ‘tanrı
öldü’ sözüdür ki; Nietzsche, bütün felsefe geleneğini düalist (bu dünya ve aşkın
dünya/ruh ve beden gibi) bir evde geçiren Batı felsefesinin tanrının ölümünden dolayı
metafiziksel olarak bittiğini ileri sürmüştür. Buna göre, ahlâk yani değerler nihilist bir
hale gelmiştir. Nihilizmden kurtulmak ya da bunun üstesinden gelecek olan da ‘üst-
insan’dır. Nietzsche’nin geleceğini düşündüğü
üst-insan görüşünün, faşizme
ideal bir tip
olarak kaynaklık ettiğini savunabiliriz. Aslında faşist propagandacılar, kendilerine
tarihsel bir dayanak arayışında üst-insanı seçmişlerdir. Nietzsche’nin, bu insanı
toplumsal olarak oluşturulacak bir kişi olmasından ziyade, bireysel ve bağımsız bir
kimlikte var olacaktır. Bu bağlamda, filozofun faşizmin tarihine eklenmesi sadece bir
talihsizliktir. Bununla beraber bir de kız kardeşinin onun eserlerini değişikliğe uğrattığı
iddiası da vardır.
165
Nitekim; “ilerleme nosyonunu modern bir ide olarak gören
Nietzsche, insanlığın hiçbir şekilde daha iyiye, daha güçlüye doğru bir gelişme içinde
olmadığını, tam aksine bunun sadece modern bir yanılsama olduğunu düşünür.”
166
Gelinen nokta değer yitiminin yarattığı nihilizmdir sadece. Bizatihi üst-insan da bu
nihilist havayı dağıtacak bir müjdeleyici, öncü olarak beklenir.
Nietzsche’nin postmodernizme öncü olmasının nedeni ise modern insanın değer
bunalımında olduğuna dair söylemidir. Batılı modern insan tanrıya sırtını dönerek değer
alanından çıkmıştır. Akıl ve bilime yaslanan modern insan, tek bir bakış açısıyla
gerçekliği yakalayamayacaktır. Bu anlamda Nietzsche’nin “olgular yoktur, yalnızca
yorumlar vardır”
167
sözü postmodern dönemin anlam çokluğuna ışık tutar. Postmodern
dönemde, bireysel perspektife yaslanarak çoklu okumada bulunanlar, modern dönemin
değer alanındaki monist ya da homojen tutumun yanlışlığını gösterme çabası
içindeyken, Nietzsche’nin anti-temelci ve putkırıcı düşüncesini referans aldıklarını
belirtmek gerekir. Bu bağlamda modernite, geleneksel veya dinsel değerleri arkasında
bırakırken, kendisi için yeni mitler yaratmış olduğunu ve postmodernizmin de
165
Bir Yahudi aleyhtarı ve daha sonradan da Nazi olan kız kardeşi Elisabeth, kardeşinin ölümünün
ardından el yazmalarının editörlüğünü yapıp yayımladı ve bu esnada kardeşinin eserleri üzerinde biraz
oynayarak Nietzsche’nin Yahudi aleyhtarlığı ve ilkel Nazizm’i söylencesini ortalığa yaydı. Bkz. N. Gilje,
& G. Skirbekk,
Antik Yunan’dan Modern Döneme Felsefe Tarihi
, (3. Baskı), (Çev.: E.Akbaş-Ş.Mutlu),
Kesit Yayınları, İstanbul 2006, s.449; M. Hanifi Macit,
Faşizm ve Nazizm
, (2. Baskı), Savaş Yayınları,
Ankara 2006, s.92.
166
Kasım Küçükalp,
Nietzsche ve Postmodernizm
, Kibele Yayınları, İstanbul 2010, s.146.
167
Nietzsche’den akt. Magee, s.172.
78
Nietzsche’nin çekiciyle modern mitlere saldırdığını düşünebiliriz.
168
Filozofun
düşüncelerinin yanında, bu düşünceleri dile getirme veya kaleme alma şekli de
postmodernistler için önemli görülmektedir. Onun aforizmaya dayalı felsefî yazma
şekli, klâsik felsefe yazılarına aykırı bir yazma tekniğidir. Nietzsche metinlerinin parça
parça ilerlemesi, rasyonalitenin düzen veya plân dâhilinde düşünceleri açıklama
mantığına ters gelen bir yöntemdir. Çünkü; felsefe akılsal olarak daha bütünlüklü bir
alandır. Oysa, Nietzsche’nin çılgınlığının bir ürünü olan veciz sözler, büyük felsefe
metinlerinden daha vurucu olabilmiştir. Onun yazma tekniği, postmodern düşüncenin
‘parça’lıkları anlatmada en iyi yöntemlerden biridir.
Sonuç olarak; Nietzsche’nin kendisine kadar gelen noktada Batı felsefesini ve
yaşamını eleştiriye tutarak, değer ve bilgi gelişiminin yanlış yoldan devam ettiğini ve bu
bağlamıyla geleceğin insanlar için parlak olmadığı, hatta yıkıcı olacağına dair
düşünceleri -bu iddianın yirminci yüzyılın ilk yarısında hemen doğrulanması- onu kâhin
kılmıştır. Bunun için de Nietzsche, postmodern düşünce savunucuları tarafından,
modern topluma dair itirazlarının yaslandı(rıldı)ğı kutsal kişi olarak ilân edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: