Moderniteden postmoderniteye uzanan bir köPRÜ: zygmunt bauman



Yüklə 2,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə65/164
tarix07.04.2022
ölçüsü2,44 Mb.
#85154
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   164
669ab9e9ff32c2ca0f9a3c70aa28a6a8(1)

2.8.3. Risk Toplumu 
İnsan  yaşamı sürekli bir tehlike, tehdit  içinde olup  bunlara karşı  aldığı  önlemler 
etrafında  devam  eder.  Modern  dönem  öncesi  belirlenmişliklerin(kimliksel,  dinsel) 
verdiği  güvenli  yaşam  ortamı  modernlikle  beraber  doğayı  (aklîleştirme  veya 
hesaplanabilir kılma) fethe çıkan insan, onu zapt etme konusunda epey bir yol almıştır. 
Yani,  doğadan gelen tehlikeler bir anlamda bertaraf edilmeye  çalışılmış olup,  bu çaba 
yeni  tehlikeleri  de  getirmiştir.  Bu  açıdan  risk,  Giddens’e  göre  dışsal  ve  imal  edilmiş 
riskler  olarak  tanımlanır.  Dışsal  riskler,  geleneksel  ve  sanayi  toplumunda  çoğunlukla 
doğadan kaynaklanırken, imal edilmiş riskler ise insanın gelişim çabaları sonucu, hem 
doğaya  verdiği  zarar  hem  de  ekonomik  ve  toplumsal  değişimler  etrafında  oluşan 
risklerdir.
253
 
Günümüzdeki  postmodern  toplumda  ise  doğa,  tüketim  bazında  can  çekişir  bir 
durumda  olup,  insana  yeterli  bir  kaynak  değildir.  Bu  yüzden  insan  yeni  tür  kimyasal 
veya teknolojik müdahalelerle doğayı sürekli yeniden üreterek(ve tüketerek) kullanımda 
tutmaktadır. Aynı zamanda sosyal hayatın değişmesiyle aile ve sosyal bağları zayıflamış 
olan ve giderek  yalnızlaşan bireyin  sürekli risklere karşı tetikte beklemesi  gereken bir 
süreçte olduğunu düşündüğümüzde yaşam yeni risklerle dolu görünmektedir: Hastalık, 
kimyasal tehdit, ekolojik bozulma, işsizlik vs. gibi. Dolayısıyla günümüz riskleri daha 
çok imal edilmiş risklerdir diyebiliriz. 
                                                           
252
 Fredric, 
Postmodernizm- Ya Da Geç Kapitalizmin Kültürel Mantığı
, s.429 
253
 Bayhan, 
Risk Toplumu
, ss. 193-207.   


106 
 
Çağdaş sosyal bilimci Ulrich Beck’in ‘risk toplumu’ kavramı bu anlamda modern 
ve postmodern dönemi karşılaştırmak ama daha çok postmodern dönemi anlamak için 
değerlendirilecek  bir  kavramdır.    Beck,  risklerin  elbette  tarih  boyunca  var  olduğunu 
söyler, fakat ona göre söz konusu edilip önemli bulunan “risk, modernleşmenin kendisi 
tarafından  yaratılan  ve  tanıtılan  tehlike  ve  güvensizliklerle  sistemli  bir  biçimde  başa 
çıkmaya çalışmanın bir yolu” şeklinde tanımlanan risktir.
254
 Klâsik modern toplum veya 
sanayi  toplumu  sınıf  temelli  olup  refah  seviyesini  yükseltme  amacındayken,  risk 
toplumuna dönüşmeyle birlikte temel amaç, hayatta kalabilmektir. Her gün dünyayı ve 
insanı  tehdit  eden  yeni  bir  haberin  gündeme  düştüğü  risk  toplumu,  postmodernliğin 
hesaplanamazlığına  dair  bir  görüntü  vermektedir.  Böylelikle  her  gelişmenin  küresel 
olduğu bu postmodern dünyada riskler de aynı gelişmelerle artarak var olmaktadır.
255
 
Beck’e  göre,  bu  riskler  yani  öngörülemezlik  hali,  insanın  eylem  yeteneğini 
kısıtlamakta  ve  aynı  zamanda  insanı  karamsarlığa  düşürmektedir.  Risklerin  varlığı 
insanı  sadece  eylemsizliğe  düşürüp,  yapılmaması  gerekenleri  tercih  etmeye 
yönlendirerek(ki burada da bir risk her zaman mevcuttur) tedirgin bekleyişlere düşürür. 
Modern  dönemde  risklere  karşı  sigortalamanın  varlığı  bir  önlem  olarak  önemli 
görünürken günümüz toplumunda böyle bir garantinin  verilmemesi  risklerin boyutunu 
anlamak  için  manidardır.
256
 Örneğin,  bir  kimyasal  felâket  sonrasında  yaşanacakların 
sadece  felâketin  yaşandığı  yer  ve  zamanla  sınırlı  kalmaması  risklerin  boyutunu 
gösterir(Çernobil  felâketinin  etkilerinin  hala  devam  edişi  gibi).  Tabi  risklere  karşı 
tehlike  tüm  insanları  eşit  kılsa  da  yine  de  üst  sınıfın  risklere  karşı  güvenlik  içinde 
olmaları  ya  da  güvenliği  satın  almaları  daha  kolay  olabilmektedir.  Yine  de  bu  tür 
riskleri  artıran  ve  bunlardan  korunma  imkânları  daha  fazla  olan  zenginlerin  de 
risklerden  etkilenmesi,  risklerin  bumerang  etkisi  olarak  nitelendirilir:  “riskler,  onları 
üreten  üst  sınıf  ve  zengin  uluslara  geri  döner.”
257
 Dolayısıyla,  risklerden  saklanmanın 
veya kaçmanın mümkün olmadığı bir toplumda yaşadığımız bir realitedir. 
İnsanoğlunun  ilerleme  veya  gelişme  adına  attığı  her  adım,  aynı  zamanda  olası 
riskleri de barındırır ki bu risklerin imal edilmiş bölümü olan ‘ikinci modernite’ ya da 
                                                           
254
 Ulrich Beck, 
Risk Toplumu: Yeni Bir Moderniteye Doğru
, (2. Baskı), içinde Giddens, Anthony (Ed.), 
“Sosyoloji: Başlangıç Okumaları”, (Çev.: G.Altaylar), Say Yayınları, İstanbul 2010, ss.558-564. 
255
 Slattery, s.457. 
256
 Beck, ss.42-47. 
257
 Ritzer-Stepnisky, s.112. 


107 
 
‘refleksif (düşünümsel)  modernleşme’ çağı, Beck’e göre bireysel, sosyal veya küresel 
düzeyde  öngörülemeyenin  yaşandığı  bir  dönem  olarak  nitelendirilir.  Ona  göre, 
postmodern  bir  döneme  geçmekten  ziyade  risklerin  egemen  olduğu  bir  ‘düşünümsel 
modernleşme’ye  geçtiğimizi  söylemek  daha  doğrudur.
258
 İki  kutuplu  dünyada 
komünistler  veya  kapitalistlerin  birbiri  için  taşıdığı  tehlikeli  duruş  anlaşılabilir, 
hesaplanabilir  bir  risk  görünümü  verirken,  günümüz  postmodern  dönemde  kutupların 
kaybolmuş  olması  riskleri  azaltmamış,  bilâkis  risklerin  geldiği  yerleri  fazlalaştırıp 
belirsizleştirmiştir.  İnsanlar  küresel  anlamda  etkilere  açık  olan  bu  risk  toplumunda, 
geleceğin  ne  getireceği  konusunda  daha  kaygılı  olup  güvensizlik  içinde 
bulunmaktadırlar. Risklerin çokluğu,  her risk karşısında belirli grupların  durumunu da 
tartışmalı kılmıştır. Bir riskin varlığı, kimileri için kâr hesabının artmasına yol açarken, 
kimileri için tehlike işareti olarak okunabilmektedir. Beck’in risk toplumunda “birileri, 
gıdalardaki  zehirli  maddeleri  kendisi  için  bir  tehdit  olarak  görürken,  başka  birileri, 
gıdalardaki  zehirli  maddeleri  gündeme  getirenleri  kendine  bir  tehdit  olarak”  görmesi, 
riskler karşısında insanların farklılaşan konumlarını gösterir.
259
 
Sonuç olarak, Beck’in risk toplumu postmodern dönem olarak adlandırılan süreci 
algılamada  farklı  noktaları  gündeme  getiren  bir  düşünce  olması  açısından  önemli 
görülen bir teoridir. Postmodern toplumda insanların örgütsüzlüğü, riskler karşısında bir 
önlem almada bireyleri güçsüz kılmakta ve yalnız bırakmaktadır diyebiliriz. Dolayısıyla 
risk  toplumu  ile  postmodern  toplumun,  aynı  zeminde  oluşan  bir  toplum  olduğunu 
söyleyebiliriz. 

Yüklə 2,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   164




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə