142
modernlik sürecini gösterir. Öncelikle Batıda gerçekleşen bu dönüşüm zamanla bütün
dünyaya yayılmıştır. Kısaca bahçe dendiğinde, mülkiyeti gösteren ve etrafı çitlerle
çevrilmiş bir toprak parçası göz önüne gelir. Aynı zamanda bahçıvanın çalışma alanı
olan bu bahçenin, modernliğin kurumsallaşma sürecinde bir prototip olarak diğer
kurumlar üzerinde de etkili olduğunu söylemek gerekir. Nitekim giderek eğitilmiş,
uzmanlık gerektiren ve teknik bir yapıya dönüşen modern yaşamda, bahçıvanın
bahçesinde uyguladığı biçme, düzenleme, zararlı otlardan temizleme gibi işlemlerin
benzerleri gözlemlenebilir. Toplumsal alanda ve insan üzerinde uygulanan bir iktidar
biçiminin sonucunda oluşan modern toplumsal yaşamın, yapay bir düzen olduğu
söylenebilir.
354
Diğer bir deyişle, yapay bir düzenin ve büyük toplumsal tasarıların çağı
olan modernlik, aynı zamanda toplumu uzmanca tasarlayan, sonra da bu tasarıya uygun
olarak yetiştiren ve tasarlanan biçimin korunması için doktorluğa soyunan
plânlayıcıların, hayalcilerin ve –daha genel olarak- ‘bahçıvanlar’ın dönemidir.
355
Onlar
için, toplum işlenmesi gereken bakir bir toprak parçasıdır.
Bu bahçıvanlar, modern kurumlar olan hastaneler, okullar, fabrikalar,
hapishaneler ve hepsiyle bağlantılı olan ulus-devlet gibi yapılarda uzman
olarak bulunan
kişilerdir. Burada eğitim kurumları-okulları- modernlik projesi için çocukların işlendiği
ya da biçildiği/biçimlendiği (bahçıvanın bahçedeki eylemi olarak) bir kurum olarak
karşımıza çıkar. Şayet eğitim kurumunun dişleri arasında bireyler istenen biçime
gel(e)mezse, iktidar diğer biçim verici ya da tecrit edici kurumlarını devreye sokar.
Eğitimin iktidarın bir uzantısı haline geldiği modernlik sürecinin temel düşüncesini
Bauman şöyle açıklar:
Eğitim artık iktidarın vazgeçilmez bir bileşeni haline gelmişti. İktidar
sahipleri “kamu yararı”nın (insan soyunun, tüm toplumun ya da onların
yönetimine bırakılan kesimin yararı) ve ona en uygun insan davranış
örüntüsünün ne olduğunu; bu davranışı nasıl meydana çıkaracaklarını ve
kalıcı olmasını nasıl güvence altına alacaklarını bilmeliydi. Bu becerilerin
her ikisini de edinmek için başka insanların sahip olmadıkları belli bilgileri
ele geçirmeleri gerekmekteydi. İktidar bilgiye gereksinim duyar; bilgi
iktidara meşruluk ve etkililik kazandırır (bunların birbiriyle bağlantısız
olması gerekmez). Bilgiye sahip olmak, iktidardır. Bu biçimlenmeden doğan
yeni tür iktidarın önde gelen iki niteliği vardı: Pastorallik ve
yönlendiricilik.
356
354
Bauman,
Yasa Koyucular ile Yorumcular
, s.65-6
355
Bauman,
Modernite ve Holucaust
, s.154.
356
Bauman,
Yasa Koyucular ile Yorumcular
, s.62.
144
yöneltmek amacıyla inşa edilen mekanizmaları yerleştirdi… Bu ölçütlere
göre, nüfusu ikiye böldü: Beslenecek ve özenle çoğaltılacak faydalı bitkiler
ve yok edilecek ya da kökünden sökülecek yabanî otlar. Bu ölçütlere göre
(bahçıvanın tasarımınca belirlenen) faydalı bitkilerin gereksinimleri el
üstünde tutuldu, yabanî ot ilân edilenlerinse yok sayıldı.
359
Kirli, pis, hastalıklı olan yabancılar, ötekiler kısaca bahçede temizlenmesi gereken
yabani otlar olarak görülen insanlar, modern devlet ideolojisinin, düzenli, hijyenik yani
homojen bir toplum hedefine kavuşmasının önünde gördüğü engellerdir. Nitekim
Yahudiler, modern devletin kurguladığı bahçedeki en zararlı yabanî ot olarak
görülmüştür. Bizatihi modernliğin müphemlik sorunsalı içerisinde en fazla rahatsızlık
uyandıran Yahudiler, “yabanî otların babası –hatta bütün “toplumsal yabanilikler”in
genel adı ve bir prototipi olma- rolüne sokulmaya mahkûmdu.”
360
Bahçedeki zararlı
bitkiler bahçıvan tarafından temizlendiği gibi Yahudiler de Alman faşist ideolojisi
nazarında bahçeden/toplumdan sökülüp atılması gereken yabanî otlar olarak
değerlendirilmişlerdir. Faşist ideolojinin Almanya’yı yabanî otlardan temizleme,
ayıklama işlemini modern ideoloji/kültür çerçevesi içinde değerlendirirsek, Yahudilere
uygulanan soykırımın “yıkıcı değil, yapıcı bir etkinlik” olduğunu düşünebiliriz.
361
Dostları ilə paylaş: