147
Bauman’ın belirlemesine göre asimilasyon, ilk başta biyolojik bir terim olarak
kullanılmıştır. İngilizce sözlükteki kullanımına göre “ ‘Asimilâsyon’ terimi, XVI.
yüzyılın biyolojik anlatısında, canlı organizmaların icra ettiği
özümseme
(absorption) ve
içine alma (incorporation) eylemlerine işaret ediyordu. Açıkça görüldüğü gibi,
‘asimilâsyon’ özyönetimli bir değişimi değil
dönüştürmeyi
, canlı bir organizmanın
edilgen çevresi üstünde icra ettiği bir eylemi ifade ediyordu. Asimilâsyon, ‘Kendi
doğasından bir töze dönüştürme’; bir hayvan ya da bitkinin dışsal bir malzemeyi
kendisininkiyle aynı dokuya dönüştürmesi’ demekti.”
369
Bu tanıma yaslanarak
asimilâsyonun anlamının, etkin ve güçlünün (sosyal olarak çoğunluk), pasif ve
zayıf(azınlık) olanı kendine benzetme şekli olduğu söylenebilir.
370
Modern dönemin siyaset-toplum anlayışında, insanı-toplumu değiştirme,
dönüştürme ve geliştirme güdüsü hâkimdi. Toplumdaki belirsizlikler, düzensizlikler
toplumun geleceği (istenen, beklenen toplum modeli) için zararlı görülmekteydi. Bu
açıdan Bauman, “Asimilâsyon[u], toplum mühendisliğinin ön cephesi, gelmekte olan
düzenin keskin sırtı” olarak nitelendirir.
371
Milliyetçilik veya ulus-devlet bağlamında ele
alındığında asimilâsyon, azınlık olan ötekiye-yabancıya yönelik, iktidarın uyguladığı
plânlı ve baskıcı bir kültürel savaştır. Bu yüzden asimilâsyon, daima milliyetçilikle
beraber yürür. Bauman’ın ifadeleriyle, “milliyetçilik dediğimiz şey her zaman
asimilâsyonla ilgilidir çünkü milliyetçiliğin ‘doğal birliğe’ sahip olduğunu ilân ettiği
millet, önce genelde farklı ve çeşitli bir nüfusu milli karakter efsaneleri ve sembolleri
etrafında toplayarak yaratılmak zorundadır.”
372
İktidar biçiminin milliyetçiliğe yaslandığı ulus-devlet modelinde, içine alarak,
kendine benzeştirerek yarattığı asimilâsyon, dil, eğitim, siyaset, hukuk ve kültür gibi
kanallarda rasyonalite ve zorlamanın birlikte uygulandığı bir süreçtir. Milliyetçilikle
olan kan bağı gözardı edilemeyen Irkçılık ise, asimilâsyonu daha vahşî bir yönteme
dönüştürür. Irkçılığın saf-arı
olma arzusu, yabancılara-ötekilere karşı dışlayıcı, yok
edici
yöntemler doğurur. Asimilâsyonda bir karışım söz konusuyken, ırkçılık ise bizzat
toplum içinde bulunan bu karışıma karşıdır, çünkü “asimile edilemeyen ve edilmemesi
gereken şeyler vardır. Yabancı olan ve hep yabancı kalacak şeyler vardır. Doğanın
369
Bauman,
Dostları ilə paylaş: