Ne Yapmalı?


parti üyesidir.” Bir tiyatro sahnesi seyircilerine ne kadar açýksa, si-



Yüklə 0,7 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/25
tarix18.07.2023
ölçüsü0,7 Mb.
#119687
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   25
neyapmali


parti üyesidir.” Bir tiyatro sahnesi seyircilerine ne kadar açýksa, si-
yasal arena da kamuoyuna o kadar açýk olduðundan, herkes gaze-
telerden ve açýk toplantýlardan þu ya da bu kimsenin partinin ilke-
lerini kabul edip etmediðini, partiyi destekleyip desteklemediðini


135
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
bilir. Belirli bir siyasal kiþinin iþe nasýl baþladýðýný, nasýl bir evrim-
den geçtiðini, çetin bir anda nasýl davrandýðýný, ne gibi nitelikler
taþýdýðýný herkes bilir; onun için bütün parti üyeleri, bütün olgularý
biliyor 
[sayfa 169]
olduklarýndan, bu kiþiyi belirli bir parti kademesine
seçerler ya da seçmezler. Bir parti üyesinin siyasal alandaki her
hareketinin (sözcüðün kesin anlamýyla) genel denetimi, biyolojide
“en uygunlarýn kalýmý” diye adlandýrýlan ve otomatik olarak iþleyen
siyasal bir mekanizmayý yaratýr. Mutlak bir açýklýðýn, seçilme hak-
kýnýn ve genel denetimin sonucu olan bu “doðal seçme”, her siya-
sal kiþinin, son tahlilde, “kendisi için en uygun yeri” bulmasýný, gü-
cüne ve yeteneklerine en uygun düþen iþi yapmasýný, hatalarýnýn
sonuçlarýný anlamasýný, ve hatalarýný kabul etme ve bunlardan kaçýn-
ma yeteneðini herkesin önünde ortaya koymasýný saðlar.
Çizdiðimiz bu tabloyu, bizim otokrasimizin çerçevesi içine
yerleþtirmeye çalýþýnýz! Rusya’da, “parti programýnýn ilkelerini ka-
bul eden ve partiyi gücü yettiði kadar destekleyen” herkesin, gizli
çalýþan devrimcinin bütün eylemlerini denetlemesini akýl alýr mý?
Ýþin çýkarlarý gereði, devrimci, bu “herkes” dediklerimizin onda-
dokuzundan kimliðini saklamak 
zorunda
iken, bu herkesin, de-
vrimcilerden birini belli bir kademeye seçmesi mümkün müdür?
Raboçeye
Dyelo
’nun ortaya attýðý görkemli formüllerin gerçek an-
lamý üzerinde biraz düþününüz, otokrasinin karanlýðý ve jandarma
egemenliði altýnda, parti örgütündeki “geniþ demokrasinin” 
yarar-
sýz
ve
zararlý
bir
oyuncaktan
baþka bir þey olmadýðýný görürsünüz.
Yararsýz bir oyuncaktýr, çünkü gerçekte, hiç bir devrimci örgüt, ne
kadar isterse istesin, 
geniþ
demokrasiyi hiç bir zaman uygulama-
mýþtýr ve uygulayamamýþtýr. Zararlý bir oyuncaktýr, çünkü, “geniþ
bir demokrasi ilkesinin” uygulanmasý yolunda herhangi bir çaba,
sadece, polisin büyük baskýnlara giriþmesini kolaylaþtýracak, bug-
ün hüküm süren ilkelliði devam ettirecek, ve pratik içinde çalýþan
militanlarýn dikkatini, profesyonel devrimciler olmak için kendiler-
ini eðitmeleri gibi ciddi ve ivedi bir görevden, “kâðýt” üstünde 
[sayfa
170]
ayrýntýlý seçim sistemi kurallarý hazýrlamaya çekecektir. Bu “de-
mokrasicilik oyunu” ancak etkin çalýþmaya katýlma fýrsatýný bula-
mayan kimselerin sýk sýk toplandýðý yurtdýþýnda, özellikle küçük
gruplarda, yer yer geliþebilir.
Raboçeye
Dyelo
’nun, ilk bakýþta akla-yatkýn görünen ve dev-
rimci çalýþmalarda demokrasi “ilkesini” ileri sürme oyununun ne


136
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
kadar uygunsuz olduðunu gösterebilmek için, gene bir tanýðýn ifa-
desine baþvuracaðýz. Bu tanýk, Londra’da yayýnlanan 
Nakanune
dergisinin editörü Y. Serebriyakov’dur, ve kendisi 
Raboçeye
Dyelo
’ya
karþý dostça duygular ve Plehanov’a ve “plehanovculara” karþý da
derin bir kin taþýmaktadýr. Yurtdýþý Rus Sosyal-Demokratlar Birliðin-
de meydana gelen bölünme konusundaki makalelerinde, 
Naka-
nune
, kesin olarak, 
Raboçeye
Dyelo
’nun tarafýný tuttu ve Plehanov’a
küfürler yaðdýrdý. Bu durum, 
Nakanune
’nin bu konuda tanýklýðýný
daha da deðerli kýlmaktadýr. “Ýþçilerin Öz Kurtuluþu Grubu Bildir-
gesi Üzerine” baþlýklý makalesinde (
Nakanune
, n° 7, Temmuz 1899),
Serebriyakov, “ciddi bir devrimci harekette prestij, kýdem, yetkili
aréopagus
* gibi þeylerden sözetmenin “edepsizlik” olduðunu söy-
lerken, bu arada da þöyle yazýyor:
“Miþkin, Rogaçov, Jelyabov, Mihaylov, Perovskaya, Figner
ve ötekiler, kendilerini, hiç bir zaman önder saymamýþlardýr, ve
kimse de onlarý önder olarak seçmemiþ ya da atamamýþtýr, oysa
gerçekte bunlar önderdirler, çünkü propaganda döneminde ol-
duðu gibi hükümete karþý mücadele döneminde de, en çetin iþi
onlar yükleniyordu, en tehlikeli yerlere onlar gidiyorlardý, ve onla-
rýn eylemi en verimli olan eylemdi. Ve onlar kendileri istedikleri
için deðil, ama çevrelerini saran yoldaþlarý, bilgilerine, 
[sayfa 171]
ener-
jilerine ve davaya baðlýlýklarýna güvendikleri için önder oldular.
Hareketi keyfi olarak yönetecek herhangi bir 
aréopagus
’tan kork-
mak (korkulmuyorsa, sözü niye ediliyor?), çok safdilce bir davranýþ
olur. Böyle bir 
aréopagus
’a kim aldýrýr ki?”
Okurdan soruyoruz: bu “
aréopagus
” hangi bakýmdan “anti-
demokratik eðilimler”den farklýdýr? Ve 
Raboçeye
Dyelo
’nun “akla-
yatkýn” örgüt ilkesinin de ayný ölçüde safça ve edepsiz olduðu
besbelli deðil mi? Safça, çünkü, “çevrelerini saran yoldaþlarýnýn”,
bunlarýn “bilgilerine, enerjilerine ve davaya baðlýlýklarýna” hiç bir
güvenleri yoksa, bu “
aréopagus
”a ya da “anti-demokratik eðilimli”
bu kimselere kimse aldýrýþ etmez; edepsiz, çünkü bu, bazýlarýnýn
kendini beðenmiþliði, bazýlarýnýn hareketimizin gerçek durumu hak-
kýndaki bilisizliði, ve bazýlarýnýn da hazýrlýksýzlýðý ve devrimci hare-
ketin tarihi hakkýnda bilisizliði üzerinde spekülasyon yapan bir

Aréopagus
- Eski Atina’da Akrapol’un yakýnýnda bulunan bir tepe; o tepede toplanan
yüksek hukuk meclisi. -ç.


137
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
demagojidir. Hareketimizde etkin olarak çalýþanlar için biricik cid-
di örgüt ilkesi, en sýký gizlilik, üyelerin en sýký elekten geçirilmesi ve
profesyonel devrimcilerin eðitilmesi olmalýdýr. Bu nitelikler bir-
leþince, “demokratçýlýk” tan çok daha deðerli olan bir þeye, dev-
rimciler arasýnda eksiksiz bir yoldaþça karþýlýklý güvene kavuþmuþ
olacaðýz. Bu, bizim için kesin olarak gerekli, çünkü, Rusya’da, ge-
nel demokratik denetimi bunun yerine koymak sözkonusu ola-
maz. Ve gerçekten “demokratik” bir denetimi gerçekleþtirmenin
olanaksýzlýðýnýn, devrimci örgütün üyelerini tümüyle denetim dýþý
býraktýðýný sanmak büyük hata olur. Bunlarýn, demokratçýlýðýn (içe-
risinde eksiksiz karþýlýklý güvenin hüküm sürdüðü yakýn ve
kaynaþmýþ bir yoldaþlar topluluðundaki demokratçýlýðýn) oyuncak
biçimleri üzerinde düþünmeye vakitleri yoktur, ama onlar, zaten
lâyýk olmayan bir üyeyi saflarýndan defetmek için gerçek bir dev-
rimciler örgütünün hiç bir þey önünde gerilemeyeceðini 
[sayfa 172]
deneyimleriyle bildiklerinden, canlý bir 
sorumluluk
duygusuna sa-
hiptirler. Üstelik Rus (ve uluslararasý) devrimci çevrelerde, uzun
bir tarihi olan ve yoldaþlýk görevlerine aykýrý davranýþlarý amansýz
bir sertlikle cezalandýran oldukça geliþmiþ bir kamuoyu vardýr (“de-
mokratçýlýk”, ama oyuncak demokratçýlýk deðil, gerçek demokratçý-
lýk, bu, yoldaþlýk anlayýþýnýn temel unsurlarýndan biridir!). Bütün
bunlarý gözönünde tuttuðumuzda, göreceksiniz ki, “anti-demokra-
tik eðilimler”le ilgili bir sürü söz ve bütün bu kararlar, yurtdýþýndaki
generalcilik oyununun siyasal muhacerete özgü küf kokusunu
taþýmaktadýr.
Belirtmek gerekir ki, bu sözlerin bir baþka kaynaðý olan saf-
dillik, demokrasi hakkýnda edinilmiþ olan bulanýk fikirlerden de
doðmaktadýr. Bay ve bayan Webb’lerin Ýngiliz sendikalarý konu-
sundaki kitaplarýnda “Ýlkel Demokrasi” baþlýklý ilginç bir bölüm
vardýr. Yazarlar, burada, Ýngiliz iþçilerinin, sendikalarýnýn ilk kurul-
duðu dönemde, bütün üyelerin sendika yönetiminin bütün ayrýn-
týlarýna katýlmalarýný demokrasinin zorunlu bir koþulu saydýklarýný
anlatýyorlar; bütün sorunlar, bütün üyelerin oyuyla karara baðlan-
makla kalmýyor, bütün resmi görevler, sýrasýyla bütün üyeler tara-
fýndan üstleniliyordu. Ýþçilerin, demokrasinin bu þekilde anlaþýlma-
sýnýn saçmalýðýný görmeleri için ve bir yandan temsili kurumlarýn
gereðini, öte yandan da bütün zamanýný sendika yönetimine sarfe-
decek görevlilerin gereðini anlayabilmeleri için uzun bir tarihsel


138
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
deneyim dönemi gerekti. Ancak bazý sendikalar mali iflâsa uðra-
dýktan sonradýr ki, toplanan ödenti ve baðýþlarýn ne olmasý gerek-
tiði sorununun yalnýzca demokratik oyla çözüme baðlanmayacaðýný,
bunun, ayrýca, sigorta uzmanlarýnýn tavsiyesini de gerektirdiðini
iþçilere anlatmak mümkün oldu. Bundan baþka Kautsky’nin parla-
mentarizm ve yasama iþlevinin halk tarafýndan yerine getirilmesi
konusundaki kitabýný alýnýz ve 
[sayfa 173]
göreceksiniz ki, bu marksist
teorisyenin vardýðý sonuçlar, “kendiliðinden” örgütlenen iþçilerin
uzun yýllar boyunca edindikleri pratik deneyimin bize öðrettikleriy-
le tam uygunluk halindedir. Kautsky, Rittinghausen’in ilkel demok-
rasi anlayýþýna þiddetle karþý çýkýyor; demokrasi adýna “halkçý
gazetelerin doðrudan doðruya halk tarafýndan yönetilmesi”ni
isteyenlerle alay ediyor; proleter sýnýf mücadelesinin sosyal-demok-
ratik önderliði için 
profesyonel
gazetecilere, parlamenterlere vb.
duyulan gereksinmeye iþaret ediyor; “etkin olabilmek için” doðru-
dan yasama iþlevinin halkýn tümü tarafýndan yerine getirilmesini
savunan, ama bu düþüncenin modern toplumda ancak göreli ola-
rak uygulanabileceðini anlamayan “anarþistlerin ve edebiyatçýlarýn
sosyalizmi”ne saldýrýyor.
Hareketimizde pratik içinde çalýþmýþ olanlar, bu “ilkel” de-
mokrasi anlayýþýnýn öðrenci ve iþçi yýðýnlarý arasýnda ne kadar yay-
gýn olduðunu bilirler. Onun için bu anlayýþýn örgüt tüzüklerine ve
yayýna da girmesine þaþmamak gerekir. Bernþtayncý türden eko-
nomistler, tüzüklerine þunu koydular: “§ 10. Sendika örgütünün
çýkarlarýný ilgilendiren bütün iþler, üyelerin çoðunluðunun oyuyla
karara baðlanýr.” Terörist türden ekonomistler de onlarýn ardýndan
yineliyorlar: “Komitenin kararlarý ancak bütün çevreler tarafýndan
onaylandýktan sonra yürürlüðe girer.” (
Svoboda
, n° 1, s. 67.) Dikkat
ediniz ki, bu geniþ ölçüde uygulanan referandum önerisi örgütün
tamamýnýn
seçim temeli üzerinde kurulmasý istemine 
ek
olarak
ileri sürülmüþtür! Gerçek demokratik örgütlerin teori ve pratiðini
inceleme fýrsatýný pek az bulmuþ olan pratik içinde çalýþanlarý,
elbette ki, bu yüzden suçlayacak deðiliz. Ama önderlik iddiasýnda
olan 
Raboçeye
Dyelo
, böyle durumlarda, geniþ bir demokrasi ilke-
si konusundaki bir kararla yetinirse, bu, salt “etkin olma çabasý”
dýþýnda herhangi bir baþka þey olarak tanýmlanabilir mi? 
[sayfa 174]


139
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
F. YEREL ÇALIÞMA VE RUSYA’YI
KAPSAYAN ÇALIÞMA
Burada anahatlarý çizilen örgüt planýna karþý, bu planýn de-
mokratik olmadýðý ve “komplocu” nitelik taþýdýðý yolundaki itiraz-
lar tamamen yersizdir. Bununla birlikte, sýk sýk ileri sürülen ve
ayrýntýlý olarak incelenmesi gereken bir baþka sorun var. Bu, yerel
çalýþma ile bütün Rusya’yý kapsayan çalýþma arasýndaki iliþkidir.
Merkezi bir örgütün kurulmasý halinde, aðýrlýk merkezinin yerel-
den bütün Rusya’ya doðru kayabileceði, ve böylelikle çalýþan yýðýn-
larla baðlarýmýzý ve genel olarak yerel ajitasyonun sürekliliðini
zayýflatarak harekete zararlý olacaðý yolunda korkular dile getiril-
mektedir. Bu korkulara karþýlýk olarak diyoruz ki, son birkaç yýl
içinde hareketimiz, asýl, yerel militanlarýn yerel iþlere gereðinden
çok daldýklarý için zarar görmüþtür; bu yüzden aðýrlýk merkezini
azçok ulusal çalýþmaya kaydýrmak mutlaka gerekir; ve bu, baðlarý-
mýzý ve yerel ajitasyonumuzun sürekliliðini, zayýflatmak þöyle dur-
sun, güçlendirir. Merkezi ve yerel gazeteler sorununu ele alalým.
Okurdan istediðim, gazete yayýnýnýn bizim için genel olarak çok
daha geniþ ve çeþitli olan devrimci hareketi gösteren 
bir
örnekten
baþka bir þey olmadýðýný unutmamasýdýr.
Yýðýn hareketinin birinci döneminde (1896-1898), yerel de-
vrimci iþçiler tarafýndan bütün Rusya’yý kapsayan bir gazetenin
(
Raboçaya
Gazeta
) yayýnlanmasý giriþiminde bulunuldu. Ýkinci dö-
nemde (1898-1900), hareket sýnýrsýz bir ilerleme kaydetti, ama ön-
derlerin dikkati tamamen, yerel yayýnlar üzerinde toplanmýþtý.
Yayýnlanmýþ olan yerel gazetelerin toplam sayýsýný hesaplarsak, or-
talama olarak ayda bir gazetenin yayýnlandýðýný görürüz.* Bu, 
[sayfa
175]
bizim amatörlüðümüzü açýkça göstermiyor mu? Bu, devrimci
örgütümüzün, hareketin kendiliðinden büyümesinin gerisinde kal-
dýðýný açýkça göstermiyor mu? 
Ayný
sayýda
yayýn, daðýnýk yerel gru-
plar tarafýndan deðil de, tek bir örgüt tarafýndan yapýlsaydý, sadece
büyük emekler tasarruf etmiþ olmakla kalmazdýk, ama ayný za-
manda, çalýþmamýzda çok daha büyük istikrarlýlýk ve süreklilik
* Bkz: 
Paris Kongresine Rapor
,
71
s. 14. “O zamandan [1897] 1900’ün ilkyazýna kadar,
çeþitli yerlerde, çeþitli gazetelerin otuz sayýsý yayýnlanmýþtýr. ... Ortalama olarak her ay
birden biraz fazla gazete yayýnlanmýþtýr.”


140
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
saðlamýþ olurduk. 
Etkin
olarak
hemen hemen yalnýzca yerel or-
ganlarda çalýþan militanlarýmýz (ve ne yazýk ki, bugün de durum
çoðunlukla böyledir), ve bu sorunda þaþýlacak bir Don Kiþot’luk
gösteren yazarlarýmýz, bu basit gerçeði gözden kaçýrmaktadýrlar.
Pratikte çalýþan militanlar, çoðunlukla yerel militanlar için bütün
Rusya’yý kapsayan bir gazetenin örgütlenmesiyle uðraþmalarýnýn
“zor olduðu”* ve gazetesiz kalmaktansa, yerel gazetelerin daha iyi
olduðu savýyla yetiniyorlar. Hiç kuþku yok ki, bu sav, tamamen
haklýdýr ve biz, 
genel
olarak
yerel gazetelerin büyük önemine ve
yararlýlýðýna pratik içinde çalýþanlardan daha az deðer biçiyor deði-
liz. Ama sorun bu deðildir. Sorun, Rusya’da, iki-buçuk yýl içinde
yayýnlanmýþ olan otuz yerel gazete sayýsýnýn açýkça ifade ettiði par-
çalanma ve ilkelliðin üstesinden gelinip gelinemeyeceði sorunu-
dur. Kendinizi, yerel gazetelerin yararlýlýðý konusundaki tartýþma
götürmez, ama çok genel olan sözlerle sýnýrlamayýnýz; iki-buçuk
yýllýk deneyimin gösterdiði olumsuz yönleri de açýkça kabul etme
yürekliliðini gösteriniz. Bu deneyim göstermiþtir ki, içinde çalýþ-
týðýmýz koþullarda, bu yerel gazeteler çoðu durumda ilkeleri baký-
mýndan istikrarsýz, siyasal anlamdan yoksun, devrimci güçlerin kul-
lanýlmasý 
[sayfa 176]
bakýmýndan son derece pahalý ve teknik bakým-
dan da (elbette ki, burada sözkonusu olan baský tekniði deðil,
yayýnýn belli aralýkla düzenli biçimde çýkmasýdýr) tamamen yeter-
sizdirler. Bu eksiklikler raslansal deðildir; bunlar, bir yandan ince-
lediðimiz dönemde yerel gazetelerin egemenliðini açýklayan ve
öte yandan bu egemenliðin 
doðurduðu
parçalanmanýn kaçýnýlmaz
sonuçlarýdýrlar. Gazetesini, ilkelerde istikrarlýlýðý muhafaza edebi-
len bir siyasal organ düzeyine yükseltmek, ayrý bir yerel örgütün
kesin olarak 
gücünü
aþar
; bütün siyasal yaþamýmýza ýþýk tutacak
olan gerekli miktarda malzemeyi toplamak ve bunlarý kullanmak,
böyle yerel bir örgütün gücünü aþar. Özgür ülkelerdeki çok sayýda
yerel gazetelerin gereðini desteklemek üzere ileri sürülen bir sav,
böyle bir gazetenin yerel militanlar tarafýndan basýlmasýnýn maliye-
ti düþüreceði ve halka daha tam ve çabuk bilgi sunabileceði savý-
dýr – bu sav, deneyimin de gösterdiði gibi, Rusya’daki yerel gazeteler
* Bu, gerçek olmaktan çok, görünüþte bir zorluk. Gerçekte, tek bir inceleme çevresi
yoktur ki, bütün Rusya’yý kapsayan çalýþmaya iliþkin olarak þu ya da bu iþlevi yerine
getirme olanaðýndan yoksun bulunsun. “Yapamam deme, yapmam de.”


141
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
için geçerli 
deðildir.
Bu gazeteler, devrimci güçlerin kullanýlmasý
bakýmýndan son derece pahalý olmaktadýrlar, ve ne kadar küçük
olursa olsun, illegal bir gazetenin yayýnlanmasý, ancak büyük ölçe-
kli fabrika üretimi için olduðu gibi büyük bir gizli aygýtý gerektir-
mektedir; çünkü bu aygýt küçük, elzanaatýna dayanan bir atölyede
yaratýlamaz. Gizli aygýtýn ilkelliði, çok kez polise, bir-iki sayýnýn yayýn-
lanýp daðýtýlmasýndan sonra, geniþ tutuklamalara giriþmek olanaðý
saðlamaktadýr, bu her þeyi öylesine silip süpürmektedir ki, iþe yeni
baþtan baþlamak zorunda kalýnmaktadýr (pratikte çalýþan her mili-
tan bunun birçok örneklerini bilir). Ýyi örgütlenmiþ bir gizli aygýt,
profesyonel olarak eðitilmiþ devrimcileri ve en büyük bir tutarlýlýkla
uygulanan bir iþbölümünü gerektirir. Ama, ne kadar güçlü olursa
olsun, yerel bir örgütün, gereken anda bu iki koþulu yerine getir-
mesi kesin olarak olanaksýzdýr. 
Yerel
olmayan
gazeteler
, hareketin
[sayfa 177]
yalnýzca bir bütün olarak genel çýkarlarýna deðil (iþçilerin
tutarlý sosyalist ve siyasal ilkeler içerisinde eðitilmeleri), ama özel-
likle yerel olan çýkarlara da 
daha
iyi
hizmet
edebilir
. Bu, ilk bakýþta,
mantýða aykýrý gibi görünebilir, ama sözkonusu iki-buçuk yýllýk de-
neyim, bunu kesin olarak tanýtlamýþtýr. Herkes kabul eder ki, otuz
sayýlýk gazete yayýný için kullanýlan yerel güçler tek bir gazete için
kullanýlsaydý, altmýþ, belki de yüz sayý kolayca yayýnlanabilirdi, ve
bunun sonucu olarak, hareketin yerel özellikleri daha tam olarak
ifadelerini bulmuþ olurdu. Böyle bir örgütlenme derecesine
ulaþmanýn kolay olmadýðý doðrudur, ama buna olan gereksinmeyi
anlamalýyýz. Her yerel inceleme çevresi bu konuda düþünmeli ve
dýþtan dürtü beklemeden, yerel bir gazetenin, devrimci deneyimi-
mizin de gösterdiði gibi, büyük çapta yanýltýcý olan raðbet görüyor
oluþuna ve daha kýsa zamanda gerçekleþtirilebilmesine kapýlma-
dan bunu baþarmak için 
etkin
olarak
çalýþmalýdýr.
Ve kendilerini pratik içinde çalýþanlara özellikle yakýn sanan
kimi yazarlar, söylediklerinin ne, kadar hayali olduðunun farkýna
varmadan, hem yerel gazeteler olmasý, hem bölgesel ve hem de
bütün Rusya için gazetelerin olmasý gerektiði yolunda þaþýlacak
derecede kolaya kaçan ve þaþýlacak derecede içi boþ sözlerle pra-
tik çalýþmaya gerçekten kötülük etmektedirler. Genel olarak ko-
nuþtuðumuzda, elbette ki, bütün bunlar gereklidir, ama somut bir
örgütsel sorunun çözümüne giriþildiðinde, herhalde zaman ve
koþullar da gözönünde bulundurulmalýdýr. 
Svoboda
’nýn (n° 1, s.


142
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
68) “gazete sorununu ele alan” özel bir makalesinde, “Bizce kayda
deðer sayýda iþçisi bulunan her yörenin kendi öz iþçi gazetesi ol-
malýdýr; baþka bir yerden ithal edilen gazete deðil, kendi öz gaze-
tesi” diye yazmasý, Don Kiþot’ça bir davranýþ deðil midir? Eðer
bunun ne demek olduðunu bu satýrlarý yazan düþünmüyorsa, 
[sayfa
178]
onun yerine hiç deðilse okur düþünsün. Rusya’da “kayda deðer
sayýda iþçisi bulunan” kaç yer vardýr, ve eðer her yerel örgüt, kendi
öz gazetesini yayýnlamaya kalkarsa, bu, amatörce yöntemlerimizin
ne denli sürekli hale getirilmesi demektir! Bu daðýnýklýk jandarma-
nýn (“kayda deðer” bir çaba göstermeden) daha eylemlerin baþlan-
gýcýnda yerel devrimci iþçileri tuzaða düþürme ve onlarýn gerçek
devrimciler olmak üzere geliþmelerini önleme görevini nasýl da
kolaylaþtýrýr. Bütün Rusya’yý kapsayan bir gazetenin okuru, diye
devam ediyor yazar, fabrika sahiplerinin kötü davranýþlarýný anla-
tan yayýnlarda, “kendi kenti dýþýndaki kentlerdeki fabrika yaþamýnýn
ayrýntýlarýnda” kendisini ilgilendiren pek az þey bulur. Ama “Orel’de
oturan bir kimse Orel’e alt haberleri cansýkýcý bulmaz. Her sayýda
kimin ‘yakalandýðýný’ kimin ‘iþkenceye götürüldüðünü’ öðrenir ve
coþar” (s. 69). Evet Orelli coþacaktýr, ama bizim yazarýmýz da ge-
reðinden çok “coþuyor”. Bu gibi ayrýntýlarla uðraþmanýn taktik ba-
kýmdan gerekli olup olmadýðýný kendi kendisine sormalýdýr. Biz,
fabrika teþhirlerinin gereðini ve önemini takdir etmekte kimseden
geri kalmayýz, ama gözönünde tutmamýz gerekir ki, artýk St. Pe-
tersburglularýn, St. Petersburg’da yayýnlanan 
Raboçaya
Mysýl
’daki
St. Petersburg haberlerini cansýkýcý bulduklarý bir aþamaya varmýþ
bulunuyoruz. Fabrika teþhirleri þimdiye kadar hep bildirilerle
olmuþtur ve bu böyle 
devam
etmelidir
, ama biz 
gazetenin
dü-
zeyini yükseltmekle yükümlüyüz, onu fabrika bildirisinin düzeyine
düþürmekle deðil. Bir gazeteden beklenen þey, “ufak-tefek” teþhirler
deðildir, fabrika yaþamýnýn bellibaþlý tipik kötülüklerinin teþhiridir,
özellikle çarpýcý olgulara dayanan ve bu yüzden de 
bütün
iþçilerin
ve hareketin bütün önderlerinin ilgisini uyandýrabilecek, bilgilerini
gerçekten zenginleþtirebilecek, ufuklarýný geniþletebilecek, ve yeni
semtlerin ve yeni sanayi bölgelerindeki iþçilerin 
[sayfa 179]
uyanmasý
için baþlangýç noktasý olabilecek teþhirlerdir.
“Üstelik, yerel bir gazetede, fabrika yönetiminin ve baþka
yetkililerin yaptýklarý kötülükler, hemen anýnda açýða vurulabilir.
Uzak bir yerde yayýnlanan genel bir gazetede ise, haber gazetenin


143
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
merkezine ulaþana kadar, haberin kaynaðý olan yerde sorun unu-
tulmuþ olacaktýr. Okur, gazeteyi eline aldýðý zaman, ‘ne zaman ol-
muþtu, kim anýmsýyor ki?’ diyecektir.” (Ýbid..) Doðru – kim anýmsý-
yor ki! Ýki-buçuk yýl içinde yayýnlanan otuz gazetenin altý kentte
çýktýðýný ayný kaynaktan öðreniyoruz. Bu, ortalama olarak, 
kent
baþýna
yarým
yýlda
bir
sayý
eder!
Saçmalayan yazarýmýz, yerel
çalýþmanýn üretkenliðine iliþkin tahmini 
üç
katýna
çýkarsa bile (ki,
bu ortalama bir kent için yanlýþ olurdu, çünkü bizim elyordamýna
dayanan yöntemlerimizle üretkenliði kayda deðer ölçüde artýrmak
olanaksýzdýr), gene de her iki aya bir sayý düþer, yani “hemen
anýnda açýða vurmak” diye bir þey olmaz. Ama,
bütün
Rusya
’da,
ufak-tefek olaylarý deðil, gerçekten önemli tipik kötülükleri her
onbeþ günde bir “açýða vurabilmemiz için”, on yerel örgütün birle-
þerek delegelerini gönderip genel bir gazetenin örgütlendirilmesi-
ne katýlmalarý yeterdi. Örgütlerimizdeki durumu bilen hiç kimse
bundan þüphe edemez. Düþmaný suçüstü yakalamaya gelince –
bundan güzel bir söz olarak deðil de, ciddi olarak sözediyorsak–,
illegal bir gazete böyle bir þeyi baþarmayý aklýndan bile geçiremez.
Bu, ancak bir bildiriyle yapýlabilir, çünkü çoðunlukla, bunu yap-
mak için ancak bir-iki günlük zamanýmýz vardýr (örneðin fabrikada
kýsa bir grev, bir kavga, herhangi bir gösteri vb. sözkonusu olduðu
zaman).
“Ýþçiler sadece fabrikada yaþamaz, onlar ayný zamanda bir
kentlidir de”, diyen yazarýmýz, Boris Kriçevski’ye bile onur verecek
bir tutarlýlýkla özelden genele geçerek, devam ediyor, belediye me-
clisleri, belediye hastaneleri, 
[sayfa 180]
belediye okullarý gibi konula-
ra deðiniyor ve iþçi gazetelerinin genel olarak belediye sorunlarýný
da atlamamasýný istiyor.
Kendi baþýna kusursuz olan bu istem, yasal gazetelerin çoðu
kez ne gibi boþ soyutlamalarla sýnýrlý kaldýðýný gösteren canlý bir
örnektir. Birincisi, eðer 
Svoboda
’nýn istediði gibi “kayda deðer sayý-
da iþçisi bulunan her yörede” belediye sorunlarýna iliþkin ayrýntýlý
haberler yazan gazeteler gerçekten çýksaydý, bu bizim Rus
koþullarýmýz altýnda, kaçýnýlmaz olarak, fiilen ayrýntýlarla uðraþmak
biçiminde yozlaþýr, çarlýk otokrasisine karþý bütün Rusya’yý kapsay-
an bir saldýrýnýn önemi konusundaki bilinci zayýflatýr, ve var olmay-
an parlamentolar konusunda çok konuþup da, var olan belediye
meclislerinden hemen hiç sözetmeyen devrimcilere iliþkin o ünlü


144
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
sözlerin sonucu olarak ortaya çýkmýþ bulunan –kökü kazýnmamýþ
olan, ama þimdilik silinmiþ bulunan– eðilimin son derece güçlü
filizlerini daha da güçlendirmiþ olurdu. 
Svoboda
’nýn bunu gerçek-
ten istemeyip, tersine, tersyüz etmek istediðini vurgulamak için,
“kaçýnýlmaz olarak” diyoruz. Ama iyi niyet yetmez. Belediye sorun-
larýnýn uygun bir bakýþaçýsýyla çalýþmamýzýn bütünü içinde ele alýna-
bilmesi için, 
ilkin
bu bakýþaçýsýnýn açýkça anlaþýlmasý, geleneksel
bir istikrar kazanabilsin diye yalnýzca tartýþmalarla deðil, sayýsýz
örnekle iyice yerleþtirilmesi gerekir. Biz bundan henüz çok uzaðýz,
ama geniþ bir yerel basýný düþünmeden önce, bunun sözünü et-
meden önce, iþe buradan 
baþlamamýz
gerekir.
Ýkincisi, belediye iþleri hakkýnda gerçekten iyi ve ilginç ya-
zýlar yazabilmek için, bu sorunlarý sadece kitaplardan deðil, ger-
çekten iyi bilmek gerekir. Oysa 
Rusya’nýn
herhangi
bir
yerinde
bu
bilgiyi edinmiþ olan sosyal-demokratlar hemen hiç yoktur. Bir ga-
zetede (bir halk broþüründe deðil) kentin ve devletin iþleri hakkýn-
da yazý 
[sayfa 181]
yazabilmesi için, kiþinin, iþinin ehli biri tarafýndan
toplanmýþ ve iþlenmiþ taze ve çok çeþitli malzemeye sahip olmasý
gerekir. Oysa böyle bir malzemeyi toplamak ve iþlemek için, her-
kesin her þeyle uðraþtýðý ve referandumlarla hoþ vakit geçirdiði bir
ilkel çevrenin “ilkel demokrasisi” yetmez. Bunun için bir uzman
yazarlar ve muhabirler kadrosuna, her yerle iliþkiler kuran, her tür-
den “devlet sýrlarýný” (Rus devlet memurunun bilmekten büyük
gurur duyduðu ve gevezelik ederek her zaman kolayca açýða vura-
bileceði devlet sýrlarýný) elde edebilen, “kulislere” sýzabilen bir sos-
yal-demokrat muhabirler ordusuna –“görevleri gereði” her yerde
hazýr olmak ve her þeyi bilmek zorunda olan bir orduya– gerek
vardýr. Ve biz, 
her
türlü
iktisadi, siyasal, toplumsal, ulusal baskýya
karþý mücadele eden parti olarak, bu her þeyi bilen orduyu bulabi-
lir, toplayabilir, eðitebilir, seferber ederek harekete geçirebiliriz, ve
bunu yapmak zorundayýz. Ama bunu yapmak için, ilkin, bunun
gereðini anlamak gerek! Oysa, yörelerin büyük çoðunluðunda, biz,
bu yönde tek bir adým atmamakla kalmadýk, çok kez bunun ge-
reðinin bilincinden bile yoksunuz. Sosyal-demokrat basýnýmýzda
diplomatik, askeri, dini, beledî, malî, vb. vb. gibi büyüklü küçüklü
sorunlara iliþkin canlý, ilginç makaleler, mektuplar ve teþhirler bu-
labilmesi için, kiþinin çok uðraþmasý gerekir. Bu sorunlar konusun-
da 
hemen
hemen
hiç
bir
þey
yoktur.* Ýþte bunun için “bir adam


145
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
gelip de bana” “kayda 
[sayfa 182]
deðer sayýda iþçilerin bulunduðu
yörelerde” fabrika, belediye ve hükümetteki kötülükleri teþhir ede-
cek olan gazetelerin çýkarýlmasý gereði konusunda “güzel ve büyü-
leyici laflar etti mi, fena halde caným sýkýlýyor.”
Yerel gazetelerin merkezi basýn karþýsýndaki egemenliði, ya
yoksulluðun ya da bir lüksün belirtisi olabilir. Hareket büyük ölçek-
li yayýn için gerekli güçleri henüz geliþtirmemiþse, amatörlük için-
de debelenip duruyorsa, ve “fabrika yaþamýnýn küçük ayrýntýlarý”
içinde batýp kalmýþsa, bu, bir yoksulluk belirtisidir. Hareket kap-
samlý teþhir ve kapsamlý ajitasyon görevinin 
hakkýyla
üstesinden
geliyorsa
, ve bu yüzden merkezi organdan baþka çok sayýda yerel
gazeteler yayýnlamak zorunlu bir hal almýþsa, bu, bir lüks belirtisi-
dir. Rusya’da yerel gazetelerin bugünkü egemen durumunun han-
gi anlamý taþýdýðý konusunda herkes kendi karar versin. Herhangi
bir yanlýþ anlamaya yolaçmamak için, vardýðým sonuçlarý tam ve
kesin olarak formüle etmekle yetineceðim. Þimdiye kadar yerel
örgütlerimizin çoðunluðu, hemen hemen yalnýz yerel organlar çýkar-
mayý düþünmüþlerdir; ve hemen bütün eylemleri bu çalýþmadan
ibaret kalmýþtýr. Bu anormal bir durumdur; bunun tam tersi olma-
lýydý. Yerel örgütlerin çoðunluðu bütün Rusya’yý kapsayan bir gaze-
tenin yayýnlanmasýný baþlýca sorunlarý saymalýydýlar ve çalýþmalarýný
daha çok buna yöneltmeliydiler. Bu yapýlýncaya kadar, harekete
kapsamlý
bir basýn ajitasyonu hizmeti gören 
tek
bir
gazeteyi kurma
olanaðýný bulamayacaðýz. Ama bu yapýldýðý zaman, gerekli merke-
zi gazete ile gene gerekli olan yerel gazeteler arasýnda normal
iliþkiler kendiliðinden kurulacaktýr.
*
Ýlk bakýþta, aðýrlýk merkezini yerel çalýþmadan bütün Rusya’yý
* Onun için, yerel gazetelerin istisnai baþarýlý olanlarý bile görüþümüzü doðrula-
maktadýr. Örneðin 
Yujni
Raboçi
72
ilke istikrarsýzlýðýndan ötürü kýnanmasý mümkün olmayan
kusursuz bir gazetedir. Ama sýk sýk çýkamadýðý için ve yaygýn polis baskýnlarý yüzünden
yerel harekete umduðunu getiremedi. Partimizin þu anda en çok gereksinme duyduðu
hareketin temel sorunlarýnýn ilkelere uygun biçimde sunulmasý ve geniþ siyasal ajitasyonun,
yerel gazetenin üstesinden gelemeyeceði kadar büyük bir iþ olduðu anlaþýlmýþtýr. Bu
gazetenin maden iþçileri kongresi ve iþsizlik üzerine yazýlarý gibi, yayýnlamýþ olduðu özel
deðerde malzeme sadece yerel malzeme deðildi, yalnýz Güney için deðil, 
bütün
Rusya
için gerekliydi. Sosyal-demokrat gazetelerimizin hiç birinde böyle yazýlar çýkmamýþtýr.


146
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
kapsayan çalýþmaya kaydýrmanýn gerektiði 
[sayfa 183]
kararýnýn, özel-
likle iktisadi mücadele alanýný kapsamadýðý sanýlabilir. Bu müca-
delede iþçilerin dolaysýz düþmanlarý, en ufak ayrýntýsýna kadar tek
bir iradenin yönettiði Rus hükümetinin –siyasal mücadeledeki do-
laysýz düþmanýmýzýn– katýksýz askeri ve sýký sýkýya merkezi olan
örgütüyle en ufak bir benzerliðe sahip herhangi bir örgütsel baðlarý
olmayan tek tek iþverenler ya da iþveren gruplarýdýr.
Ama durum hiç de böyle deðildir. Tekrar tekrar belirttiðimiz
gibi, iktisadi mücadele, mesleki bir mücadeledir, ve bundan ötürü
iþçilerin iþyerine göre deðil, mesleklerine göre örgütlenmeleri ge-
rekir. iþverenlerimiz her türden ortaklýklar ve birlikler içerisinde ne
kadar hýzla örgütlenirlerse, mesleklere göre örgütlenme de, o ka-
dar ivedi bir zorunluluk kazanýr. Bizim parçalanmýþlýðýmýz ve ama-
törlüðümüz, bütün Rusya’yý kapsayan ve bütün Rusya sendikalarýna
önderlik etme yeteneðine sahip bulunan tek bir devrimciler ör-
gütünün varlýðýný gerektiren bu örgütlenme iþini açýkça balt-
alamaktadýr. Yukarda bu amaç için gerekli olan örgüt tipini anlattýk;
þimdi de, bununla ilgili olarak, basýn sorunumuz üzerinde birkaç
söz ekleyeceðim.
Her sosyal-demokrat gazetenin, sendikal (iktisadi) mücade-
leye özel bir sütun ayýrmasýnýn gereðini herkes kabul eder. Öte
yandan sendikal hareketin büyümesi bizi bir sendika basýný kur-
mayý düþünmeye zorlamaktadýr. Ama bize öyle geliyor ki, pek sey-
rek bir-iki istisna dýþýnda, þu anda Rusya’da sendika gazetelerinin
yayýnlanmasý sözkonusu olamaz; bu bir lüks oluyor, oysa biz, çok
kez günlük ekmeðimizi bile bulamamaktayýz. Ýllegal çalýþmamýzýn
koþullarýna uyacak ve þu anda da gerekli olan sendikal basýn biçi-
mi, 
sendikal
broþürlerdir
. Bu broþürlerde, belli bir meslek kolunda
çalýþma koþullarý konusunda, Rusya’nýn ayrý ayrý bölgelerinde bu
yönden gösterdikleri farklýlýklar 
[sayfa 184]
konusunda, belli bir mes-
lek kolunda iþçilerin ileri sürdükleri temel istemler konusunda, o
meslek koluna iliþkin yasalarýn yetersizliði konusunda, o meslekte-
ki iþçilerin iktisadi mücadelesinin baþlýca örnekleri konusunda, bun-
larýn sendikal örgütlerinin baþlangýcý, bugünkü durumu ve gerekleri
konusunda vb. 
legal
* ve illegal malzeme toplanmalý ve sistemli bir
* Bu bakýmdan legal malzeme özellikle önemlidir, ve biz, bunu, sistemli olarak
toplama ve kullanma yeteneðimiz bakýmýndan çok geriyiz. Ýnsanin bir sendika broþürünü


147
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
þekilde gruplandýrýlmalýdýr. Birincisi, böyle broþürler, sosyal-demok-
rat basýnýmýzý, ancak belli bir meslek kolundaki iþçilerimizi ilgilen-
diren bir sürü mesleki ayrýntýlarý yayýnlama yükünden kurtaracaktýr.
Ýkincisi, bu broþürler, sendikal mücadeledeki deneyimlerimizin so-
nuçlarýný kaydetmiþ olacak, þimdi bir sürü bildiri ve parça parça
haberlerde daðýlýp kaybolan malzemenin muhafaza edilmesini
saðlayacak; ve bu 
[sayfa 185]
malzemeyi özetleyecektir. Üçüncüsü, bu
broþürler, ajitatörler için kýlavuz olabilecektir, çünkü çalýþma
koþullarý nispeten yavaþ deðiþir ve belli bir meslek kolunda iþçilerin
istemleri son derece istikrarlý istemlerdir (örneðin Moskova bölge-
sindeki dokumacýlarýn 1885’te
74
ileri sürdükleri istemlerle kýyaslay-
ýnýz). Bu tür istem ve gereksinmeleri saptayan broþürler, yýllar
boyunca, geri yörelerdeki, ya da iþçilerin geri kalmýþ katlarý arasýn-
daki iktisadi sorunlarda, ajitatörler için kusursuz bir elkitabý görevi-
ni yerine getirebilir. Belli bir bölgede baþarýlý grev örnekleri, bir
yöredeki yüksek yaþam düzeyi konusunda, daha iyi çalýþma koþul-
larý konusunda bilgiler öteki yörelerdeki iþçileri, tekrar tekrar mü-
cadeleye giriþmeye isteklendirecektir. Dördüncüsü, sendikal
mücadeleyi genelleþtirmek için ilk hareketi saðladýktan ve böyle-
likle Rus sendika hareketiyle sosyalizm arasýndaki baðý güçlendir-
dikten sonra, sosyal-demokratlar, ayný zamanda, sendikal çalýþ-
manýn, sosyal-demokrat çalýþmamýzýn bütünü içerisinde ne çok
sadece legal malzemeye dayanarak çaba harcayýp hazýrlayabileceðini söylemek abartma
olmaz, ama böyle bir broþür, sadece illegal malzemeye dayanýlarak hazýrlanamaz. 
Rabo-
çaya
Mysýl
’ýn yayýnlarýnda
73
ele alýnan sorunlar konusunda, iþçilerden illegal malzeme
toplamakla, devrimcilerin güçlerinin büyük bir kýsmýný boþa harcamaktayýz [çünkü onlarýn
yaptýðý iþ, legal olarak çalýþanlar tarafýndan pekâlâ baþarýlabilir], ama gene de hiç bir
zaman iyi malzeme toplayamýyoruz. Bunun nedeni, çoðu kez büyük bir fabrikanýn yalnýz
tek bir bölümünü bilen ve hemen hemen her zaman iktisadi sonuçlarý bildiði halde, iþ-
çinin genel koþullarý ve standartlarý üzerine bilgisi olmayan bir iþçi, bir fabrikanýn büro
personeli, müfettiþler, doktorlar vb. tarafýndan edinilmiþ olan, ve küçük gazete haberlerinde
ve týbbi zemstvo’ya iliþkin, vb. özel sýnai yayýnlarda daðýnýk halde bulunan bilgileri edine-
mez.
Benim bu alandaki “ilk deneyimimi” çok canlý olarak anýmsýyorum ve bunu anlat-
maktan hiç hoþlanmýyorum. Beni sýk sýk ziyarete gelen bir iþçiyi, çalýþtýðý kocaman fab-
rikadaki koþullarýn her yönü hakkýnda haftalar boyunca “sorguya çektim”. Evet, büyük
çabalardan sonra [tek bir fabrikanýn!] betimlenmesi için gerekli malzemeyi toplayabildim,
ama bu görüþmelerden sonra iþçi, alnýnýn terini siler, ve gülümseyerek, “sorularýnýzý
yanýtlamaktansa fazla mesai yapmayý tercih ederim” derdi.
Biz devrimci mücadelemizi ne kadar büyük enerjiyle yürütürsek, hükümet o ölçüde
“sendikal” çalýþmalarýn bir kýsmýný yasallaþtýrmak zorunda kalacak, ve böylelikle yükü-
müzün bir kýsmýný hafifletecektir.


148
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
dar, ne de çok geniþ bir yer almamasýný saðlayacaklardýr. Baþka
kentlerdeki örgütlerle baðý kopmuþ olan bir yerel örgüt, bu ikisi
arasýndaki doðru oraný tutturmakta çok güçlük çeker ve bazan da
bunu yapmasý olanaksýzdýr (
Raboçaya
Mysýl
örneði, 
trade
-
union-
culuk doðrultusunda ne kadar büyük bir abartma içinde bulunabi-
leceðini gösterir). Ama marksizm temeline sýký sýkýya baðlý, siyasal
mücadelenin tümünü yöneten ve bir profesyonel ajitatörler kadro-
suna sahip bulunan ve bütün Rusya’yý kapsayan bir devrimciler
örgütü, doðru orantýlarý tayin etmekte hiç bir zaman güçlük çek-
meyecektir. 
[sayfa 186]


149
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
BEÞ
BÜTÜN RUSYA ÝÇÝN BÝR SÝYASAL
GAZETE “PLANI”
Bizi “teoriyi pratikten tecrit ederek onu cansýz bir öðreti haline
getirme” eðilimiyle suçlayan B. Kriçevski (
Raboçeye
Dyelo
, n° 10,
s. 30) þöyle yazýyor: “
Ýskra
’nýn bu alanda yapmýþ olduðu en büyük
hata, genel bir parti örgütü konusunda ileri sürdüðü ‘Planý’ydý”
(yani “Nereden Baþlamalý” adlý makale*). Martinov, “
Ýskra
’nýn, par-
lak ve eksiksiz düþüncelerin propagandasýna kýyasla günlük tek-
düze mücadelenin ilerleyiþinin önemini küçümseme eðilimi ... bu
gazetenin 4. sayýsýnda çýkan ‘Nereden Baþlamalý’ baþlýklý makale-
de ileri sürülen ve partinin 
[sayfa 187]
örgütlenmesi konusundaki planý
ile doruðuna ulaþtý” (ibid., s. 61) diyerek, ayný düþünceyi yinele-
mektedir. Ve nihayet L. Nadejdin de, son zamanlarda, bu “plana”
karþý öfke korosuna katýldý (“plan”ýn týrnak içinde yazýlmasý alaylý
bir küçümsemeyi ifade etmek içindi). Elimize henüz geçmiþ olan
* Bkz: 
Colected Works
, Vol. 5, s. 13-24. -Ed.


150
V. Ý. Lenin
Ne Yapmalý?
Devrimin
Arifesi
baþlýklý broþüründe (daha önce gördüðümüz 
Svo-
boda
, “Devrimci-Sosyalist Grup” tarafýndan yayýnlanmýþtýr) þöyle
yazýyor (s. 126): “iç baðlantýsý Rusya çapýnda bir gazete tarafýndan
saðlanan bir örgütün þu anda sözünü etmek, masabaþý düþünce-
lerin ve masabaþý çalýþmalarýn propagandasýný yapmaktýr” ve bu
“kitabiliðin” vb. belirtisidir.
Bu iki akým arasýndaki yakýnlýðýn kökenlerini siyaset ve ör-
gütlenme bölümlerinde gördüðümüz için, teröristlerimizin, “gün-
lük tekdüze mücadelenin ilerleyiþinin” savunucularýyla görüþ
birliðinde olmalarý bizim için þaþýrtýcý deðildir. Ama burada þu nok-
taya dikkat çekmek isteriz ki, Nadejdin, hoþuna gitmeyen bir ma-
kaledeki düþünce silsilesini anlamaya bilinçli olarak çalýþmýþ olan
ve isabetli yanýtlar vermeye çalýþmýþ olan tek kiþidir, oysa 
Raboçeye
Dyelo
, konuyla doðrudan doðruya ilgili somut hiç bir söz
söylememiþ, ve gereksiz demagojik saldýrýlarla sorunu karýþýk bir
hale getirmekten baþka bir þey yapmamýþtýr. Bu iþ pek zevkli ol-
masa da, ilkin bu Augias ahýrlarýný temizlemekle uðraþmalýyýz.
A. “NEREDEN BAÞLAMALI” MAKALESÝNDEN
KÝM ALINDI?
75
Raboçeye
Dyelo
’nun baþýmýza yaðdýrdýðý sýfat ve ünlemler-
den bazýlarýný aktaralým. “Bir parti örgütünü gazete yaratmaz, tersi-
ne, gazeteyi parti örgütü yaratýr. ...” “Partinin üstünde duran, 
onun
denetimi
dýþýnda
ve kendi ajan kadrosu sayesinde Partiden baðýmsýz
olan bir 
[sayfa 188]
gazete. ...” “Nasýl oldu da 
Ýskra
, kendisinin de baðlý
bulunduðu ve fiilen varolan sosyal-demokrat örgütleri unuttu? ...”
“Saðlam ilkelere ve bunlara denk düþen bir plana sahip bulunan-
lar, partinin gerçek mücadelesinin yüksek düzenleyicileridirler ve
Yüklə 0,7 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə