Nebevî Yöntem
216
uluslara, kavimlere ve daha başka gruplara bölünmüş toplum-
ları birbiriyle karşı karşıya getirmiştir.
Bizim imanî ve ahlâkî yaşayış birliği ile Yüce Allah’a
aidiyetimiz ve bağlılığımız, yerin üzerinden buharlaşıp yok
olmamız anlamına gelmez. Aksine bu durum, cihad cemaa-
ti bünyesinde birbirimizle kaynaştıktan sonra bölgesel İslâm
devletini kurmamız, ondan sonra da ilahî yardımın gelip
Allah’ın izniyle Nebevî halifelik ve Nebevî mirasa sahip ola-
na kadar fitnenin sınırları içerisinde birbirimizle kaynaşma-
mız demektir. Bunun gerçekleşmesi ise insanın özgürlüğünü
kazanması, yeryüzünün özgürleşmesi ve bu uğurda mücade-
le etmek demektir.
ON HASLET
İmanın şubeleri yetmiş küsur olup Halîmî ve Beyhakî
bunları yetmiş üç ile sınırlandırmıştır. Her ne kadar küsur (bid)
dildeki anlamıyla üç ile dokuz arasını ifade ediyorsa da biz de
bu sayı ile sınırlandıracağız.
Sayı çokluğu sebebiyle şubeleri on gruba ayırıp tasnif
edeceğiz. Bu grubun her biri bir haslet sayılacak. Çünkü bu
grubun içerisinde sayılacaklar, konumları, imanî hedefleri ve
yaşayışta gözetilen maksatları itibariyle birbirlerine yakındırlar.
Bunları Yüce Allah’ın izniyle bu bölümde geniş açıklamalarıy-
la birlikte zikredeceğiz.
Yol üzerinde on işaret taşı, on adım, şubelerden oluşan
on grup.
1. Adım: Yolun üzerindeki ilk adım, terbiye ve yapılan-
ma adımıdır. Bu da mü’min açısından Yüce Allah’a götüren
yöntem yolu üzere ilerlemeyi ifade eder. Ümmet açısından
ise, dünyaya nispetle İslâm uygarlığının önderliğinde hilafete
götürür. Bu da arkadaşlık ve cemaat olup seni eğitecek bir
kimseyle bir araya gelmek, seni barındıracak ve kucaklayacak
mü’min bir cemaatle birlikte olmak demektir. Böylelikle arka-
daşlık ve cemaat, eğiticinin arkadaşlığı ve cemaat ile birlikte-
lik neticesinde kalbine ve yaşayışına, iman ruhunun ilk ipiyle
bağlanacak, bunun hoş kokusunun ilk esintisinin içine sirayet
ettiğini göreceksin.
Nebevî Yöntem
218
2. Adım: Yüce Allah’ı zikretmeye yönelmektir. Bu da
o hoş kelimeyi çokça tekrar etmek, namaz kılmak ve ibadet
yapmakla olur. Allah’ı zikretmek, O’na dua etmek ve O’na
yönelmek, mü’min ferdin ve cihad eden mü’min cemaatin
her zaman kalbinin, dilinin, bedeninin ve düşüncesinin ilk sı-
radaki meşguliyeti hâline gelirse, bu durum artık bireyin ve
cemaatin, Allah’tan gafil olmaktan Allah’ın zikrine döndüğü-
nü, kapısından kaçmaktan tevbe ederek O’na yöneldiğini ve
tağutun egemenliğini kabul etmekten O’nun şeriatına yardım-
cı ve destekçi olmaya geçtiğini gösterir.
3. Adım: Doğruluktur. Allah’ı ve O’nun gaybını tasdik et-
mektir. Söz ve fiil ile dosdoğru olmak suretiyle cihada hazırlıklı
olduğunu delillendirmektir.
4. Adım: Karşılık beklemeden vermektir. Bireysel nefsin
cimriliğini kaldıracak şekilde karşılık beklemeden vermektir.
Genel olarak iman ve imanın egemenliğiyle, yoksul ve mah-
rum kimsenin bedbahtlığı ortadan kalkar. Çünkü İslâm’ın
adaleti, Allah’ın şeriatı sayesinde sınıf ayrımcılığını, birtakım
kimselerin üstün tutulup tercih edilmesini ve sömürüyü kesip
atar. Karşılık beklemeden, fedakârca verip harcamak ise in-
sanlar arasında sükûn, huzur ve rahmet olan kardeşliği getirir.
5. Adım: İlimdir.
6. Adım: Ameldir.
7. Adım: Güzel hâl ve görünüştür.
8. Adım: Vakardır.
9. Adım: İktisattır.
10. Adım: Cihaddır. Cihad ise iman çizgisine, imanın
yol alışına, imanın coşkunluğuna ve imanın gidişine bağlı bir
terbiyenin, bir yapılanmanın ve sürekli bir amelin semeresidir
Imanın Şubeleri
219
Bizler, onuncu haslet olan cihadı imanın şubelerinin ve
kanallarının döküldüğü yer olarak kaydettik. İmanın en kolay
amelinden en ağırına basamak basamak ulaştık. Arkadaşlığın,
ince bir sevginin, güvenilir ve sıcak bir kucağın bulunduğu
bir birliktelikten, cemaat ile birliktelikten, Allah yolunda cihad
alanında ölüme kadar yükseldik.
Eğitim bakımından da iman parıltılarının kendilerinden
yayıldığı şahıslardan hareketle ilaç ve şifa olan Allah’ı zik-
retmeye, amelî delillerle doğruluk sınavına, karşılıksız olarak
verip bağışlamaya, ilim ve amele ayrıcalık kılan güzel hâl ve
görünüşe, vakar ve sabra, iktisada ve yolda devam etmeye ve
cihad için yetkin olmak suretiyle mertliğin kemal derecesine
ulaşmaya varıncaya kadar basamak basamak yükseldik.
Yapılanma olarak da duygu temelli geniş bir arkadaşlık-
tan, şariin toplu olarak yapılmasını teşvik ettiği ve böylelikle
mükâfatını kat kat vereceği bireysel ibadete, dışarıdan gelip
katılmak isteyenin doğruluğunu sınamaya, önce ona vermek-
le başlayarak ondan almaya, ilim savaşı için düşüncesini yo-
ğunlaştırmaya, amel için kollarını sıvamasına, oturanlardan
ayrılmak suretiyle bize katılmasına, sabır isteyen meşakkatli
işlere alışmaya, tereddütsüz bir şekilde uygulamaya koyan bir
tutum ve duruş sahibi olmaya ve Allah yolunda cihad edip
ölmeye kadar adım adım yükseldik.
Her birisinin altında imanın birçok şubesinin bulunduğu
on haslet; bir eğitim, bir yapılanma, bir yönetim yöntemi ve
bütün farzları, nafileleri, sünnetleri ve mendupları kapsayan,
Allah’a giden bir yolculuktur.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in imanın şubele-
riyle ilgili hadisinde, İslâm’ın aslı ve birinci rüknü olan “Lâ
ilahe illallah,” bir ahlâk olan hayâ ve bir fazilet olan yoldan
rahatsızlık veren şeylerin kaldırılması birlikte zikredilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |