Nebevî YÖntem eğitim, Yapılanma, Hareket



Yüklə 4,15 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə56/217
tarix18.06.2018
ölçüsü4,15 Mb.
#49334
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   217

Nebevî Yöntem

202


Bundan dolayı biz emire, yanlışlığı ortaya çıkan her bir 

üyeyi azletme hususunda tam yetki verdik. Böylelikle emret-

me  yetkisine  sahip  kişinin  hastalıkları  ve  kusurları  derinlere 

sızmadan önce, belanın kökünden kazınmasını istedik. Çün-

kü  bu  hastalıklar  yayılacak  olursa,  ümmetin  genelini  kapsar 

ve zamanla hakkından gelinemez olur. O hâlde böyle bir has-

talığın  kökten  kazınması  icap  eder.  Son  tedavi  yöntemi  ise 

dağlamaktır.

Genel kongrenin oyu olmadan emir olan genel mürşidin 

ve azletme hakkı bulunmayan irşad meclisinin üyeleri bundan 

istisnadır.

Cezalar 

Görevden  uzaklaştırmadan,  kestirip  atmadan  ve  dağla-

madan önce yapılanmanın, düzeltilerek ıslah edilebilecek ve 

ümit  kesilmeyecek  hâle  gelinmedikçe  sağlığını  tekrar  kazan-

dırabilecek  bir  neticeyi  verecek  sürekli  bir  tedaviye  ihtiyacı 

vardır. 


Yapılanma içerisinde birtakım cezaları verme zarureti, eği-

timde  bir  tutarsızlığın  bulunduğuna  ve  salih  kimselerin  seçi-

mi esnasında ayırt edici gücün yetersiz olduğuna delildir. O 

hâlde bütün düzeylerde insanlar ve yapılacak işler için sürekli 

düzenleyici,  doğruluğa  sevk  eden  bir  ilkenin  bulunması  zo-

runludur. Böylelikle basit ve normal hatalar telafi edilebilsin 

ve  sonunda  da  bunların  büyük  olanlarının  nereden  kaynak-

landığı öğrenilebilsin.

Şayet  hatalar  gaflet  zamanlarından  sonra  mü’minlerin 

karşı karşıya kaldıkları ve kendilerini Allah’ı anmaktan uzak-

laştıran geçici kalbî murakabedeki gevşeklikten ileri geliyorsa, 

biz  de  bu  hususta  kalbi  uyandıracak  ve  onu  vicdanî  olarak 




Örgütleme 203

ilahî gözetimin parıldayışına tekrar iade edecek özellikte ted-

birler alırız.

Eğer  bu  hastalık,  nefislerin  çalışamaz  hâle  gelmesinden 

ve nizamî sınırların aksamasından ileri geliyorsa, bunu da na-

sihatle, arayı düzeltmekle ve bütün alanlarda karşılıklı olarak 

hakkı ve sabrı tavsiye etmeyi genelleştirmekle tedavi ederiz. 

Nihayet eğitici tedaviyi ve onun yollarını eksiksiz yerine 

getirdikten sonra ve artık her bir hastalık sahibinin hastalığı 

ile birlikte yanımızdan gitmesi için Allah’ın emrine uygun ve-

receğimiz hükmü uygulama zamanı gelince, onun zulmünün 

akıbeti  bize  isabet  etmez.  Yüce  Allah  şöyle  buyurmaktadır: 



“Ey  iman  edenler!  Kendinizden  başkasını  sırdaş  edin-

meyin. Onlar hâlinizi bozmaktan hiç geri kalamazlar. 

Size sıkıntı verecek şeyleri arzu ederler.”

110


 

Buna  göre,  başımıza  gelen  kötülüklerden  rahatsız  olma-

yan, imanı cemaatin gerisinde olan, bize bozacak şeyler geti-

ren ve bize ağır gelen şeylerden hoşlanan kimseleri de işimizi 

düzeltip yolumuza koyacak şeylerle cezalandırırız.

Mü’minler arasında sıkıntı ve bozgunculuk yapma hâlleri 

hakkında şeriatın hükümlerini uygulayacak bir hâkimin varlı-

ğı da kaçınılmazdır. Dolayısıyla merkezî bir organın ve çeşitli 

cihetler düzeyinde onun şubelerinin bulunması da zorunludur.

110  Âl-i İmrân 3/118.





BEŞINCI BÖLÜM

ON HASLET VE IMANIN ŞUBELERI





ALLAH’A GIDEN YOLDA YÜRÜMEK

Yüce  Allah,  Nebisi  sallallahu aleyhi  ve  sellem’e  hitaben 

şöyle buyurmaktadır: “(Rasûlüm!) De ki: İşte bu, benim 

yolumdur. Ben Allah’a çağırıyorum, ben ve bana uyan-

lar aydınlık bir yol üzerindeyiz.”

111


 

İşte bu yol, aşılması gereken bir yokuştur. Yürüyüşümü-

zün o dosdoğru yol üzerinde basiret üzere bir yürüyüş olması 

ve yokuşu aşma çabamızın belirsizlik ve kargaşa üzere değil 

de hidayet üzere, zan üzere değil de bilgi üzere, heva ve bid’at 

üzere değil de hak ve sünnet üzere olabilmesi için, doğru yol-

dan  sapmadığımızdan  kendileriyle  emin  olabileceğimiz  yol 

üzerinde  birtakım  işaret  ve  belirtilerin  bulunmasına  ihtiyacı-

mız vardır. 

Rasûlullah  sallallahu  aleyhi  ve  sellem  “Şüphesiz  ki 



İslâm’ın  yolunun  üzerinde  birtakım  işaret  taşları  ve 

alametleri  vardır”

112


  buyurmuştur.  Hadisi  Hâkim,  Ebu 

Hureyre’den rivayet etmiştir.

O hâlde bu bir yürüyüştür. Mesafeleri kat edilmesi gere-

ken bir yol ve ulaşılması istenen bir nihai hedeftir (amaçtır). Bu 

yol kolaylıkla yürünebilecek, rahat bir yol değildir. Aksine bu 

yol, zorlu bir yoldur, çıkılması zor bir yokuştur. Beyhakî ve İbn 

Sa‘d’ın Ebu’l-Buceyr’den rivayet ettiklerine göre, Rasûlullah 

111  Yusuf 12/108.

112 Hâkim, 

Müstedrek, I, 70.



Nebevî Yöntem

208


sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Şunu bilin 

ki cennete götüren amel, yüksekçe bir yokuştaki zor 

bir yoldur. Ve şunu bilin ki cehenneme götüren amel 

ise düzlükte, rahat yürünür bir yoldur.”

113


 Suyûtî tarafın-

dan hasen kabul edilen bu hadis, manası itibariyle yokuşa tır-

manma âyetine uygun olan ve ona açıklık getiren bir hadistir.

113  İbn Sa‘d, Tabakât, VII, 423; Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, II, 170, VII, 147.




Yüklə 4,15 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   217




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə