XəZƏr universiteti erciyes universiteti



Yüklə 4,61 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə40/187
tarix12.10.2018
ölçüsü4,61 Mb.
#73678
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   187

88 

 

dair  yemin  etmesi  eski  dönemin  geride  kaldığının  göstergesi  olmuştur.  Tanzimat 



Fermanı  bu  yönüyle  bir  taraftan  da  Osmanlı  Padişahı’nın  kendi  iktidarına  “oto-

limitasyon” getirmesi gibi köklü bir değişimi öngörmektedir (Deringil, 2009, 27). 

Bu “oto-limitasyon” gerekli görülmüştü. Osmanlı Devleti’nin işleyişini daha etkin 

hale getirmek ve denetimsiz bir hükümdarın yapması muhtemel savurganlığın önüne 

geçmek için Bab-ı Ali bürokratları o zamana dek kullandıklarından çok daha geniş 

yetkiler elde etmişlerdir (Mardin, 2008, 177).  

Tanzimat  Fermanı’nın  başında  dini  bir  vurgu  olmakla  birlikte,  sonraki  hü-

kümlerde din vurgusu görülmez. Bu husus reformlara direnç gösterecek olan top-

lumsal  güç  odaklarının  merkezi  otorite  dışında  pasifize  edildiğini  göstermektedir. 

Bilindiği üzere bu eğilim Tanzimat’ın öncesinde II. Mahmud döneminde başlamıştır. 

Ancak başlayan değişime toplumun bir kesiminden ve özellikle saray çevresindeki 

tutucu kimselerden tepki gelmesi ilerlemenin önünde büyük bir engel teşkil etmiştir. 

Devlet  aklı  bu  çatışmayı  kendi  otoritesine  dini  ortak  etmeden  çözmek  zorunda 

kalmıştır. Bunu yapabilmenin üç yolu vardır. Birincisi, dini tamamıyla devlet otori-

tesinin emrinde bir kurum haline getirmek; ikincisi, dinler karşısında tarafsızlığını 

ilan ederek dinler üstü bir mevki kazanmak; üçüncüsü ise, din olgusunu yok etmektir 

(Türköne, 2003, 56). Osmanlı Devleti’nde özellikle II. Mahmud’un hükümdarlığı ile 

birlikte seçilen yol birinci yoldur. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ile birlikte Sey-

fiyye’nin siyasi alanda etkisi azalmış ve İlmiiyye yani Ulema’nın yaptırım gücü ve 

devlet içindeki yüksek düzeyi düşmüştür (Okumuş, 1999, 205). Bu bağlamda, sekü-

lerleşme ve laikleşme yolundaki ilk ve önemli adımlar Tanzimat dönemindeki politi-

kalarla atılmıştır.  

Medeniyet  ve  terakki,  ulum  ve  fünûn,  kanun  ve  nizam,  hürriyet  kavramları 

Tanzimat döneminde sıklıkla karşılaştığımız kavramlar olmuştur (Çetinsaya, 2004). 

Tanzimat Fermanı’na baktığımızda da bu kavramların izlerini rahatlıkla görebiliriz. 

Tanzimat  bir  kurtuluş  reçetesidir.  Bu  reçetedeki  ilaç  o  günkü  deyimle  “sivilizas-

yon”dur. İlk başlarda bu kavrama Türkçe karşılık bulunamamışsa da, 1850’lerde tam 

karşılığını  bulur.  Bulunan  kavram  “medeniyet”tir.  Ali  Paşa’ya  göre  medeniyet; 

“cemiyet-i beşeriyeyi terkib eden efradın her yönden mazhar-ı emniyet-i kamile ve 

mütematti-i nimet-i asayiş ve refah olması”dır (Çetinsaya, 2004). Tanzimat Fermanı 

“medeniyet”e  giden  yolda  çok  kıymetli  bir  adımdır.  Fermanı  hazırlayanlar  Avru-

pa’da “medeniyet” dedikleri şeyin sonuçlarını görmüşlerdir. Onlara göre bu sayede 

devlet kurtuluşa erebilecektir.  

Tanzimat Fermanı ortaya koyduğu eşitlik, can ve mal güvenliği gibi hüküm-

lerle Osmanlı İmparatorluğunda “birey”in bir değer olarak ortaya çıkmasında etkili 

olmuştur.  Birey  Tanzimat  ile  başlayan  yeni  görüntüsünde  dünyevi  bir  değerdir. 

Siyasal  sürecin  önemli  bir  halkasını  oluşturmaktadır  (Kalaycıoğlu,  1986,  23).  Bu 

Osmanlı toplum yapısında radikal bir değişimdir. Bu değişim daha sonrasında mo-

dernleşme  sürecinden  geçen  toplumlarda  görülen  diğer  oluşumların  da  Osmanlı 

toplumunda ortaya çıkmasının önünü açmıştır.  

19.  yüzyılda  kırsal  bölgelerden  İstanbul,  Beyrut  ve  Selanik  gibi  büyük 

şehirlere yapılan göçlere bakıldığında artık sadece bekâr kesimin değil ailelerin de 




89 

 

bu göçlere katıldığı görülür. Bu olgu şehirleşme ve çekirdek aileye geçişinde başlan-



gıcı  olarak  nitelendirilmektedir  (Ortaylı,  2004,  65).  Tanzimat  modernleşmesinin 

önemli bir etkisi de üst ve orta tabaka kadının toplumsal hayata katılmasının önünü 

açmış olmasıdır. Bunu başarmasının en önemli sebebi, eğitim ıslahatında kız çocuk-

larının eğitimi üzerine ortaya konan uygulamalardır. İnas rüşdiyeleri açılarak, kız 

çocuklarının  eğitim  olanaklarının  artması,  yeni  bir  meslek  grubunun  da  ortaya 

çıkışını  sağlamıştır,  muallime  hanımlar…  (Ortaylı,  2011,  441).  Bununla  birlikte 

Tanzimat  döneminde  yeni  bir  neslin  ortaya  çıkmasında  en  önemli  etken  eğitim 

alanındaki reformlar olmuştur.  

  Ulaşım  ve  haberleşme  ağlarının  gelişip  genişlemesi  toplum  içinde;  kültür 

etkileşimini, ticari ve ekonomik yapıyı ve devlet politikalarının taşraya yayılmasını 

sağlamayı derinden etkilemiştir.  

Tanzimat Fermanı’nın amacı olan birlik ve bütünlüğü sağlamak için halkın 

refahı ve güvenliği oldukça önemli bir mesele olarak görülmüştür. Ferman ilan edil-

dikten yaklaşık yedi ay sonra geniş cadde ve rıhtımların açılmasını, dar sokak ve 

çıkmazların kaldırılmasını başkentin kentsel alanında köklü bir değişim içeren belge 

hazırlanmıştır (Yerasimos, 2011, 507). Bu bağlamda Tanzimat döneminde kültürel 

yapı üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olan Belediyeler üzerinde de durulması 

gerekir. İslami yasal gelenek bağlamı içerisinde belediyelerin kurulmasının önemli 

bir devrim olduğu düşüncesi vurgulanabilir. Ortodoks Müslüman hukuku bireyden 

başka yasal bir varlık tanımaz. Bundan dolayı bazı araştırmacılar, İslam’da köy ile 

şehir arasındaki ayrımı şimdiye kadar yadsıya gelmişlerdir. Ayrıca Osmanlı impa-

ratorluğunda  belediyeler  kurulmadan  önce,  onun  görevlerinin  bir  kısmının  kadı 

tarafından yerine getirildiği unutulmamalıdır. Ancak elbette beledi yetkiler için ger-

çek bir temsilci değildi. Benzeri yetkilerin İslam’da olmayışı, ortada bu sosyal hiz-

metleri sağlayan bir devlet fikrinin bütünüyle eksik olduğu gerçeğinin altını çizmeye 

olanak sağlamaktadır. Bu geleneksel anlayış Tanzimat dönemiyle birlikte değişmeye 

başlamıştır (Berger, 2011, 258). Belediyelerin kurulması, bir nevi vakıfların görev-

lerinin elinden alınması anlamına gelmekteydi. Nitekim öyle de olmuştur. Berger bu 

durumu,  geleneksel  kurumlara  atılmış  en  sert  tokatlardan  birisi  şeklinde  yorumla-

maktadır (Berger, 2011, 261). Bu gerekli miydi? Sorusunun cevabı Tanzimat hare-

ketinin özünde bulunabilir. Modern devlet anlayışını kurmayı amaçlayan bir hareket 

için gerekli görülmüştür. Özellikle eğitim alanında devlet artık bizzat sorumluluğu 

üzerine  almaya  başlamıştır.  Vakıf  ve  ulemanın  bu  alandaki  etkinliği  adım  adım 

silinmeye çalışılmıştır. Bir toplumsal değişim hareketi için devletin kendi araçlarını 

ortaya koyması ve eskileri kaldırmak istemesi olağan bir şeydir.  

Belediye üyelerinin seçimi halkoyu ile olmaktaydı. Bu ilke de ilk kez Tanzi-

mat hareketiyle ortaya çıkmıştır. Bu seçimler hakkında Yelin’in verdiği bilgiye göre; 

yirmi beş ve daha yaşlı olup, elli Lira vergi öden herkes oy verebilirdi. Otuz ve daha 

yaşlı olup yıllık en az yüz elli Lira vergi ödeyenler de seçime katılabilirdi. Belediye 

meclisi, yarısı her iki yılda değişen on üyeden oluşuyordu. Seçimlere sadece Osman-

lılar  katılabiliyor  ve  seçmenlerin  isim  listesi  bazı  zamanlarda  belediye  tarafından 

duyuruluyordu (Berger, 2011, 259). Belediye ve seçimler hakkındaki bu bilgiler, o 

dönem Kudüs vilayeti ile ilgilidir. Yelin 1858 seçimlerini şu şekilde tasvir etmiştir. 



Yüklə 4,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   187




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə