S e t a 1 y ı l l ı ğ ı

539

i s y a n ’ d a n   s e ç i m l e r e   a r a p   b a h a r ı

çekileceğini  ve 28 Kasımda başlayacak olan 

seçim takviminin ertelenmeyeceğini, cumhur-

başkanlığı seçimlerinin 2012 yılının ilk altı ayı 

içerisinde yapılacağını duyurması yeni Mısır’ın

inşası ümitlerini korumaktadır.

Arap Baharı olarak isimlendirilen bu süreci 

başlatan Tunus, yaptığı seçimler sonucu başlat-

tığı değişim iradesiyle başta Mısır olmak üzere

diğer Arap ülkelerine de örneklik oluşturacağa 

benziyor.  Mısır  halkının  nehri  geçmek  üzere

bir hazırlık süreci içinde olduğu bu dönemde 

bazı odaklar, ona nehri geçerken at değiştirme 

provası yaptırmak ve Tahrir Meydanında elde

ettiği nisbî kazanımlarını bu meydanın hemen 

yanı başında derinden akan Nil’in sularına at-

mak istiyor.

Sabah, 27.11.2011

olmayanlar,  Mübarek  dönemi  imtiyazlarını

korumak isteyenler, ülkeyi belirsizliğe, halkı 

karamsarlığa doğru sürükleyip askeri konseyin 

vesayeti altında eski rejimi tüm kurumlarıyla 

devam ettirme niyetinde olanlar son gösteriler-

le birlikte Tahrir Meydanından yeni bir dikta-

törlük inşa etme peşindeler.

Tahrir  Meydanını  dolduran  gençler  teknok-

ratlardan oluşacak bir milli kurtuluş hükümeti 

istediklerini, siyasi parti ve ittifakların çözüm 

olamayacağını, çözümün Tahrirdeki devrimci 

gençlikte olduğunu dile getirmeleri ve kendi 

aralarında farklı görüşler ileri sürerek birbir-

leriyle  tartışmaları  Mübarek  döneminin  farklı

aktörlerle devam ettirilmek istendiği senaryo-

larını güçlendirmektedir.

Mübarek  sonrası  dönemde  ortaya  çıkan  tek

kazanım partileşme önündeki engellerin kaldı-

rılması ve şaibesiz bir seçimin yapılacak olması 

ihtimalidir. Eğer bu son olaylar yaklaşık olarak 

üç ay sürecek olan parlamento ve senato seçim 

sürecini baltalayacak olursa ortaya çıkan de-

ğişim arzusu ve yeni Mısır’ı inşa etme iradesi

parlamenter sistem kültürünün olmadığı toplu-

mu sivil de olsa yeni diktatörlüklere ve vesayet 

rejimlerine doğru sürükleyecektir.

18 Kasım 2011 tarihinden itibaren devam eden 

gösteriler üzerine Askeri Konsey başkanının 

idareyi sivil iktidara teslim edip kışlalarına 

“

Arap  Baharı  olarak  isimlendiri-

len  bu  süreci  başlatan  Tunus,  yaptığı 

seçimler sonucu başlattığı değişim ira-

desiyle başta Mısır olmak üzere diğer 

Arap ülkelerine de örneklik oluşturaca-

ğa benziyor.

AA

---

540

k a s ı m   1 1

The Turkish attitude toward the Arab Spring is 

also under some criticism, on the assumption 

that Turkey’s importance will diminish through 

emergence of the new democratic actors in the 

region, such as new Egypt. Those who consi-

der the Turkish experience as a “fall” while the

Arab world experiences a “spring,” either have

no clue about the “winter” in Turkey or think 

that spring comes with a single flower.

Turkey  has  experienced  both  a  multi-party

system and a tutelary regime, which is currently 

being adopted by Egypt, during the last 50-60 

years. While Turkey tries to overcome its own 

remnants of “winter,” the Arab world is about 

to revive. If we judge seeking to initiate social

and political change in the Arab world based 

on the experience of Turkey, they will first fight

a power struggle within their countries and 

then will confront the regional order. In brief,

a harsh winter is ahead for the whole region.

Turkey will remain an actor helping to build 

the order as long as it deploys its comparative, 

historical and strategic advantages in construc-

tive politics.Turkey has become an interesting 

dynamic factor, not only the powers in its re-

gion, but for the American and European ac-

tors also. Faced with the legitimate demands of 

Turkey, the actors in the region are feeling more 

pressure to make a choice between the status 

quo and change.

Global actors are also feeling similar pressure to 

make that choice, because of Turkey’s irrefutab-

le objections over Israel and its rightful argu-

ments that the regional order will never be the 

same. Whichever they choose, the result will be 

for the benefit of Turkey. If they choose the sta-

tus quo, Turkey will become much more legi-

timate as a democratic power compared to the 

rest of the region. If they choose change, then

Turkey will be proven correct in its diagnosis of 

the fundamental problem in the region.

The U.S. and Turkey have overlapping concerns

and  interests  in  the  Middle  East.  However,  it

would be too simplistic to expect that the two

countries will adopt the same or parallel appro-

aches. For instance, while the U.S. would prefer

a manageable and controlled change in the re-

gion, Turkey knows quite well that a successful 

SETA YORUM

Future of Arab Spring and 

Turkey

Turkey is so involved in developments in the Middle East that it cannot be a mere 

spectator to what is currently taking place.

TAHA ÖZHAN

---

541

i s y a n ’ d a n   s e ç i m l e r e   a r a p   b a h a r ı

transition requires a more fundamental struc-

tural change in the Camp David Order.

As long as Turkey clearly and sincerely supports 

change in the Arab world and sides with the pe-

ople of the region, external actors will realize

that confronting Turkey means confronting 

the demands of the people in the region. This 

will be not only a great opportunity for Turkey, 

but also the beginning of a challenging process. 

Turkey will be an actor that assists in forming a 

new order in the region, so long as it improves 

its “zero problem with neighbors” policy that 

helped Turkey to extend its relations and po-

tential within neighboring countries and starts 

building the capacity for managing the “prob-

lems of neighbors” in this period.

hurriyetdailynews.com , 17.11.2011

---