S e t a 1 y ı l l ı ğ ı



Yüklə 5,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə233/256
tarix18.06.2018
ölçüsü5,84 Mb.
#49335
1   ...   229   230   231   232   233   234   235   236   ...   256

557

a b d ’ n i n   ı r a k ’ t a n   ç e k i l m e s i

Irak’ta etkin siyasi güçler, bölge ülkeleri ve 

uluslararası aktörler, Irak’ta istikrarlı bir düze-

nin kurulmasını sağlayamamıştır. Irak’ın mev-

cut siyasi yapısı ve işgal sürecinde hazırlanan 

anayasası, sorunlar yumağının merkezinde 

durmakta, etnik-sekter bölünmüşlük ülkenin 

geleceğini tehdit etmekte, federal bölgeler so-

runu tartışmaya ve çatışmaya zemin hazırla-

maktadır. Siyasi yapının ulusal uzlaşıdan ziyade 

etnik-sekter kimlik düzleminde kurulması, de-

rin gerginlikleri mümkün kılmakta ve etnik ve 

mezhepsel çatışmalara zemin hazırlamaktadır. 

Bazı Iraklı gruplar ve bölgesel-küresel aktörler

için kısa vadeli kazanımlar getirse de bu bölün-

müşlük, orta ve uzun vadede Irak’taki siyasi is-

tikrarsızlığı kronik hale getirmektedir.

Irak Anayasası’nın yazım sürecindeki acelecilik

ve uzlaşı eksikliği, ülkede ulusal birlik zemini-

ni zayıflatmıştır. Pek çok belirsizliği içerisinde

barındıran federal bölge konseptiyle Irak ana-

yasası, ülkenin birliğinden çok bölünmesine 

dönük kaygılara zemin oluşturmaktadır. 

Irak’taki bölünmüşlüğü ortaya koyan hususlar-

dan bir başkası ise ülke içerisinde çeşitli grup-

ların ortak düşman algılarındaki farklılıktır. 

Bazı gruplar İran’ın, bazıları İsrail’in, bazıları 

el Kaide’nin, bazıları milis güçlerin, bazıları 

Amerikalıların, bazıları Suriyelilerin, bazıları 

Kuveytlilerin, bazıları ise Suudilerin ülkenin 

düşmanı  olduğunu  düşünmektedir.  Üstelik

“düşman algısı” ülke içerisine etnik-sekter ça-

tışma olarak da yansımaktadır. 

Irak’ın  mevcut  durumu  aşabilmesi  için  devlet

yapısında köklü reforma gitmesi, devlet-top-

lum arasında ve toplumun kendi içerisinde 

güven tesis edilmesi, ulusal uzlaşma sürecinde 

ciddi adımların atılması gerekmektedir. Bu an-

lamda  Irak’taki  tüm  grupların  bir  uzlaşı  kon-

feransı çatısı altında buluşması, anayasadaki 

muğlak ve krize sebep olan maddelerin yeniden 

düzenlenmesi zorunluluk arz etmektedir. Daha 

önceki anayasa yazım sürecinden farklı olarak, 

bir uzlaşı kültürü yaratılmalı ve Iraklılık kimli-

ğini öne çıkaran bir anayasal yaklaşım benim-

senmelidir. Parlamentonun rolü güçlendirilme-

li ve yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı garanti 

altına alınmalıdır. Aynı zamanda hükümetin 

kuruluşuna ilişkin anayasal boşlukların doldu-

rulması ve hükümetin “tamamlanamama” so-

rununun ortadan kaldırılması gerekmektedir. 

Irak  Ordusunun  merkezi  yapılanmadan  yok-

sun olması Irak’ın güvenliğinin geleceğine dö-

nük ciddi endişeler yaratmaktadır. Etnik-sekter 

çizgilerdeki siyasi bölünmüşlüğün ordu üzerin-

deki yansımaları, ordu için çok ciddi bir temsil 

sorununu  beraberinde  getirmektedir.  Merkezi

yönetimin ve bölgesel yönetimin ayrı ordulara 

sahip olması da Irak’taki tartışmalı bölgelerde

sıcak çatışmaya dönüşebilmektedir. Ayrıca si-

lahlandırılmış aşiretler ve uyuyan hücreler ola-

rak Şii, Sünni ve Kürt milislerin varlığı Irak’taki

iç güvenlik kaygılarını artırmaktadır. 

Irak  güvenliğinin  pekiştirilmesi  için  atılması

gereken en önemli adım ordunun ulusal birliği 

temsil edecek şekilde yeniden yapılandırılma-

sıdır.  Yukarıda  anlatıldığı  şekliyle  bir  Iraklılık

kimliğinin etrafında yeniden şekillendirilmesi 

gereken Irak ordusunda profesyonellik ve liya-

kat ölçüleri esas alınmalıdır. Hem Irak’ın iç gü-

venliği hem de komşu ülkelerin güvenliğini te-

min etmek için Irak yönetimi sınır güvenliği ile

alakalı somut adımlar atmalıdır. Merkezi ordu

ve bölgesel ordu ikilemi, anayasal zeminde tek-

rar tartışılmalı ve Irak ordusunun merkezi bir

yapıya kavuşması için çalışmalar yapılmalıdır.

Irak  vekâlet  savaşları  üzerinden  bir  bölgesel

mücadele alanına dönüşmüştür. İşgal süreci-

nin de acı bir şekilde gösterdiği gibi Ortadoğu 

coğrafyası birbiriyle bağlantılı fay hatları üze-

rine  kurulmuştur  ve  bu  fay  hatlarının  Irak’ta

harekete geçmesinin bölge için maliyeti yüksek 

olmuştur. Sebep olduğu ekonomik ve insani 

problemlerin yanında bölgedeki rekabet orta-

mını kızıştırmış ve bu ortam derinleşen güven-

sizlikleri ve buna bağlı olarak gelişen ittifakları 

ve silahlanma yarışlarını tetiklemiştir. 

Irak’taki iç sorunların bölgesel tezahürleri dik-

kate alındığında, Irak’ın meydan okumalarının

etraflıca ele alınabilmesi için bölgesel işbirliği-

nin artırılmasının elzem olduğu ortaya çıkmak-

tadır.  Bu  süreçte  Irak  meselesine  mezhepsel

düzlemde  yaklaşmayan  ve  Irak’taki  uzlaşıdan

ve istikrardan istifade eden Türkiye gibi komşu 

ülkelerin katkıları çok önemlidir. Irak’a Kom-

şu Ülkeler İnisiyatifi gibi bölgesel girişimlerin

yeniden  etkinleştirilmesi  ve  Irak’ta  kısa  vade-

li kazanımlar için değil uzun soluklu barış ve 

istikrar için yatırım yapılması gerekmektedir. 

Irak bu süreçte bölgesel rekabet parantezinden

çıkabildiği ve Irak’ın çıkarlarının etnik-sekter-

partisel çıkarların üstünde tutulduğu oranda 

barış ve istikrara kavuşacak ve çekilme sonra-

sında kendisini bekleyen meydan okumalarla 

başedebilecektir.




558

a r a l ı k   1 1

3 Haziran 1997 tarihli açık mektupla Yeni 

Amerikan  Yüzyılı  Projesine  imza  atan  Elliott

Abrams,  William  J.  Bennett,  Jeb  Bush,  Dick

Cheney,  Eliot  A.  Cohen,  Francis  Fukuyama,

Donald Kagan, Zalmay Khalilzad, Donald 

Rumsfeld, Paul Wolfowitz gibi isimler, 26 Ocak

1998’de Clinton’dan Irak’ın işgal edilmesini ta-

lep etmekteydiler. Bush yönetimiyle iktidara 

gelen bu ekip 2003’te Irak’ı işgal etti. Yazarlar,

Yeni Amerikan Yüzyılı Projesini dört başlık et-

rafında şöyle özetlemişlerdi:

i.Küresel sorumluluklarımızı yerine getirmek 

için askeri harcamalarımızı ciddi oranda ar-

tırmamız ve ordumuzu gelecek için modernize 

etmemiz gerekmektedir. ii. Müttefiklerimizle 

bağlarımızı güçlendirmeli, çıkarlarımıza ve de-

ğerlerimize düşman rejimlere meydan okumalı-

yız. iii. Dünya’da siyasal ve iktisadi liberalizmi 

desteklemeliyiz . iv. Kendi güvenliğimiz, zengin-

liğimiz ve ilkelerimizin çıkarına olan uluslara-

rası düzenin yaygınlaşması ve korunmasında 

Amerika’nın eşsiz konumu için mesuliyet alma-

lıyız. 

15 Aralık 2011 itibariyle ABD Irak’taki askeri



varlığını SOFA anlaşması gereğince askerlerini 

çekerek  sonlandırmış  oldu.  Bu  elbette  Irak’ta

ABD işgalinin sonu anlamına gelmiyor. Ancak, 

15 Aralık, fiilen 2007’de Irak üzerinden yaşanan

gelişmelerle askıya alınan Yeni Amerikan Yüz-

yılı  Projesinin  resmen  bittiğine  işaret  ediyor.

Ortadoğu’daki isyan dalgasının da, siyasal kırıl-

maların da ilk tohumları Irak işgaliyle atılmıştı.

ABD’nin Irak’ı işgali uzun uzadıya tartışılmaya

ve incelenmeye muhtaç bir mesele. Lakin kısa-

ca işgalin ve çekilmenin sonuçlarına bakmakta 

fayda var. 

Eğer  Amerika’nın  Irak  işgalinden  dolayı  uğ-

radığı ekonomik ve askeri kayba takılıp, işgali 

liberal-sol söylemin illüzyonist perspektifinden 

okuyacak olursak Amerika Irak’ta kaybetmiştir.

Lakin Amerika açısından bütün bu maliyetler

arızidir. Asıl olan Ortadoğu’da yapısal anlamda 

fay hatlarının kırılmış olmasıdır. Bundan 8-9 

yıl öncesinde ciddiye alınacak bir etnik veya 

sekteryen gerilimden bahis bile edemezken, 

bugün bu çatışmaların on yıllarca sürebileceği-

SETA YORUM

Yeni Amerikan Yüzyılı 

Sona mı Erdi?

15  Aralık  2011 tarihi  ABD  için  askeri  olarak  bir  çekilme, siyasi  olarak  ise  neo-con 

fanatizmin uygulamaya koyduğu bir projenin iflası anlamına geliyor. 

TAHA ÖZHAN




Yüklə 5,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   229   230   231   232   233   234   235   236   ...   256




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə