Saçmalıklar Çağı



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/91
tarix15.03.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#31994
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   91

Ee,  herkesin,  özellikle  patronun  içimizden  biri  olduğu  bu

kıyak, rahat, kravatları gevşek çağda çatlak olmayı kim ister?

Bir de içeriden, sarhoş edici arzuların kuyusu, saldırganlığı

ve  üst-benliği  istediğini  yapmaya  ikna  etmeye,  taleplerinin

üstüne  makulleştirici  bir  cila  çekmeye  yönelik  tehlikeli

becerisiyle alt-benlikten gelen baskılar var. Bu yüzden şimdi

burada  televizyonu  kötülerken  bile  görüşümü  televizyon

programlarıyla yayma hayalleri kuruyorum. Ve gayet sakince

başkalarının görüşlerine kayıtsız görünür etkisi yaratırken bile,

aynı  sakinlikle  tepkileri  yönlendiriyorum.  İstediğim  şey,

sevilmeyi istememem yüzünden sevilmek...

İçte ve dışta, becerikli ve kabullenilir görünmek için sürekli

yeni  kılıklara  bürünen  kurnaz  ve  acımasız  iki  düşman  var:

reklam  ve  id.  İkisini  de  yenmek  mümkün  değil  ve  ikisini

birden  sadece  belli  mesafede  tutmak  bile  devamlı  uyanık

olmayı gerektiriyor. Ama düşünürler binlerce yıldır uyanıklıkla

uğraştıklarından  başvurulacak  zengin  kaynaklar  mevcut.

Geçen  yüzyılda  filozoflar  mutluluğu  gayrı-ciddi  ve  daha

beteri, modası geçmiş bir konu görerek terk etmişlerdi ama

yakın  dönemde  başka  uzmanlar,  özellikle  psikologlarla

sinirbilimciler  büyüleyici  keşifler  ve  görüşler  sunmaya

başladılar.




Yani  bu  kitapta  önce  yaygın  memnuniyet  fikirleri  için

felsefeyi,  dinsel  öğretileri,  edebiyatı,  psikolojiyi  ve  sinirbilimi

tarayacak,  ardından  bu  stratejilerin  gündelik  yaşama  ve

sonunda evrensele-yakın meselelere uygulanmasının ne denli

kolay  veya  zor  olabileceğini  inceleyeceğiz.  Çoğumuz

geçinmek  için  çalışmak  zorundayız;  pek  çoğumuz  bir  eşle

uzun süreli bir ilişki yaşamak isterdik ve kozmetik cerrahideki

muazzam  ilerlemelere  rağmen  hepimiz  yaşlanmaya  hâlâ

mahkûmuz.  Tolstoy  şöyle  demişti:  "İnsan  bu  dünyada  nasıl

çalışacağını ve nasıl seveceğini bilir, sevdiği için çalışır ve işini

severse,  muhteşem  bir  yaşam  sürebilir."

[12]


  İnsan,  o  kadar

muhteşem olmasa bile en azından kendisini tümüyle değersiz

görmeden yaşlanabilir, diye de ekleyebilirdi.

Ancak,  kaynakları  araştırmanın  ortaya  bir  dizi  talimat

çıkarma  ihtimali  fazla  değil.  Edebiyatın,  genele  uygulanmaya

müsait  bir  aksiyomu  var:  Tek  reçete,  hiçbir  reçetenin

olamayacağıdır.  Bireylerin  karmaşıklığı  evrensel,  herkes  için

geçerli  reçeteleri  olanaksız  kılar.  Ayrıca  reçete  talebi,

dönemin  bir  başka  emaresidir.  Nasıl  yaşanacağının  bir  dizi

maddeyle  söylenmesini  talep  eden  tek  çağ,  bizim  sabırsız,

açgözlü çağımızdır.

Ama  bir  diğer  faydalı  aksiyom  var:  Sorunu  tanımlamak

çözümün  başlangıcıdır.  Öyleyse,  daha  zengin  bir  farkında



oluş  hali  geliştirmek  mucizevi  yan  ürünü,  yani  mutluluğu

dolaylı  yoldan  üretmenin  bir  yolu  olabilir.  Bu  yolsa

karşılığında kendi mucizevi yan ürünlerini doğurabilir. Çünkü

mutluluk,  tıpkı  depresyon  gibi,  kendini  güçlendiren  bir

döngüdür.  Depresyon,  depresyonda  olmanın  irade  gücünü

zayıflattığı, karşılığındaysa depresyonun arttığı ve haliyle inişin

devam  ettiği,  aşağı  inen  bir  spiraldir.  Mutluluksa,  mutlu

olmanın  irade  gücünü  artırdığı  ve  karşılığında  mutluluğun

çoğaldığı, yükselen bir spiraldir. Mutluluğun en büyük getirisi

belki  de  kendini  iyi  hissetmekten  çok  beraberinde  gelen

olabilirliklerin  heyecanıdır.  Dünya  birdenbire  zenginleşir  ve

benlik yeniden doğar. Her şey daha zengin, daha yabancı ve

daha ilgi çekici görünür. Gözler daha berrak görür, zihin daha

hevesle  düşünür,  yürek  daha  güçlü  çarpar  ve  bu  üçü

coşkuda, yaşamdan haz almada ve şevkte birleşir.



2. BÖLÜM – KAYNAKLAR


2


Reklam ve İd

Rüzgârın  hiç  dövmediği,  yağmurun  hiç  kamçılamadığı,

saatlerden, kapalı kapılardan, dilencilerden, çöplerden, duvar

yazılarından,  atıklardan,  haşarattan  ve  karanlık  arka

sokaklardan  yoksun,  iklimi  her  daim  ılıman,  ışığı  her  daim

parlak, geniş gezinti yollarının kesiştiği noktalarda çeşmelerin

şırıltılarına  flüt  seslerinin  karıştığı  bir  periler  diyarı:  Her  yanı

parıltılı alışveriş merkezinin vitrinlerinde, giysiler, ayakkabılar,

çamaşırlar,  kremler,  losyonlar,  kokular,  çikolatalar,

oyuncaklar,  cep  telefonları,  oyunlar,  televizyonlar,  çiçekler,

müzik-çalarlar,  mücevherat,  spor  malzemeleri  ve  birkaç

saniyede  bir  bıkmadan  manzara  değiştiren  dijital  çerçeveler

sergileniyor. WH  Smith'in

[*2]


  uzayıp  giden  paralel  rafları,

parıltılı,  kalın,  ek  kitapçıklarıyla,  broşürleriyle,  güneş

gözlükleriyle, CD'leriyle, DVD'leriyle ve numune kokularıyla

şişmiş  hobi  dergileriyle  dolu. Cards  Galore'da  doğumdan

emekliliğe her türlü kutlanacak güne uygun esprili kartlar var.

Disney Store, türlü boy, renk ve malzemede, hepsi kocaman

gözlü ve masum gülümsemeli envai çeşit yaratık barındırıyor.

Build-A-Bear  Workshop,  "Kendi  Pofuduk  Arkadaşınızı"

yapmaya  çağırıyor. Le  Munch  Bunch  Sandwicherie  her



türlü  rulo  pasta,  kek  ve  soğuk  içeceğin  yanında  özel  fırsat

teklifini duyuruyor. Tatlı için  Joe Delucci'nin önerisi çikolatalı

sundae  ve  yumuşak marshmallow  ve  karamelli  kızarmış

dondurma. SingStar  standının  hemen  önündeki  genç,  "Get

This  Party  Started"ı  söylerken,  kafasındaki  İkinci  Dünya

Savaşı  miğferine,  sırtındaki  kat  kat  posta,  bol  paçalı  kot

pantolonuna ve sol elindeki üç alışveriş torbasına aldırmadan

olanca enerjisiyle dans etmeyi beceriyor. Arkasında kuyruğa

girmiş  sabırsız  gençleri, Essensuals'ın  girişinde  dikilen,

sutyenli,  jartiyerli,  siyah  ipek  çoraplı  ve  yüksek  topuklu,  iki

metrelik,  somurtuk  genç  kadın  daha  bir  heyecanlandırıyor.

Bu  arada  somurtan,  saçları  organik  boyayla  altın  rengi

(Hairport'tan),  teni  dikey  turbo  bronzlaşmayla  (Stand  By

Your Tan'den) parıldayan başka, gerçek bir genç hanım, bir

tırnak  bakım  uzmanı  (California  Nails' ten), Sunglass

Hut'un ve her yanında aşırı tombul çocukların doluştuğu ama

içinde  hiçbir  düşmanın  saklanmadığı  tahta  atın  yanından

geçiyor. Gidip tıklayabilirsiniz ata. Tamamen ahşap...

Alışveriş  merkezlerinde  her  şey,  herhangi  bir  şey

istememenin  feci  kabalığa  gireceği  hissini  yaratmak  üzere

tasarlanır.  Bir  alışveriş  merkezi  öncelikle  iç  karartıcı  hava

şartları  ve  yoğun  trafik  saatleri  gibi  dikkat  dağıtıcı  öğeleri

ortadan kaldırır. Eğer bina çok katlıysa, yükselen bir avlu ya



Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə