Saçmalıklar Çağı



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/91
tarix15.03.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#31994
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   91

Bu pazarlama yönelimi takımın yükselişiyle iyice palazlandı.

Yeni  "esnek"  kurumlar,  kurulu  bölümlerinin  ve  uzun  süreli

çalışanlarının  yerine  belli  projeler  üstünde  kısa  vadeli

sözleşmelerle  çalışan  takımlar  getirdi.  Böylece  birey  için

kurumsal  sadakatin  anlamı  kalmadı,  "takım  oyunculuğu"  en

önemli  beceriye  dönüştü.  İşbirliği,  bireysel  çaba  ve  uyum

sağlamak, performans kadar önemli artık.

İki  Amerikalının  gülümseyen  bir  yüzle  hayati  "İyi  Günler"

sloganını  birleştirip  dünya  çapında  tutulurluğu  Haç'ınkine

rakip  bu  simgenin  telifini  almaları  1970'lerde  gerçekleşti.

Aslında  ilk  gülümseyen  yüz  daha  önceden,  Amerikalı

reklamcı  Harvey  R.  Ball  tarafından  yaratılmıştı.  Ama  o

dönem,  paranın  seksten  daha  seksi  olmasından  önceki

masum  1964'tü;  haliyle  Ball  simgesinin  patentini  almaya  hiç

kalkışmamış  ve  çizimi  karşılığında  sadece  45  dolar

kazanmıştı.  Reklamcılığına  rağmen  esasen  eski  tarz

adamlardan olan Ball, muazzam bir gelir kapısını kaçırmasının

kendisine  neler  hissettirdiği  sorulduğunda  Stoacı  filozoflara

yakışır  bir  yanıt  vermişti:  "Tek  oturuşta  ancak  tek  biftek

yiyebilirim."

Tüm bu gelişmeler bir araya gelerek değerlerdeki kaymayı,

değişimin istikrara, potansiyelin başarıya, beklentinin takdire,

işbirliğinin  bireyselliğe,  fırsatçılığın  sadakate,  işlemin  ilişkiye,



çocuksuluğun  olgunluğa,  edilgenliğin  girişkenliğe,  kaçışın

uyum  sağlamaya,  salahiyetin  ödeve,  dışa  dönüklüğün  içe

dönüklüğe ve neşeliliğin endişeliliğe yeğ tutuluşunu yarattı.

Soldan  hak  talebindeki  haklılıkla,  sağdansa  potansiyelin

ışıltısıyla baştan çıkarılmışken, yaşamda tatminin sadece temel

hak  olduğuna  değil,  gereğince  hak  edildiğine  ve  tatmine

erişimin yürüyen merdivenle alışveriş merkezinin bir üst katına

çıkmaktan  daha  fazla  çaba,  düşünce  veya  sabır

gerektirmediğine inanmak zor değildi.

Sorun,  tüm  büyük  gelişmelerin  hepsinin  birden  iyicil

görünmesidir.  "Özgürlük"  sözcüklerin  en  esin  vericisi  ve

modern  toplumun  tam  göbeğindeki  en  tartışma  götürmez

kavram  değil  midir  yani?  Potansiyel  duygusu  mutluluğun

elzem öğesi değil midir? Kendimizi değiştirmek zorunda değil

miyiz?  İnsanlara  bize  davranmalarını  istediğimiz  gibi

davranmamız gerekmiyor mu? Ama özgün anlamı hükümete

katılma  özgürlüğü  olan  özgürlük,  hükümetin  müdahalesine

direnme  özgürlüğüne  dönüşmüştür.  Kişisel  potansiyel  hissi,

hayatı  yaşamaya  değer  kılmada  sahiden  gereklidir  ama  bu

potansiyel  hissi  gereksinimi  içteyken  bugünün  potansiyeli

tümüyle  dışsaldır  ve  cinsel  macera,  özendirme,  alışveriş  ve

yolculuk gibi faaliyetlere bağlıdır. "Kendinizi değiştirmelisiniz"

temel  bir  emirdir  ama  sırf  değişim  hayrına  değişime  tapmak



anlamına  gelmez.  Değişim  daima  sorumluluk  ve  sadakat

gereksinimlerine  karşı  dengelenmelidir.  Neşelilik  istenen  bir

unsurdur  –hırçınlığı  kimse  istemez–  ama  içeriksiz  iyi  niyet

görüntüsü sıklıkla ironi, kuşkuculuk ve anlaşmazlık gibi daha

derin  tepkilerin  hevesini  kırar.  Hatta  ihtiraslı  hevesi,  tehlikeli

aşırılık  gibi  göstermek  suretiyle  engeller.  Hepsinden  beteri,

samimiyetsiz  ve  yönlendirici  göstererek  gülümsemenin

değerini düşürür ve geriye kalan tek samimi ifade öfkeli çatık

kaşlardır.

Ne yapılabilir peki? Kültürü değiştirme umudu fazla değil.

Kapitalizmin  en  büyük  güçlerinden  biri  herkesi  mülk  sahibi,

girişimci ve hissedar olmaya teşvik ederek projesine asimile

etmektir. Kapitalizmin herkes milyoner olabilir vaadine bugün

bir  de  herkesin  meşhur  olabileceği  vaadi  eklenmiştir.

Kapitalizmin bir diğer müthiş gücüyse muhalefeti içine emerek

etkisizleştirebilme becerisidir. Kapitalizm emekçi sınıfını, tıpkı

daha sonra, 1950'lerin beatlerini, 1960'ların karşı-kültürünü,

1970'lerin punklarını ve yakın dönemde sokak sanatını içine

emdiği gibi kolayca asimile etmiştir. Adbusters firması bugün

koşu  ayakkabıları  üretmekte  ve  elbette  reklamlarını

Adbusters'ta yapmaktadır. Delikanlıları asmanın hazzı üzerine

bir roman yazdığınız, sinek kolonisini besleyen yarısı yenmiş

bir  insan  kafasını  sergilediğiniz,  konserde  seyircilerin  üzerine



domuz  barsakları  saçtığınız  ve  ardından  canlı  bir  yarasanın

kafasını  ısırarak  kopardığınız  için  cezalandırılır  mısınız?

[53]

Hayır, aksine refah ve şöhretle ödüllendirilirsiniz. Kapitalizm,



karşı-kültürü sağlıklı bir diyetin lifli gıdası görmektedir.

Aynı  şekilde  televizyon  ve  reklam  dünyası,  muhalefeti

kendi-kendiyle  dalga  geçme  yoluyla  etkisizleştirmeyi

öğrenmiştir.  Yakın  dönemdeki  en  başarılı  TV  komedi

dizilerinden  biri,  oturma  odalarında  televizyon  seyretmekten

başka  hiçbir  şey  yapmayan  aptal,  edilgen  bir  aileyi  konu

etmişti. Ama  elbette  oturma  odalarında  oturup  televizyonda

oturma  odalarında  oturarak  televizyon  izleyen  aileyi  izleyen

aileler  kendilerini  aptal  ve  edilgen  değil,  akıllı  ve  üstün

gördüler çünkü şakaya dahil ediliyorlardı. Bir başka örnekse

reklam  parodileri  sunan  hatta  reklam  fikriyle  alay  eden

reklamlardı. Burada yapılan, dolandırırken size göz kırparak

suç ortaklığını garantileyen iş bilir dolandırıcının numarasından

başka bir şey değildi.

Peki,  düşünürler  dünyadaki  şartlandırma  baskılarına

direnmek için herhangi bir öğütte bulunuyorlar mı? Nadiren.

Düşünürler, nefret ve korku içinde geri çekilme eğilimindedir.

Mesela Buda'nın çözümü dünyayı tümüyle terk etmekti.

Ama  Romalı  Stoacılar  –Epiktetos,  Seneca  ve  Marcus



Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə