ana deneyime, yeni yerde yeni alışveriş fırsatlarına geçilene
kadar gidişatı sağlamaya yarıyorlar.
Ancak, yolculukla alışverişin esas kusursuz birleşimi, lüks
yolcu gemileridir. Hatta yolcu gemisiyle yolculuk sürekli
eğlence ve pohpohlama içerdiğinden, pastel renklerde rahat
giysileri içindeki battal boy çocukları bir dizi alışveriş
mahalline taşıyan devasa, hareketli zevk mekânı olan yolcu
gemisi, tam çağımızın simgesidir. David Foster Wallace'ın bir
Karayip gezisinin öyküsünü anlattığı matrak ve ürkütücü
çalışması A Supposedly Fun Thing I'll Never Do Again
[Bir Daha Asla Yapmayacağım Güya Eğlenceli Bir Şey]
[51]
titiz yazılmış, gerçekçi bir belgeseldir ama aynı zamanda
çağımıza uygun bir fabldır.
Yolcu gemisiyle yolculuk tüm yeni kültürel eğilimleri abartılı
biçimiyle sunar. Doğrudan yaşayamama ve inandırıcılık için
olan biten her şeyi filme alma gereksinimi söz konusudur; tüm
yolcular en incelikli kamera donanımlarından taşırlar.
Evrensel kendinde hak görme hissi söz konusudur; herkes bu
tatili sonuna dek hak ettiğine inanır. Çocuksu şımartılma
gereksinimi söz konusudur; yolcu gemileri çalışkan bir
hizmetli ordusuyla sürekli hizmet sunar. Mürettebat sürekli
hatta fanatikçe neşelidir. Çocuksu yolcular düşünmeyi
reddederler. Wallace, "Üst tabakadan, yetişkin ABD
vatandaşlarının Konuk İlişkileri Bankosuna şnorkelle
dalmanın illa ıslanmayı gerektirip gerektirmediğini, fırlatılan
hedeflere illa dışarıda mı ateş etmek gerektiğini, mürettebatın
gemide mi yattığını ve Gece Yarısı Büfesi'nin saat kaçta
açıldığını sorduklarına şahit oldum" diyor. Gemide ve
limanlarda sınırsız alışveriş fırsatları, bitmek tükenmek bilmez
eğlenceler, havuzlar, jimnastik salonları, kiminde sürüş pisti
bile bulunan spor tesisleri, kumarhaneler, piyano-barlar,
diskolar, sinemalar ve her gece ayrı bir ünlünün, bir taklit
ustasının, elektrikli testereleri havaya atıp tutan bir
hokkabazın, Broadway melodileri söyleyen bir çiftin ve
Kraliçe II. Elizabeth ile Dalay Lama'yı transa soktuğunu öne
süren bir hipnozcunun gösteri yaptığı Ünlüler Gösteri Salonu
vardır...
Bu çağdaş eğilimlerin çoğu birbiriyle ilişkilidir. Çocuksuluk
eğilimi kesinlikle özgürleşme çağına yönelik bir tepkidir.
Özgürleşmenin kendi içinde tatmine yeteceği, kişinin ruhunu
mahveden işinden, baskıcı ilişkisinden, kasvetli kasabasından
kaçabilmesiyle her şeyin düzeleceği görüşü yaygın bir
yanılgıydı. Özgürlüğün tatmine otomatik olarak götürmediği,
mütemadiyen çok çalışmaya yol açtığı ortaya çıkacaktı. Eski
gelenekler belki baskıcıydı ama onlarsız yaşamak belirsiz,
karmaşık, kafa karıştırıcı ve sinir bozucuydu. Her kararı ilk
ilkelerden itibaren düşünmek zorunda kalmak çetin ve
bezdiriciydi. Sınırsız fırsat potansiyeli, sınırsız seçenek
şaşkınlığına dönüştü. Tepkiyse özgürlükten çok dürtüyle
hareket etmeye yönelik derin özlem, akıl yerine duygulara
uymak, kesin, basit, kolay ve edilgen ne varsa yeğlemek
kılığında geldi. Yetişkin olmanın zahmetli sorumluluğu,
çocukluğun kayıtsız şartsız sevilme, yiyip içme, şekerlemeye
yatıp ninni eşliğinde uyuklama lükslerine yönelik derin bir
özlem yarattı.
Reklam elbette duygu ve dürtülere ve Koca Bebeği
uyutacak eğlence endüstrisine memnuniyetle yaltaklanıyor.
Yeni çocuksuluğun tek iyi yanı, bebeğin korunması
gereksiniminin sıklıkla şımartılma gereksinimine üstün gelmesi.
Geçenlerde köpek nikâhları ve uzman şarap garsonu
türünden yenilikçi hizmetleriyle meşhur bir Londra oteli, lüks
yolcu gemilerine layık bir fikir ortaya attı. Belli bir ücret
karşılığında otel çalışanlarından ikisi konuğun odasına gelecek
ve çocukluğun sihrini, elemanlardan biri konukla yastık
savaşına girişirken diğerinin hakemlik etmesiyle yaratacaktı.
Bu yeni hizmet muazzam beğeni topladı ama tabii "sağlık ve
güvenlik konuları" yüzünden sürdürülemedi. Yalnız dikkat ve
şımartma taleplerinin karşılanmaması durumunda Koca
Bebek cidden kızacaktır. Yeni çocuksuluk büyüyen kibir ve
kendinde hak görme duygusuna, azalan kendini bilme ve
yükümlülük kavrayışlarına ve artan darılma ve öfkeye
başvurmalara önemli katkı yapmıştır. Koca Bebek çok sık
zırlamaktadır.
Yeni çocuksuluk Mesleki Neşeliliğin (MN) nedenlerinden
de biridir. İncelik ve nüanstan yoksun, abartılı parıltıyla
birlikte neşeli ifade, yetişkinin çocuğa sunduğu yaklaşımdır.
MN'nin bir diğer olası kaynağıysa kullanıcı arayüzünü gittikçe
daha önemli hale getiren, üretimden hizmet sektörüne
kayıştır. Artık müşteri sadece daima haklı olmakla kalmıyor;
hizmet de daima parlak olmak zorunda. Bu zorunluluk
Amerikan hizmet sektöründen çıkıp dünyaya yayıldı.
Tepeden bakar tavırlı asil Paris garsonları dahi buna uymak
zorunda kaldı. Yüzlerce yıllık geleneklere dayanan müthiş
şarap ve peynirleriyle Fransızlar kadar kimse tepeden
bakamazdı ama onlar bile tepeden baktıkları müşterilerine iyi
günler dilemeyi öğrenmek durumunda kaldılar. Paris'in "Nazi
Zehrine" direncinden onca gurur duyan Jean-Paul Sartre,
kentinin bugün Amerikan şekerine batışını görseydi herhalde
dehşete kapılırdı.
Bir diğer etmense metalar dünyasında meta olma, kişi değil,
marka olarak gelişme eğilimidir ve çağdaş piyasada bu, neşeli
ve güler yüzlü olmak anlamına gelmektedir.
[52]
Dostları ilə paylaş: |