Saçmalıklar Çağı



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/91
tarix15.03.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#31994
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   91

Aurelius–  fazlasıyla  dünyadaydılar.  Aurelius  imparator,

Seneca  varlıklı  bir  banker  (muhtemelen  felsefe  yazmış  tek

banker),  Epiktetos  azat  edilmiş  bir  köleydi.  Ve  yaşadıkları

ortam  geç  döneme  ait,  bizimkine  birçok  benzerlik  taşıyan,

varlıklı  bir  uygarlıktı.  Yazıları  şaşırtıcı  ölçüde  canlıydı  ve

kelimenin  zorluktan  somurtarak  kaçmayı  ifade  eden  çağdaş

anlamına  göre  hiç  mi  hiç  "stoacı"  değildi.  Bu  üç  yazar  ne

somurtkan  (Seneca:  "Yaşamla  dalga  geçmek,  yaşama

hayıflanmaktan  daha  uygardır"

[54]


)  ne  kaçaktı  (Marcus

Aurelius:  "Yaşam  sanatı  danstan  çok  güreşmek  gibidir"

[55]

)

ve  zorluklara  göğüs  germek  kadar  saadetle  yaşamakla  da



ilgilenirlerdi  (Senaca:  "Tüm  aşırılıklar  zararlıdır  ama  en

tehlikelisi  sınırsız  talihtir"

[56]

).  Varsıllığın  kendi  içinde  kötü



olmadığını  ama  kibir,  küçümseme,  hüsran,  sabırsızlık,

huzursuzluk  ve  hepsinden  beteri,  daha  fazla  varsıllık  arzusu

gibi karakter kusurlarını teşvik ettiğini öne sürüyorlardı. Çok

fazlanın  asla  yetmemesini  sağlayan  çılgınlığı  üçü  de  çok  iyi

anlamıştı.  Epiktetos  bu  çılgınlığı  hiçbir  miktarda  suyun

dindiremeyeceği bir susuzluk yaratan bir hararete benzetmişti.

Seneca  Büyük  İskender'in  doymak  bilmeyen  fetih

arzusundan  dem  vurmuştu:  "Hâlâ  Okyanus  ve  Güneş'in

ötesine  geçmeyi  arzuluyordu."

[57]


  O  zamanki  sorun  da

şimdiki  gibi  varsıl  toplumdaki  potansiyel  büyüsüydü.  Şöyle




diyordu  Seneca:  "Yaşamın  en  büyük  engeli,  yarına  bel

bağlayıp  bugünü  çöpe  atan  beklentidir."

[58]

58  Kısacası,



Stoacı eserler, sanki özellikle 21. yüzyıl için yazılmışlarcasına

dikkat  aramanın,  alışverişin,  öfkenin,  saldırganlığın  ve  sırf

yolculuk  hayrına  yolculuk  etmenin  beyhudeliğine  dair

uyarılarla doludur ("Buradaki hiçbir şey, tepenin ardında veya

denizin ötesinde olacağından farklı değil"

[59]


).

Stoacı  erdemin  anahtarı  kopuştur.  Dünyayı  etkilemek,

düzeltmek  mümkün  değilse  de  en  azından  dünyanın  kişiyi

etkilemesini hafifletmek mümkündür. Ama bu kopuşun amacı

küçümsemekten çok anlamaktır. Ve bu anlama içe kapanma

veya  kaderci  kayıtsızlığı  kastetmez.  Stoacı  strateji  yaşamsal

deneyimlerden  kaçınmak  veya  bu  deneyimleri  pasif

kabullenmek 

değil, 

aynı 


deneyimlerden bir  şeyler

çıkarmaktır:  "İçsel  gücümüz  Doğa'ya  sadıksa  şartların

sunduğu  olasılıklara  daima  kendisini  uyduracaktır.  İçsel

gücümüz önceden belirlenmiş hiçbir şey gerektirmez ve ödün

vermeye  açıktır;  engeller  sadece  kullanılacak  malzemelere

dönüştürülürler.  İçsel  güç  bir  döküntü  tepesine  egemenlik

kuran  bir  şenlik  ateşi  gibidir."

[60]


 Yakınmak  elbette  hiç  söz

konusu  değildir.  Epiktetos:  "Eylemlerimizin  uygun  amacı

hayatlarımızdan  kederleri,  yakınmaları  ve  'Heyhat'  ile  'Vah

bana' türü sızlanmaları çıkarmaktır."

[61]

 Ama kahve kupasına




yazılacak  sloganı  Aurelius  patlatmıştır:  "Taklitten  kaçınmak

intikamların en iyisidir."

[62]

Dünyada nasıl yaşamak gerektiğine dair bu verimli görüşler



ne yazık ki bin yılı aşkın süre boyunca Hıristiyanlığın dünyevi

mutluluk olasılığını reddi yüzünden silinip atıldı. Oysa sıklıkla

en uhrevi insan görülen İsa aslında dünyayla fazlasıyla ilgiliydi

ve  dünyayla  başa  çıkmaya  yönelik  gayet  faydalı  öğütler

vermişti.  İsa  öncelikle,  epey  irkiltici  tutarlılıkta  bir  coşkuyla

aile  ve  kabileye  sadakati  reddetmişti:  "İnsanın  düşmanları

kendi  halkından  olacaktır."

[63]


  Ardından  Ferisilerle,  din

bilginleriyle,  fakihlerle  uğraşmıştı.  Bu  kimseler  iktidara  sahip

ama  otoriteden  yoksun  (çok  önemli  bir  ayrım)  insanlardı.

Otorite saygıyı kazanır, iktidarsa talep eder; otoritenin tuzağa

ihtiyacı  yokken  iktidar,  ürkütücü,  ağırlık  sunan  giysiler

gereksinir;  otorite  açık  yürek,  iktidarsa  sıkılı  yumruktur.  Bu

yüzden Matta, İsa'dan şöyle söz etmişti: "Çünkü onlara kendi

din  bilginleri  gibi  değil,  otorite  sahibi  biri  gibi  ders

veriyordu."

[64]


  Fakihler  ilkelerden  çok  kurallara,  başarıdan

çok  statüye,  erdemden  çok  ikiyüzlülüğe  inanıyordu.  O

yüzden  İsa'yı  sürekli  içtihat  hukukuna  sürüklemeye  ve  ona

yasakları  çiğnetmeye  uğraştılar.  Ve  İsa  her  daim  kuralları

reddetti  ve  her  davanın  ilk  ilkelere  göre  karara

bağlanmasında ısrar etti. "Hanginizin bir koyunu olur da Sept




günü  çukura  düşerse  onu  tutup  çıkarmaz?"

[65]


  Ve  İsa

ikiyüzlülüğü, Yeni Ahit'in  ana  temalarından  olmasına  rağmen

Hıristiyanlarca  nadiren  dillendirilen  ikiyüzlülüğü  sürekli

lanetledi.

Hz. İsa'nın Ferisilerle çatışması kalıcı öneme sahiptir çünkü

her  çağ  ve  kültürde  Ferisiler  mevcuttur.  Ferisiler,  tıpkı

yoksullar gibi hep var olacaklardır. İktidarı nadiren ele geçirir

ya  da  iktidarı  destekleyen  ideolojiyi  nadiren  belirlerler  ama

her  türlü  rejime  hizmet  eder  ve  her  türlü  planı  uygularlar.

Yahudi  vatandaşlarını  Nazilere  teslim  eden  Fransız  kamu

görevlileri,  komşularını  gizli  polise  ihbar  eden  komünist

aparatçikleri,  20.  yüzyılın  sonunda  politik  doğruculuğu

toplumun  tepesine  bindiren  sağduyu  fanatikleri  ve  her

toplantıda  upuzun,  eleştirel  bağımsızlık  iması  yaratan

özgüvenli yüksek tonlarla konuşup resmi çizgiden aslında hiç

sapmayan  insanlar,  hepsi  birer  Ferisidir.  Ferisiler  kültürel

ölçütlerin  en  önemli  aktarıcılarındandır  ve  yeni  değerlere,

geçişlerini fark etmeden dahi, çaba harcamadan geçiverirler.

Yüzyıllar  boyu  asık  suratlı,  ciddi  kalmış  Ferisiler,  espriden

aslında  hiç  anlamamalarına  rağmen  bugün  Mesleki

Neşeli'dirler.  Ve  Hz.  İsa'nın  anladığı  üzere,  iktidarı  ellerinde

tuttuklarından,  resmi  görüşü  pompaladıklarından  ve  resmi

prosedürü izlediklerinden asla yenilmezler. Hz. İsa'nın öğüdü



Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   91




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə