133
sonra daha fazla Pir Sultan konulu kitabın da yayımlandığını belirtmektedir. Bunlar
arasında en önemli olanı Asım Bezirci’nin Pir Sultan’ı dır. Bu iki numaralı bölümde
ayrıca şu bilgiler de verilmektedir: Biz bu kudretli şair hakkında bildiklerimizi
yazacak ve katiyete yakın bir ihtimalle Pir Sultan’a ait olduğunu sandığımız
şiirlerini bir araya toplayacağız. Ancak bu arada, yukarıda söylediğimiz gibi,
Pir Sultan hakkında çıkan tek kitap olduğu için, Sadettin Nüzet Ergun’un
kitabına müracaatımız ve iktiza ettikçe bu kitaptaki malumatın bir kısmını
tahlil ve tenkit etmemiz pek tabiidir.
Boratav, bu bilgilerden sonra “gerçek” Pir Sultan şiirlerini bulmanın
zorluğunu ve bu zorluğun sebeplerini şu şekilde açıklamaktadır:
Sadetin Nüzhet Ergun’un dediği gibi bu çeşit şiirleri, bilhassa Pir
Sultan gibi, şiirleri toplanmamış, neşredilmemiş, kulaktan kulağa, ağızdan
ağza yayılmış, fakat bütün bir zümrece benimsenmiş bir şairin şiirlerini kesin
olarak ayırıp tespit etmek çok zordur. Bir dergide Pir Sultan adına yayınlanan
bir şiir, diğer bir dergide Hatayi’ye, yahut diğer bir şaire atfen kaydedilmiştir.
Bu karışıklığın sebepleri bizce şunlardır:
1- Bir şiir hafızadır. Fakat hafızadan hafızaya, ağızdan ağza geçerken
birçok yerleri bozula gelmiştir. Okuma yazma bilen ve mecmua tertibine
meraklı olanların bir kısmı “Pir Sultan” bir kısmı da “Hatayi” adını kaydeder.
Bu suretle hem asıl şairin kim olduğu katiyetle bilinemez, hem de şiir bozuk
bir hale gelir.
2- Şairlerin mahlasları, adları aynıdır yahut birbirine pek benzer, yahut
da birisine verilen lakap, bir diğerine de verilir.
134
3- Bir nefesten hatırda birkaç dörtlük kalmıştır. Herhangi bir şair bunu
tamamlar ve son dörtlükte eski şairlerden birinin adını anar. Bu, az olmakla
beraber vakidir. Bektaşi tekkelerinde buna şahit olduk.
4- Herhangi bir şair menkıbesi teşekkül eden eski bir veli namına bir
şiir yazar. Şiiri onun ağzından yazdığı gibi son beyit veya dörtlükte de onun
mahlasını kullanır. Eğer menkıbe sahibi de şairse bu suretle bir şiir daha
ilave edilmiş olur.
5- Halk bazı garip, hatta müstehcen, vezni, kafiyesi bozuk yahut
düzgün şiirleri, tekerlemeleri, hülasa uydurma şeyleri, büyüklere atfeder.
Fuzuli’ye, Nedim’e, Namık Kemal’e isnat edilen ve hikâyeleri de uydurulan
böyle garip şiirler hala halk arasında söylenip durmaktadır.
Bütün bu sebepler yüzünden, bilhassa menkıbe sahibi ve bir zümre
tarafından benimsenmiş olan Pir Sultan’ın hakiki şiirlerini ayırmakta yalnız
dergilere, hatta yazılış tarihleri eski bile olsa, itimat etmek katiyen doğru
değildir. Dergilerdeki, bir şaire atfedilen şiirlerin çoğu şüphe yok ki o şairindir.
Fakat az yahut çok bir kısmı da ona izafe edilmiştir. Şu halde bu şiirlerin
çoğundan şairin tarz özelliklerini ve edasını anlayabiliriz. Bu noktaya
vardıktan sonra miyar elde edilmiştir. Artık her şiiri bu miyara göre tetkik
etmemiz icap eder.
Boratav, ilerleyen bölümde bu miyarın nasıl olduğunu açıklamaktadır. Şöyle
ki; Mesela bir Bektaşi-alevi şair, İmamı Azamı methedemez. “tevelli” ve
“tebelli” den bahseden bir şairin de tam Ortodoks-Sünni akidelere sahip
olmadığı, Şii değilse bile Şii temayüllere malik olduğu aşağı yukarı
135
meydandadır. Bütün bunlarla beraber, bu miyara tatbikin ayırt edilmiş olan
şiirlerin herhangi bir şaire aidiyeti yine kati ve muhakkak değildir, fakat
katiyete herhalde yakındır. Başta üslup ve eda, sonra fikir ve tarz ittihaz
edilerek yapılan bir ayırt etme ve ayıklama ameliyesi neticesinde elde edilen
şiirler, yüzde yüz olmasa bile hiç olmazsa yüzde seksen, doksan aynı şiara
aittir. Biz Pir Sultan’ın şiirlerini ayırt ederken her şeyden önce lisanı, üslup ve
edayı, ondan sonra da tarzı ve fikri esas ittihaz ettik.
101
Bu şiir ayıklama sürecinin özelliklerini Boratav yukarıdaki gibi açıklamıştır.
Kitapta üç numaralı bölüm Pir Sultan Abdal’ın Menkıbeleri ve Bu
Menkıbelere Bağlı Şiirler başlığını taşımaktadır. Bu konu çeşitli alt başlıklar altında
incelenmektedir. Bunlardan ilki Pir Sultan menkıbelerinin yaşadığı muhit adını
taşımaktadır. Bu başlık altında Pir Sultan’ın yaşadığı yer tartışılmaktadır. Mezarı
hakkında üç rivayet bulunan Pir Sultan’ın Sivas çevresinde yaşadığı kesin olmakla
beraber gerçek bir yer belirlemek olanaksızdır. Bunu, Boratav, bizzat bölgeyi
inceleyerek yaptığı gezilerde görmüştür. İkinci alt başlık ise Pir Sultan’la Hızır Paşa-
Pir Sultan’ın zindana atılması ve idamı menkıbeleri adını taşımaktadır. Bu başlık
altında Pir Sultan ile Hızır Paşa’nın kavgası ve bu kavga sonucunda Hızır Paşa’nın
Pir Sultan’ı idam ettirmesi çeşitli şiirlerle açıklanmaktadır. Üç numaralı alt başlıkta
Pir Sultan’ın evladına dair rivayetler adını taşımaktadır. Bu başlıkta Pir Sultan’ın üç
oğlu, bir kızı olduğu belirtilmektedir. Devam eden dört- on iki numara arası alt
başlıklar da Pir Sultan’ın hayatından kesitler şiirleri eşliğinde açıklanmaktadır. Bu
başlıklar çoğunlukla Kızılbaş ayaklanmaları ve bunları bastırmaya uğraşan Osmanlı
paşaları, özellikle Hızır Paşa, kadılar ve ayaklanmaya karşı duran köylüler
101
A. g. e. s. 19–25
Dostları ilə paylaş: |