138
söylemek mümkündür. Ancak savaĢın değiĢen niteliği, devletlerin ve devlet
dıĢı aktörlerin barıĢı destekleme harekâtları gibi savaĢ dıĢı oluĢumlar
iç
erisinde daha fazla yer alması ve toplum merkezli yaklaĢımının ön plana
çıkması, geleneksel Ġstihbarat disiplininde de değiĢim ve dönüĢüm
yaĢanmasının önünü açmıĢtır. Ġstihbarat gayretleri, geleneksel harekâtlarda
birliklerin muharebe düzeni, silah sisteml
eri ve düĢmanın niyetleri üzerine
odaklanırken, barıĢı destekleme harekâtı gibi savaĢ dıĢı harekâtlarda
çatıĢmaların nedeni, liderlerin kiĢilikleri, tarafların kültürel özellikleri, örf, adet
ve değerleri üzerine odaklanmıĢtır (JDP 2
-0, 2011; JDN, 2013). B
u değiĢim
ve dönüĢümün
,
kültürün ayrı bir uzmanlık alanı olarak disiplin içerisinde yer
almaya baĢlamasından kaynaklandığı
söylenebilir.
Kültüre yönelik istihbarat gayretlerinin, bir baĢka ifadeyle kültürel
istihbaratın, dünyada var olan kültürlerin
görünen ve görünmeyen yüzlerinin
ortaya çıkarılması ve toplum merkezli uygulamaların karar verme sürecinin
yönlendirilmesi açısından önemli bir girdi olduğunu söylemek mümkündür.
Dünyada birçok kültürün bir baĢka ifadeyle farklı birçok düĢünme ve davranıĢ
Ģekli ile değerler sisteminin varlığı kültürel istihbarata duyulan ihtiyacı bir kat
daha artırmaktadır. Bozeman'a (2009:65) göre uluslararası iliĢkilerin
yürütülmesindeki baĢarının iki temel özelliği bulunmaktadır: birincisi toplumun
iç düzenini sağlayan kanun, kural ve değerlere güven, ikincisi ise ulusal
çıkarların yer aldığı dünyanın doğru algılanmasıdır. Bu yüzden karar
vericilerin çok kültürlü bir dünyada, politik hassasiyetler kadar kültürel
hassasiyetleri de tanıması ve analizi oldukça önemlidir (Bo
zeman, 2009:65).
Kültürel istihbarata duyulan ihtiyacı stratejik ve taktik olarak iki seviyede
tasnifleyebiliriz. Aslında her iki seviyede yapılan hataların stratejik etkiler
yaratabildiğini söylemek mümkündür. Devletler, hem sert hem de yumuĢak
güç bir b
aĢka ifadeyle akıllı güç uygulamalarında hata yapmamak
için kültürel
istihbarata sahip olmak durumundadırlar. Bu durumun güç uygulayabilme
kapasitesine sahip NATO için de geçerli olduğu söylenebilir.
Stratejik seviyede sahip olunan kültürel istihbaratın
ve bu sayede
kurulan kültürlerarası iletiĢimin güzel bir örneği, olarak ABD BaĢkanı Barack
Obama'nın 2009 yılında Kahire Üniversitesinde yaptığı konuĢma