26
Devletler, bir diğer devlete karĢı zorlayıcı tedbirler alabilmek ve ulusal
güvenliklerini sağlayabilmek için sert güce baĢvururlar. Realist bakıĢ açısına
göre anarĢi ve güvensizlik ortamında güvenliği sağlamanın tek yolu, güç ve
kapasite artırımından geçmektedir (Sandıklı ve Emeklier,
2012:6).
Bismarck‟ın
"
politika, konuĢmak ve Ģarkı söylemekle kazanılmaz, politika
sadece askeri güç kullanmakla kazanılır
" ifadesinin
, Mao Zedong‟un
"gücün
silahın namlusundan geldiği
"
görüĢü
nün
ve Usame Bin Ladin‟in
"
zayıf ve
güçlü at arasında seçim yapmak zorunda kalan halkın güçlü atı seçeceği
yönündeki"
iddiasının,
sert gücün önemini açıkça ortaya koyduğunu
söylemek mümkündür (Cooper, 2004:168).
Devletler arasındaki iliĢkilerde
,
sadece sert gücün varlığını kabul etmek
doğru bir yaklaĢım olmayabilir. Bununla birlikte yumuĢak güç adı verilen bir
baĢka güç unsurunun varlığı ön plana çıkmaktadır.
Ö
zellikle iletiĢim
teknolojilerinin geliĢmesiyle birlikte
,
savaĢı kimin kazandığının yanı sıra
kimin
hikayesinin de kazandığının
önemli hale gel
diği
söylenebilir
(Nye, 2011:19).
(2)
YumuĢak Güç Kavramı
Güç, uluslararası sistemde, her zaman eĢit bir Ģekilde
dağılmıĢ değildir. Güç dağılımı, uluslararası düzenin yapısını yakından
ilgil
endirmektedir. Uluslararası sistemin temel aktörü kabul edilen devletlerin
temel arzusu, sistemin bütünü üzerinde politik hâkimiyet kurmak ve bu
hâkimiyeti
korumaktır. Devletlerin bu arzusu
,
Aydın (1996:100) tarafından
,
hegemonya olarak adlandırılmıĢtır. Hegemonya kavramı, eleĢtirel teorinin
temel bir kavramıdır. Hegemonya ortamında devletler, güç odaklarını
zorlama sonucu de
ğil kendi rızaları ile kabullenirler
(Çiftçi, 2009; Oktay,
2012).
Rıza kavramı
,
hegemonyanın ön Ģartıdır. Joseph Nye (2011)
tarafından
U
luslararası ĠliĢkiler literatürüne kazandırılan yumuĢak gü
cün
temelinin "
rıza
"
ya dayandığını söylemek mümkündür.